bildirgec.org

araştırma hakkında tüm yazılar

Elektrik üreten gazete!

lazaronnie | 06 May 2010 12:33


kağıttan yapılan ilk güneş pili

mit‘de görev alan bazı bilim adamları enerji üretimi için kağıtları güneş piliyle kaplayarak yeni bir çığır açtılar.

bölüm müdürü vladimir bulovic salı günü düzenlediği basın toplantısında ürettikleri güneş hücrelerinin hala araştırma aşamasında olduğunu, ticari kullanım için üretilmesinin yıllar sürebileceğini açıkladı.

bulovic, tıpkı mürekkep püskürtmeli yazıcılardaki sisteme benzer bir yöntemle kağıdı kapladıklarını belirtti. bu şimdilik pratikte pek verimli bulunmamış. ancak gelecekte bir kağıda güneş pili özelliği kazandırmak için elyaf benzeri bir maddeden faydalanılabileceği, bunun da şimdilik maliyetleri yükselttiğine dikkat çekildi.

mit araştırmacıları, hücreleri oluştururken ışık dönüştürme verimliliği %1.5 – 2 olan karbon bazlı boyalardan faydalanmışlar.

Sinemada Anlam Bilim ve Michelangelo Antonioni…(2)

astral | 29 March 2010 10:16

(bölüm 2)
Sinemada Yabancılaşma Estetiğinin Kutsal İsmi, Michelangelo Antonioni ve Sinemada Anlam Okuma

SİNEMADA ANLAM OKUMA

Her şey bir metindir. Bir film, bir konuşma, bir resim de bir metindir. Metin olması onun okunabilmesi ve alt anlam okunmaya müsait olması demektir.

Her şeyin anlamları ve alt anlamları vardır. Anlam bilim adında bir bilim vardır ve her şeyin anlamlarının sıralanabileceğini ve bunların üst anlamdan alt anlamlarına doğru derecelendirilebileceğini belirtir.

Bir anlam ne kadar derin ve iyi yazılmışsa o denli derinliğe sahiptir. Bu, bir sinema filmi ya da reklâm da olsa değişmez. Etkili olabilmesi çoklu anlamları bünyesinde barındırıyor olmasına bağlıdır. Çok anlamı barındıramıyorsa düz anlama sahiptir ve burada anlam okumak gerekmez.

Anlam bilim daha çok sanat sinemasında gelişmişken ve daha çok Avrupa yapımı filmlerde kullanılmaktayken; birincil anlama sahip filmler ise Hollywood tarafından tercih edilmektedir.

Yalnız son yıllarda Hollywood yapımlarının bu denli etkileyici olmasının altında anlam biliminden de besleniyor olması yatar.

Fakat yine de bir derecelendirme yapacak olursak anlam bilimini en çok kullanan Avrupa filmleridir diyebiliriz.

HER YÖNÜYLE, HER RENGİYLE DÜNYA SİNEMASI (1)

astral | 26 March 2010 13:42

www.ucandaire.org
www.ucandaire.org

SİNEMA YAZI DİZİSİ OKUYUCUSUNA GEREKLİ GENEL BİLGİ/ AÇIKLAMA:

Bu yazı dizisi bir sinema araştırmasıdır. Bu yazıda öncelikle küreselleşme ve sinema ilişkisini açıklamaya çalışacağım.

Ardından sinema tarihi, yönetmenler, kimi filmler ve yapı çözümü, alt metin okuma, post yapısal sinema, avangard sinema, sanat sineması ve Hollywood sineması, sinema kavramları, firmalar, kurumlar ve sinema tarihine yazılanlar gelecek…

YAZI DİZİSİNİN İÇERİĞİ:

Parça parça ve sırayla devam edebilecek bir sinema araştırma yazı dizisi. Tüm bunlarsa yıllarca, yüzlerce sinema makalesini okuyan bir sinema severin merakıdır ki; bu makale adlarını, yazarları da sizlerle paylaşacağım. Yazı dizisinde bu öğretileri öğrenmemi sağlayan her ismin emeği vardır: Yazarların, öğretmenlerimin, sinema düşkünü sohbetlerin, sinema teorilerinin tartışmalarının yapıldığı kamusal alanların ve tabii ki, sinema tutkumun…

HIZLI MI, YAVAŞ MI İLERLİYOR, YOKSA BEN Mİ ANLAMIYORUM?

Kuramsal sinema bilgileri çoğumuz için baştan katlanılmaz olabilir. Adı üzerinde bunlar kuramsal bilgilerdir. Bu alanda ciddi bir öğretiye sahip olmak istemeyenlerin hiç okumaya başlamaması gereken yazı dizisidir bu.

Kimi zaman kavramlar, isimler üzerinde çok durulmadan hızlıca geçildiğini düşünebileceğiniz yerler olacak. Bunun sebebi, genel hatları ile sinema tarihinde birçok kavrama değinilirken hiçbirini atlamadan ve hepsinden sırayla bahsetmek kaygısı taşımak, bir diğeri de kavramların bolluğudur.

Okuyucu ilk anda yazı çok hızlı ilerleniyor kaygısı taşısa da yazı dizisini tamamladığında ciddi bir sinema bilgisi tortusuna sahip olacaktır. Burada tortu dememin nedeni şu: Her ne kadar genel bir kanı ve bilgi edinilse de, bu yazı dizisini okuduğunuzda onlarca sinema kitabı okumuş gibi olunmayacaktır. Bu nedenle okuyucu ne az öğrendiğinden ne de hızlı akıştan dolayı ne yazarı ne kendini sorgulamamalıdır.

Beynin Değişmez Siyasi Tercihleri

A D A L I | 22 February 2010 16:29

Liberallerle muhafazakârların çoğu konuda ters düşündüğünü hepimiz biliriz. Peki, beyinleri de farklı çalışıyor olabilir mi? Göz kırpmak gibi refleksleri farklı mı?
Bazı yeni araştırmalar bunun mümkün olabileceğini öne sürüyor. Buna göre siyasi görüşleri kısmen de olsa, temel kişilik tipleri ve hatta beynimizin yapısı şekillendiriyor olabilir.
Örneğin, bazı insanların tehditlere karşı daha duyarlı, kendilerini savunmasız hissetmeye ve tehlikeleri algılamaya daha yatkın oldukları ortaya çıktı. Muhafazakârların bu kişilerden çıkması daha olası.
Deneylerden birinde, elektrotlar vasıtasıyla olası bir tehlike karşısında ne hızda irkilip göz kırpıştırdığımız ölçüldü. Deneklerin kulaklarına beklenmedik bir anda ses verilerek refleksleri ölçüldü. Nebraska-Lincoln Üniversitesi’nden Kevin B. Smith öncülüğündeki araştırmacılar, ses karşısında daha şiddetli göz kırpanların muhafazakâr politikalara (bireysel silah bulundurmayı savunmak, izinsiz aramaları

desteklemek, dış yardımlara karşı çıkmak) sıcak bakma olasılığının daha yüksek olduğunu bulguladılar.
Aslında sonuçlar mantıklı. Risklere karşı daha duyarlıysanız ve saldırıya uğramaktan dha çok korkuyorsanız, silahlanmaya daha istekli ve yabancılara karşı daha istekli ve yabancılara karşı daha tetikte olmanız mümkün.
Araştırmacıların ölçtüğü bir başka şey de, tiksinti uyandıran görüntüler (örneğinde ağız dolusu solucan yiyen biri) karşısında deneklerin cilt iletkenliğinin nasıl değiştiği. Vücut, sinir bozucu durumlar karşısında bizi sakinleştirecek sıvılar, salgılar ve bu sıvılar cildin iletkenliğini artırır. Liberallerin salgıladığı sıvı, tiksindirici görüntüler karşısında yalnızca biraz artış gösterirken, muhafazakârlarda aşırı bir faaliyet gözlenmiş.
İlginçtir ki böyle görüntülerden normalde daha fazla iğrendiklerini söyleyen kadınlar, erkeklere göredaha fazla sıvı salgamamış. Bunun şöyle bir açıklaması olabilir: Kadınlar, tiksinme duygularını abartacak şekilde yetiştiriliyor, çünkü böylece daha kadınsı görülüyorlar. Oysa erkekler, akılları başlarından gitse bile bunu belli etmeyecek şekilde yetişiyorlar.
Araştırmanın sonuçları kesin olmasa da, siyasette kişilik tiplerinin oynadığı role dair ilginç bir kalıba uyuyor.

2009 Internet Aleminden Ne Haber?

cevahirrr | 08 February 2010 18:02

2010‘a yaptığımız hızlı bir girişten sonra arada arkamıza bakıp 2009’da neler olmuş demekten kendimizi alamıyoruz. Günden güne değişen, gelişen internet dünyasında neler değişmiş merak edenler için çok güzel bir çalışma sizlerle.
Öncelikle kaynağı paylaşmakta fayda var. FOCUS
Aşağıda tam 100 tane daire var. 100 daire 100 insan olarak düşünerseniz, bilgileri bir görüşte anlamanız çok kolay olacak.

Şimdi başlayalım:
1. Erkeklerin %74’ü internet kullanıcısıymış.

Veri Kaynakları

admin | 19 January 2010 13:49

Araştırmacıların başvurmak zorunda kaldıkları pek çok veri kaynağı vardır. Bunlardan bazıları insan ve hayvan davranışları, anatomisi ve bitki gibi canlı objeler bazıları da rapor (belge), vb. fiziksel nesnelerin oluşturduğu cansız varlıklardır. En çok başvurulanları gruplayarak, veri kaynaklarını üçe ayırmak olanaklıdır. Bunlar:

1. İnsanlar
2. Belgeler
3. Canlı ve cansız öteki varlık ve kalıntılardır

Araştırmacı, çoğu kez, istediği verileri elde edebilmek için, kişilere başvurmak zorunda kalır. Varolan bilgi ve deneyimlerin, yalnızca (ve belki de çok küçük) bir bölümü yazılmıştır. Birçok kişi, günlük yaşantısında, araştırma konusuna ilişkin önemli görüşler geliştirmekte, çözümler için ipuçları yakalamakta, çözülmesi gereken sorunları açık seçik görebilmektedir. Özellikle, açıklayıcı türden çalışmalarla, problemin daha iyi anlaşılması, uygun hipotezlerin geliştirilmesi ve araştırma öncelik ve yaklaşımlarının saptanmasında, kaynak kişilere başvurmak son derece yararlıdır.

Veri toplama metotları

admin | 11 January 2010 12:13

verilerin toplanmasında esas itibariyle üç farklı metot kullanılmaktadır. Bunlar anket, gözlem ve deneysel düzeneklerdir. Gözlem, tüketici davranışları veya pazarda oluşan olayların gerçekleştikleri anda kaydedilmesidir. Örneğin, bir markete giren çıkanların izlenmesi veya bir mekanik sayıcı ile bir sinemaya girenlerin tespit edilmesi birer gözlemdir. Gözlemler doğrudan kişisel gözlem şeklinde olabildiği gibi bazı teknik araçların yardımıyla mekanik olarak da yapılabilir. Örneğin, bir araştırmacının markette ürün seçerken yaptığı hareketleri gizlice seyretmesi veya gözlemesi kişisel bir doğrudan gözlem olarak anılmaktadır.

Özellik hastası müşteri ile başa çıkmak için 8 ipucu

admin | 07 January 2010 19:17

Özellik hastası müşteri (AKA “feature creep”), proje tanımının dışında kalan ve önceden tahmin edilemeyen ek taleplerde bulunan (baş belası) müşteridir. Bu hastalık, birçok nedenin dışında, genelde gereksinimlerini tam olarak belirlemediği için bu hastalığa kapılırlar ve iletişim kurmakta yaşadığınız sorunlar da bu hastalığı kronik bir hale getirir.

1. Özellik hastası müşteriniz olacak, bunu kabul edinHer ne kadar bu tür müşterileri engellemeye çalışsanız da, “oraya bunu, şuraya şunu koyalım” diyen müşterileriniz olacaktır. Tam her şey bitti derken ortaya çıkardığı istekleri ve gereksinimleri ile oldukça dengesiz kod yazılmasına ve kötü tasarımlara neden olacaktır. Bu tür istekleri önceden tahmin edip ona göre planlama yapmanız gerekmektedir. Bu özellikle de veritabanı tasarımlarında öne çıkıyor. Müşteri ilişkilerinize de önem verin!