bildirgec.org

2001 senesinde yaşamını yitiren Amerikan Yönetmen Herbert Ross‘un yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Footloose“, 1984 senesinde çekildi. Senaryosu Oscar Ödüllü sinemacı Dean Pitchford tarafından yazılan filmde Altın Küre Ödüllü Amerikan aktör Kevin Bacon, Amerikan aktris Lori Singer, iki defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan aktör John Lithgow, iki Oscar ödülü sahibi aktris Dianne Wiest, 2006 senesinde yaşamını yitiren aktör Chris Penn, Sex and The City dizisiyle meşhur olan aktris Sarah Jessica Parker, John Laughlin, Elizabeth Gorcey, Frances Lee McCain, Jim Youngs ve Douglas Dirkson rol alıyor. ‘Let’s Hear It for the Boy’ VE ‘Footloose’ parçalarıyla Oscar’a aday gösterilen yapım, 8 Milyon Dolarlık bütçeyle tamamlandı.

Uzakdoğu animasyon sinemasının babası olarak bilinen Hayao Miyazaki, 1941 senesinde Tokyo’da dünyaya geldi. Kariyerine 10’dan fazla film, anime dizileri, manga serileri ve bir de Oscar Ödülü sığdıran Miyazaki’nin yönetmenliğini yaptığı “Kaze no tani no Naushika” (Rüzgarlı Vadi) animesi, 1984 senesinde gösterime girdi. Ülkemizde tam 23 sene sonra gösterilen Disney çıkışlı film, yönetmenin başeseri olarak kabul ediliyor. Miyazaki‘nin sanayileşmeye olan eleştirisi diyebileceğimiz film, dünyanın gidişatından rahatsız olanlara adanmış.

Bir video oyunu bağımlısı çocuğun oynadığı oyunun heyecanlı ve biraz da ürkütücü bir şekilde gerçeğe dönüşmesini anlatan film, izlemeye değer başarılı bir bilim-kurgu macerası.

Amerikan sinemacı Nick Castle‘nin yönetmenliğini yaptığı sineöa filmi “The Last Starfighter“, 1984 senesinde gösterime girdi. 15 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle Kaliforniya’da çekilen film, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Satürn adayı oldu. Filmde 1960 doğumlu Amerikan aktör Lance Guest, 1987 senesinde kanser sebebiyle yaşamını yitiren Amerikan aktör Dan O’Herlihy, Kanadalı aktris Catherine Mary Stewart, Robert Preston ve John O’Leary rol alıyor. Castle’nin ikinci yönetmenlik deneyimi olan filmin orjinal süresi 110 dakika.

Bir zamanlar Amerika.
The Godfather‘ın yönetmenliğini reddeden Sergio Leone‘nin başyapıtlarından biri olan film1984 yılında çekilmiştir.

Büyük Buhran adı verilen, 1929 yılında Amerika’da başlayan ve tüm dünyaya yayılan ekonomik kriz döneminde henüz çocuk ve ilk gençlik yaşlarında olan Max(James Woods), Patsy(James Hayden), Cockeye(William Forsythe) ve Noodles(Robert de Niro)karakterlerinin hayatlarını konu alan film, mafya türleri arasında sağlam bir yere sahip.

Çalıkuşu, Düşman Yolları Kesti, Namus Uğruna gibi yapımlarla Türk Sineması’nın önemli yönetmenleri arasına giren Osman Fahir Seden‘in çektiği sinema filmi “Nefret”, 1984 senesinde vizyona girdi. 1943 doğumlu aktris Fatma Girik, aktris/ müzisyen Hülya Avşar, Metin Serezli ve Bulut Aras’ın rol aldığı film, bir anne ile kızın arasındaki yıkıcı sevgiyi anlatıyor. Senaryosunu yine Osman F. Seden’in yazdığı “Nefret“, Mine Film tarafından çıkarıldı.

Fatma, kocası Metin ve gençliğin doruklarında olan kızı Hülya ile sözde mutlu bir yaşam sürdürmektedir. Evin asi kızı Hülya, annesini kendine adeta düşman bellemiş, melek sandığı babasına tapmaktadır. Hayatını kızı Hülya’ya her imkanı sunabilmek adına çalışmaya adayan Fatma, kocası Metin’in kendisini aldattığını öğrenir ve boşanmaya karar verir. Bu durum, Hülya’yı derinden etkilese de genç kız, zayıf görünmemek adına dikenlerini annesine doğrultur. Anne – kız arasındaki çekişme, Hülya için daha yeni başlamıştır.

2010, Ağustos ayında hayatını kaybeden Fransız yönetmen Alain Corneau‘nun yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Fort Saganne“, Louis Gardel’in aynı adı taşıyan ve henüz Türkçe’ye çevrilmeyen romanından uyarlandı. 1984 senesinde vizyona giren “Fort Saganne”, Fransa’da gerçekleşen Cesar Ödülleri’nde tam 5 farklı dalda aday oldu. Filmde Fransız aktör Gérard Depardieu, Philippe Noiret, Oscar adaylığı bulunan Fransız aktris Catherine Deneuve, 1966 doğumlu Fransız aktris Sophie Marceau, Hippolyte Girardot gibi isimler yer alıyor.

Metal müzik grupları genellikle hırçın, asi, umarsız, rahat ve oldukça sert; alkol, seks, uyuşturucu ve tabii ki müzikle hayatlarını sürdüren bir kaç adamdan oluşur. Genellemede kusur ettiysek affola, Amerikan yönetmen Rob Reiner, bu grupların yaşayış tarzlarını, tavırlarını ve özellikle turne dönemindeki hallerini ti’ye almak amacıyla bir film çekmiş. ‘Mockumentary’ denilen, kısaca ciddiyetsiz belgesel olarak adlandırabilceğimiz bu filmin adı “This Is Spinal Tap“. IMDB’nin bile ilk kez 10 üzerinden değil, 11 üzerinden değerlendirme ayrıcalığı tanıdığı (burada hoş bir gönderme var, zira en fazla 10 puan verebiliyoruz) bu yapım, Spinal Tap adlı müzik grubunun turne dönemi yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Amerikan aktör Michael McKean, “The Simpsons”taki seslendirmeleriyle beğeni kazanan Harry Shearer ve Emmy Ödüllü aktör Christopher Guest‘in başrollerinde yer aldığı filmde ‘film yapımcısı Marty DeBergi’ karakteriyle Reiner’in kendisi de rol alıyor.

Ray bir barda çalışmaktadır. Barın sahibinin karısı Abby, kocası Marty’yi Ray ile aldatmaktadır. Bir şeylerden şüphelenmeye başlayan Marty bir dedektif tutar ve dedektiften Abby ile Ray’i izlemesini ister. Dedektif de ikisini takip eder ve Ray evinde beraberlerken fotoğraflarını çeker. Soluğu Marty’nin yanında alır ve fotoğrafları gösterir. Fotoğrafları gören Marty yıkılır, ne yapacağını bilemez bir an ve sonunda kararını verir. Dedektiften onları öldürmesini ister, karşılığında da 10.000 dolar teklif eder. Teklifi kabul eden dedektif bir an önce işinin başına koyulur ve gerilim dolu olaylar serisi başlar.

Blood Simple, Coen Biraderlerin ilk filmi. Coenlerin kendilerine has üslubunu filmin birçok sahnesinde görmeniz mümkün. Hatta ben zaman zaman No Country For Old Men‘i yaşadım film sırasında. Oyuncu kadrosunda John Getz, Dan Hedaya ve tabiki vazgeçilmez oyuncuları Frances McDormand bulunan bu 1984 yapımı film Coen kalitesinin doğuşu niteliğinde bir anlamda. Suç/gerilim tarzındaki film zaman zaman da kara komedinin sularında yüzüyor. Gerilim sevenler için güzel bir deneyim olacaktır Blood Simple.

Kitaptan sinemaya film uyarlamak cesaret ister. Çünkü kitapta ayrıntılı ve uzun uzun anlatılan bölümler filmde kısa kesilir. Belki sizi kitaba aşık eden o ufak ayrıntılar senaristler tarafından önemsiz görülebilir. Ya da kafanızda yarattığınız karakterlerin filmdekilerle alakası yoktur. Hele ki kitabı okuduktan sonra filmi izlerseniz kitaptaki büyüyü asla filmde bulamazsınız. Zaten bu uyarlamaların çoğu da başarısız olur.

Ama bazı filmler var ki en az kitapları kadar başarılılar. İngiliz The Guardian gazetesinin 2006’da listelediği “En iyi 50 uyarlama film”.

Aşağıda da bu filmlerden birkaçını bulabilirsiniz.

1984

A Clockwork Orange

Fight Club

Amerikan yönetmen Joe Dante‘nin yönetmenliğini yaptığı “Gremlins” (Gremlinler), 1984 senesinde viizyona girdi. ‘Mogwai’ adlı sevimli yaratık sayesinde ünlenen ve 10 Milyon Dolar gibi bir bütçeye sahip olan film, adeta efsane oldu. Chris Columbus‘un senaryosunu yazdığı yapmın devamı da 1990 senesinde geldi; “Gremlins 2: The New Batch“.

Randall Peltzer, ‘saçma’yı ‘önemli’ kıldığını iddia eden, esasen hiç kimsenin işine yaramayacak bir takım ggereçler icat eden kendi çapında bir yaratıcıdır. Yetişkinliğe adım atan oğlunun yaş günü için hediye arayan Peltzer, New York’un ünlü Çin Mahallesi’ne gider. İkinci el ve antika eşyaların satıldığı bir dükkana giren Peltzer, dükkan sahibi yaşlı adam ve küçük çırağına icat ettiği bir ürünü satmaya çalışır, lakin dükkanda gördüğü tuhaf bir yaratık dikkatini çeker ve onu oğluna hediye almak ister. Mogwai’nin satılık olmadığını söyleyen yaşlı adama karşın küçük çırak, mantıklı davranır ve 200 Dolar karşılığında küçük yaratığı satar.