bildirgec.org

açlık hakkında tüm yazılar

Hüzün nedir, biliyor musunuz?

| 22 April 2007 17:38

Hüzün nedir biliyor musunuz… Bir çocuğa son paranızla alıp verdiğiniz çikolatanın yere düşmesidir… bir pazar günü bir aileyi uzaktan izlerken aile reisinin gelip sizden fotoğraf çekmenizi istemesidir… dünyada insanlar açlıktan ölürken yediğiniz yemekten utanmanızdır… kimsenin gelmediği bir adada, kimsenin gelmeyeceğini bile bile beklemektir…
gecenin en güzel saatlerinde ayın yansımasını demir parmaklıklar arasında izlemenizdir… Nöbette beklerken size sıkılan kurşunla yere yığıldığınızda, elinizin sevdiğinizin vermiş olduğu mendile gitmesidir…. Çöp kutusundan bulduğunuz atıl bir oyuncak arabayı akşam çocuğunuza getirmektir… Yaşlı bir insanın yıllardır yaşadığı eşini kaybettiği halde çocuklarına destek olmasıdır… hüzün; bir kaybedişe gülümseyiştir, hüzün; hayatın güzelliğini görmektir en büyük acılar içinde, hüzün; peş parasız sokaklarda gezerken cebindeki son parayla aldığı ekmek arası döneri bir kediyle paylaşmaktır… Hüzün nedir biliyormusunuz; 16. kattan aşağıya atladığınızda yüzünüzdeki gülümsemenin kaldırımda çıkmasıdır…

unicef

| 20 March 2007 04:31

http://www.unicef.org.uk/campaigns/

Açlık Sınırı 624.02 YTL

necronamber | 16 March 2007 19:58

Ülkemizde asgari tutarı 403 YTL iken, açlık sınırının 624 YTL olması ….. haberin devamı

Afrika’ya bakıp da kötünün kötüsü var deyip şükretmek mi gerek yoksa gelişmiş ülkelere bakıp hayıflanmak mı ?

Açlık ve Uykusuzluk

ilkeryamuc | 12 March 2007 15:50

Açlık ve Uykusuzluk

Öyle bir gün gelir ki; ne paranız var, ne yiyecek bir lokma ekmeğiniz ne de başınızı sokacak bir küçük odanız. Aç ve biçare sokaklarda gezmeye başlarsınız.
İlk sorduğunuz soru ne olur kendinize? Ben neden bu haldeyim? Allahım neydi günahım? Hiç mi şansım, bahtım olmayacak? Dolayısı ile buna benzer bir sürü şey daha kim bilebilir?
Aslında aç kalmak, parasız pulsuz kalmak iyi bir şey. İnsan kendisiyle yüzleşmek için o kadar çok zaman buluyor ki. Kafanızda binbir türlü hayal beliriyor aç kalınca. Param olsaydı ne yapardım diye düşünüp duruyorsunuz. O kadar çok alternatif üretiyorsunuz ki. Ne kadar çok tasarruf beliriyor beyninizde. Daha az konuşuyor, daha az yiyip-içip daha çok düşünüyorsunuz.
Bütün hatalarınızı tartıya koyup diğer tarafına da kendiniz geçiyorsunuz tefenin. Sonra kendinize bir söz verip hatanın birini çekiyorsunuz diğer taraftan. Açlık sürdükçe alıyorsunuz hatanın birini diğer taraftan sözler karşılığında. Sözler biriktikçe diğer yanda kendinizi daha ağır hissediyorsunuz.
Peki sonra?
Eğer paranız oldukça, o paranızı verip hatalarınızı ödemiyor, sözleri iade ediyorsanız, tefeye yine bir denge oluşturuyorsunuz. Ama hatalar kalıyor, yerinde sayıyor ve hatta artıyor.
Peki sözleri tutup hataları denge dışı bıraksak ne olur?tefenin bir ucunda biz ve paramız. Diğer ucunda da sözlerimiz durur, hataya yer kalmaz ve para verip sözlerimizi tutarsak denge yeniden sağlanmış olur değil mi? Formül bu olmalıdır öyleyse.
Yaşadıklarımızı bu formüle uyarlarsak hayatta tecrübenin akabinde başarı sahibi olabiliriz özetle o halde…
İşte bende aç kalmanın yarattığı etkilerin yansıtabildiğim, kelimelere dökebildiğim kısmı. Bendeki terslik nedense aç ve uykusuz kalınca edebi kısmım ile felsefi düşüncelerim daha öne çıkıyor. Tok ve dinlenmiş isem kafam he munzurluklara çalıştığından olsa gerek. Neşeli ve hınzır kimliğimi bir yana bırakıp hüzünlü ve duygusal yönüm ön plana çıkıyor.
Aslında bu yönümü daha çok seviyor, hep böyle olmak istiyorum ama sanırım o zaman da açlık ve uykusuzluktan ölürdüm. Şimdilik burada keseyim müsademle ve bunları düşünmek yerine karnımı nasıl doyuracağımı düşünmeye başlayayım. Gidelim İlker!!!

11 MART 2007/PAZAR

Üşenmek

masa lambasi | 13 January 2007 13:16

Ohh! Çok şükür bir iş günü daha sona erdi. Daha şimdi kapıdan içeri girdim ve ayakkabılarımı bile çıkarmadan kandimi koltuğa attım. Anlayacağın şuan yeni aldığım yumuşacık koltuğumda yastıklara sarılarak oturuyorum.Karnımda aç gerçi ama birkaç dakika daha dayanabilirim herhalde. Ne hazırlasam kendime acaba. Dolapta da pek bişey kalmadı. Yakında alışverişe çıkmak gerekecek. Jambonlu Sandviç mi yapsam? Veya güzel nefis mantarlı bi çorba hazırlıyayım kendime. Ekmekle birlikte, sıcak sıcak. Pek güzel olur yav! Evet evet en iyisi çorba içmek. Televizyonada güzel duygusal bir film koyarım. Hava alacakaranlık ve dışarda yağmur var. Pencerelere vuruyor yağmur damlaları tıkır tıkır sesler çıkararak. Ayy pek güzel yav…Oiiyy!.. En iyisi ben şuraya kıvrılayım. Uyku bastırdı birden. Yarın yaparım bu söylediklerimi. Evet evet yarın yaparım…

Food Force

serdarsabri | 07 December 2006 23:54

Birleşmiş Milletler’in Dünya Gıda Prgramı tarafından hazırlatılan ve Yahoo tarafından host edilen bilgisayar oyunu
Food Force” dünyada en çok indirilen (win/mac) oyunlardan biri olmuş ama ben etrafımda hiç duymamıştım. (Windows versiyonu 227 Mb)

Eskilerin dediği gibi “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin”

Kör Gözüne Parmağım

Sonim Parator | 07 December 2006 10:43

Bir zamanlar, belki bu yazıyı okuyan gençler için hatırlaması zor. Özal: – Benim Memurum işini bilir demişti. Belki o yıllarda memurun aldığı maaşla yaşayabilmesi zordu ama bir şekilde yaşamını sürdürüyordu. Son 2-3 yılda da Ekonomi düzeldi. Her şey yolunda gibi söylemlerle, dopingle yaşamaya devam ederken, Özalın bu sözünü şimdide birilerinin Memur emeklilerine söylemesi gerekiyor. Her ne kadar ben, Ülkemin emekli güzel insanlarını Yaşayan ölüler olarak değerlendirsemde, birilerinin bu grubu uyandırması lazım. Enflasyon farkının emekli memurlara 2007 de yansıtılmayacağı haberleri beni derinden yaraladı. Ben bir işçi olarak, en azından ülkemde, açlık sınırında da olsa yaşamayı becerebilen bir memur emeklisi grubu var diye sevinirken, bu yaşam mücadelesinde onlarda galiba finiş çizgisine varamadan erken-erken emeklilik mertebesine ulaşacaklar. Kör gözüne parmağım misali böyle akıl almaz kararlardan vazgeçilmesi için, ille de tencere-tava ile sokaklarda mı proteto etmeliyiz. İşin garibi, bu kararı alanlar, el elin eşeğini ıslık çalarak ararmış misali, alakasız başka alemlerde. Şunu unutmamak lazım o eşeği çalanlar da bunlar. Hadi canım, yedik bu yaptığınız yanlış işleride bari çaldığınız eşeği geri verin. Çabuk unutan Türk halkım bunu da unutur korkmayın

İpod’tan Aids ile mücadeleye destek

oci | 18 October 2006 10:26

for aids
for aids

U2’un solisti Bono ile Amerikalı Ünlü talkshowcu Oprah Winfrey, Afrikada aids ile savaş kampanyası için özel üretilen ipod serisini tanıttılar. Afrikada ki aids ve çeşitli hastalıklar ile mücadele için satılacak olan bu seri “(Product) Red” ismiyle satışa sunulacak ve Gap Inc , Apple Computer Inc., Motorola Inc., Converse Inc. and Emporio Armani firmaları tarafından piyasaya sürülecek. Haberin devamı için buraya.

yemek karşılığı taciz

esatergun | 10 May 2006 02:56

yemek karşılığı çocuklara taciz dünyanın utanç duyması gereken, gelmiş geçmiş en büyük suç… yemek karşılığı 8 yaşındaki çocuklarla ilişkiye giriyorlar, tacizde bulunuyorlar. yer liberya! tık

Mutlu Azınlıkta mısınız?

dogukansavas | 05 May 2006 21:14

Mutlu Azınlık
Mutlu Azınlık

poke isimli bir yardım şirketi, yıllık gelirinizi girmeniz halinde Dünya’daki mutlu azınlığın içerisinde olup olmadığınızı gösteren bir site yapmış. Sitenin ismi her ne kadar Global Rich List olsa da; aslında sizden ne kadar daha fakir insan olduğunu gösteriyor. Ardından sizi CARE isimli bir yardım kuruluşuna bağış yapmaya çağırıyor.