bildirgec.org

Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine yıllar önce başladı, hepimizin artık ezberlediği, belki de bıkmaya başladığı bir süreç bu. Gençliğimiz için, orta yaş dönemimiz için çok uzun süreler çeşitli sonuçlar için bekleyip durduk; gümrük birliği, üyelik müzakereleri, başvurunun kabul edilmesi vs. Oysa bir ülke için çok kısa zamanlar bunlar. Bakın doğu bloku çökeli nerdeyse 20 sene olacak, konuşmalarda yeri geldiğinde “batı sistemine yeni katılan doğu bloku” denilebiliyor. Yani sözün kısası, 2013 veya 2020 yılı bu yazıyı okuyanlar için uzak bir dönem olabilir ama bir ülke için bir adım ötesidir aslında.

http://www.ntvmsnbc.com/news/413284.asp

http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haberler/2007/Temmuz/06/Haber_244876.aspx

avrupa birliği‘nin avrupa sineması ve filmlerine destek amaçlı hazırlattığı yeni video klip “let’s come together” şu günlerde tartışılıyor. Video’da bir çok avrupa filminden seks sahneleri alınmış. Bazı sivil toplum örgütleri bunun yanlış olduğunu düşününce AB’de “Halka inmek için bunu yaptık” demiş. videoklipte geçen sahneler şu filmlerden :

Avrupa Birliği‘nin Avrupa Sineması ve filmlerine destek amaçlı hazırlattığı yeni video klip hayli ilginç. Soft porno unsurları taşıyan video klip avrupa filmlerinden seks sahnelerinin derlemesi şeklinde. Tepki çekince AB, “halka inmek istedik” diye açıklama yapmış.Videoda eşcinsel filmler de dahil olmak üzere bir çok filmden seks sahnesi var, içlerinde Fatih Akın’ın Duvara Karşısı da dikkat çekiyor. Video’nun Avrupa Birliği’nin youtube resmi kanalı olan Eutube‘da yayınlandığını da hatırlatmak gerek.

Dünyanın en çok tıklanan siteleri beli oldu. İlk 10’da Youtube sürprizi yaşandı

Nielsen/Net Ratings raporuna göre dünyanın en çok ziyaret edilen web siteleri belirlendi. İlk üç sırayı alan Microsoft, Google ve Yahoo’nuntrafiği 100 milyon kişi seviyesine geçmiş durumda. (Radikal) Sonuçlar arasında dünyanın en çok tıklanan siteleri arasından gösterilen Youtube’un olmaması kafalarda soru işaretibıraktı.

İŞTE İLK 10 SİTE

http://www.milliyet.com.tr/2007/06/18/son/sondun14.asp

Avrupa’nın yüksek teknoloji inovasyonunda feci bir kabızlık çektiğini artık cümle alem bilmekte. Elbet Türkiye ile değil ABD, Japonya, hatta Güney Kore ve Çin’le kıyaslandığında öyle. Sadece benim Almanya ve Fransa’da lisans yapıp genetik ve nanoteknoloji gibi ‘fazla’ ileri teknolojilerde çalışmak isteyen üç arkadaşım ABD’nin yolunu tuttu. Avrupa’dan aktardıkları izlenimler de bu paralelde oldu hep. Nitekim çalışmadan çalıştırıp rahata kavuşan ve bu rehaveti bir türlü üstünden atamayan Avrupa’nın kendi Komisyonu bile durumu itiraf etti. Haftabaşında açıklanan Avrupa Konseyi raporuna göre Avrupalı devletler ve firmalar Ar-Ge’ye acilen daha fazla ve sürekli yatırım yapmazsa birkaç yıl içinde Güney Kore’nin gerisinde kalacak. Bir tarafta tüm Avrupa, öbür tarafta Güney Kore!!! İşte bu gerçekçi raporda bir de firmalara fırça kaymış Avrupalı raportör. Diyor ki “Ar-Ge’ye yatırım yapın.. hemen ve şimdi..! Yoksa fazla uzun olmayan bir vadede teknolojik dünyaya hiçbirşey satamayacak hale geleceğiz! Detayları merak edenler buradan lütfen

Osmanlı’nın duraklama devrinden gerileme dönemine geçtiği zor ve sıkıntılı günler…
İşte tam o yıllarda Osmanlı’nın ekonomik sıkıntıda olduğunu bilen sinsi Fransız donanma sorumlusu padişahı ziyarete gelir. Ymekten sonra siyasi bir sohbet başlar. Konu Kıbrıs’tan açılır. Fransız nihayet ağzındaki baklayı çıkarır ve sorar:

-Acaba sayın padişahım bize Kıbrıs adasını satmayı düşünür mü?
Bu küstahca soru karşısında sinirlenen padişah kendine hakim olarak şöyle cevap vermiş:
-Elbette satarız… Neden olmasın? Ama bir şartımız var…
Gözleri parlayan fransız:
-Nedir?
-Satarız ama aldığımız fiyata satarız… Binlerce şehidimiz kanı, ve tüm Osmanlı halkının özverisiyle…

http://realturkiye.blogspot.com/2007/06/turks-say-no-to-euopean-union.html