bildirgec.org

Elizabeth Short, 29 Temmuz 1924 tarihinde Amerika’da dünyaya geldi ve 23 yaşındayken akıl almaz bir şekilde işkence görerek hayatını kaybetti. Siyah makyaj yapıp, genellikle siyah kıyafetler giyen Short, Amerikan medyası tarafından ‘Black Dahlia’ (Siyah Dalya) olarak anılmaktaydı ve haatı, yazar James Ellroy tarafından kaleme alındı. Ellroy’un biyografi kitabından uyarlanan sinema filmi “The Black Dahlia“, 2006 senesinde vizyona girdi.
1940, Amerika doğumlu yönetmen Brian de Palma tarafından çekilen filmde Amerikan aktör Aaron Eckhart, aktris Scarlett Johansson, Josh Hartnett, Hilary Swank, Mike Starr, Mia Kirshner ve Fiona Shaw rol alıyor.
50 Milyon Dolar gibi devasa bir bütçeyle çekilen film, seyirci ve eleştirmenlerden düşük not aldı. Orjinal süresi 2 saat olan yapım, Amerika’da ve Bulgaristan’da çekildi.

Face/Off’un yönetmeni John Woo‘nun yönetmenliğini yaptığı 2003 çıkışlı bilim-kurgu filmi “Paycheck“, Satürn Ödülleri’nde aday gösterilirken, kötü filmleri seçen Altın Ahududu’ya da ‘En Kötü Erkek Oyuncu’ dalında aday gösterildi. Kill Bill serisinden tanıdığımız aktris Uma Thurman, Ben Affleck, Paul Giamatti ve Aaron Eckhart‘ın başrollerini paylaştığı “Paycheck“, ülkemizde ‘Hesaplaşma’ adıyla gösterime girdi. Filmin tanıtım videosunu buradan (Youtube) izleyebilirsiniz.

Michael Jenning, uluslararası iş yapan başarılı bir bilgisayar mühendisidir. Büyük şirketlerle iş yapan Michael, şirketlerin sırlarını korumak amacıyla işi bittikten sonra hafızasını yenilemektedir. Ancak bu durum, genç adamın geçmişine dair oldukça önemli şeylerin ortaya çıkmasına sebep olacaktır.

Philip. K. Dick’in kısa öyküsünden uyarlanan ve Çin’de dünyaya gelen yönetmen John Woo tarafından çekilen sinema filmi “Paycheck” (Hesaplaşma), 2003 senesinde vizyona girdi. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Ben Affleck, Amerikan aktris Uma Thurman, The Dark Knight ve World Invasion: Battle LA ile tekrar gündeme gelen aktör Aaron Eckhart, Six Feet Under ve Dexter dizilerinden tanıdığımız aktör Michael C. Hall, Amerikan aktör Paul Giamatti, Joe Morton ve Colm Feore gibi isimlerin rol aldığı film, yaklaşık 60 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlandı. Çekimleri Kanada’da yapılan “Paycheck“, En İyi Bilim-Kurgu Filmi dalında Satürn adayı oldu.

Bu sene vizyona girecek bilim-kurgu filmlerinden “World Invasion: Battle LA“, hakkında uzun süre tartışılacağa benziyor. İlk uzun metrajı “Darkness Falls” adlı korku filmi olan, ardından “The Texas Chainsaw Massacre: The Beginning” ve 2009 senesinde de “The Killing Room“u çeken yönetmen Jonathan Liebesman‘ın çektiği “World Invasion: Battle LA”, 100 Milyon Dolar gibi dev bir bütçeyle Amerika’da tamamlandı.Filmde The Dark Knight, Rabbit Hole, The Black Dahlia gibi yapımlarla adından sıkça söz ettiren aktör Aaron Eckhart, Lost dizisinin Ana Lucia’sı, Avatar’da da rol alan aktris Michelle Rodriguez, I Robot ve Lord Of War’dan tanıdığımız aktris Bridget Moynahan, Will Rothhaar ve Michael Peña rol alıyor. Fragmanı izlemek için; 1 ve 2.

Güney Afrika’da dünyaya gelen sinemacı Jonathan Liebesman‘ı Darkness Falls, The Killing Room ve The Texas Chainsaw Massacre: The Beginning gibi yapımlardan tanıyoruz. ’76’lı yönetmenin yeni projesi “World Invasion: Battle LA“, 2011 vizyona girecek. Senaryosunu Christopher Bertolini’nin yazdığı “World Invasion“, son zamanlarda hakkında en çok konuşulan yapımlar arasında yer alıyor. Bir çoğumuzun “Lost” dizisiyle tanıdığı Michelle Rodriguez, “The Dark Knight”in ‘Harvey Dent’i Aaron Eckhart, ’71’li aktris Bridget Moynahan‘ın başrollerini paylaştıkları filmde Cory Hardrict, Lucas Till, Joey King, Michael Peña, Noel Fisher ve Claudia Wells gibi isimler de rol alıyor.

1963 doğumlu Amerikan aktör/ yönetmen John Cameron Mitchell‘in (bkz.: Hedwig and the Angry Inch, Shortbus) yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Rabbit Hole”, 2010 senesinde vizyona girdi. Bütçesi 10 Milyon Dolar’ı bulan filmin başrollerinde Oscar Ödüllü Amerikan aktris Nicole Kidman ve Amerikan aktör Aaron Eckhart yer alıyor. Çekimleri 28 günde tamamlanan film, yönetmen Mitchell’in senaryosunu yazdığı ilk sinema filmi. ‘Becca’ karakteri için Kidman’la anlaşan Mitchell, aktrisin isteği üzerine ‘Howie’ karakteri için Eckhart’ı seçti. Kidman’ın ‘En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Altın Küre adayı olduğu film, Independent Film Ödülleri ve Satellite Ödülleri’nde de çeşitli dallara aday gösterildi.

Becca ve Howie Corbett, oğulları Danny ile mutluluk semalarında gezinen bir çift iken genç Danny’nin bir trafik kazasında ölmesi sonucu ağır bir bunalım geçirirler. Danny’nin ölümüne sebep olan genç sürücü Jason ile tuhaf bir ilişki içerisine giren Becca ve Becca’ya karşın çaresiz Howie, kaderlerini belirleyecek seçimin eşiğindedirler.

Yönetmenliğini Scott Hicks’in yaptığı senaryosunu Carol Fuchs ve Sandra Nettelbeck’in yazdığı Aşk Tarifi (No Reservations) 2007 yapımı bir film.
Filmde bir restoranda baş aşçı olan ve yemek yapma konusunda takıntıları olan Kate (Catherine Zeta-Jones)’in hayatına ufak bir bakış atılıyor. Hayatını da restoranda olduğu gibi katı kurallarla yürüten Kate’in hayatı kendini ziyarete gelen kız kardeşinin geçirdiği kaza ile değişiyor. Bir taraftan Zoe (Abigail Breslin) yani kardeşinin kızı ve bir taraftan onu restoranda bekleyen sürpriz Nick Palmer (Aaron Eckhart) ile birlikte Kate yeni bir döneme giriyor.

Christopher Nolan, Batman Başlıyor (Batman Begins)’ dan sonra ikinci Batman filmi Kara Şövalye (The Dark Knight) ile karşımızda..
Bruce Wayne/Batman rolünde Christian Bale, ona babası kadar yakın olan, sadık kâhya Alfred rolünde Michael Caine, ileri teknolojik ürünler mucidi Lucius Fox rolünde Morgan Freeman ve Teğmen Jim Gordon rolünde Gary Oldman ilk filmdeki kadrodan bu filme aynen taşınmışlar..
Batman’ ın baş düşmanı Joker rolünde Heath Ledger, Bölge Savcısı Harvey Dent/İki Yüzlü rolünde Aaron Eckhart, Batman’ ın müzmin sevgilisi Rachel Dawes’ da da Maggie Gyllenhaal bu filmde kadroya katılan başlıca önemli oyuncular..

Batman’ in, Polis Teğmeni James Gordon ve yeni Bölge Savcısı Harvey Dent’ e yardımcı olmasıyla, Gotham City’ deki kanunsuzlukların üzerine sıkı bi şekilde gidilmiş, asayişin berkemal olması yolunda önemli bir yol alınmıştır..

Sinemada teknoloji gelişip, her türlü görselliğe hizmet eden imkanlar ortaya çıktıkça bir yandan da yaratıcılığı zorlamak için kendine güç kurallar koyan sinemacılar çıktı. Lars Von Trier‘nin Dogma‘sı bunlar arasında en bilineni. Trier biraz şaka biraz ciddi bir manifesto oluşturarak bundan sonra filmlerinde cinayet sahneleri gibi ‘gerçekten’ canlandırılamayak sahnelere, yapay ışığa yer vermeyeceğini, perdedeki her şeyin ‘gerçek’ olacağını (seks sahneleri dahil) ve bunun gibi daha pek çok zorlu kuralı içeren Dogma akımını başlattı. Daha sonra çekilen Dogma filmlerinde bu kurallar bir bir çiğnendi tabi ama sinema tarihine oldukça ilginç filmler de kazandırılmış oldu.

Konuya burdan girdim çünkü Conversation With The Other Woman‘da günümüz sinemasında kullanılan küçük kurallardan birini koymuş kendine. Ekranı ikiye bölmüş ve bütün film boyunca aradaki çizgiyi asla kaldırmamış (son sahnede kalkmış gibi ama emin olamıyoruz). Split screen denen bu tekniğin, dörde bölünmüş ve çok daha karmaşık versiyonunu Timecode filminde görmüş ve açıkçası zorlama bir yöntem olduğunu düşünmüştüm. Çünkü o filmde dört ayrı karakterin hayatını takip etmenin zorluğu dışında bir katkısı yoktu filme split screen’in. Ancak Conversation With The Other Woman konusu itibariyle de görsel seçimine hayli uygun.

Bu özel kadın başka, sevgili sinepil’ciler… 🙂 Julia Roberts’la özdeşleşen “Pretty Woman: Vivian” değil, yine Roberts’ın canlandırdığı gerçek bir kadın -gerçek bir hayat hikayesi-: Erin Brockovich. Hangi kadın O’nun gibi olmak istemez ki?! Altı yıl boyunca üç bebek baktıktan sonra (sayılarla arası pek iyidir, maşallah:) hayat şartlarının dayatmasıyla tekrar iş hayatına atılmak zorunda kalan; son derece zeki, ağzı iyi laf yapan, ikna kabiliyeti yüksek, tuttuğunu koparan, müthiş bir hafızaya sahip, güven veren ama tarzından ödün vermeyen, araştırmacı, mücadeleci, davasına inanan, üstelik güzel mi güzel, sevgi ve şevkat dolu bir anne… İşte filme ismini veren Erin Brockovich (Julia Roberts) tam da böyle bir hatun ama iki eksiği var: diplomasının olmaması ve tutkulu bir işkolik olması.

“Bu kadar meziyete sahipse kim takar diplomayı?” diye düşünmeden edemiyor insan doğrusu.:) O da öyle diyor zaten ve yanında ‘zorla’ işe başladığı deneyimli avukat Ed Masry (Albert Finney) ile birlikte A.B.D’nin hukuk tarihine geçecek bir çevreci davaya girişiyor. Davanın konusu ve Brockovich’in dava sürecinde yarattığı harikaları, filmi henüz izlemeyenlere bırakayım ama bu filmin gerçek bir hikayeye dayandığını bir daha vurgulamadan geçemeyeceğim.