bildirgec.org

alkol hakkında tüm yazılar

sakat çarpışma

kopanisti | 05 May 2007 15:58

Con Simit Jeyar, akşam iyice dağıtmış içkiyi de fazlaca kaçırmıştı, bardan sabaha karşı çıktı 130 promil alkol ile arabasına bindi ve marşa bastı, yollar boştu hızlı gidip bir an önce kendini yatağa atıp sızmak istiyordu, bu düşüncelerle bastı gaza, kavşakta kırmızı ışığı geç farketti ve önünde duran siyah renkli arabaya arkadan bindirdi, sinirden direksiyona bir tokat attı, siyah arabadan 2 tane siyah takım elbiseli adam indi, biri arabanın sağından diğeri, solundan kendisine doğru yürüyerek ağır ve emin adımlarla yaklaşmaya başladılar, başına büyük bir bela açtığını anlayan jeyarın kafasında anında yıldızlar çaktı, bu nahoş durumdan ve yiyeceği dayaktan ancak yalan söyleyerek ve adamları tırstırarak kurtulabilirdi, adamlardan biri yan cama eğildi ve jeyarın gözlerine dik dik bakarak usta ne yaptın sen der gibi oldu. Sonra da,
– evlat alkollusun galiba bu boş yolda bize çarptın, in arabadan ve anlat bakalım dedi,

ibreath

peachmania | 19 April 2007 10:24

Ipod aksesuarlarına bir yenisi daha eklenmiş. Ibreath
Alkol aldığınız bir gece sonunda ne derece alkollü olduğunuzu bilmek isterseniz nefesinizi üfleyerek 5 sn içinde ıpod unuzun ekranında görebiliyorsunuz. 80 $ fiyat biçilen ibreath ayrıca FM radyo özelliğine de sahip.

Sarhos Kadinlar (1)

| 11 March 2007 02:16

Bir kisi hangi yolculuculugu benimserse benimsesin,ister efsanelerce olsun,ister metafiziksel,hangi kurtulus mücadelesine girerse girsin,ister gercek olsun ister imgesel,hepsi bir tek hedefe yönelir; kendini bilmek.Kendini bilmek,seni hem kendinin,hemde dünyanin efendisi yapacaktir.

-off kankam ya sus lütfen kess okumayi, yak söminenin atesini,hele önce kafalarimiz bir demlensin..hele söyle bir kederin yoluna girelim yürüyelim hafiften ,kana alkol karissin sonra duman hafifletsin vücüdumuzu sonra oku bana yazdiklarini ki anlayim su anda kafam motor gibi …dedi

Zehirlenmeden Okuyunuz

Cevval Portakal | 24 January 2007 17:36

Abuk konularda sabuk araştırmalar yapma isteğiyle yanıp tutuşurken Noam Chomsky‘nin şöyle bir yazısıyla karşılaştım ilginç geldi haliyle ne kadar gerçeğe dayandığı ne kadar doğru şeyleri savunduğu veya gençlerimizin aklına giripde toplumu çökertmeye ne kadar elverişliği olduğu tartışılır ama yinede siz bi göz atın derim

bir maddeyi kullanmak suç olarak kabul edilmemelidir, çünkü henüz bir kurbanı yoktur. eğer ölümcül maddelerin dağıtımından bahsetmek istiyorsanız, evet, bu tartışılması gereken bir konu, ama biraz ciddi olalım. tütün bu konuda rakip tanımıyor. alkol ikinci sırada. ağır uyuşturucular oldukça alt sıralarda yer alıyor. dahası kişi için çok zararlı olmasına rağmen, uyuşturucu kullanımının oldukça zayıf bir toplumsal etkisi var. ağır uyuşturucularla ilgili suçlar çoğunlukla maddelerin yasaklanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. eğer ilkeniz ölümcül maddelerin topluma dağıtılmasını engellemekse, ilk peşine düşmeniz gereken tütündür, bir sonraki de alkoldür, listenin alt sıralarında kokaine ulaşırsınız ve neredeyse görülemeyecek kadar aşağılarda da esrara varırsınız. [soru: kokain kullanan biri daha fazla mı şiddete yatkındır?] hayır, yüksek suç oranı kokain almaktan ve satmaktan kaynaklanıyor, fakat bu yasadışı olmasıyla ilgili bir durum. bunun sebebi suç kapsamına alınmış olması, maddenin etkileri değil. bu konuyla ilgili iyi araştırmalar var. tütünün şiddet yarattığı söylenemez, ama alkol kesinlikle yaratıyor. alkol nedeniyle gerçekleşen ölümler, ağır uyuşturucular nedeniyle gerçekleşen ölümlerin çok ötesinde, ve eğer ayırt ederseniz, ağır uyuşturucular konusunda ölümler yasadışı olmalarının bir sonucu. evet, uyuşturucu çeteleri ve torbacılar bölgeler için çatışıyorlar, ve tabi ki bazı ölümler yaşanıyor. al capone’un chicago’yu yönetmesi gibi bir şey. ama bu yasadışılığın bir sonucu, uyuşturucunun değil. uyuşturucular daha çok insanları pasifleştirmeye yöneliktir. diğer yandan alkol insanları saldırganlaştırıyor. suçluluk edebiyatı üzerine kapsamlı araştırmalar var, sonuçlarına bir göz atabilirsiniz. temel sonuç, tütün diğer her şeyden daha fazla ölüme neden oluyor, en ön sırada yer alıyor. dahası sadece kullananları değil, herkesi etkiliyor. sadece pasif sigara içiciliğinden kaynaklanan ölümler bile uyuşturuculardan kaynaklanan ölümlere oranla çok daha fazla. daha da önemlisi gelecek nesle de nüfuz ediyor. alkol en büyük ikinci katil, ve sadece kullanıcılarını öldüren bir katil değil, şiddetle olan ilişkisi nedeniyle diğer insanların da ölümüne neden oluyor. sırada uyuşturucular var, seyrek olarak diğer insanlar için zararlı olurlar ve genelde zararı kullanana dokunur. sonunda esrara ulaşıyoruz, son baktığımda bu ülkede 60 milyon kullanıcı olduğunu görmüştüm, ve bilinen tek bir aşırı doz vakası yok. tabi ki, sizin için iyi bir şey değil, şüphesiz, ama risk aşağı yukarı kahve seviyesinde.ve işin aslı, şunun farkına varın, esrarı yasaklamak için hiçbir zaman tıbbi bir gerekçe varolmadı. eğer ilgili iseniz, bununla ilgili tarihi inceledim, anlatmamı ister misiniz bilmem, ama oldukça ilginç bir tarihi var. çok kaba olarak, maddeler tehlikeli sınıflarla ilişkili oldukları için yasadışı ilan edildiler, bilirsiniz fakir insanlar, çalışan insanlar. mesela ingiltere’de 19. yüzyılda bir dönem cin yasaklandı, ama viski yasaklanmadı, çünkü cin genelde yoksul insanlar tarafından tüketilirdi. bu crack veya toz için verilen cezalara benziyor. abd’de alkol yasağı’nın (prohibition) ilk yıllarında hedeflerden biri göçmen işçilerdi, new york‘un saloon barlarının müdavimleri, bu adamların ensesine binmek gerekiyordu. yukarı new york’ta yaşayan zenginler ne olursa olsun içeceklerdi, bilirsiniz, işten çıkıp eve geldiklerinde içmek isterler. peki ya esrar? esrar (marijuana) meksikalılarla beraber geldi ve ilk esrar yasakları güneydoğu’daki eyaletlerde başladı. new mexico, ardından utah ve diğerleri, bu yasaklar özellikle meksikalıları hedef alıyordu. esrar, alkol yasağı’nın bitmesinden kısa bir süre sonrasına kadar yasadışı değildi. alkol yasağı sona erdiğinde dev bir narkotik büromuz vardı ve bir işe yaramaları gerekiyordu. ve birden esrarın size bütün kötü şeyleri yapacağını keşfettiler. bu konudaki senato kayıtları gerçekten şaşırtıcı. amerikan tıp kurumundan bir temsilci var ve ellerinde bu yönde hiçbir tıbbi delil olmadığını söylüyor. susturuldu, itham edildi, bilirsiniz, ondan bir şekilde kurtuldular. sonra başka birini buldular, kelimenin tam anlamıyla böyle oldu, temple üniversitesinde ders veren ve marijuana ile köpekler üzerinde araştırmalar yapan bir farmakolog buldular. tutanaklar çok eğlenceli, kesinlikle okumalısınız. bu adamı getiriyorlar ve o da köpeklere marijuana verdiğinde köpeklerin çıldırdığını söylüyor, düşünün işte, akla gelebilecek her şeyi yapıyorlardı. ve sonra, bir senatör veya öyle biri, bu adama bir soru soruyor, bunu hafızamdan anlatıyorum bu yüzden biraz eksik olabilir ama aşağı yukarı böyle bir şey, 1930’larda geçiyor. esrarı hiç insanlar üzerinde denedin mi diye soruyor. o da evet, kendi üzerimde denedim diyor. peki, ne oldu diye sorulunca da, bir akbaba oldum ve odanın içinde uçtum diyor. ve tabi “aman tanrım, bu berbat bir şey, insanları delirtiyor.” diyorlar hep bir ağızdan. ve kongre esrarın insanları delirttiğini açıklıyor. ama sonra bir şey oldu. savunma avukatları buradan bir fikir yürüttüler; tamam biz bunu bir cinnet savunması olarak kullanabiliriz. böylece bir adam 3 polisi öldürdüğünde, avukatı olayın öncesinde marijuana aldığını ve cinnet geçirdiğini, bu yüzden de müvekkiline bir şey yapamayacaklarını söylüyordu ve insanlar marijuana kullandıkları iddiası ile polis öldürmek gibi suçlardan alacakları cezalardan kurtulabiliyordu. işte bu yüzden aniden esrarın insanları delirtmediğini keşfettiler. kongre, “pardon, esrar sizi delirtmez, çünkü bu mevzudan kurtulmak istiyoruz” kararına vardı. bir sonraki fikir, esrarın bir geçiş uyuşturucusu olmasıydı, onu kullanırsınız sonra başka bir maddeye geçersiniz. bu yönde hiçbir kanıt yoktu, ama buna karar verdiler. sonra 50’lerin başında başka bir şey oldu. marijuana, amerikan halkını zehirlemek ve yok etmek için kızıl çinliler tarafından abd’ye getiriliyordu. işte bu yüzden esrarı durdurmalıydık. ve bu minvalde devam etti. aslında, dediğim gibi, marijuana kullanımının zirvesi 70’lerdeydi, ama onlar zengin çocuklardı, bu nedenle hapse atılamazlardı. sonraları ciddi şekilde suç kapsamına alındı, biliyorsunuz, yoksul insanlar söz konusu olduğunda bu yüzden hapse gönderebiliyorlar. kabaca tarih böyle. detaylı tarih bir hayli ilginç.

Akşamdan mı kaldınız?

neandertal | 01 January 2007 20:13

Midenizde sağlam bir şey kalmadı. Başınız çatlıyor. Sürekli yatıp uyumak istiyorsunuz. İçki kelimesini uzun bir süre duymak istemediğinizden eminsiniz. Demek ki akşamdan kalanlardansınız. İçkinin etkisini bedenden hemen söküp atacak herhangi bir ilaç ya da tedavi yöntemi henüz bulunmuş değil ama buradaki doktor tavsiyeleri faydalı olacaktır. (yazı ingilizcedir)

İçki Sogutucu

2006 | 29 December 2006 11:30

Buradan detaylarına ulaşabileceginiz bu ürün özellikle içeceklerini soguk tüketmek isteyenlerin işine fazlaca yarayacaga benziyor. Sitesi üzerinde yapılmış olan bilgilendirmeye göre buzdolabından 90, buzluktan ise 40 kat daha kısa zaman diliminde sogutma işlemini tamamlayan bu ürünün satış fiyatı 89,95$

muhabbet kuşu ve sümüklü böcek…

| 19 November 2006 16:20

bir ağacın altında oturup düşündüğüm günlerden birinde yan tarafta bulunan bir sümüklü böcek ilgimi çekti ve birden çok kötü bir şey yaptım ve sigaramın külünü üzerine döktüm o anda sümüklü böyeceğin erimeye başladığını gördüm ve çok üzüldüm çünkü bir sümüklü böcek hayatı boyunca sigara içemeyecekti sonra ayağa kalktım ve hüzünümle sümüklü böceği düşünerek yürürken birden bir düşünce geldi aklıma ve çok mutlu oldum fikir şuydu sigarayı içerken ağzıma külü girmiyorduki sadece filitresi deyiyordu yani bir sümüklü böcekte sigara içebilirdi tüm sevincimle karşıma çıkan ilk tanıdığım kişiye sümüklü böcek aslında sigara içebilir dedim anlamsız anlamsız bana baktı bende içimdeki sevinç bitmeden bir petshop a gidip sümüklü böcek satıp satmadıklarını sordum adam satmadıklarını söyledi ama isterse getirebileceklerinden bahsetti bende onun yerine bir muhabbet kuşu aldım ona alkol içmesini öğrettim şuan muhabbet kuşumla içki içip muhabbet ediyoruz ama onun yanında sigara içemiyorum çünkü rahatsız oluyor hayvan neyse sıkıldım yazmaktan…

hayatın anlamsal bütünlüğü üzerine….

| 17 November 2006 15:24

zaman mekan dan oluşuyor herşey ve biz denilen şeyide bu zaman ve mekan kavramları var ediyor böyle bir giriş yapmam aslında bahsedeceğim şeyle alakasız neyse meaning of life diye bir filmi var monty pyton un yanlış yazmış olabilirim çünkü pek sevmiyorum google kullanmayı tamamen tembelleştiriyor beynimi eğer bu ülkede yaşadıysanız buraya aitseniz bir şeylerden sıyrılmanız veyahut tamamen nesnel bakabilmeniz güç diye düşünüyorum vede buna istinaden hepinizi seviyorum ben ama küfür edildiğinde garip karşılıyorum zaten kelimeler önünüzde onları yanyana koyup bir şeyler yazabilecekken neden küfürlere baş vuruluyorki benim yaşadığım yer gençliğimin geçtiği yer bir varoştu ve delikanlı olmanız gerekiyordu ve iyi küfür edebilmeniz şöyle bir şey adam veya kadın kendiyle barışık değildir ve güçsüzlüğünü karşındakini aşağılayarak bastırır zaten öyle değilmidir genelde tepkiselliğimiz ve yahut karaktermiz bastırılmış bir şeylerin yansıması olmuyor mu bi zatihi toplum belirlemiyor mu bizi tabi bizi biz yapan şeylerde mevcuttur ama bundan ziyade birer noktadan öteye geçemiyoruz kafka şöyle demişti insanın yeryüzünde kapladığı alanın ayaklarının bastığı yer kadar olduğunu anlaması ne müthiş şimdi bunları yazdıktan sonra kendime hafif bir gülümsemeyle gülüyorum çünkü yüksek sesle konuşup hiç bir şey anlatmamaya çalışsamda bir şeyler anlatabiliyorsam ne üzücü benim için size bir örnek vererek yazımı bitireceğim bilirsiniz ülkemizde el şakaları mevcuttur mesela bir erkek diğer erkeğin poposunu eller e.t.c mesela ellenen erkek bu durumda müşkül duruma düşer ama aynı şeyi amerikada yaptığınızda elleyen erkek muşkil duruma düşer heterosexuelliğinden şüphe duyulur vel hasılı kelam fitter happier more productive not drinking too much gibi bu arada aşırı alkol kullananlara havuç suyu tavsiye olunur sağlıcakla kalın…