bildirgec.org

açlık hakkında tüm yazılar

Dününde Yitik Adam…

admin | 04 February 2010 10:59

Nasıl başlar insan dünden kalan özlemini anlatmaya? Dile gem vurmaz mı yüreğin bu sessiz çığlığı? İçten içe ağlamak değil mi bu? Çaresizlik değil mi? Geleceğe doymuş ama düne aç bir velet bedenimin taşıdığı. Düşüncelerimde var olan nefret kime bilmiyorum hiç. Geri gelmek istiyor ayaklarım. Sanki bu yol değil de zaman patikası üzerinde yürüdüğüm. Küçük bir veledim işte, geleceği tümden yaşamış da dünü unutamamış. Çaresizlik değil mi bu? İçten içe ağlamak değil mi?
Ölüm yok olmak değil her zaman. Ya da yok olmak ölmek… Mutluluğum budur benim. Dünün kulağıma bıraktığı o ince ses de yitebilmek. Gözyaşım aksın gitsin ne olur? O da dün olacak nasılsa. Özlemim o olacak. Vicdanıma döndüğümde yüzümü gün be gün, her ne ziyansa yüreğimde bileceğim ki tekrar özlemim olacak. Ölmek istemez ya insan, geleceğe özleminden hep. Bense geleceğe doymuşum madem, öyleyse ölüm yok olmak değil bedenimdeki bu koca velede. Geçmişte yok olmuş silik bir gözyaşıyım ne de olsa.

kışın favorisi kuru yiyecekler

nazokiraze | 22 January 2010 16:39

Kurutulmuş sebze ,ot ve meyveler kış mevsimi için harika lezzet kurtarıcılarıdır, genellikle büyüklerimizin yazı zamanı özenerek kuruttugu hatta balkonumuza iplere dizip astıgı zaman burun kıvırdıgımız ama yeme zamanı bayıla bayıla yediğimiz kuru patlıcan, biber dolmaları, kuru meyve kompostoları, öksürüp aksırınca hazırlanan otlar yaz çeşitliligini ve bollugunu kışa taşır.

Domates kurutma işlemi iki türlü yapılıyor, güneşte veya fırında.Ancak güneşte kurutulanın daha lezzetli olduğu gerçek.Fırında 75 derecede 4-5 saatte kurutulan domatesler güneşte kurutulan kadar güzel olmuyorlar. Kuru domatesler eğer kavanozda saklanacaksa aralarına defne yaprağı konulabilir.(kuru sebze üretimi ele alındı)

Ben kuru bamya (kuru olmayanını da sevmem gerçi) kuru dilimlenmiş patlıcan, kabak türü sebzeleri sevmiyorum, benim için yenilecek kuru sebze yemekleri kuru kırmızı biber dolmasıdır. Güzel yapılırsa kuru patlıcan dolmasına da hayır demem. (harika kuru dolma)

HER 5 SANİYEDE 1 ÇOCUK AÇLIKTAN ÖLÜYOR

A D A L I | 22 January 2010 10:58

Geçenlerde bir arkadaşıma gitmiştim. Yemek sonrası kalan ekmekleri çöpe atmaya kalkışınca dehşet içinde buna karşı çıktım. Ve ona o attığı ekmeğe ne kadar muhtaç olan insanların olduğunu uzun uzun anlattım. Bayat ekmekleri denize (balıklara) atması veya ıslayıp kedi, köpek, kuş vs. hayvanlara vermesini veya mutfağında değerlendirmesini önerdim. Beni anladı veya başından savdı bilemiyorum.

Bazen açlığı sadece Afrika’ya has kötü bir kader olarak düşünenlere şunu söyleyebilirim ki ülkemizdeki aç insanların sayısıda hiç küçümsenecek bir sayı değil!.

Sonuç itibariyle; tabağına yemekleri doldurupta yiyemeyip, bayatladı diye ekmekleri çöpe atan, iki gün üstüste aynı yemeği yedi diye olay çıkartan, lüks lokantalarda 100 gr. ete dünyanın parasını saçan ve yine kıyafete dünyanın parasını verip bir gün giyipte kenara atan, sürekli daha fazlasını isteyen şükretmekten uzak insanlar olmayalım, olmayalım ki insanlığımız ölmesin.

şubat ayına girerken yemek haberleri.

nazokiraze | 18 January 2010 13:03

Sofralarımızın baştacı,olmazsa olmazı ekmek yapılan açıklamalara göre Şubat ayında zamlanacakmış

”Gourmand World Cookbook Awards”ta 2009 ‘un en iyi yemek kitabı seçilen (yerel mutfak dalında) Bursa Mutfağı (yazarı Ömür Akkor) önümüzdeki ay Paris’te düzenlenecek kitap fuarında sonuçları açıklanacak olan dünyanın en iyi yemek kitabı yarışmasında da finalist olarak seçildi. Ömür Akkor Şubat ayını heyecanla bekliyor.

evlerden uzak yerler–2

nazokiraze | 15 January 2010 15:38

Yedikule Zindanları daracık merdivenleri, korkutucu kuytuluktaki izbe köşeleri, tepeleri , mazgalları ile korku filmlerini aratmayacak niteliktedir. Görüntüsü kadar insanın zamanında orada ne tür işkencelerden geçtiğini , Genç Osman’ın burada öldürüldügünü (hatta bazı kaynaklara göre önce yeniçerilerin tecavüzüne uğradıgısöylenir) düşününce aklında binbir türlü düşünce oluşuyor.

Yaşasınn, asgarii ücretli sevinecek!

bmyalcinkaya | 04 January 2010 23:35

Yeni bir yıla yepyeni zamlarla uyandık, hepimize hayırlı uğurlu olsun..
Özellikle alkol ve sigaraya yapılan zam epey bi canımızı acıtacak gibi, en düşük sigara 4.25 (içebilene) standartlarıda 5.5 ile 6.5 arasında.. Toplu sigara bırakma eylemleri planlamak geliyor insanın aklına 🙂
Bugün alınan bir ekmeğin bile kdv’si varken pırlanta almak isterseniz hiçbir katma değer vergisi yok.. çünkü ekmeği almayan yok, zengin yada fakir farketmez, nasılsa alınacak ama pırlantayı asgari ücretli birinin alması mümkünmü 🙂 Pırlantayı alacak kişiler kendileri oldukları için buna kdv katmıyorlar..
Köprüye, benzine getirilen zamlardan bahsetmek istemiyorum, bütün acı haberleri 1 kerede vermeye gönlüm razı olmuyor.Birde size mutlu haber vermeliyim 🙂
Sevgili büyüklerimiz biz asgarii ücretliyede bir güzellik düşündü ve aylık 31 lira zam yaptı, yani günde fazladan 1 simit 🙂 Bu kadar iç karartıcı haberin arasından bu büyük mutluluğu sizlere yaşatmanın haklı sevinci yaşıyorum 😛
Umarız bu sene büyüklerimiz her eve 1 kutu vazelin kampanyası başlatırda, bu acımız azda olsa hafifler 😀

yemek yazısı –iki belki de üç

nazokiraze | 03 January 2010 10:14

Bir kaç yıl önce yapılan araştırmada beş İngiliz’den birinin tabağını yaladığı, dört İngiliz’den birinin bıçağı yaladığı, yine beş İngiliz’den birinin sofrada gegirmeyi ayıp olarak bilmediği ortaya çıktı.

Hitler’in bazı gizli kalmış yönlerinin ortaya çıkarıldıgı yeni belgelerde diktatörün çok hızlı yemek yediği belirtiliyor, çok fazla kek yiyen Hitler sigara kullanmadıgı yer alıyor. Bu belge 48 saat içine imha edilmesi emrine ragmen günümüze kadar saklanmış.

Ölümün Yaşatma Gücü Teorisi

turritopsis | 17 November 2009 13:51

1883 yılında Krakatau yanardağı “uyanmıştır”. Yanardağın püskürmesi çok büyük gürültü yaratmıştır, patlama gücü de 150 megaton hidrojen bombasının gücüne eşit olmuştur. Ada nerdeyse “çatlamıştır”. Tüm canlılar yok olmuştur. Ancak kısa bir zaman sonra bu alan yine canlanmaya başlamıştır. İlk olarak da buraya körfezden bir piton gelmiştir…

2. Dünya Savaşı zamanında Alman uçakları, Kuzey Denizi’ndeki ulaşım gemilerini durmadan bombalamıştır. Su bombaların patlamasından “kaynayacak” hale gelmiştir. Ancak belli bir zaman sonra denizin suları birden çoğalan balıklarla dolmuştur. Bir türün kitlesel yok oluşunun başka türlerin birden çoğalmasına neden olduğu ortaya çıkmıştır. Bu, doğanın bazı türlerin tamamen yok olmasını engelleme sistemidir.