1962 senesinde hayatını kaybeden yapımcı/ yönetmen Michael Curtiz’in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Mildred Pierce“, 1945 senesinde vizyona girdi. James M. Cain’in romanından uyarlanan filmde 1977 senesinde kaybettiğimiz aktris Joan Crawford (‘Mildred Pierce’ olarak), 1928 doğumlu aktris Ann Blyth (‘Veda’ olarak), Jack Carson, Eve Arden (‘Ida’ olarak) ve Zachary Scott rol alıyor. 1,5 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle Amerika’da çekilen film, ülkemizde 1946 senesinde vizyona girdi.
Film, 2011 senesinde HBO tarafından 5 bölümlük bir mini-dizi olarak yeniden çekildi. Dizide Kate Winslet ‘Milred Pierce’i canlandırırken, Evan Rachel Wood ve Guy Peace de dizide rol alan diğer isimler.
1945 hakkında tüm yazılar
Yönetmenlerin Bilinmeyen Yönleri
queennothing | 09 October 2008 09:11
Stanley Kubrick
“Yönetmen” kavramı, sinema ve tiyatro sanatının en önemli unsurudur. Bir yönetmen sadece filmi değil, aylar süren çekimler boyunca tüm ekibi de yönetir aslında. Sinemayı gerçekten seven, farklı bakış açılarını kabul edebilen insanlar, bir film izlerken “yönetmen” kavramının üstüne düşer.
Sinema sanatı için bu kadar önemli bir sıfatı taşıyan insanların ‘enteresan’ olarak nitelendirebileceğimiz bazı özellikleri var. İmaj verirken izledikleri yol olsun, rahatlamak için başvurdukları yollar olsun, atmosfere girebilmek için aldıkları terapi uygulamalarına kadar şaşırtıcı bir çok şey bulunuyor.
(Sinemada imaj vermek; yönetmenin, oyuncuya istediği performansı verdirtmek için söylediği, örnek verdiği, düşündürttüğü şeyler. Mesela, “Vahşi bir aslanın üzerine koştuğunu düşün o korku ifadesini yüzüne yansıt” gibi.)
Kişisel bir şey ama ‘yönetmenler’ başlığı altında bunu da eklemek istedim; Quentin Tarantino, ayak fetişistidir. “Pulp Fiction”daki meşhur ayak masajı ve “Kill Bill” (V1 ve V2)serisiyle Uma Thurman’ın ayaklarını çok sevdiğini her fırsatta dile getiriyor. Sadece “Death Proof” filmini izleyerek Tarantino’nun ayak fetişisti olduğunu anlamak zor değil.
Quentin Tarantino
“Casino”, “The Departed”, “Raging Bull”, “The Color of Money” gibi bir çok başarılı filmin yönetmeni Martin Scorsese, beğenmediği sahneler için asla “kötü oldu” demez; tekrar çekerken oyuncuya “gayet iyi oldu ama daha iyi olabilir, daha iyi olacak” dermiş. Çünkü, profesyonel bir yönetmenin, oyuncusunun moralini hep yüksek tutması gerektiğine inanıyormuş.
TAKEN
emsvizyon | 26 August 2008 11:05
spielberg’den bir mini dizi
önceden kanal D’de de yayınlanan mini dizi taken benim çok ilgimi çekerdi. her bölümü ayrı bir sinema filmi gibiydi bu dizinin, tüm “uzaylı klişeleri”ni barındırsa da sunmayı güzel beceriyordu doğrusu…
dizi, roswell olayından tutunda, insan – uzaylı melezlerine vs’ye kadar bir çok hikaye barındırıyordu… çeşitli zaman dilimlerindeki kaçırma olayları ve bunları yaşayan insanların neden kaçırıldığı hakkında araştırmalar yapılıyor olması da temel konuydu, çünkü bu insanlar bir şekilde uzaylılar için önem taşıyorlardı (4400 de ki gibi süper güçleri yok, fantastik öğelerden çok bu olayları yaşayan insanların dramları ve hükümetin tavrı konu ediliyor ) kaçırılan insanların beynine bir metal parçası koyuyorlardı… hele bir sahnesinde izbe bir alanda hükümet ajanları kaçırılmış birinin beynini açıp o parçayı çıkartıyorlardı ancak o parça bir micro robottu ve ultrasonuk bir ses çıkarmıştı ( bi de kımıl kımıl ediyordu :)) heryeri birbirine katmıştı…
ameliyat sahnesi
ameliyat 1950’lerde ki bir tarihteydi, adamların öyle yüksek teknolojili bir şeyi ellerinde tutmaları ve o yıllarda öyle birşeyi gözlemliyor oluşlarının sunumu beni hep etkiler, ha bir de tüm araştırmalardan sorumlu generalin kendi oğlunu uzay gemisinden kalma bir parçayı gördü ona dokundu diye öldürmesi de unutulmazdı benim için ( 4400 de ki baş dedektif herif oynuyor ) diziyi herkese tavsiye ederim… izleyin !
işte bu eleman( düşen ufoya şaşkınlıkla bakarken) arkadaki köylü ve çocuklarını da öldürmeyi ihmal etmiyor tabiki…