bildirgec.org

aydınlanma fenomeni hakkında tüm yazılar

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Lahana ve Hakan Taşıyan

fevkulbeser | 11 January 2009 21:17

Giriş paragrafında Ulu Önder Atatürk’e bol miktarda övgü. İkinci paragraf başarılarından ve devrimlerinden bahsedilmesi. Üçüncü paragraf google amcadan “copy paste” ülkemizi yücelten şeyler. Aralara Atamızdan güzel resimler. Son paragraflara yaklaşınca biraz dine küfür, kavram kargaşası. Bol miktarda türkçe hatası. Atatürk’ün bize bıraktığı ülke ve şimdiki halinden dem vurma. Türkiye iran olmasın..Araya da lahananın radyasyon depoladığından, hakan taşıyanın mütemadiyen sarhoş olduğundan bahsetme.Çok önemli bir yazı yazdığını düşünüp son paragrafla yazıyı bitirmek.

Yüreğime sağlık (:

Ruhsal yoldakiler nerede hata yapıyor – 2

AtillaGenis | 10 July 2007 13:18

İnsanın düşüşünün ilahi plan gereği olduğunu söyledik. Bu planın
amacı nedir? Ben yüzlerce yanıt verebilirim, bu yazıyı okuyan herkes
yüzlerce yanıt verebilir, ama bunların hiçbiri doğru olmaz. Çünkü
ben varoluşu anlayabilmemi sağlayan beynimin sadece yüzde onunu
kullanabilen bir varlığım, ve yüzlerce cevabı olabilecek herkeste bu
kapasitededir. Ne olursa olsun hiçkimsenin söylediği doğru değildir.
İnsan ilahi planı oluşturan gücü kavrayabilecek kapasiteden çok
uzaktır. Söyleyebileceğimiz tekşey, bu olayın Ademin yasak elmayı
yemesiyle ilgisi yoktur, o sadece bir semboldür. Bu sembol üzerine
yüzlerce ahkam kesmek mümkündür, ama hiçbiri genede doğru değildir.
Burada aslolan şudur, insan mükemmel şekilde yaratılmıştır, öyleki,
ölümsüzlüğe sahiptir, evrenle, ve geldiği ruhsal planla iletişimi
sorunsuzdur, ve hatta bulunduğu ortramdaki bütün varlıklarla
(ağaçlar, hayvanlar, ve bütün canlı yada bi,ze göre cansızlar)
iletişimi mükemmeldir. Ama ters çevirilip aşağıların aşağısına
atılmıştır. Artık evrenle ve geldiği ruhsal planla bağlantısı yok,
ve artık bulunduğu ortamdaki varlıklarla bağlantısı yok, ve bundanda
öte, hemcinsleriyle bağlantısı yok. BİR bilinci kaybolmuş ve tamamen
dualitenin içinde yokolmuştur.Süper bilinç hali, kendini en alt
bilince bırakmıştır. Çünkü Kali Yuga çağı başlamıştır.
İnsan yaşadığı dünyayla (gaia) enerji iplikçikleriyle bağlı olduğu
gibi, evrnle, ve gezegenlerlede aynı sistemle bağlıdır. Ve
gezegenlerin pozisyonlarından bire bir etkilenir. Ben astrolog
deyilim ama astrolojinin, her ne kadar ”astroloji, astronominin
fahişe kızıdır” şeklinde yakıştırmalar yapılsada, astronomiden daha
önemli olduğuna inanırım. Şöyleki, astroloji ile insan önce kendini
tanır, yıldızların ona çizdiği kaderden az çok haberdar olur, ve
bundan sonra bu bilgiyle astronomiyle uğraşması daha sağlıklıdır.
Buda yakın zamanda olacaktır.
Bize Kali Yuga çağını getiren yıldızların konumudur, binlerce yıl
önceden yıldızların bilgisine sahip olan VEDA lar, bize bu günleri
verdiğim linklerde okuduğunuz gibi, sanki yaşıyormuş gibi
anlatabilmektedir. Bu bilgiler EZOTERİK dediğimiz bilgilerlede bire
bir örtüşmektedir. Ve her ikisininde vaadi, bu çağın sonlanıp,
yıldızların yeni konumlarıyla bu çağın biteceği ve ”Altın Çağ”
denilen, insanın yenişden yükseliş dönemine gireceği çağa
geçeceğimizdir. Biz bu döneme ”GEÇİŞ” yada ”YÜKSELİŞ!! diyoruz.
Maya takviminin 2012 yi göstermesiyle bu tarihe büyük önem
atfedilsede, bu dönemin 2022 ye kadar süreceği bilgileri var.
Şimdi tekrar konumuza dönersek, Kali Yuga iyi olan herşeyi bozma
çağıdır, düşüş çağıdır, ve ve dejenerasyon çağıdır. Hiçbir sağlıklı
bilgi dejenere olmadan bu çağda varolamaz. Şamballa rahipleri, bu
dejenerasyonu yönetirler, ve gene kadim bilgilerin bize dediği, bu
çağın bitimine doğru Agartha rahiplerinin ortaya çıkıp, şamballaya
dur diyecekleri üzerinedir, çünkü ilahi plan gereği onların görevi
başlayacaktır.
Altın Çağa böyle geçilkecektir.
İnsan enerji iplikçikleriyle bire bir dünyaya bağlıdır, ve insanın
bu son delilik döneminde, aynı frekansta olan dünyada delirecektir.
İnsan hastaysa, dünyada hastadır, insan iyileşince dünya
iyileşicektir. İnsanın şu an ne kadar hasta olduğunu, çevrenizdeki
insanlara bakarak, yada yarım saat haber dinleyerek
anlayabilirtsiniz, dünyanında bu hastalığa nasıl cevap verdiğini,
küresel ısınma, ve diğer afetlerle birebir deneyimliyoruz.