bildirgec.org

90lar hakkında tüm yazılar

on yedi papirüs

kahramancayirli | 05 June 2009 08:57

1.Şair Birhan Keskin “dürtme içimdeki narı üstümde beyaz gömlek var” demiş; ötesi var mı? Kırk oldu belki Keskin’i, şiirlerini, duruşunu övüşüm. Şiirle tanışacak, Birhan Keskin şiirine aşık olacak yeni gözler için..(Ne olur bir an evvel yeni bir şiir kitabı yayımlansın Keskin’in. Dünya böyle çok sıkıcı.)
2.Ağzımda kocaman bir aft var. İki hafta oldu geçmedi. Geç artık.
3.Ajda Pekkan’ın yenisi: Resim. İyi bir şarkı mı kötü mü. Söz müzik Serdar Ortaç diye önyargılara kapılıyorum ama Pekkan çok sıradan şarkıyı bile öyle bir yorumluyor ki, sonuç iyi oluyor. 2lik 3lük şarkıyı Pekkan söyleyince 8lik 10luk oluyor. Çerçeve değil resim arıyoruz!
4.Hiç televizyon izlemiyorum. Sadece konuğuna göre Cuma geceleri Beyaz ve cumartesileri Makine.
5.Ne güzel fotoğraflar çekiyor insanlar. 3ayakta sözü edilen tüm fotoğrafçıların galerilerini izlemeye çalışıyorum. Herkes iyi bildiği işi yapmalı.
6.Oturup bir Yıldız Tilbe ya da Bülent Ersoy kitabı yazasım var. Ne güzel olur. Daha doğrusu roman olursa birileri, onların olsun. Bence.
7.Bugün şunun hayalini kurdum: Türk Edebiyatı doktorası vs yapıyorum, sonra gençlere Türk Edebiyatı anlatıyorum, onları ödüllerle kitap okumaya teşvik ediyorum.
8.Dört filmin ismi geçsin: 5 x 2, Hunger, Lola ve Bilidikid, Birds..
9.Ferhunde Hanımlar yine olsun. Riziko yine olsun. Bugünün tarihi 4 Ekim 1992 olsun mesela.
10.1940larda 50lerde olduğu gibi gazeteler parça parça roman yayımlasınlar. Ertesi güne kadar ölelim meraktan. Süper Baba yeniden başlasın. İkinci Bahar başlasın. Perihan Abla yine..
11.Nilüfer-Mavilim’i her akşam birkaç kez dinliyorum. Birkaç kez kırmızı biber közlemesi..
12.Yeşim Salkım-Ben Yoldan Gönüllü Çıktım, Hiç Keyfim Yok, Deli Mavi. İşte tam orada durdu Yeşim Salkım. Hep orada durdu.
13.Sibel Alaş-Adam. Nokta. Orada da duralım.
14.Bedük’ün şarkıları ne güzel yahu. Automatik ile uyanıp uyuyorum valla. Klip zaten..
15.Se-zen Ak-su – Gü-lüm-se. Bu kadar iyi bir Türkçe pop albümü daha var mı geldi gitti mi, ben duymadım daha. Dikkat rock demiyorum elektronik demiyorum. Pop.
16.Fransızca ne duysam dikkat kesiliyorum. Pavlov’un köpeği gibi.
17.Bugün de akşam oldu. Seynan Levent.

onyedi tablet

kahramancayirli | 03 June 2009 09:51

royksopp
royksopp
nehir erdoğan
nehir erdoğan

1.Aylin Aslım’ın ilk albümü gel-git (2000) gibi albüm gelmedi buralara. Durup durup dinliyorum. Öldürücü bir albüm. Sıkıntılı, gergin ve güzel. Ateş gibi, su gibi ve durgun. Güzel.
2.Para ne kadar iğrenç bir şey. Sevdiğim insanların para karşısında eğilip bükülmesi ne iğrenç. Aslında iğrenç olan para değil yahu, insan.
3.Şiir dergilerine, kokularına bayılıyorum. Tedavi olmam gerekir mi? Kitapçıya girince kendimi tutamıyorum, millet dergide ne yazıyor diye bakar, ben kokusuna.
4.Yeni bir şey yazmak, söylemek ne zor. Her şey söylenmiş zati. Ne zaman mükemmel bir cümle yazdığımı düşünsem, çok geçmiyor hemen okuduğum bir kitapta, bir yazıda aynı şeyin çoktan yazıldığını görüyorum. Kat ettiğim mesafe?
5.Aylin Aslım’ın yeni albümü çıkmak bilmedi. Müzik neredeysen çık dışarı.
6.Elimdeki kitapları sattıkça kendimi daha hafif hissediyorum. 3-5 de para geçiyor elime. Daha satılacak bir sürü kitap var.
7.Yağmur yağacaktı yağamadı bir türlü. Bulut sıcağı çok fena.
8.Nehir Erdoğan ve Ayşe Nil Şamlıoğlu’nun başrolünde oynadığı Meleğin Sırları’nı, Kadir İnanır ve Hümeyra’nın oynadığı Kırık Bir Aşk Hikayesi’nin yarısını izledim. Ömer Kavur’u tek geçelim. Senaryoda Selim İleri’nin de imzası var.
9.90larda 9da 9 diye bir albüm çıkmıştı. Bir klip çektiler o albümden: Fatih Erdemci – Ben Ölmeden Önce. O şarkıyı övebilecek söz yok.
10.Gökçe’nin yeni albümünde Düşün Yakamdan adında bir şarkı var, onu da durup düşünüp durup düşünüp yeniden dinliyorum. Ateş.
11.İzmir de birinci derece deprem bölgesi. İlin, zemini en kötü semtlerinden birinde oturuyorum. Ne güzel.
12.Veysi Erdoğan’ın yeni bir şiiri yayımlanmış Varlık’ın haziran sayısında. Alıp okumalı. Birhan Keskin şiirleri hakkındaki kitabını ne zaman ve hangi yayınevinden yayımlayacak acaba?
13.İnsan kitap okudukça mutsuz oluyor. Okumamak daha iyi olabilir. Mi?
14.Epeydir korku filmi izlemiyorum. Bir vesile falan çıksa.
15.Athena’nın Kayıp şarkısı, güzel. Hele klibi.
16.Sırf ünlü oldukları için gazetelerin köşelerini işgal edenlerden nefret ediyorum. Kamyonla da para kazanıyorlar. Onlardan çok daha nitelikli yazılar yazabilecek milyar insan var etrafta. Hepsi bir temizlense ortalıktan. Yıldırım Türker ve Perihan Mağden hariç.
17.Royksopp süper. Remind Me, eski bir şarkıları ama her vakit iyi geliyor.

Adak, Emanet, Bir Küçük Aşk,.. : İzel

kahramancayirli | 18 May 2009 12:12

Adak, Emanet, Bir Küçük Aşk,.. : İzel
Kahraman Çayırlı

izel çelik ercan
izel çelik ercan

“Denizleri aşta gel kurbanın olam kurtar beni buralardan ne olur” diye hep bir ağızdan bağırmaya başlayalı 14 sene olmuş… 1995 yılında yayınlanan ilk solo albümü Adak’ta yer alan tüm şarkılar komple ezberimde durur hâlâ: Ah Yandım, Bas Damarıma, Biz Hep Böyleyiz, Hasretim, Yakışıklım, Yana Yakıla… Sonra 1997 yılında Mustafa Sandal imzalı Emanet: Bekle Biraz, Eyvallah, Kızımız Olacaktı… Tüm söz ve müzikleri Altan Çetin’e ait olan Bir Küçük Aşk: Çarşaf, Dayanamam, Galibi Sen, Yelken, Bir Küçük Aşk, Yok Yere, Ya Sus.. Albümlerinden en sevilen, en beğenilen bir-iki şarkısının ismini vermek oluyor niyetim oysa fark ediyorum ki neredeyse albümlerinin tüm şarkıları tutmuş, sevilmiş, dillere pelesenk olmuş..

2000 yılında Bir Küçük Aşk’taki şarkılarının yeniden düzenlenip tekrar basımı aydınlattı güney sahillerinin yaz gecelerini.. Aynı yıl Geceler Kara, Kıyamadım, Bebek ve Haberin Olmaz şarkılarının ön plana çıktığı Bebek albümü.. 2003 yılında Şak geldi: Aşk İhanetleri, Kime Zarar, Maşa.. 2005 yılında yol devam eder Bir Dilek Tut Benim İçin albümüyle: Anlayamazsın, Aşk Hakları, Sayın Her şeyi Bilen.. Ve şimdilik son albümü olarak da Işıklı Yol: Belli mi Olur, Hevesimi Kırma, Gurur, Gelişi Güzel Değil…

izel - emanet
izel – emanet

Felsefe kitapları okumayı, aşk filmleri seyretmeyi, doğayı ve evde vakit geçirmeyi seviyor. Nasıl da naif, iyi niyetli ve masum görünüyor. Senelerdir onca şarkı, onca röportaj, onca konser. İnsan bir kere mi asmaz suratını, sinirlenmez insanlara, terslemez etrafındakileri. Terslemiyor, kızmıyor, gülümsüyor hep, iyi görünüyor..

Şarkılarının ne kadar derinlikli olup olmadığı belki tartışılabilir ama şarkı söyleyişi ve sesiyle 90lardan Türk Popüler Müziği’ne en iyi armağanlardan biri, o. Kendi şarkılarını yazmadığı için, her albümünde farklı kalemlerle, müzisyenlerle çalıştığı için müziğinin rengi belli bir aralık içinde değişti, dönüştü. Ama ilk söylediği şarkıdan son söylediğine, takip ettiği çizginin dışına çıkmadı. Belki cesaret edemedi, belki de çizgisinden memnun, istemedi..

İyi niyetli, naif, yardımsever

K’nex

kahramancayirli | 11 May 2009 16:05

Bugün size çocukluğumda en çok zaman geçirdiğim oyuncaklardan söz etmek istiyorum: “K’nex”lerden … İlk olarak Yeniyüzyıl (2000 yılından sonra adı Yenibinyıl oldu, sonra da kapandı) gazetesi ile birlikte ücretsiz verilmesi sayesinde ilk “k’nex”lerime sahip olmuştum.

Parçalar birikti birikti. En son saydığımda 860 küsur parçadan oluşan bir sete sahiptim. “Legonun üç boyutlusu” olarak en basit haliyle tanımlayabileceğim “k’nex”ler, değişik renk ve boyutta çubuklar ve bağlayıcılardan (connectors) oluşuyor.

Bir toplum nasıl okunur?

kahramancayirli | 05 May 2009 11:24

Bir toplum, diğer bir toplumdan hangi özellikleriyle ayrılır ve biz bunu nasıl ölçebiliriz? Maalesef bu soruya verilen en yaygın yanıt, yaklaşık 25 yıldır aynı ismi içeriyor: Geert Hofstede. Hofstede, dört kültürel boyut belirlemiş ve 1967 – 1973 yılları arasında 70 ülkeden topladığı verilerle bu dört boyutu rakamlarla ifade edip, ülkeleri birbirleriyle karşılaştırılabilir hale getirmiş. Dört boyutun birincisi, bireysellikkollektivizm, karar verme sürecinde bireyin kendi başına karar alabilirliği ve aile, akrabalar, arkadaşlar gibi referans gruplarının verilen kararı şekillendirişi arasında salınıyor. Türkiye’nin bu ölçüden aldığı skor 1980 yılı için 46’ymış. Yani kollektivizme bir parça daha yakın bir toplum.İkinci boyut, güç uzaklığı, toplumdaki hiyerarşiyi, merkezileşmeyi ve ast-üst arasındaki güç mesafesini ölçüyor. Ülkemiz bu kriterden 63 puan almış, yani güç uzaklığının biraz yüksek olduğu bulunmuş.Bir diğer boyut olan erkeksilik-dişilik ise erkeksi toplumların başarı ve sonuç odaklı, dişi toplumlarınsa, sonuç değil süreç odaklı olduğu öngörüsü üzerine kurulu. 1980 verilerine göre 44 rakamı çıkıyor karşımıza, bu da demek oluyor ki, Türkiye, dişi özellikler gösteren, süreçi biraz daha fazla önemseyen bir toplum.Belirsizlikten kaçma (.doc), bu yazıda üzerinde tartışılacak bir diğer boyut. Ülkemiz bu ölçüde 88 puan alıyor, yani harekete geçmek / yeni bir işe girişmek için çevreden bilgi toplama düzeyimiz çok yüksek. Hofstede, bu boyutlara daha sonra “kısa ya da uzun vadeye dönüklük”ü de ekledi, ancak bu boyut için Türkiye verisi mevcut değil.Bu uzun girizgahı yaptıktan sonra verilerin güvenilirliği, toplumumuzun heterojen yapısının ayrıca değerlendirilmesi gerektiği gibi noktaları da dışarıda bırakıyorum.

Daha bireyci, erkeksi, belirsiz ve kısa vadeli bir toplum

Keşke bu boyutları değerlendiren ve güncel veriler üzerinden hesaplanan yeni çalışmalar yapılsa. O zaman rakamlar üzerinden karşılaştırma imkanımız olurdu ve görece daha somut tespitler yapabilirdik. Oysa ben burada daha farklı bir yönteme kalkışıp toplumumuzdaki 25 yıllık gelişimin bu rakamları hangi yönde ve ne derece değiştirebileceğini tartışmaya çabalayacağım.

müyap arşivinden en iyi şarkılar seçmesi

kahramancayirli | 12 January 2009 16:43

gölge çiçeği gibi şarkılarla dönmesini hayal ettiğimiz reyhan karaca
gölge çiçeği gibi şarkılarla dönmesini hayal ettiğimiz reyhan karaca

mtv türkiye’nin internet sitesine kısa bir süre önce müyap arşivi eklendi. yaklaşık 2800 türk klibinin sitede istendiği an izlenebilmesi anlamına gelen bu gelişme, benim gibi youtube’larda 90ların klipleri peşinde koşanları epey tatmin edeceğe benziyor.

nostalji listemizde 2 şarkısıyla yer alan eda özülkü
nostalji listemizde 2 şarkısıyla yer alan eda özülkü

tüm şarkıları, klipleri bir bir taradım ve sevdiğim şarkılardan oluşan bir nostaljik pop müzik listesi hazırladım. tabii listede bulunması gereken pek çok şarkıyı göremeyebilirsiniz çünkü sadece mtv türkiye sitesinde müyap arşivi içerisinden seçtiğim klipli şarkılar bunlar.

ölüm kapımı çalmasa da . aslı . 75930

kahramancayirli | 30 October 2008 17:10

2000 yılının yazı...
2000 yılının yazı…

hafif.org’ta gezinirken kasetlerle eski videobantlarıyla karşılaşınca iyice nostaljiye sardım..
aslı’nın ölüm kapımı çalmasa da isimli şarkısıyla müzik piyasasına girmesinin üstünden bile sekiz sene geçmiş. tabii günümüze gelene kadar iki albüm daha çıkardı su gibi ve söylediğim şarkılarda saklı olmak üzere..

2004 yılının kışı
2004 yılının kışı

sadece müziğini yapıyor, saçma sapan magazin olaylarıyla iş yapmaya niyeti yok. genç, gerçek bir sanatçı.
ilk albümü neresindeyim’in kapağı ise hala zihnimde durur. burada sizinle de paylaşayım istedim.

While You Were Sleeping (1995)

absynthe | 13 October 2008 17:47

İkinci Görüşte Aşka Dair Bir Hikaye..
İkinci Görüşte Aşka Dair Bir Hikaye..

Sen Uyurken, başrollerini Sandra Bullock, Bill Pullman ve Peter Gallagher‘ın paylaştıkları 1995 yapımı bir romantik komedi. Lucy, bir metro istasyonunda jeton satarak hayatını geçirmektedir. Annesi o çok küçükken ölmüştür, babası da birkaç yıl önce ölünce yapayalnız kalmıştır. Evini paylaştığı küçük kedisi, ona asılan çılgın komşusu ve birkaç iş arkadaşından başka kimsesi yoktur. Babasının annesiyle tanışmasında anlattığı gibi, evleneceği kişinin onun için bütün dünyaya değer olmasını dilemektedir.

Televizyondaki yakın geçmiş-1

Culture Orange | 16 September 2008 16:29

Televizyon seyretmek eskiden güzeldi diye düşünüyorum. En azından gözünü para hırsı bürümüş medya patronları oluşmamıştı daha. Bahsettiğim yıllar çok eski yıllar değil bir 10 yıl gidebiliriz mesela. Çok geçmişe gidersek televizyonun biraz rengi kaçıyor ve siyah beyaza bürünüyoruz. Zaten tv’nin tadı sanıyorum ki 10 yıl önce çıkıyordu. Çizgifilmler olsun diziler olsun hepsi birbirinden güzel ve çileden çıkarıcıydı.
O zamanın dizileride güzeldi. İnsanı bağlar ama izlerken işten güçten etmezdi. Son bölümleri Rosalinda gibi trafik kilitletmez, asmalı konak gibi sinemada yayınlanmazdı. Tadında bırakırlardı. O zamanın komedi dizileri için ise fazla hayal gücüne gerek duyulmazdı.

Yalan Rüzgarı
Yalan Rüzgarı

Normal halkı canlandırmak yetebilirdi. Her gün yaptığı şeyleri tv de izleyen insan diziyi beğenir dizide kendini bulduğu için dizinin başarılı olduğunu düşünürdü. Şu sıralar bundan yararlanan tv dizileri “7 den 70 e herkes bir şeyler bulacak bu dizide” sloganlarıyla yayına başlıyorlar.
Bir at çiftliğinde geçen bir diziden herkes ne bulabilir kendine veya ütopyanın pembe boyalı yerebatan sarayına benzeyen mekanlarından ne anlayabilir ki insan? Hangimiz parmaklarımızı oynatarak yokuş aşağı hızla gemi azıya almış bir bebek arabasını durduruyoruz? Hani kendimizi bulacaktık biz bu dizilerde?
Bir ata binmek için 2 tane 1 ytl ve bir sopadan oluşan düzeneklere ihtiyaç var mıdır? Romanları dizilere uyarlamak ise ayrı bir furya oldu son günlerde. Aman bu yapımlardan biri tutmaya görsün hemen ardından ne kadar roman varsa hepsini dizi yapıp süreriz piyasaya.

bu bir emirdir: alın Dizdar’ın albümünü!

kahramancayirli | 19 August 2008 14:40

İyiyi kötüden ayırmakta fayda var. 2008 yazı itibariyle yeni albümler, single’lar yağmur gibiydi. Oysa albümlerin A1’lerinden A5’lerine doğru ilerlemeye çalışın birçoğu eleğin altında kalır. İki lokomotif şarkıları var. Vasat, gerisi. İşte, eleğin üstünde kalabilen birkaç albümden biri, Zeynep Dizdar’ın son albümü “Sana Güvenmiyorum”.

İstanbul’da 14 Temmuz 1976’da doğar, Dizdar. On yaşında mandoline sahip olmasıyla başlar müzikle tanışması. Türk Sanat Müziği Korosu’nda yer alır lise yıllarında. Fuat Güner’in müzik stüdyosunda vokal çalışmaları yapar, Beyaz Güvercin yarışmasının sonrasındaysa da profesyonel isimlerle çalışma şansını yakalar. Genç sanatçı, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Yonca Evcimik, Tarkan ve Harun Kolçak’a vokal yapar. “Yolun Açık Ola” adlı ilk albümünü yayınlaması ise 1997 yılına denk gelir.