bildirgec.org

4 8 15 16 23 42 hakkında tüm yazılar

4 8 15 16 23 42

jeon | 03 December 2006 14:47

4 8 15 16 23 42
4 8 15 16 23 42

“Lost” dizisinde sık sık rastlanan bu sayıların ilginç yönleri:

*Marsel Russo’nun genetik ayna teorisini açıklamak için kullandığı sayı dizisi, lost’da geçen esrarengiz numaralar ile aynıymış; 4 8 15 16 23 42.. Teori, özetle herkesin bir ikizi vardır ancak olasılık değerleri nedeniyle kişi asla ikizi ile karşılaşamaz diyor. Numaraları da şu şekilde kullanıyor:

4: Russo’ya göre dünyadaki her insan 4 farklı insan ile birbiriyle bağlantılı. Yani, teoride, kendiniz ile 4 farklı insan üzerinden tanışma şansınız var. Örneğin; kardeşinizin patronunun komşusunun yeğeni sizin ikizinizi tanıyor.
8: Dünya’da günümüzde bulunan kıta sayısını temsil ediyor. İkiziniz ile 8 kıtadan birinde karşılaşma ihtimaliniz var.
15: İkiziniz ile karşılaşma ihtimaliniz 4,815,162,342’de 15’tir diyor russo. Yani %0,000000004’ten bile düşük bir ihtimal.
16: Aynı anda ikizi ile karşılaşabilecek maksimum kişi sayısı 16’dır. (Lost karakterleri de 16 adet.)
23: Doğa ana, sizle aynı genetik haritaya sahip bir yeni insan dünyaya getirmek için 23 yıl bekler, diyor. Yani ikizler aynı yaşta değil, aralarında 23 yaş fark olacaktır anlamına geliyor bu.
42: sizin ve ikizinizin aynı anda hayatta yaşayabileceği maksimum yıldır, diyor. Bu biraz şaşırtmacalı. Ben 23 yaşında iken ikizim doğmuş olabilir, ancak o 42 yaşına geldiğinde ben 65 yaşında öleceğim anlamına gelmiyor. Mümkün, ama böyle olacak diye öngörmüyor teori. Benim ikizim 15 yaşında ölebilir ve çember başa dönebilir.

Lost

NuMB | 30 April 2006 23:57

Pilli networkiçerisinde daha önce Bildirgec’te bir kaç girdiye rastlamıştım konu başlığımız olan dizi Lostile ilgili. Hafif’te hiç adı geçmemiş. Bunca site, bunca forum bu dizi ile ilgili uçup giderken Hafif’in nesi eksik diye yazayım dedim bu fenomeni. Ben pek dizi seyretmem, her bölümü değişik konu olan, her bölümde bir başı ve sonu olan bazı dizilere rastladıkça bakarım bazen. Csi Miami, Beckergibi örneğin. Ancak birinci bölümünden bir konuya başlayıp dizinin yayın hayatı boyunca aynı konunun girişmesi-gelişmesi-sonuçması üzerine kurulu dizileri seyredecek bir cins hayatım yok açıkçası. Her Çarşamba saat 21:00’da evde olunacak, yemek bitmiş olacak, çay demlenecek, bana göre değil yani. Ayrıca zaten Türk dizilerinin bünyeme dokunması durumu da var. Yani dizi kim ben kim bir hayatım var denilebilirdi, geçen yıla kadar!