bildirgec.org

Gone In The Sixty Seconds, Kalifornia, Swordfish gibi yapımların yönetmeni olarak tanıdığımız Dominic Sena‘nın yönetmenliğini üstlendiği 2010 çıkışlı sinema filmi “Season of the Witch“in (Cadılar Zamanı) senaryosu Bragi F. Schut tarafından yazıldı. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Nicolas Cage‘nin başrolünde yer aldığı filmde Altın Küre Ödüllü Amerikan aktör Ron Perlman, İngiliz aktör Christopher Lee, Robert Sheehan, Claire Foy, Ulrich Thomsen, Stephen Campbell Moore, Stephen Graham ve Fernanda Dorogi gibi isimler de rol alıyor.
Kilise tarafından cadılıkla suçlanan genç bir kız, iki genç şövalye tarafından manastıra götürülür. Uzun zamandır savaşın içinde olan ve döndüklerinde veba ile harap olmuş bir yer bulan ikili, vebaya sebep olduğuna inanılan bu genç kızın lanetini kaldırmak üzere yola çıktıklarında çeşitli yollarla sınanacak, cesaret ve özgüvenleri ölçülüp; hayatlarının sınavını vereceklerdir.

İtalya, Toskana’da ‘aşk’ın sureti; İngiliz yazar James Miller ile sanat galerisi sahibesi Fransız Elle’nin uzun soluklu, yalancıktan ilişkisini anlatan film, İran Yeni Dalgası’nın mühim isimlerinden Abbas Kiarostami tarafından çekildi. İran Sineması’ndan bahsetmeden evvel, Jafar Panahi’ye yapılan büyük ayıbı kınamadan geçmeyelim.

1940, İran doğumlu Abbas Kiarostami‘nin yazıp, yönettiği ve otobiyografik olduğu söylenen “Copie conforme” (Certified Copy/ Aslı Gibidir), 2010 senesinde vizyona girdi. Oscar Ödüllü Fransız aktris Juliette Binoche ve bariton William Shimell‘in başrollerini paylaştıkları film, 7 Milyon Dolar gibi bütçeyle tamamlandı. Fransızca, İtalyanca ve İngilizce dillerinin konuşulduğu film, Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde gösterildi.

“G.O.R.A.”, “Vizontele”, “Yahşi Batı” gibi yapımlarla tanıdığımız Ankaralı yönetmen Ömer Faruk Sorak‘ın yönetmenliğini üstlendiği 2010 çıkışlı sinema filmi “Aşk Tesadüfleri Sever“, Böcek Yapım tarafından 2011’de vizyona sokulacak bir romantik komedi. Aktör, nam-ı diğer ‘Dolce Turco’ Mehmet Günsür ve Belçim Bilgin, Altan Erkekli, Şebnem Sönmez, Ayda Aksel, Hüseyin Avni Danyal ve Yiğit Özşener de rol alıyor.
1977 senesinin Ankara’sında hamile eşlerini hastahaneye yetiştirmeye çalışan iki adam; Yılmaz ve Ömer, acele ve telaş yüzünden birbirlerine çarparak kaza yaparlar. O gün doğum yapacak olan Neriman ve kaza sebebiyle erken doğum yapan İnci’nin çocukları Özgür ve Deniz, dünyaya geldikleri anda gözleri ilk birbirlerini görür. İlk görüşte aşk diyebileceğimiz bu durum, Özgür ve Deniz’i türlü tesadüflerle birbirine bağlayacak ve aşk, karşı konulmazlığını bir kez daha kanıtlayacaktır.

1958, Amerika doğumlu yönetmen David O. Russell‘ın yönetmenliğini üstlendiği 2010 çıkışlı sinema filmi “The Fighter“ın (Dövüşçü) senaryosu Keith Dorrington, Scott Silver, Eric Johnson ve Paul Tamasy tarafından yazıldı. Amerikan aktör Mark Wahlberg, İngiliz aktör Christian Bale, İtalyan aktris Amy Adams ve Amerikan aktris Melissa Leo‘nun başrollerini paylaştıkları filmde Jack McGee, Melissa McMeekin, Erica McDermott, Bianca Hunter ve Jill Quigg gibi isimler de rol alıyor.
Döneminin en iyi boksörlerinden biri olan Dicky Eklund, darmadağın olan ailesini üvey kardeşi Mickey Ward’ın kendisi gibi boksa heves etmesi sayesinde toparlayacak, hayatını ve kardeşiyle olan ilişkisini gerçek bir düzene sokacaktır.
“The Fighter”, En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu (Wahlberg), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Bale), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalına hem Leo, hem de Adams, Altın Küre adayı oldu.

İran Yeni Dalgası’nın önemli yönetmenlerinden Jafar Panahi‘ye 20 sene film çekmeme ve ülke dışına çıkmama cezası verildi. “The Circle”, “The White Balloon”, “The Mirror”, “Offside” gibi başarılı yapımlarla tanınan yönetmen, ülkesi İran tarafından onaylanmayan ve sansürlenen görüşleri sebebiyle aldığı bu cezanın düşmesini bekliyor. Başta İran halkı olmak üzere bir çok ülkeden tepki alan bu yasak, Fransız aktris Juliette Binoche tarafından da kınandı. Cannes Film Festivali’nde Panahi için pankart açan Binoche, gözyaşlarını tutamadı ve “Umarım Panahi seneye burada olur” diyerek yönetmene destek oldu. Yönetmen için düzenlenen online imza kampanyasına katılmak için buraya tıklayın.

2010 yılı bitti bitecek, yeni yıl hazırlıkları da başladı bile. “yeni yılda ne yapıyorsun?” klişesi de haliyle revaçta.. neyse konuyu fazla dağıtmayalım. bu yılın en iyi flash sitelerini incelemeye koyuldum ve ortaya bu yazı çıktı. bakalım bu yılın en yaratıcı, en kaliteli flash siteleri hangileriymiş?

1)Monoface

monoface her şeyden önce oldukça eğlenceli bir site. keyifli vakit geçirmek için birebir diyebilirim. tek olumsuz yanı ise loading (yükleniyor) kısmı biraz sıkıyor. kabaca, kendi yüzünüzü tekrar tasarlıyorsunuz diyebiliriz sitenin içeriği hakkında ip ucu vermek için. denemelisiniz anlatılmaz yaşanır.
2)waterlife

waterlife doğa severlerin oldukça hoşuna gidebilecek bir site. özellikle deniz yaşamını sevenlerin beğeneceğini umuyorum. “yükleniyor” kısmını da dalgalara benzetmişler ama biraz uzun tutmuşlar. onun dışında harika bir site. fotoğrafların içinde yüzüyorsunuz diyebilirim.
3)marc ecko

Bugüne kadar sinema filmlerinin müzik bölümlerinde çalışmış ve bir kısa film ile bir belgesel çekmik olan Andrew Jarecki‘nin ilk uzun metraj denemesi olan “All Good Things“, 2010 senesinde vizyona girdi. Marcus Hinchey ve Marc Smerling’in senaryosunu yazdığı filmde Oscar adaylığı bulunan 1980 doğumlu Kanadalı aktör Ryan Gosling, Amerikan aktris Kirsten Dunst ve Frank Langella rol alıyor.Romantizmi ve gerilimi birarada tutan film, eleştirmenlere göre ‘kopuk’ olarak yorumlansa da All Good Things, vermek istediğinden fazlasını verebilmiş gibi görünüyor.

1971, Ocak ayından 2003, Kasım ayına dek New Yorki Los Angeles ve Texas’ta yaşanan olaylardan esinlenilerek çekilen film, güzel aktris Dunst’un depresyon sebebiyle yattığı rehabilitasyondan çıktıktan sonra rol aldığı ilk yapımdır.

Said Nursi (Molla Said, Said-i Kürdi), 1876 senesinin 5 Ocak gününde mi, 12 Mart gününde mi doğduğu tam olarak bilinemeyen, Risale-i Nur Külliyatı’nın yazarı Kürt asıllı bir İslam alimidir. Din ile ilmin/ siyasetin/ felsefenin birbirinden ayrılamaz olduğunu savunan, bunları birarada tutmaya çalışan ve yakınları tarafından Bediüzzaman olarak anılan Said Nursi, fikirleri, kitapları ve yetiştirdiği öğrencileriyle dünyayı etkileyen bir adam, örnek alınacak bir insan olmuştur.
Bitlis’te dünyaya gelen ve 23 Mart 1960 tarihinde Şanlıurfa’da vefat eden Said Nursi’nin yaşamı, yönetmen Mehmet Tanrısever tarafından bir sinema filmi haline getirildi. Mürşit Ağa Bağ, Engin Yüksel, Tarık Tanrısever ve Mesut Çakarlı’nın rol aldığı “Hür Adam: Bediüzzaman Said Nursi“, çocukluğundan başlayarak anlattığı Said Nursi’nin hayatına dair tüm önemli ayrıntıları aktarmayı amaçlamış. Feza Film’in yapımcılığını üstlendiği filmin fragmanını izlemek için web sitesinde Multimedia bölümünden Fragman’ı tıklayınız.

Oyun dünyası gün geçtikçe katlanarak büyüyor. gelişen teknolojiler oyunların gerçeğe gittikçe yaklaşmasını sağlıyor.İşte bu karmaşık ortamda başarıyı yakalamış 10 muhteşem oyunu sizler için seçtik.

1. Call of Duty: Black Ops

2. Grand thief auto IV

Metis Yayınevi, sinemayı anlatan kitapları arasına bir yenisini daha ekledi; Filmlerle Sosyoloji. Lancaster Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesi Bülent Diken ve Aarhus Üniversitesi Siyasetbilim Bölümü öğretim üyesi Carsten Bagge Laustsen’in birlikte hazırladıkları bu kitap, ‘toplumsal gerçekleri değil, filmler aracılığıyla kendilerini yeniden üreten toplumlar’dan bahsediyor. Dövüş Kulübü, Tanrıkent, Sineklerin Tanrısı vs. yapımları inceleyen kitap, Sona Ertekin tarafından çevrildi. İlk baskısı Haziran ayında yapılan kitabın içinden bir bölümü buradan okuyabilirsiniz.