bildirgec.org

astral hakkında tüm yazılar

virgül

astral | 17 February 2010 17:36

Penceremde güneş. Bulutların arasından kendini inşaa eden. inadına -belki-. Devam ediyor dedirten, inadına. Oysa inat yüzünden bu şarkının bu denli koyması ve koyacak olması. Güneşin inadı da ne? Onun inadı başka: Onun ki başka. O devam ediyoruz, ‘Kaldır kafanı ey hat!’ diyenlerden…

Devam ediyorum, planlarla. Gaianın köküne köklerimi gömmek üzere hayallerim/ tasarımlarımla, yürüyorum. Onunla olacaktı tüm bunlar ama olmadı ne yapalım.

Yazılar yazdım, buraya koyamayacağım kadar gerçek, şak diye açan gerçekleri, satırlar: Bende kalacak onlar. Kalsın. Kalan onca şeyden sonra bir yazı/ bin yazı kalmış çok mu?

yollar

admin | 15 February 2010 18:27

httpimg.blogcu.comuploadsdilsizmutercim
httpimg.blogcu.comuploadsdilsizmutercim

Yollar vardır. Gönlünüzü hiç katmamaya çalıştığınız yollar. Ne kadar olur, bilmediğiniz yollar…

Yollar oradadır. Hayatınızı bir yerde kesen/ bileşen yollar… Kimi zaman yollar sonbahara çıkar, kimi zaman yaza. Gözleriniz uzak diyarlara dalar, yoldan gelecek var derler. Ayağın kaşınır yola gideceksin yollar. Havada leylek gördüğün ve gönlünün çoktan coşkunun kucağına düşüverdiği yollar da vardır. An olur ki, dönülmez fırtınalar kalbini yoktan dağlamış, çoktan yoka çevirmiştir. Oysa yoktan çoka bırakacaktı hepsini, hani… Hani dediğin pınarlara düşüverdin oysaki. Oysaki düşlerinin en son da buna dönmesini umardın ateşler için de yanarken…

teselli

admin | 10 February 2010 13:17

http1.bp.blogspot.com
http1.bp.blogspot.com

Bir aydır içini rahat tut, birşey çıkmayacak diyordum. İçim de rahattı gerçekten.

İş sonrası telefonumu açtım. Sesli mesaj. Arkadaşım. Hiç beklemediğim bir cümle, beklemediklerim… Sanıyorum ki, özledim, görüşelim diyecek. Ben de mutlu olacağım.

‘Tahlil sonuçlarım çıktı bugün. Olumsuz. Hemen ameliyat dediler. Pazatesi sabah ameliyat oluyorum. Haber vereyim dedim. Öpüyorum.’

topraklanıyorum

admin | 10 February 2010 11:35

Topraklanmak önemli mevzu. Merkezlenmek. Gaia’nın köküne tohumlarımı bırakacağım, gitmeden önce. Karar vermiştim, heves geldi şimdiyse. Duanın çok etkisi var tabii.

Sabah ıslanan yüzümü yağmurun altında hissettim, Tanrıyı hissettim, şükrettim, bininci kez.

Yıllardır sordum neden varım, niye, neden, yaşam niye, neden bu hikaye, niye bu sorumluluk? Bıla bıla; buldum! Şükür. Rüzgarın esmesini tenimde hissetmek ve üşüsede ayaklarım bir kış gününde ayaklarımının üşüdüğünü dahi hissedebilmek içinburadayım. Buradayım. Daha ötesi yok. Anlam burada.

rahat

admin | 09 February 2010 13:19

Rahat. Hep kendi içinde gittiğin bir yol aslında bu, daha ötesinin olmadığı, ötesi dediğinin kendinden öte bir şey olmadığı…

http://img362.imageshack.us/i/a2on2.jpg/
http://img362.imageshack.us/i/a2on2.jpg/

Hep varoluşların da yok oluşların da sen biter ve tekrar sende başlar; yeşerir. ‘Kırlangıçlar göç etmeyi bilmedikleri gibi çok uzaklardan iz taşımayı da bilmezler; hatta haberdar da değillerdir’ diyeceksin. Hiç de öyle değil.

Söylesene bana, ‘Bu güne değin, ‘Hiç de öyle değil.’ dediğin kaç konu elinde patladı, sende bitti, yeniden var oldu?’

karma temizleme orucu

admin | 09 February 2010 11:19

www.crystalinks.com/karma1
www.crystalinks.com/karma1

Karmamı temizliyorum. 20 gün oldu, düşünüyorum. Ocak 20’ idi, ‘Şubat başı başlasam güzel olur’ dedim. Baktım Şubat 10 olmuş. ‘Nereye kadar erteliyorsun?’ dedim. Bu sabahtan başladım. Dua ettim. Niyette neden karmamı temizleme işine giriştiğime değindim ve yardım istedim. En sonda da karmamı temizlenmesini diledim.

kapatanlardan

admin | 08 February 2010 11:54

Kimi zaman kendini görmemeye çalışıyordu adeta.

Bu kendinden kaçtığı anlara da tekamül ediyor. İç sızılarında kendini bulduğu her anda daha bir kaçası geliyordu kendinden. Sokakta korkmuş bir kedinin arabadan kaçtığı ve duran bir arabanın altına saklanıverdiği gibi gene kendine sığınıyordu en sonunda. Kendinden kaçıyor ve kendine sığınıyordu kadın.

Bu konulardan konuşmayı ise hiç mi hiç sevmeyenlerdendi. Ağlamalarıysa hep içten içeydi, hep gizli. Yokmuş gibi. Yara gibi. Sanki kendi de bir yaraymış gibi. Bunu kendinden dahi saklamak istermiş gibi. En çok da onu ağlarken biri görecekse şayet korlardı.

Asıl Olan Nedir?

admin | 08 February 2010 09:42

Sol yanımda sızı mı sızı. Neyin yokluğu? Benim artık ben olmayışım mı, çoktan benden vazgeçmem mi; yoksa senin bende olmaman mı, olmamayı istemen ve benim bunu bilmem mi? Neyin yokluğu? Kırmızının mı, yoğun bir coşkunun varlığının hayatımda olmayışı mı, bu iç tepinmelerin sebebi eylemi?

Yoksa özde ben bu muyum? Hiç çırpınmaya çalışmamalı mı asıl? ‘Asıl olan nedir?’ meselelerini aşıp, özde olanı bulmak ne zormuş oysa…

Bize ne öğretildi daima, oku, iş sahibi ol, evlen, çocuk yap, ev araba al, bunlardan birkaç tane daha al, çocukların için aynı zımpırtı devamını düşün ve bunu da güven altına al, torunun olsun, sonra emekli ol ve bir yazlık mekana taşın; işte hayat bu. Bu mu? Peki, benim iç çırpınışlarımın dermanı nerede, eğer buysa? Nerede onca öğreti?

‘Kadınlar Şunu İster’ Saçmalıkları

admin | 06 February 2010 15:43

Böyle bir zihniyetin bu kadar egemen olması sinir edici. Kadınları aşağılayıcı. Buna izin veren gene kadınlar. Kim komik durumda? Bunu anlatıp hayalini kuran kadın mı yoksa eşek dediği adam mı?

Kadın, karşımda kendisinin zevkli olduğunu sandığı konularda konuşmaya başladı.

‘Ay, bugün facebook’ta bir yazı vardı. Kadınlar dört şey ister: kapısında jaguar, dolabında vizon, üçüncüsünü hatırlamadım, dört, bunları yapabilecek bir eşek.’

‘Üçüncüsünü unutman normal. Hep bunlara benzer şeyler hatırladığından o kafan sandığın şey artık seni terk etmiştir.’ diye düşünürken; ‘Niye öyle olsun ki?’ diye söze girdim.

Helios’un Tehlikeli Okları

admin | 06 February 2010 14:27

Bir keman sesi, içimde. Sesin içinde kaybolduğun, yoğrulduğun. Dingin etkin. Helios’un okları her bir nota, her bir darbe.

Aşk bir girdap. Eğlenceli başlayan. Soruları kendine sorduğun önce, mızrakları kendine saplamaktan kaçındığın sonrasında. Her bir varoluş serüveninin, yokoluşa dönüştüğü yedi temel notanın tepelerinden çekilen çizgi.

Her çizgi her tende ve her yazgıda başka şekil bulandır. Bu da şaşırtandır kimi zaman. Her defasından ‘Tamam’ dediğin ve her defasında elinin boş eve döndüğün bir ilizyon oyunu aşk, dostum.

Sırlarını kalpten önce döktüğün, üzerine pastalar yaptığın lezzet diyarlarında gün gelir mahzenin dediğin o ten mezarın da olur; cennetin de güzelim.