bildirgec.org

aşk hakkında tüm yazılar

Ey, aşk sen nasıl güzel bir şeysin!

admin | 27 March 2011 15:02

Şükürler olsun, temelin oturması gibi, bu aşk oturuyor galiba…

Bir huzur, bir huşu, bir senfonidir ki, aman aman; maşallah, maşallah. Sevdiceğim, hayatımın anlamı; sensiz günüm geçmiyor; geçmesin de zaten.

Allah’ım, yüce Allah’ım ne kadar güzel bir varlıklar yaratıyor, seni tanıdıkça yüce rabbime inancım daha da kuvvetleniyor.

Her yerine nazar boncuğu takmak, hatta nazar boncuğundan elbise giydirmek istiyorum sana. İnsan sevince çok komik olabiliyor. İstekleri komik komik oluyor. Mantık mı, o ne? Tanıyanınız var mı?

sev beni

admin | 27 March 2011 14:27

‘Çaresiz derdimin sebebi belli, dermanı yaramda arama doktor.’

Sevene bu şarkı bir koyuya, aman aman… Yahu sen yanımdasın şükür ama kesin bu şarkıyı nasıl biri yazmış, biliyor musun; kesin benim seni sevdiğim gibi çok çok seviyordur. Hoş, o benim seni sevdiğim kadar sevemez ama anlatmak mahiyetinde söylüyorum.

Dokunma, benim gönül yarama doktor.

Eski Bir Masal…Aşk!

admin | 25 March 2011 16:29

Yine sigaramın dumanı dağılıyor, küçücük odama…hala buradayım şaşıtıcı!

Çocukluğum, deli çağlarım hepsi sinmiş duvarlara.Çok şey değişti, o pembe hayallere rağmen.Ve ben…ben çok değiştim.Büyüdüm artık.Dudaklarımda, acıyla yoğrulmuş olgun bir gülümseme var.

Elif Şafak

admin | 21 March 2011 13:26

Daha önce yedi roman yazan, Türk Edebiyatı’nın en kısa sürede en çok satan kitabı “Aşk” ile adını dünya çapında duyuran ve her kitapta yeni bir dünyayı keşfetmeyi amaç edindiğini söyleyen Elif Şafak, ülkemizin en çok okunan ve dolayısıyla en çok tartışılan isimlerinden biri.

Nuri Bilgin ile Şafak Akayman’ın kızları olarak (Bilgin o sırada felsefe doktorasını yaptığı için) 25 Ekim 1971 tarihinde Fransa, Strasbourg’da dünyaya gelen Elif Şafak, kısa bir süre sonra anne ve babasının ayrılma kararı alması ile annesinde kalmaya başladı. Hala Ege Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı olan Bilgin’in İzmir’e dönmesi yüzünden uzunca bir süre babasını görmeyen Elif, Bilgin’den sekizinci yaş gününde gönderdiği tebrik kartına dek haber alamadı. Diplomat olan annesi Şafak ile yaşayan Elif, ilkokula İspanya, Madrid’de başladı; Amman’da devam etti. Bu okulda okuyan tek Türk olan Elif, ilk zamanlarda oldukça zorluk çekti. Daha sonradan anlattığına göre Şafak, okuldaki en iyi arkadaşı Hint Kiran’mış ve Mehmet Ali Ağca‘nın Papa’ya suikast düzenlediğinin ertesi günü okula gitmekten çekinmiş.

Kendi Kendinizin Katili Olmayın!!

admin | 21 March 2011 11:52

Aşk Nedir bileniniz var mı? Çoğu kişi aşık olduğunu söyler ama aşkın ne olduğunu dahi bilmez. Bu bilmediğin bir şeyi yemek gbi birşeydir. Bence aşk başlamadan kaybedilen bir şavaştır bir şairin dediği gbi. Neden mi? Çocukluğunuzdan bu yana bir düşünün kaç kere aşık oldunuz veya aşık olduğunuzu sandınız belki 10 belki 20 belki daha fazla.. Peki kaç tanesini sürdürebildiniz? Hiç bi tanesini 😉 Bazen bırakan siz oldunuz bazen karşı taraf ama sonuçta ortada biten bi olay var bu olay aşk mı değil mi onu bilemezsiniz. Ancak bazılarımız bu aşk sandıkları olayı hayatları pahasına sürdürürler ve istediklerini alamadıkları zaman da tek çare sandıkları intihara teşebbüs ederler. Sizce bu doğru mu? Tabi ki değil; ama o kişiyle empati kurmaya çalışın her nekadar zor olsa da bi deneyin ve bunun onlarca yanlış olmadığını düşüneceksiniz.

yaşama bağlayansın, ey aşk!

admin | 19 March 2011 16:43

Yerimden kalkmadan çalışıyorum. Uslu bir çocuk gibi bir yanım masum…

Su almaya gidecek halim yok. Kafam çatlıyor ağrıdan yine, boğazım da ağrıyor. Üstelik başım da dönüyor ki, sana söylemedim, çünkü sebebini bilmiyorum.

Neyse bir iki güne hepsi geçer… Sen bana en zor zamanlarımda usanmadan sevgiyle baktın. Bunlar unutulmaz birtanem.

Oysa ilk tanıştığımız sıralar, yanıma yaklaştırmamak için ne çok uğraştım seni. Ne boş bir uğraşmış, kendime kötülük yapmışım seni yaklaştırmamakla. Nasıl mutlu olacağımı bilmiyormuşum ki…

aşk ve bir saat

admin | 18 March 2011 17:55

Sen bana iyi geleceksin, biliyorum.

Hep iyi geldin. Bütün metabolizmam bugün enteresan çalışıyor sanki. Olur ya, öyle. Haksız etmeyeyim bedenime ama diğer günlerle aynı olmadığını hissediyorum.

Sen gel ki, iyileşeyim. İyi olayım. Hasta değilim ama olsun. Daha dinç olurum. Örneğin karnımda ağrı nedeniyle sadece oturup kitap okuyabilirim bana kalsa. Ama biliyorum iş bitirmem lazım, bunun için de kesinlikle enerji lazım.

Bir saat dahi olsa ben eminim daha iyi olurum. Güne yeniden başlamış gibi olacağım. Gözlerimin içi gülecek. Sen bana sarıldığında ne iş kalacak ne sorumluluk ne de yapmam gereken listeler…

sade kahvenin yanındaki çikolatalı pudingimsin…

admin | 17 March 2011 19:19

Sadece sana yazıyorum. Yazılarımın konusu sadece sensin. Sadece sana yazmak için çılgınca bir istek duyuyorum.

Bu dünya sana koşmak için çılgınca dönüyor benim için. Saatler sana kavuşmak için hareket ediyor sadece.

Bana aşık olman en büyük mutluluğum. Bana aşık ol çünkü ben de sana aşığım. İçim bu bahar gibi coşuyor. Her yerde aşığım, biliyor musun demek istiyorum.

“aşk” düşüncesiyle çalışılır mı?

admin | 17 March 2011 16:19

Çalışırken dahi hep seni düşünüyorum. Hep sana ileti yazmak istiyorum gmailden. Sonra tutuyorum kendimi. Çalış, disiplinli ol diyorum. Bir süre dayanabiliyorum. Sonra gene susturmam gerekiyor içimdeki sana ulaşma isteğini.

Akşam seninle paylaşacağım konuları kafama not ediyorum. Güzel olur diyorum, senin ne tepki vereceğini düşünüyor ve yüzüm gülümsüyor o an. Sen de sanıyorsun ki, yanında değilim. Evet, tamamıyla yanımdasın. Kalbimin içindesin.

mızmızlanıyorum sensiz

admin | 16 March 2011 06:00

Yanımda uyusan ve sana sarılsam…

Nefesini duymak istiyorum. Gece iki. Başımın ağrısı epey arttı. Sanırım birkaç saattir sensiz olduğum için başım ağrıyor, yoksa niye ağrıyabilir?

Yatağa gitmek istemiyorum, gitmemek için lüzumlu ya da lüzumsuz her şeyi okudum. Maksat uyuyabilecek kıvama gelecek kadar oyalamaktı kendimi, başaramadım.

Ben sensiz uyumak istemiyorum! Yatağın üzerine çıkıp küçük çocuklar gibi tepinmek istiyorum, istemiyorum diye. Tepinmek, evet beni sakinleştirirdi.