bildirgec.org

aşk hakkında tüm yazılar

Dişi Sinek

mavilikler | 10 June 2011 11:04

“Deniz olan bir yere gitmek istersin sanmıştım.”

Bir sitem mi saklıydı sesinde? Her zamanki anlayışlı koca ifadesini azıcık da olsa gölgeleyen o şey herneyse cansıkıcı bir şey olmalıydı.

Meltem kocasını iyi tanımanın verdiği sezgiyle sesteki bu çatlamanın daha büyük çatlamalara yol açabileceğini anladı ve en tatlı sesiyle “Hayatım, istersen gidebiliriz.” dedi.

Bikinili kızlar hayalinde resmi geçit yapsalar da o şimdi gerçek bir dünyanın tam ortasındaydı. Gerçek şeylerden söz etmeliydi öyleyse. Gölgelerle savaşmaya niyeti yoktu.

gün dökümü aşk

astral | 04 June 2011 12:49

Sessizce geçip giden bu geminin ardından kaç ‘gün dökümü aşk’ kalır? ‘Kalan mıdır, aşk mıdır, olmazda mıdır?’ ya da işin sonu gelinemeyen başka bir yer midir? Us mudur, pus mudur? Aşk uslu mudur? Aşkı tutsak etmek mümkün müdür? Olan olunana denk ise, olunan çıkan sonuçla aynılaşan mıdır? Diyen, denilene benzeseydi, diyen demekten çoktan vazgeçmez miydi? Belki de, diyenin demekten vazgeçmeme sebebi, denilenden iki okyanus ve bir boyun farkıyla ayrı olmasıydı? Öyle olmasaydı sözler çoktan susar, güllere de su vermeye de gerek kalmazmış. ‘Olur olur’ deyip ilk kaçan; önde gidip de yuvarlanan olurmuş. Kendinden sarhoş insanın kendi mezarına düştüğü gibi göz açıp kapayana kadar geçer mi bu felsefe pazarlaması? Yoksa feri bozulmuş bir kırlangıç gibi oradan oraya giderken, yanına aldıkların hep bir parçandan eksik olup/ hep parçanı eksiltirken; eksilirken çoğalır mısın yoksa çoğalırken eksilen mi olursun?

aşk ve mesai

seniseviyorumdenizim | 27 May 2011 10:11

Yazdı mı, yazmadı mı; yazdı mı, yazmadı mı? Papatya falı gibi birşey değil ki bu. Bakıp duruyorum, kendimi tutamayıp.

Gizlice, sakin, merakla; yazdı mı, yazmadı mı? Bana yazdı mı, söze döktü mü, o fısıltı halinde geçenlerden haberdar etti mi acaba beni? İş yerinde gizlice açılan mail adresi ve onun adı.

Sosyal Aşklar

ilterisk | 26 May 2011 21:01

facebook aşkları neden gerçek değil?

Biriyle tanışıyorsun ve aslında tanışmıyorsun tam olarak. Sadece onun söylediklerini biliyorsun ve sadece o da senin söylediklerini biliyoruz. İnsanlar yapı olarak yeni tanıştıkları kişilere kötü yönlerinden bahsetmezler. Aksine iyi olduğu yönleri ballandıra ballandıra anlatır ve bu durum yalan söyleyecek derecede abartmaya kadar gidebilir.

Bana akıl lazım, kalp değil

ilterisk | 26 May 2011 17:09

Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var, biraz kafamı duvarlara vurmaya ihtiyacım var, biraz ruhumu bedenimden arındırmaya ihtiyacım var, biraz seni düşünmeye ihtiyacım var, biraz da seni düşünmeye ihtiyacım var.

Hep doğru bilinen bir yanlışı öğrendim bugün; ben aslında iki kişiyi birden seviyorum. Aradayım birine gitsem diğerini özlüyorum, diğerine gitsem onu özlüyorum. Biri daha güzel, daha alımlı, nazik, biri daha anlayışlı, daha kalbi büyük, daha cana yakın.

Anlaşılamayan Kadın

ilterisk | 26 May 2011 11:09

İlk önce bir rahatlama hissedersin, bir gevşeme…
Sonra biraz durup, nerde olduğuna bakarsın, ne olumlu ne olumsuz hiç birşey hissetmezsin.
Aradan biraz zaman geçer ve bazı şeylerin eksikliği ortaya çıkmaya başlar. O artık yoktur yanında, başta sana güzel gelen bu yalnızlığın sadece filmlerde güzel bişey olduğunu anlarsın. Ne yazık ki hiç birimiz bir Issız Adam değiliz.

baba oldum

taha3045 | 21 May 2011 15:30

Nisan ayında dünyaya geldi Mina bebek keşke daha önce gelseymiş dediğimde annesi bu kadar sevilesi bir şey olduğunu bilsem daha fazla karnımda taşımayı isterdim diyor.Karnında bebek taşımanın nasıl bir his olduğunu bilemediğimden yorum yapamıyorum.

Nasıl becerikli oluyor yeni doğmuş bebek milleti, hemen tutunacak bir dal buldukları yetmiyormuş gibi, dünyaya gelir gelmez nasıl bir beceriyle karnını doyurmaya çalışıyor, akıllara zarar.

arada aşk düşüncesi

seniseviyorumdenizim | 17 May 2011 14:26

Aşkımın gelmesine kaç saat var diye saate bakıyorum… İçtiğim çay sevgilim yanımda olmadan yarım tada sahip. Ben yarım huzurluyum sensiz, sen gelince saraylara yakışır bir huzur kaplıyor bu bedeni.

Açık söyleyeyim, sensiz biraz huysuzum. Nasıl desem, bir parça -ya da bir parça değil çok parça- senin eksikliğini hissedip her an yanımda ol istiyorum ya; işte bundan kaynaklanıyor, bütün bu içtepi seramonisi.

Yaklaşık üç saat ver senin güzel gözlerini görmek için, düşünebiliyor musun? Benim için nasıl güzel bir varlıksın sen! Beni sakinleştiren ama sakinleştirirken salaklaştırmayan, olumlulaştıran; uysal bir kedi kıvamına getirip şarkılar söyleyen, aşk şarkıları…

Wanted

sahire | 15 May 2011 15:16

O Allahın belası adam nerde? hangi cehennemde? bilmiyorum. Her fırsatta hayat, eline kitap almaktan aciz beyinleri çıkarıp karşıma, suratıma aval aval baktırıyor. Teni çekicikle donatılmış biri çıkıyor hoop bi bakıyorum, içi ıvır zıvırla dolu.

Aşk Cimrisi..

pillibebekkuyuda | 13 May 2011 17:07

Genç kadın ağlarken gözlerinden yere dökülen incilerini toplamak için eğildi, o kadar cimriydi ki, onları toplayıp kolye yapar, her yolculuga çıkışında takardı..

Bavullarını yetkiliye verdiğinde çok ağır gelmiş, yetkili üzerine para ödemesi gerektigini söylemişti. Dedim ya öyle cimriydi ki, önce sorgulamayı çıkardı bavulunun içinden, sonra aşkına duyduğu sadakatını, sonra sorumluluklarını ve bağlılığını.. Yük bakımından rahattı artık.
Zaten sevilmediğini anlamış, büyük bir üzüntüyle uçağının gelmesini bekliyordu.
Anons duyuldu..
Sevgilisine ”Hoşçakal” demek için son bir defa açtığı telefon cevapsız kalmış, daha fazla şansını zorlamak istememişti. O şansını zorlamayı hiç sevmezdi, aynı zamanda sevgi cimrisiydi.