bildirgec.org

abla hakkında tüm yazılar

Anne!

Cali Kusu | 12 April 2011 15:06

Daha gözlerimi açmayı bile bilmiyordum senden ayrıldığımda. Henüz kendimi bile tanımıyordum beni başkalarının eline verdiğinde. Söylesene anne, çok büyük bir yük olarak mı gördün beni kendine. O zamanlar senden istediğim bir damla süt idi sadece. Esirgemedin ama gülüşünü sakladın benden. Beni emzirirken gözlerin hep ablamdaydı, abimdeydi. Ama benim daha çok ihtiyacım vardı sana. Görmedin hiç anne. Yerli yersiz ağlardım hep. Sen sanırdın ki acıktım. Hayır anne. Seni özlüyordum sadece. 3-5 dakika kalırdın yanımda en fazla. Sonra abimi alıp doğru tarlaya. Ablamın kollarında kalırdım hep. Ama benim annem sen değil miydin? Neden o halde hep ablam gülümsüyordu bana? Arada abim alırdı kollarına. Babam dokunmazdı bile bana. Hepsini geçtim de anne. Sen neden almazdın beni kucağına. İçindeydim karnının tam ortasında. Sıkılmışsın belli ki. Attın dışarıya. Eyvallah dedim hepsine anne. Eyvallah dedim. Ne babam nede sen almadınız beni kucağınıza. Ablamı anne bildim. Abimi baba…

Acılı Adana ve Kağıt Helva

kadirgunay | 20 August 2007 13:58

dün gece dıdısının dıdısı olan birisi ile konuşurken konu birden kaç kardeşsin olayına intikal etti. klasik aile soruları ve cevapları beklerken birden afalladım. kendisinden hiç beklemediğim bir yaklaşım ile abla bana “ailenin en büyük çocuğu aslında ailenin acemiliğine denk gelmiştir, bu yüzdendir ki onlar biraz daha bastırılmış duygular içine girmişlerdir…” dedi. ben olayın bu yüzüne hiç öpücük atmamıştım daha önce. üzerinden biraz düşündüm ve gerçekten ailenin büyük çocukları üzerinde eskiden kalma hep bir acı hep bir iz hep bir küçük emrah modeli vardı. belki isteyerek belki istemeyerek. ama büyük çocuklar abiler ablalar hep ailelerin kötü zamanlarına, parasız durumlarına denk gelmiş ve bu durum hiç düzelmemiştir.

13

buddhala | 05 June 2007 09:59

Yapacak birşeyim olmadığına karar verdim. Hava yağmurlu ve sabah, güneşli havaya aldanıp son anda almaktan vaz geçilen şemsiye geldi aklıma. Şemsiyeyi alsaydım hava açardı belki. Son sınavdan çıkmış, rahat rahat kara kara düşüneceğim bir bank aradım. Yağmur umrumda değildi. İnsanlar bana deli mi diye bakabilirdi ya da ilgi çekmeye çalışıyor deyip, umarsızca yanımdan geçebilirdi. Merak ediyorum, eğer bir amip olsaydım yine aynı ruh haline sahip olur muydum? Köşeye sinip diğer amipleri incelemeye başlar mıydım?

Değişik yaşam formları, değişik insan yaşamları, değişen insan yaşamları, değişen insanlar ve değişen ben. Lineer bağımsız ben. Normal şartlar altındaki (NŞA) baskılar. Matematik’ i seviyorum, bu yüzden. Tek sevdiğim ve uğraşınca emeğime, gösterdiğim ilgiye cevap veren Matematik kaldı. İçindeki bilinmeyenler yüzünden, korkutucu gelen birkaç diferansiyel problemi. Ameliyat masasında kurtarılmayı bekleyen bir kız gibi. Neşter gibi sıkı tuttuğunuz kalem. Kızın göğüsleri düzensiz inip kalkmaya başlıyor ve gittikçe daha yavaş nefes alıyor sanki. Hemen müdaheleye başlamalısınız. Problemde birkaç kapalı fonksiyon var ama. Sırayla açıyorsunuz kalemle. Kızın asık ve yorgun yüzüne renk gelir, çözdükçe soruyu. Kızın asık yüzüne baktığınızda; korkutucu gelen soru, birkaç operasyon sayesinde sıcakkanlı, neşeli bir hatuna dönüyor. İşte problemleri böyle çözüyorum ben. Kızlar yanağıma 25 puanlık öpücüğü kondurup gidiyorlar tabi.

Fingirdek Abla

aydindil | 09 March 2007 16:30

Abla oynak, abla saf ayağında fingirdek. abla civelek , abla sevimli bir çiçek. Yazışıyor , kesişiyor, cilveleşiyor. Bak kızım sizi ancak yatak paklar dediğimde bozuluyor. Attıkları tüm taklalar sevişmek için, kızımızın heyecanla yazı beklemesi, oğlanın iletişimi salt kızımızın güzelliği üzerine kurması, tüm geyiğin güzellik ve çekicilik hakkında olması, karşılaştıklarında ikisinin de maymuna dönmesi,…vs. Biz tüm iyi niyet ve içtenliğimizle titreyerek boşaltmadıkça birbirinizi bu maymun halleriniz bitmeyecek diyorum, abla bozuldum ayakları yapıyor. Madem öyle, keseceksiniz bu sonuca varmayacak lüzumsuz diyaloğu.

Bir Kız Çocuğu

| 08 March 2007 10:05

Bugün bir kız çocuğu gördüm.5-6 yaşlarında…Bana ismimle hitap ederek “abla” dedi “şunu verir misin?(başka birine lazım olan birşeyi istedi)”.Ses tonu o kadar şirindi ki,daha yüzünü görmemiştim,anında bakma isteği oluştu.Kafamı kaldırdım..Nasıl masum,nasıl şirin bir yüzdü o.İlk gördüğüm,10-11 yaşlarındaki ablasıydı,ben o yaştayken hiç o kadar sevimli ve nazik değildim.Hiç tanımadığım birine başkasından öğrenip ismiyle hitap edebilecek kadar cesur ve sıcak olamamıştım çocukluğumda.

O an anladım insanlara kim olursa olsun hiç tanımasan bile birdenbire ismiyle hitap edildiğinde çok garip duygular uyandırıyor.Ama asıl konu isim filan değildi.O iki kızın masumluğuydu,sıcaklıklarıydı,bana abla deyişleriydi.Onun boyu diğer kardeşine göre daha uzun olduğundan ilk ablayı gördüm,birde ilk o bana hitap ettiğinden dolayı ilk sesin geldiği yere baktım.

AveA GPRS

nahnu | 03 May 2005 14:26

Avea hattım,bol bol da kontörüm var. bir adet 3200, dk-5 kablom ve nokia pc suite programım var. hatta yetmedi bilgisayarıma telefonumu modem olarak da tanıttım. ee.. şimdi ne yapcam ?

hattı aldığım yerdeki ablalara sordum “sen kabloyu tak, telefonundan internete gir o kendi bağlanıyo” dediler. “sizin ki öyle mi bağlandı” dedim “biz girmiyoruz pek çete” dediler.