Aşk açtır
Tecavüz eden yüzler
Adaçayı içmek gibi bir şey
Değil ki bu
Sansasyonel hayatlar
Et
Ettiğin
Öldür
Ruhunu
Aşk açtır
Tecavüz eden yüzler
Adaçayı içmek gibi bir şey
Değil ki bu
Sansasyonel hayatlar
Et
Ettiğin
Öldür
Ruhunu
Orhan Pamuk Türk olsa ne yazar. Ruhuyla Türk değil. Türkiye Cumhuriyeti’nin alehine konuştuğu için ödül verdiler. Ödül için yaptı zaten tüm bunları. Ermeni yanlısı bi adam. çok normal Nobel’i alması. hiç şaşırtıcı değil. Ödüller de daha çok ülkeler arası politika önemli. yalnız bu politika üçüncü dünya ülkelerinin ya da bağımsızların politikası değil elbette. sevmiyorlar T.C’yi. içlerine sinmiyor hala Kurtuluş Savaşı’nın sonucu. Ve en nihayetinde hınçları var bu topraklardan almak istedikleri. kimi kişilerde bunların ekmeğine yağ sürüyor.
Sevgili semazem, haber nedir yazısında günümüzde değişen habercilik anlayışını sorgulamış.
haklısın, haberin tanımı değişti.
Duyduğumda bana enteresan gelen bir şey söyleyeyim. Birinci körfez savaşında CNN’de şöyle bir haber veriliyor. Ürdün hastahanesinde çalışan bir genç kızın gözyaşları arasından Irak’lı askerlerin hastahaneyi bastığını bebekleri betona yatırıp kurşuna dizdiğini ve hastalara işkence yaptığını anlatıyor.
Daha sonra bu kızın Ürdün Büyükelçisinin kızı olduğu ortaya çıkıyor. Ortada böyle bir olay olmadığını, kızın göz yaşları içinde anlattığı olayın bir stüdyoda yaşandığı ve dramatik etki verebilmek için yönetmen kullanıldığı ortaya çıkıyor.
”Ramazan ayında, arabamla seyir halindeyken polis tarafından durduruldum. “Sigara içiyorsun. Mübarek günde herkes oruç, ayıp değil mi?” fırçasını attıktan sonra paketimi istedi ve sigara paketime el koydu (!). Emniyet otoparkında el koyulmuş bir kutu Camel görürseniz, o benim paketim… Gerekli evrakları tamamlayınca geri verecekler…”(itiraf.com)
Bu hangi ülkede olur, ey ahali??
301.md, AB uyum yasaları evet ama biz daha kendi içimizde küçük farklılık, düşünce özgürlüklerini bu denli kabul edemezken, trajikomik bir tablo buluyoruz karşımızda.
İnsan aç, susuz ve barınaksız…
Cahil ve BirbaşınaDüşünce yok.His yok.Yaşamak…sadece hayatta kalmak.Hayat…sadece av!Saldırganlık ve kaçış.Diğer insanlar?-Kendi türünü dişleyen yaratık insan! Cahil ve birbaşına…
BilgiBilgi bolluktur!herkese yetecek kadar bir şeylerin olması…ilk irade, saldırganlığa karşı savaş!
BaşkalarıPaylaşma duygusu…kendinden vazgeçiş.belki de ilk erdem, vahşetten ilk sıyrılış…saldırganca bakmamak başkalarına…serin kanlı olmak….vs.
NihilSaldırganlığı eleştirerek saldırganlığa teslim olma demagojisi! Psikolojik gerçekliği yadsıyarak, var olduğu halde varlığı yadsımak!
283 değişik analiz aracının toplandığı bu site websitenizi inceliyor.. URL’nizi girdikten sonra çeşitli kategoriler altında listelenmiş 283 araçla sitenizi test etmeye başlıyorsunuz. Servisler 3 başlık altında toplanmış..
Not :Bu yazı ilk yazıldığında 165 araç vardı, site güncellenmiş olduğundan yazıyı da güncelledim..
Neden ise sürekli anlaşamadığımız bir durum var ortada ;
“Arkadaşlar lütfen özümüze dönelim artık” diyeceğim ama bunun arkasından da hemen gene ırkçı ithamları yağmaya başlayacak . :))
Ama unuttuğunuz bazı şeyler var , lütfen bir hatırlayın ;
Bizim kültürümüz de birlik ve beraberlik var ,
Bizim kültürümüz de anlayış ve hoşgörü var ,
Bizim kültürümüz de her türlü zorluğa karşı tek vücud tek beden olmak var ,
Bizim kültürümüz de Düşünmek var , öğrenmek var , bilmek var ,
Bizim kültürümüzde bakmak yok görmek var ,
iddaa ve tahminlerden bahsetmek istiyorum
herkes tahmin yapıyor
17 haziran 2006 Cumartesi iddaa tahminleri
121-1 portekiz
126-1 çek cumhuriyeti
131-1 italyabu kupon banko
İngiltere, 1990’lı yıllarda yurt dışına gönderilen kan ürünlerinin temiz olmayabileceğini ve bu ürünleri kullananlarda, Deli Dana hastalığının görülebileceği uyarısında bulunmuş !
bunun adı sorumsuzluk değil,cinayet.
tek kanalli bi televizyon vardı eskiden; cumartesiden cumartesi ye vardı, pazar günleri öğlen sularında başlayan pazar konseri “hey gidi hikmet şimşek“. kadife döşemeli koltuklarımız, dört tarafı ceviz mobilyalarla kaplı salonumuz.. sürekli dedikodularını yapsak da haberdar olduğumuz, merhaba yı esirgemediğimiz komşularımız.
bisikletle gezmek, gazoz kapağı oynamak ve çeşitli haylazlıklarla meşgul olmak gibi faaliyetler arasından arta kalan zamanda düşünüp dururdum, o alaca kadifeli koltukların üzerinde; “ben niye varım?”, “gerçekten soluk alıp veriyorum, tüm bunlar gerçek!” diye. bazen çığlık atasım gelir, tüm bu düşünceleri unutmaya çalışır, bayağı haline kaptırırdım kendimi dünyanın. bazen de sonuna kadar direnmek isteyip hüngür hüngür ağlamayla sonlandırırdım bu amaçsız eylemimi.