bildirgec.org

ahmet bozkurt hakkında tüm yazılar

Spleen Fanzin III

kahramancayirli | 20 February 2012 09:53

Harun Atak tarafından yayımlanan Spleen Fanzin’in üçüncü sayısı çıktı! Eskişehir merkezli olan ve iki ayda bir yayınlanan fanzinin yeni sayısında blues müzisyeni Rick Estrin (söyleşen: murat melih f.) ve şair-yazar Pelin Özer (söyleşen: Emre Gürkan Kanmaz) ile iki keyifli söyleşi var.

Sina Akyol, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Erol Özyiğit, Pelin Özer, Şakir Özüdoğru, Zeliha Köse ve 1994 doğumlu Furkan Çolak Spleen Fanzin III’ün şairleri iken; Serdar Uslu ve Petek Sinem Dulun’un öyküleri, R.M. Terati, Yakup Kuyucu ve Zeynep Aygül’ün illüstrasyonları fanzini zenginleştiriyor. Ahmet Bozkurt’un Şiir Fragmanları sürerken, Julio Medem’in Sex and Lucia filmi üzerine yazısı ile Gökçe Pehlivanoğlu Spleen Fanzin’e ekleniyor. Kahraman Çayırlı’nın, Spleen İçbükeyleri sayfalarında Ümit Ünal’ın Nar filmi, Yunan yönetmen Yannis Economides’in fotoğrafı ve Seni Görmem İmkansız isimli müzik grubu etrafındaki yazıları ile fanzinin yeni sayısı kapanıyor.

Spleen Fanzin’in ilk sayısı çıktı!

kahramancayirli | 03 November 2011 12:13

Spleen Fanzin I
Spleen Fanzin I

Varoluşsal bir iç sıkıntısından yola çıkan Spleen Fanzin’in ilk sayısı çıktı! Hepimizin iç sıkıntısı tek tek ürüyor, artıyor, kontrol edilemedikçe: Bir kendini kazma edimi olarak edebiyata, sanata evriliyor. Bu noktada Spleen Fanzin’i üretenleri, yaratısal alanın sınırında tutan; iç sıkıntısı oluyor, genelde. Oradan güç alıyor belki de şiir, sanat. Baudélaireyen bir ağrı ile.

Spleen Fanzin, Harun Atak tarafından Eskişehir merkezli yayımlanan ilk sayısıyla, bu verimli iç sıkıntısını yüceltmeye duruyor. Şiirimizin ayrıksı kraliçesi, deli divası Lâle Müldür’ün yeni bir şiiriyle başlıyor / tamamlanıyor, panayır.

TAŞRA NEDEN ÖNEMLİ?

Becerir | 14 June 2007 12:51

‘Ekşi Sözlük’teki tanımda taşra için, “hukuki olarak başkent dışındaki bütün yerleşim birimlerini ifade eder” denilmiş. Bu tanım oldukça net ve yalın bir tanım. İnsan neden, hangi nedenlerle başkent dışında bir yerleşim birimin(d)e yerleşir? Kendi iradesiyle mi, kendi iradesi dışında mı? Yerleşir mi, yerleştirilir mi? ‘Başkent dışındaki yerleşim’ dediğimizde buradaki ‘dışsallık’ bir sosyopolitik tanım olarak neyi, ne kadar ifade edebilir?
Bir yerleşim birimini (hayatta önem taşıyan olgu ‘yerleşim’ olgusu mudur asıl?) ‘baş’ yapan etmen, sanırım ‘dışta’ kalmamak, ‘dışlanmamak’ olgusudur. İnsan bu yüzden seçtiği yerleşimi ‘başkent’ kılmak için bir takım eylemlere girişir. Bu eylemlere girişmeyen, bu eylemlerin dışında kalanlar da ‘başkent’ yerleşiminden rahatsız olduklarına inanıyorlarsa; kendi varlıklarına başkentten birtakım zararlar isabet ettiğine hükmediyorlarsa veya bir şekilde başkentle iletişim içinde olamıyorlarsa farklı bir yerleşim biriminde varlıklarını sürdürmeye ve kesinlikle başkent olmayan, başkentin dışında kalarak yaşamaya çalışacaklardır. Zor veya kolay; bu yaşam(a) biçimi, zaman içinde çeşitli kavramsal değişimlerle ‘taşra’ olgusunu post modern bir gerçeklik karmaşası olarak önümüze getirecektir.