bildirgec.org

aşk meşk hakkında tüm yazılar

Eski kitap kokuları

ezilmis_leylaklar_kitabi | 19 February 2004 09:47

AŞKOLSUN

Kadıköyün’de yağmurun ince bir rengi vardı. Aşağıda iskelenin oralardan bir deniz kokusu gelir, alırdı aklını adamın. Güz akşamları erken kararan havalarda, rıhtımdaki büfelerde sosisli, döner satan büfelerin kırmızı ışıkları olurdu. Eski bir lodos unutulmuş şarkılar söylerdi bana.

Ordaydım. O ilk gençliğin tükendiği yerde. Ara sokaklardan hep aşağı doğru inerdim. Sevgilim yoktu, sevenim yoktu, tek başımaydım. Yüzümde arkadaş evlerinin kirli sarı kokusu, içimde geceden kalmış bir kanyak-çay acılığı. Yürüyüp giderdim. Üniversiteli, gözlüklü, ceketli bir öğrenciydim. Uzun bir yağmurluğum vardı, atkım karışır giderdi rüzgara.
Çantamda bir dolu şiir, ucuz kitap, renkli kalem, eski resim…Ders kitaplarından ölmüş babama mektuplar atardım. Annem uzaktaydı Eskişehir’de , gelip geçenleri gören bir tren istasyonunda. Ordaydım ve tektim.

Seni unutacak gücüm yokki…

slayess-hafif | 13 February 2004 03:31

Yanlızım hala beni bırakıp gittiğin masada tuzluklar tabaklar sofrada kalkamadım ki gücümü toplayamadım hala…Ah bi gücüm olsa..Sen gittin hiç bişeyi düşünmeden ve belki şuursuzca yanlızım o bıraktığın masada dolu bardaklar hiç ellenmemiş hala burda beklemekten fayda gelirmi bilmiorum düşünemiyorum ki gücüm yok ah bi gücüm olsaa..Düşünüyorum seni gercekten seviyormuyum, hala bırakıp gidebilicek kadar cesurmuyum, ilk zamanki gibi heycanlanmamda ki sebeb gözlerinmi yoksa korkunmu titreten içimi, sen gittin hala ben masadayım kesilmiş ekmek kırıntıları masada hala toplayamadım gittiğinden berii burda gücüm yokki toplamaya ah bi gücüm olsa…Zaman cabucak geçmiş 4 yıl olmusta olmasına ben aynımıyım sen aynımısın ask var mı hala?sen gittin yemeğin duruyo dumanı tütüodu soğudu soğuyacak kaldıramdım gücüm yokki ah bi gücüm olsa.. Ama hala sabırlıyım hala bekliyorum sofrada bir gücüm olsa seni unutur da giderdim düşünmeden geride bıraktıklarımıda …Seni unutucak gücüm yokki keske olsa!!

Üç Gün Sonra Sevgililer Günü

pianist | 12 February 2004 09:47

Üç gün sonra sevgililer günü. Gazetelerde manşetten verilen reklamlar, televizyonda seyrettiğimiz mekan tanıtımları, her bilbordda karşımıza çıkan Konser afişleri ve daha nicesi… İstanbul sevgililer gününe hazırlanıyor ve son üç gün. Bir sevgilim yok bu yüzden telaşımda yok. Ama olsaydı eminim şu an burda yazmak yerine sevgilimi mutlu edeceğim bir şeyler arıyor olurdum. Geçen senede yalnız geçirmiştim bu özel günü bu senede yalnız ve tek başıma geçireceğim. Şimdi düşünüyorumda çok değil yazın sonlarına doğru bu sene 14 Şubatta Kız kulesinde sevdiğim kızla orada olmak için para biriktiren bir adamdım, ama artık hiç bir şeyi biriktirmiyorum herşeyi harcıyorum nasıl olsa artık sevgilerde medcezirli yaşanıyor TÜRK DİZİLERİ HARİCİNDE. Nasıl olsa hep bir özlem geçmişe ağır basıyor bir yerlerinde gecenin. Neyse çok uzatmıyacağım düşündümde sevgilim yok, param yok, arabam yok AMA MUTLU BİR YÜZÜM VE GÖK MAVİSİ GÖZLERİM VAR ve Yüreğimde yarım asır önce yaşamış mutlu ve tuhaf bir çocuk. Bazen çok yalnız bazen çok kalabada olsam. KEYFİMİZDEN HİÇ EKSİLMİYOR…

Hayat Kadını Sendromu

zifirr | 12 February 2004 00:29

ya hep merak ettiğim bir olay vardır. Eve falan kadın çağırdığınızda(with money misali yane para ilen)böyle ön sevişme yapabiliyor musunuz? Ben artık kararımı verdim direk olaydan soğudum ya. ne bileyim birden bundan önce acaba kaç tane leş adamla birlikte oldu diye içimde bi garip his ceryan ediyor. ne bir yiyiş ne de başka bir elleme yani tam bi fasafiso…

iyi bisi yaptim

janis | 11 February 2004 02:11

yahu ilkin ben iliskimden vidividi ettim gunlugumde.oyle bi zamana denk geldi ki bunca zamandir efendi gibi giden iliskimin en cavcavli donemini yazdim. ben bu adami seviyorum kardesim.ana tema unutulmadigi surece hersey halledilebiliniyor.su kati bisey ki iki sevgili uzaktaysa mutlaka sacma sapan tartismalar cikiyo ortaya.son bikac haftadir bunu yasamisiz biz de. o surda burda gezio tozuo dediim adam aslinda evden cikmaktan pek hoslanmayan evde takilmayi seven bi kisi.simdi mevzuya uyandikca anliyorum. art1k suna karar verdim mevzu cok onemli degilse yada cozulecek gibiyse ve bide ustune sinir katsayisi coksa biraz dusunup oyle karar vermeli.ya da en azindan hayatina kattigi guzel seyleri ozverileri dusunup hayatindaki yerini bulup oyle bisiler yapmali. sevginin zor bulunan bi meret olduunu hepimiz bilioz.niye kashinios ki..?

Pixies, 2002, sarsıntı…

summerhasgone | 26 January 2004 01:09

Sarsıntılı 2002… Sarsıntının adıydı o. Bir gece onunla karşılaştık, tam da ben onu düşünürken. HIM çalıyordu “Join me in death”. O, “Pixies” seviyordu. Sonra gitti, belki bir kez daha gördüm fakat gitti, bitti.

Ah Belinda !

a C k | 23 January 2004 05:21

Köprüden atlayıp da kurtulanlar departmanından,.. (.merak edenlere.)

Kızıl burnunu minik saçlarıyla gördüğümde, ellerini tutmak istedim, tutamadım,.. gözlerim bir baksın zeytin gibi yanaklarının al al gözlerine dedim olmadı,.. Ben galiba unutmuşum, ben galiba unutmuşum bu işleri, gönül işlerini… Ama ne olur bakma öyle bana, paltonu sırtına alıp şöyle geriden geriye… İçimi acıtmadan gel, dokunarak gel, koklayarak,.. Biraz zor durumdayım, farklı zamanlar, farklı insanlar, farklı yaşlar… Olabilitelerin ölçüldüğü bir alet olsaydı ne hoş olurdu, hafif hafif rahatlardık ölçümlerimizle…

hi

me7ar-hafif | 21 January 2004 23:55

GOODNİTE LOVERS see the stars they’re shining bright, everything’s allright tonight

Pazartesi Sabah 5:19

Apache | 20 January 2004 14:09

Saat 8:00’de birbirimize elvade dedik, ondan ayrılıp eve doğru yola çıktım. Bana evde oturacağını söyledi – sabah 9:00’da iş yerinde olmalıydı.

Ben de eve dönüp duş aldım, bir iki saat geçirdim… Onun izlemek istediği bir film başladığında televizyon karşısındaydım.

Önce kendine sigara almaya çıkmıştır diye düşündüm, bir kutu süt veya kedisi için mama… Ama artık geceyarısı oldu ve hala dönmemiş.

Saat 2:30’da onu bir başkasıyla arabanın arka koltuğunda düşündüm… Parmaklarını onun saçlarında dolaştıran bir adamla, hayır sana orda dokunmasına izin vermemelisin…