bildirgec.org

acı hakkında tüm yazılar

-Aşk Bitti , -Aşk hiç biter mi?

banderas-hafif | 12 September 2002 17:20

Aşk bitti

Elimden sanki minik bir balık kayıp gitti

Aşk bitti

İçimden sanki bir şeyler kopup gitti

Aşk hiç biter mi ?

Kalır

Bir durakta

Yırtık bir afişte

Buruk bir gülüşte

Dağılmış yürüyüşte

Kalır

Bir sokakta

Bir genel telefonda

Bir soru yanıtında

Bir komşu suratında

Kalır

Bir pazarda

Bir kahve kokusunda

Bir tavşan niyetinde

Bir çorap fiyatında

herşey

yaren | 25 May 2002 14:42

kötü şeyler oluyor… hayatımda, bissürü kötü şey! çevremde, bissürü kötü şey! Ülkemde, bissürü kötü şey!

Pazartesi haftaya bomba gibi başlamak istedim.. hani iyi anlamda derler ya.. bomba gibiyim diye, bende öyle diyebilmek istedim. Bugün cumartesi ve ben patlamak üzereyim..

pazartesi sabahı olağan yoğunluğuma hazır, dinç, güleç bir şekilde işe geldim! saat 8.30! masamın üzerinde bir faks! bana gelmiş, muhabir bir arkadaşımdan.. gece almış haberi, söyleyememiş faks yazmış!

“o seni çok sevdi! o senin tüm kötü olaylar karşısındaki güçlü duruşunu sevdi! bu kez de onun için güçlü ol lütfen, başın sağolsun!..”

kim olduğunu anlamam çok güç olmadı.. çünkü O’nu acile kaldıran, yoğun bakım kapısında bekleyen bendim.. ama iyi demişti doktorlar, evine git o iyi olacak demişlerdi.. hayatıma giren ender dostlarımdan biriydi ve iyi olmalıydı tabiiki.. inandım doktorlara! ama o öldü! inanamadım!

ertesi gün Salı! tören hazırladık.. en az 300 kişi var! hepsinin yakasında O’nun resmi.. hem de hiç sevmediği, personel servisinin isteği üzerine poloraid çektirdiği, bana bile göstermediği, dalga geçmek için çekmecesinden gizli gizli alıp o’nun peşimden bağrış çağrış koşmasını sağladığım resmi… onu bulabilmişler sadece

bir görse ne çok gülerdi bu duruma!!! “bak Aksoy” dedim içimden, “bakta gör halimizi.. sen istediğini yaptın, ama gör bak biz ne haldeyiz şimdi.. yada bak ben ne haldeyim!”

kendimi birdenbire yapayalnız hissettim, hatta bomboş..

cenazeden masama döndüm ki, telefon geldi, “yönetim değişecek”.. geçmişimdeki insanlar didik didik edildi, sorgu sual.. (bu kısım işimle ilgili) ne ölümden doğan acımı yaşayabildim, ne de soruşturmadan doğan şokumu.. hangisine ağladığımı bile bilmeden ağladım bir hafta boyunca.. şimdi ortalık duruldu.. şimdi kendi şehrimdeyim.. kendi işimin başında yeni atanan yabancılarla birarada.. annemi aradım, şehir dışındaydı, tatile gitmişti, öyle kötü bir zamanda gittinki anne, sana öyle çok ihtiyacım varki demek istedim.. ama hemen sitem etmek olmazdı; nasılsın dedim! yengen hastalanmış, antalya’ya gidiyoruz dedi… bişe diyemedim, sadece ağladım!

…….

herşeyi bir başsağlığı telefonu çok güzel özetlemişti aslında..

“biliyorum onunla bir nefes kadar yakındınız, acın çok büyük, acına başka acılar karışmadan ağla kızım… başın sağolsun”

……..

olmadı.. buna bile izin vermediler… lütfen beni affet Aksoy.. ruhun şad olsun…

……..

hep O’nunda dediği gibi: “nerede bu iyi haberler!”

beni artık iyi haber verecek birileri aramalı! yoksa tükeneceğim artık! lütfen! acil olarak iyi haberlere ihtiyacım var……….

bu baska bir oykudur baska zaman anlatılmalı

sutotu | 22 January 2002 02:30

Hani şu björk’ün film müziği.

Başka zaman olsa ağlardım, kaçınılmaz.

Şu an, doğruyu söylemeke gerekirse, umrumda değil.

Herşeyi gördüm. Beni şaşırtamazsınız artık.

Yaptığım zaman geçirmek. (mi?)

Sondan başlayalım, öldüm, ben. Başa dönmek hala bir anlam taşıyor mu? Ya da daha mı çok anlamlı?

Uykucusun sen.

Dalıp gittin yine.

Bacaklarını kendine doğru çektin azıcık.

Cenin modeli.

Herşeyi biraz daha kolaylaştırmak için.

Seni korkak, savaşmak zorundasın.

Huzur hortumun ortasında.

istemiyorum aslında yazmak

yuka | 20 January 2002 01:50

İstemiyorum aslında yazmak, ama yapacak bir şey yok yazmaktan başka…

Umutsuzca ilerliyor zaman, harcanan zamanlara ne zaman geri dönüp bakıp, aptalmışım ben diyeceğim, hangi gün viyaklıyan kedimi kucağıma alıp, güzelce seveceğim.

Bilmiyorum bilememek endişelendiriyor ilk defa beni, korkutuyor yaşam, bomboş kalmış bedenim, çarpıp duruyor bir oraya bir sana, bir bana.

Zor geçiyor, geçiştiriliyor, tekdüzeltiliyor, ama geri dönüp tekrar düzeltilemiyor.oturuyorum odamda , odam başka bir dünya, içi tamamen benden oluşuyor, içiyorum sigaramı, içkimi, atıyorum ruhumu yatıyor kenarda, dağtıyorum saçlarımı yıldızlar konsun diye etrafa.kötü telefon konuşmaları var odamda, kötü kalan anılar, bırakılan birbuçuk milyon var, fantazilerim var yatağımda, dokunuşların kokusu var duvarlarda. Sonra geçen zaman var , odadan ayrıldığım geri döndüğüm günün anısı var. Acılarım var, yıkıp attığım kütüphane de yazar acılarım. Büyülü anlarım var , istedimmi yakıyorum tütsümü, bakıyorum falımı, sonra radyom var içinde bir çok nota saklı farkılı adamları konuk ettim bilinç altıma, şiir kitaplarım var bir dönem elimden düşürmediğim, ayrılık sonrası hepsini yalancı bulup savurduğum. Sevgilim oldu 2-3 tane , bir kaç kaçamak oldu düşündüğüm bu tuşlarda duygularımı sattığım.

Herşey var burda, Datçam var, bakmayı çok sevdiğim ben varım aynanın içinde. Gitarım var dokunmadığım.

Yaşım var burada, kaç sene geçti, şimdi sigaranın kokusuyla deviriyorum eskmişliğin kokusunu.

Hapsetmişim kendimi saplanıp kaldım burada, çıkamıyorum dışarı, istemiyorum galiba, sesizce bir ölüm korkusu sarıyor bedenimi, belki diyorum ruhum rahatlar, geçer mutluluk bedene hapsolmuş diyorum, kıyamıyorum hantal bedenime, gülüyorum aynada ne kadar farklı diyorum, bakıyorum kepli fotoma, bu ben miyim oluyorum.

Mutluymuşum hissetmemişim, mutsuzum sebep bulamıyorum. Kızıyorum.

Aynada ki ben ne kadar güzel diyorum, ruhu yansımış hapsolmuş aynaya, tersten yansıtıyor beni dünyaya. Bir çiçek almıyorum artık odama, alamıyorum çiçek, başkalarına veriyorum hep çiçekleri, kaybettim çiçekleri, tükendiler, üzüldüler.

Geceleri giriyorum yatağıma kafamada binbir düşünce, hayaller kuruyorum kurmaktan uyuyamıyorum, kalkıyorum, hayallerimi yaktığım bir sigara ile söndürüyorum. Tekrar yatıyorum yarın yine güneş doğacak ve bir yenilik girecek hayatıma, istemiyorum bu umudu.

Hep aynı şarkıyı çalıyorum super girl olmak istiyorum, onu dinliyorum şu an. Yapamıyorum alamıyorum bir hediye kendime, sınırsız dünyayı, sınırlamışlar beni dışında bırakmışlar. Ama kim onlar ve ben neden inanmışım onlara. Gözlerim kapalı düşünmüyorum onu, ağlamak istiyorum ağlıyamıyorum, büyümek bu muydu diyorum, olanları kabul etmek de görüyorum, susmak erdem diyorum.

Aşk bitti :/

gorcan abi | 01 October 2001 17:49

Bir buçuk senedir beraber olduğum kız arkadaşımdan ayrıldım. Ayrılmayı ben istedim ama yine de üzgünüm işte :/

Bir gün aşkımın bittiğini anladım. Artık heyecanlanmıyordum buluştuğumuzda. Öpüştüğümüzde gözlerimi kapayamıyordum. Ellerim titremiyordu. Tabii bunlar doğal şeyler uzun süreli ilişkilerde. Biraz daha zaman tanıdım kendime ve ona. Ama etrafımdakiler artık ilgimi çekmeye başlamıştı. Diğer kızlara bakıyordum artık gittiğimiz barlarda. Sevgilimin en yakın arkadaşı bana hiç bu kadar çekici gelmemişti…

Ben böyle biri olmamalıydım. Hayatı boyunca kızlar tarafından terkedilen biri bunu en sevdiğine nasıl yapardı? Ama yapmak zorundaydım. Çünkü yalan söylemek en sevmediğimdi… Çok üzüldü minik sevgilim ayrılmak istememe. Biraz daha beraber olalım dedi. Saklandı kolumun arkasına :)) Dayanamadım tekrar aşık olduğumu sandım. Fakat bir süre sonra yine yanıldığımı anlamıştım.

Bu hafta sonu evime geldi. Burayı gösterdim, yazdıklarımı… O da birşeyler yazdı, güldük eğlendik. Fakat sanki sevgilim değil de herhangibir kızmış gibi davranıyordum artık ona. O gün söyledim işte aklımdakileri. Herşey bitmişti. Üzülmüştü, ağlıyordu 🙁

Daha sonra binmesi gereken otobüse bindirdim ve ben de bir arkadaşıma gittim. Çok düşündüm onu, rüyamda gördüm, uyuyamadım… Ertesi gün eve geldiğimde aradım. Kızgındı bana… Yapabileceğim birşey yoktu işte. Duygularım buydu ve hayatımda ilk defa bu kadar cesur olmuştum.

Şu an çok mutlu değilim. Hatta üzgünüm oldukça ama en azından yalan söylemedim ve kesinlikle aldatmadım sevgilimi…