bildirgec.org

1951 hakkında tüm yazılar

Vatan ve Namık Kemal (1951)

elizabethtaylor | 08 November 2011 13:59

1957 senesinde yitirdiğimiz Talat Artemel, Sami Ayanoğlu ve Türk Sineması’nın ilk kadın yönetmeni Cahide Sonku‘nun birlikte çektikleri sinema filmi “Vatan ve Namık Kemal“, 1951 senesinde gösterime girdi. Sinemamızın usta aktrislerinden Fatma Girik ile usta aktör Cüneyt Arkın‘ın başrollerini paylaştıkları filmde Yıldırım Önal, Cüneyt Gökçer, Münir Özkul, Sadri Alışık, Pola Morelli, Muazzez Lutas, Orhan Elmas, Aydemir Akbaş, Müfit Kiper, Hüseyin Baradan ve Kemal Ergüvenç gibi isimler de rol alıyor. 1840 ile 1888 tarihleri arasında yaşamış olan usta şair/ yazar Namık Kemal’in yaşaımını anlatan film, Türk Sineması’nın az bilinen değerli eserlerinden biri.

Arzu Tramvayı; A Streetcar Named Desire (1951)

queennothing | 23 June 2011 21:56

Türkiye Cumhuriyeti henüz kurulmamışken Osmanlı Devleti’nde dünyaya gelen usta yönetmen Elia Kazan, 1909 ile 2003 tarihleri arasında yaşadı. Kariyeri boyunca on dokuz sinema filmine imza atan ve iki Oscar Ödülü kazanan yönetmenin çektiği “A Streetcar Named Desire“, 1951 senesinde gösterime girdi. Tennessee Williams’ın oyunundan uyarlanan filmde 2004 senesinde yaşamını yitiren efsanevi aktör Marlon Brando, 1967 senesinde tüberküloz sebebiyle hayatını kaybeden aktris Vivien Leigh, 2002 senesinde yaşamını yitiren aktris Kim Hunter ve Oscar Ödüllü aktör Karl Malden rol alıyor. En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Set Dekorasyonu dallarında Oscar ödülü kazanan film, Türkçe’ye ‘Arzu Tramvayı’ olarak çevrildi.

An American in Paris (1951)

queennothing | 21 April 2011 09:27

1986 senesinde kaybettiğimiz yönetmen Vincente Minnelli‘nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “An American In Paris” (Paris’te Bir Amerikalı), 1951 senesinde (ülkemizde 1953) vizyona girdi. Alan Jay Lerner’in hikayesinden uyarlanan filmde 1996 senesinde kaybettiğimiz aktör Gene Kelly, Fransa doğumlu aktris Leslie Caron, Oscar Levant ve Nina Foch gibi isimler rol alıyor. 3 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlanan yapım, Paris ve Amerika’da çekildi.
Müzikal filmler ile tanıdığımız ve bir zamanlar Judy Garland ile evli olan Minnelli’nin klasiklerinden biri olan “An American In Paris“, En İyi Film, En İyi Senaryo, En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi Set Dekorasyonu, En İyi Görüntü yönetmenliği ve En İyi Müzik dallarında Oscar Ödülü kazandı.

İnsanlık Suçu; A Place in the Sun (1951)

queennothing | 05 April 2011 12:26

Amerikan yönetmen George Stevens, 1904 ile 1975 tarihleri arasında yaşadı ve elliden fazla yapıma imzasını attı. Yönetmenin 1951 senesinde çektiği sinema filmi “A Place In The Sun” (İnsanlık Suçu), altı dalda Oscar Ödülü’ne layık görüldü bundan başka üç dalda aday oldu. 23 Mart 2011 tarihinde kaybettiğimiz menekşe gözlü aktris Elizabeth Taylor ile 1966 senesinde kaybettiğimiz Amerikan aktör Montgomery Clift‘in başrollerini paylaştıkları eserde iki Oscar sahibi aktris Shelley Winters, Anne Revere, Raymond Burr, Keefe Brasselle ve Fred Clark gibi isimler de rol alıyor. Orjinal süresi 120 dk olan film, Theodore Dreisser’in iki ciltlik eserinden uyarlandı.

George Eastman, fakir bir adamdır. İyi yaşamak için çok çalışması gereken genç adamın en büyük hayali, zengin ve saygın biri olmaktır; amma velakin hayat, genç adamı bu meziyetlerden yoksun bırakmaya kararlıdır.

Hakuchi (The Idiot) – (1951)

mrmurat | 18 January 2010 14:45

hakuchi
hakuchi

Dostoyevski‘nin o güzelim romanı Budala‘yı okuyanlar bilirler, Lev Nikolayevic Mışkin‘i, Dostoyevski’nin tamamen iyi bir insanı yazmak isteğiyle başladığı romanının hepimize tekme tokat saldırarak bizleri nasıl sersemlettiğini. Mışkin‘in nasıl çevresindekilerce alaya alındığını, nasıl aşka düştüğünü ve cayır cayır yandığını. İşte Dostoyevski’nin Budala’sını beyazperdeye yansıtan Akira Kurosawa, Mışkin’i gözlerimizin önüne koyuvermiş 1951yılında. Filmin, kitaba göre göre birkaç farklılığı olduğunu görüyoruz; örneğin film Rusya‘da geçmiyor, o Petersburgatmosferi yok, onun haricinde kitapta öyle olmadığı halde filme genel olarak soğuk hava, kar kış hakim, ki bu da Kurosawa‘nın sevdiği şeylerden.
Favori yazarı olan Dostoyevski’nin kitabını filme çekerken biraz abartıvermiş ve filmi kırpmadan önce elinde yaklaşık olarak 270 dakikalık bir uyarlama varmış.