bildirgec.org

1970’lerin sonları, 80’lerin başları, Güney Afrika Cumhuriyeti, Apartheid günleri… Irkçı beyaz yönetim, her totaliter rejimde olduğu gibi kendi fikrinden olmayan, kendi söylemi dışında fikir beyan edenleri sistem araçlarını kullanarak en basit tabiriyle yaşayamaz hale getiriyor. Tabii ilk başta eleştirel ironinin tavan yaptığı Pink Floyd’un “The Trial”’ında “Bleeding hearths and Artists” denilen sanatçı türleri, sistemi şarkılarıyla eleştiriyor ve ırkçılığa kitlelere en rahat ulaşabildikleri araç olan müzikleriyle karşı çıkıyorlar. İşte o yıllarda, Güney Afrikalı bir beyaz olan Roger Lucey ırkçılık karşıtı şarkılar yapıyor, hatta utanmadan bu şarkılardan oluşan albüm filan da çıkarıyor. Üstüne albüm bir de fena halde satmasın mı? Satıyor… Sistem de çileden çıkıyor tabii… Sen suya sabuna dokunmadan şarkı yapacağına utanmadan ırkçılık kötü bir şeydir dersen, sistemin işkenceyle öldürdüğü siyahlardan bahsedersen, sistemin eli de armut toplamaz tabii… Tez araçlarından birini devreye sokuyor sistem; Bu işleri iyi beceren bir polisi Paul Erasmus’u, Roger Lucey ile uğraşmaya, yıldırmaya görevlendiriyor…

Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), yıllık toplantısında, tarihî bir karara onay verdi. 900 delege tarafından oybirliği ile alınan (sendikanın tarihindeki en büyük uzlaşı) 50 No’lu karar, İsrail apartaydına (yerli halkın dışlanması, ırk ayrımı) karşı küresel kampanyaya desteği ilan etti. Sendika, üyelerini İsrail devletinin apartayd doğası konusunda eğiteceğini ve bu konuda Kanadalıların politik ve ekonomik desteğini arayacağını duyurdu. Sendika aynı zamanda, Filistin’in kendi kaderini belirleme hakkı tanınana kadar İsrail’e karşı uluslararası boykot, yaptırım ve tecrit kampanyası uygulayacağını ilan etti. Daha da önemlisi, bu sendika Filistin’in kendi kaderini tayin hakkının bir unsuru olarak Filistinli mültecilerin geri dönme hakkının önemine vurgu yaptı. 50 No’lu bu karar Filistin hakları ve Kuzey Amerika işgücü hareketi açısından hayati bir adım. CUPE, Ontario’daki en büyük kamu sektörü ve 200 binden fazla işçiyi temsil ediyor. Söz konusu adım, Kuzey Amerika ticaret sendikası tarafından Filistin haklarına destek için yapılan en önemli açıklama. Bu karardan iki gün sonra İngiltere’nin 70 bin kişiyi temsil eden en büyük üniversite öğretim görevlileri sendikası Yüksek Eğitim ve Sonrasında Öğretmenler Birliği aynı maddeyi kabul etti ve İsrail apartaydına ve ayrımcı eğitim sistemine karşı açık bir tutum almayan İsrail akademisyenlerine ve akademik kurumlarına karşı bir boykotu destekleme kararı aldı. Bu iki karar, Güney Afrika apartaydı temelinde İsrail apartaydını izole etmek için çığ gibi büyüyecektir. Kurumlar, belediye meclisleri, dinî organizasyonlar, politik partiler ve sendikalardan oluşan uzun bir liste, ayrımcılığı, yatırımları boykota destek oluyor. 2006 yılı Şubat ayında, İngiliz Kilise Meclisi, Canterbury Başpiskoposluğu da dahil, İsrail işgalinden kazanç sağlayan şirketlere kilise fonlarından yardım yapmama kararı aldı. 16 Aralık 2005’te Norveç’te Sor Trondela bölge meclisi İsrail ürünlerine karşı kapsamlı bir boykot çağrısı kararını onadı ve çağrı tüm bölgede etkin olmaya başladı. Sor Trondelag, Güney Afrika’daki apartaydı da boykot eden ilk bölge idi ve şimdi de İsrail apartaydını boykot etmede ilk sırada.
Adam Hanieh