bildirgec.org

acı çekme hakkında tüm yazılar

Sinir Krizleri ve Kendimizi Cezalandırmamız Üzerine Mazoşistçe Bir Yazı…

firatocal | 09 August 2010 16:33

Sinir halleri , kızgınlıklar , insanın kendini cezalandırma yolları gibi… Yaptığımız hataların intikamını alırcasına farklı karakterlere bürünüyor ve yabancılaşarak kendimizi cezalandırıyoruz… Normal hayatımızda sahip olduğumuz benliğimizin gerektirdiği davranışlardan uzaklaşıp tam tersi davranışlar sergiler hale geliyoruz…

Biraz mazoşitstçe bir tutum… Sanki hatalarımızın kefaretini ödemek için acı çekmek ve bundan da manevi bir haz almak çok insansı ve bizden bir davranış biçimi…

Kendime biraz yakından biraz da dışarıdan bakma fırsatı bulduğum anlarda , yaptığım aptallıkların üstüne türlü bahanelerle sinir krizlerine girdiğimi görüyorum…

HAYAL HIRSIZI

metezade | 09 July 2010 19:46

Geldin, hayat verdin bedenime
Güldün, güller açtı yüzümde
Konuştun, dünyanın en güzel şarkıları yankılandı gönlümde
Dokundun, bir bahar canlandı tenimde
Sevdin, aldın beni benden
Bakışrarın sıcacıktı, eritti içini
Aslında ben çok sevdim seni
Ama şimdi…

Fırtına ortasında aciz bir yaprak gibiyim
Ben bile bilemezken nereye gideceğimi,
Rüzgar hep sana savuruyor beni.
Evinin camından içeri bakıyorum
Yanında küçük bir kız
Koşarak kucağına atlıyor
Baba diyor sana YIKILIYORUM
Hep kızımızı hayal edip anlatırdım ya sana,
Bukle bukle saçları ve masmavi gözleriyle hayat dolu tatlı bir kız çocuğu diye
Şimdi hayalimi karşımda görüyorum
Ama artık benim değil
Herşeyi aldığın gibi benden, hayalimi de çalmışsın sevgilim…
El gibi, vedasız çekip gidiyorum
Dudaklarımın arasızdan belli belirsiz bir hoşçakal

hayatın içinde hayata bogulmak

kayip kutu | 06 May 2007 20:04

bir ruya ile başlasa bile bazen buyuk hayal kırıklıkları ile bitebiliyormuş bütün umutlar. Her yanı kapanmış, nefes alamayan bir yaşam içinde yaşama dair veril(emey)en mücadele. Beden ve ruh ile çift kişilik olmuş tek kişilik yasam. Oysa ruh ve bedenden çoktan çekilmiştir, onsuz hiç olamayacağını düşündüğün. ve gerçekten onsuz olamadığını anlıyorsun. O çoktan gitmiştir, çoktan beri yalnızmışsın meğer. ama yürek ve mantığın çelişmesiyle halen arzularsın, gelsin sana dönsün ve bir ömür alabilesin boynunun kokusunu. fakat öyle çok şey değişmiştir ki, ne senin gözlerindeki hayat sevinci kalmış, ne de onun bakışlarındaki kayıran, kollayan sıcaklık.