bildirgec.org

alkol hakkında tüm yazılar

Hayatın ÖZ’ü – 2(inansan da inanmasan da)

darjeeling | 26 August 2007 23:24

Geçen 3-5 günde ölüm olmadan, ölüm yaşanmadan seni hafızamdan silebilirmiyim diye düşündüm. Bunun için çok zaman harcamadım ama pis kokulu apartmanıma her girdiğim an geldi heralde aklıma bu. Olmayacak gibi.. Bu hayatla mücadele edebilmemin sırrı bile sensin. O yüzden ruhum bedenden ayrılana dek sende kalmaya söz verdim… Ben sana hep güzel sözler söylerim, başlangıç için yeter mi bebeğim?
Gece kelebeği konuyor kağıdımın üstüne, sana dair yazılanların üstüne. Hayvanları incitmekten çok korkarsın, ben de sana benzemişim iyice. Dokunamıyorum kelebeğe hem de yazacağım yerde duruyor olmasına rağmen. Kalemi süremiyorum kağıda, onu rahatsız edeceğim diye.. Bu arada içkiye devam.. O gece indiremedim yarıya, bugün de inmez. Yarın işe gideceksin diye haykıran lanet olası bilincim durduruyor beni,yavaş gidiyorum. Peki sen gidince? Bilincimi sence ne kadar dinlerim?
Kelebek uçtu bu arada, fark etmişsindir.
‘Ben evlenilecek kızmışım, hatalarıma rağmen’ İnsanın hoşuna gitmiyor zannetme bunu duymak ama bir o kadar da can acıtıyor seni seviyorum dedikten sonra karşılık alamamak. Çelişkileri barındırdın vücudunda hep. Bak yine devam ediyorsun. Bir mutlu, bir mutsuz ediyorsun. Ben hayatın ÖZ’ünü bulmuşum sende, sen nelerle uğraşıyorsun. Ne olur hep güzel cümleler kursan, olumlu, içinme -ma, -me gibi ekler olan olumsuz cümleleri atsan dilbilgisi kitabından. Sana ezberlediğin kötü şeyleri unutturabilsem. Mesela hiç öç almasan, kin tutmasan ve karamsar olmasan. Arınabilsen, sevginin ve sevilmenin hayatta en önemli şey olduğunu kavrayabilsen.. Olur bir gün elbet..
Parfümünü bırakmışsın bende, neden? Biliyorum. Koklayıp durayım diye değil mi?.. Sen yokken, 3-5 semt uzağımdayken bile sen aklımda ol diye. Ne gerek var çocukluklara? Seni, yanımda yokken unutmamdan mı koktun? Ama koklamadım, içime çekmedim zannetme. Sayısız kere, bayılır, ölürcesine içime çektim,korkmadan..
Bugün yanağıma kondurduğun öpücük beni aylar öncesine götürdü, kaldım orada. Hani beni görünce belime dakikalarca sarılıp döndürdüğün zamanlar.. Hani bana kendi ellerinle kahve hazırladığın anlar, içine aşk katılan bardağı öpülen kahveler..
Birbirimizle yaşadığımız ilkler ve onun listesini hatırlıyormusun? Hani daha bugün saydığımız, upuzun bitmeyen liste! İşte ben o listeye birşey daha ekliyeyim, eksik kalmasın:
Başkaları gibi 4-5 yaşlarında yaşanmış aşkım yok benim, o yüzden gururla söyleyebilirim, sen benim ilk aşkımsın… İnansan da inanmasan da..

Kim Demiş Bira Zararlı Diye?

erdenk | 26 August 2007 18:53

Stockholmda bulunan Karolinska Enstitüsü‘nde yapılan araştırmaya göre makul miktardaki alkol tüketimi böbrek kanseri riskini azaltıyor.
855 böbrek kanseri hastası ve 1204 kişiden oluşan kontrol grubu ile yapılan araştırmada günde 2 bardak beyaz şarap, kırmızı şarap veya bira içenlerde böbrek kanseri riski %40 oranda daha az.
Yapılan araştırmanın sonuçları güvenilir bir kaynak olan British Journal of Cancer da yayımlanmış

KAFAM İYİ AĞABEY!

EUQON | 15 August 2007 16:08

Chinese Opium Smokers
Chinese Opium Smokers

Sümerlerin “zevk”, “tazelenme” anlamına gelen“HUL”kelimesiyle ifade ettikleri ideogramları, ilk defa afyonun kullanımından bahsetiğinde M.Ö 5000 yılı imiş. Bundan 1500 yıl sonra bir mısır papirüsü, alkolün icat edildiğini yazmış. Tahmin ediliyor ki, alkolden 500 yıl sonra çinliler çay içmeye başlamış. M.Ö. 2500 yılında Dwellers Gölü etrafında yaşayan İsviçreliler haşhaş çiçeği çiğnemeye başlamışlar. En eski mısır yasaklarından biri olarak kabul edilir; bir rahip öğrencisine “Ben, senin efendin, sana tavernalara gitmeyi yasaklıyorum. İblisler kadar aşağılık olmaya başladın!” diye yazdığında, tarih M.Ö 2000 imiş. M.Ö. 350 yılından kalma bir özdeyiş, “Ölmek üzere olanlara güçlü bir içki verin, Huzursuz olanlara da şarap; bırakın içip hallerini unutsunlar, ve acılarını bir daha asla hatırlamasınlar” diye öğütlemiş. Theophrastus, haşhaş suyu hakkında tartışmasız ilk referans olarak kabul edilen kayıtları M.Ö 300 yılında tutmuş. “Sürüler için çimenleri, ve insanlar yetiştirsinler diye bitkileri getirdin ki topraktan yiyecek sağlayabilsinler, ve kalplerini rahatlatmak için şarap yapabilsinler”diye yazmılmış Zeburda, M.Ö 250 yılında. Bu sıralarda Konstantinapol Piskoposu Aziz John Chrysostom (M.Ö. 345-407) şöyle serzeniyormuş halkına: “Ağlayanları duyuyorum; ‘ Artık şarap yok mu?! Ahmaklık bu! Delilik! Bu istismara yol açan şarap mı ki?! Sorarsanız ‘hayır’ derim. ‘Jurnalciler var diye ışık yakmayacak mıyız, ya da zina var diye kadınlar olmasın mı?!” Gene M.Ö 450 yılında, Babil Kutsal Kitabında “Şarap tüm ilaçların başındadır. Şarap olmazsa başka uyuşturuculara gerek duyulur” yazmış. 1. yy ın başında Çin ve Uzak Doğunun birçok yerinde afyonun kullanıldığı biliniyormuş. İstanbul’un fethinden 40 yıl sonra Amerika Kıtası’nı keşiften dönen Christof Kolomb, tütünü Avrupaya tanıtmış. “Bir parça domuz eti alın, bir yahudinin yatağında 9 gün bekletin. Sonra toz haline getirip bunu sarhoşa içkisiyle karıştırıp içirin. Bir yahudinin domuzdan köşe bucak kaçtığı gibi alkolden kaçacaktır.”1500 yılında bir ingiliz tıp tarihçisi olan J. D. Rolleston sarhoşluğa karşı bu tedaviyi önermiş. 1525 de Paracelsus, afyon ruhunu farmakoloji literatürüne kazandırmış, adına da Laudanum demiş.

İki Kafadar

pilli pati | 30 July 2007 10:32

drunk dudes
drunk dudes

İki kafadar, meyhanede bir hayli demlenmişler, artık biri zil, diğerinin omuzunda (aslında kimin kimi taşıdığı belli olmayan bir vaziyette) gecenin bir vakti yürümeye çalışırlar. Bu arada ikisi arasında kendilerince mühim meseleler tartışılır;

– Abijim, ben abarttım ssanki birazz alkolü?
– Hee, yakışıyo sana be!
– Abimsin yaa!!!
– Nero’nun Roma’yı yaktığı gibi, İstanbul’u yakmadığın sürece sorun yok…
– Yok, sorunum kendimle, abijimm!
– O da bigün nedense… Isınmak istemiş… “Yakın ulennn!” demiş… Koca şehri… Geçmiş karşısına seyretmiş… Artık Roma tekrar inşa edilmek gerektiğinde anlamışş.
– Boşjverr abi!
– Neyi?
– Koca bi şehri inşşşaaa etmek zzorunda değilim ki, be ağbi! Boşjver, ne yakıcam boşuboşuna?(!)

Elinizi Uzatın Lütfen…

yenibirnickistiyorum | 07 July 2007 10:29

Alkolmetre kavramına yeni bir boyut geliyor. Alkol testlerinde, bir standart olarak benimsenmiş olan “nefes kontrolü” yöntemi, gelecekte yerini “Kızıl Ötesi Tarama” teknolojisine bırakabilir. Sistem, alkolün deri üzerindeki etkilerinin, kızıl ötesi ışımalardan faydalanarak tesbit edilmesi prensibi ile çalışıyor. 60 sn gibi kısa bir sürede kesin sonuç verebilmesi etkileyici. Teknoloji hakkında detaylı bilgi için, trutouchtechnologies.com

bir zamanlar yerli mali haftasi idi…

iLLERiN HANi | 28 June 2007 11:37

Alkollu bir gecenin sabahinda vucuma su takviyesi yapmak icin kudurmus gibi su sisemi ararken, uyumadan once yanibasima stok yaptigim 1.5 lt lik suyun nasil bitdigini sorgulama yapacak kadar ne taakatim ne de sabrim vardi.. Hemen kalkip uzakta yer alan buzdolabina daha yakin banyoya dalip nefessiz kalana dek cesmeden avuc avuc su ictim.. Bunlari yaparken icimden bir yandan tum anarsikligimle cesmeden mideme dolan florun, kirec’in bana ne kadar zarar vereceginin umrumda bile olmadigini da an be an hatirliyorum.. Babam gorse o halimle “ Yavas ic olum, kaciyormu su » derdi tipki kucukken gecenin bi koru susayip bana su getirdigi an dedigi gibi
Normal sartlarda da; evde damacana bitmis, bi kosu markete gir yenisini al umursamam , arada bir tadina bakarim florun, kirecin…
Vucudumun su seviyesini normal halde sonunda, peki su aynada gordugum sismis goz torba altlarim icin ne bok yapmaliyim derken karin gurultumun verdigi ilham ile gusel bir kahvalti yapmaya karar verdim ammavelakin bir an herseyi unutup aynada gozume carpan 14 dikisli sag kasim bana o lezzetli kahvaltiyi unutturdu baska sey hatirlatti bi an…
Bu kasima her bakisimda Yerli mali haftasi ve poliklinikte ki gusel seksi hemsire gelir aklima,
Yerli Mali haftasina saatler kala gecenin bi yarisi kasimi yarmistim, sen evin icinde kos haliya takil ve supermen halt etmis yanimda isik hizi ile masanin kosesine ucan kafa ile gir.. Cocuk akli, canimi unutmus ve onceligimi yerli mali haftasi icin babamin bana soz verdigi mahallemizin pastanecisinden (sonradan anladim ithal mal kullaniyormus gavur pastaneci) bana alacagi pastaya odaklanmistim.. Tum hazirliklarim tamamdi Yerli Mali Haftasi ( kisaca YMH diyelim bundan sonra ) icin, koka kolalar , cikita muz, washington portakal, nestle cikolatalar ne kadar ithal mal ararsan hazirlamisim..
Herseye ragmen babam okula gitmemem gerektigini solesede allem gullem edip bir lahzada pastayi aldirmistim babama ,YMH yide yarik 14 dikisli bir kas ile gecirmistim…
Tum bunlari an be an hatirlarken ilkokulumda ki YMH ler gecti aklimdan,
Su an aslinda YHM yi tanimlama bicimim ile cocukluk donemim deki dusuncelerim geliyor aklimada guluyorum kis kis…
o zamanlar bana zamani uzatilmis beslenme tenefusu gibi gelirdi YMH ler, ya neden bunu 1 hafta yerine 1 yil yapmamislar diye kafa patlatirdim salak ama has arkadasim salih ile..
3 sinif hamurdan uretilmis gazette kagitlarina sarilmis tostlari, bayat ekmek arasi geceden hazirlanan tomate-peynir ikilisini kimseler gormesin diye gizli gizli yenirken obur taraftan art niyetsiz goz ucu ile zengin bebelerinin getirdikleri muzlari ,cerezleri, borcam saklama kaplarinda ki mis peynirli pogcalar ile midelerini nasil senlendirdiklerini izler di pek cok adem-havva oglu..
Hepimiz toplanarak paylasirdik , cikarirdik annemizin elcegizleri ile yaptiklarini , bilimum ithal zerzavati koka kola, fanta, fruko, nestle,cikita muzlar, tabi kola turka icad edilmemisti daha… Adi ustunde YMH ya , aksini ispatlamak istercesine siniftaki elcegiz urunler disinda alayi ithal..

Paris Hilton Nasıl Kurtulur

opampcan | 11 May 2007 21:56

Paris Hilton hayranlarını büyük bir imza kampanyasına davet ediyor.5 haziranda alkollü araç kullanmaktan 45 gün hapis cezası alan Paris Hilton hapse girmemek için hayranlarının destegini bekliyor.Paris Hilton hayranlarını 12.000’den fazla imzaya ulaşan kampanyaya çağırıyor .Kampanyada birçok ünlünün çok daha kötü şekillerde yakalandığından ve ceza almadığından yakınılıyor. California Valisi Arnold Schwarzenegger henüz bu imza kampanyasını değerlendirmese de,Paris Hilton’un hapis cezasının değişmeyeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Hatta hapis cezasını desteklemek için bir başka kampanya başlatılmış bile.