Artık heryerde gündemdeki anayasa taslağı konuşuluyor,her kafadan bir ses çıkıyor ama bu taslakta hiç kuşku yok ki en fazla tartışma türban konusunda olacak.Rektörler komitesi hazırlanan bu taslağa büyük tepki gösterdi. Bu konu için hükümet yargı ve üniversitelerle bir kez daha karşı karşıya geldi.Ve artık Türkiye bu taslağa kilitlendi.Peki başbakan bu konu hakkında neler söyledi?Haberin devamı
yorumlar
şimdi türban meselesini anladım. teşekkürler inan6666. şimdi şu gelinler yazısı erotik hikaye haline geldi.
Geçen hafta yayımlanan Nature’de birkaç Türk üniversitesi ve birkaç Türk adı vardı. Fakat bunların dergide yer almasının nedeni herhangi bir buluş değildi. Bilim dünyasında bu güne kadar meydana gelmiş en büyük intihal skandalıyla ilgiliydi.İntihal ‘bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine ait imiş gibi kullanmasıdır.’ Yani, çalmasıdır.New York’taki Cornell Üniversitesi fizikçileri tarafından kurulmuş, bilimsel makale yayımlayan ArXiv adlı bir site var. ArXiv önce 14 Türk doktora öğrencisi, doçent ve profesöre ait orijinal araştırmadır diye yayımladığı 65 makalenin başka yazarlara ait makalelerden aşırı kopya olduklarını açıkladı.Rektörler Komitesi Sivil anayasa çalışmalarını değerlendirnek için toplanıyorlarmış. Gündemin ilk maddesi de, üniversitelerde ‘kılık-kıyafetin serbest bırakılmasına’ ilişkin tartışmaymış.Laiklikle yatıp kalkan ve siyaset dışında hiç bir şey konuşmayan rektörler komitesi, bilimin önemini ve gereklerini unutmuş gözüküyorlar.Üniversiteler, insanların giyim kuşamlarıyla uğraşan terzihaneler değil gençlere, düşünmeyi, beyinsel özgürlüğü ve bilim saygısını öğreten yerlerdir.
benm dini inancım geregi okul sadece slip donla gidebiliyorm.. umarım bunu da yasal hale getirirler.
inşallah…
:):):) süpersin redstar
redstar :))
g-string bile giyen olsa beni bozmaz şahsen.
iki turban blogu daha vardı evelki gun, ‘nedense’ kalkmışlar ve yorumlar da uçmuş tabi. oraya yazmıstım bu don meselesini. onun dısında kılık kıyafet ozgurlugu, derslere buyuk meksika sapkaları hatta astronot baslıgı ile girme ozgurlugu de vermeli derim ben..
Merak etme Redstar, şuanda birçok kimsenin gerek bedeni, gerek ruhu,slip giymiş kadar giyinik zaten.Ya da hayasız mı diyeyim?
gündemi meşgul eden haberlerle ilgili diyorum, acaba asıl haber olması gereken haberlerimi saklıyorlar? hani cem uzanın türk devletine kaptırdığı yem malları gibi bu haberler yem ve gerçeği kaçırıyorlar, asıl haberlere fırsat verilmiyor, gündem farklı konularla meşgul ediliyor diye düşünmüyor değilim açıkcası…
TalosBu her zaman olan, yapılan bir şey.Tabi bunu senin benim gibi kaç kişi farkında, o da şüpheli.Millet olarak ateşli bir milletiz, tipik grup psikolojisi, kanımızı kaynatan konulara pek bir meraklıyız.Futbol, din, siyaset vs. gibi göreceli ve taraflı konulara atlamaya bayılırız.Kendimizi rahatça gösterebildiğimiz alanlardır çünkü bunlar.Yalnız olmadığını hissetmenin o garip ateşli dürtüsüyle, müthiş bir güven, kahramanlık duygusu esir alır bizi.Biz bunlarla uğraşırken, aslında üzerine bahisler düzenlenerek dövüştürülen horozlardan farklı değilizdir.Tüm bunlar olurken de bir bakarız, atı alan Üsküdar’ı geçmiş, biz telef olmuşuz…
Net konuşanlar olun karnından değil. Ben dini olan herşeye karşıyım deyin ben size aferin deyim
Katılıyorum Webci.Konu türbandan ziyade, din.Kimse dini çağrıştıran, ya da daha duyarlılar için söyleyeyim, kendini suçlu hissettirecek bir şeyle karşılaşmak istemiyor.Tıpkı ölümü hiç düşünmeyerek ölümün onlara hiç dokunmayacağını zannettikleri gibi.Daha düne kadar camilerden ayrı ayrı o okunan ezanların gürültü kirliliğine yolaçtığından bahsediliyordu.
@ webci;Ben bu ülkede yaşayan T.C vatandaşı birisiyim. Ve üzerime giydirilmeye çalışılan müslüman kimliğine ve arap kültürüne karşıyım…
Bırakın Anayasa-Türban tartışmalarını, derin gerçek şimdi vereceğim rakamlarda gizli.Koç Holding’in mal varlığı 12.4 milyar YTL. Borcu 17.6 milyar YTL. Yıllık karı ise net 560 milyon YTL..Doğan’a bakalım. Nakit varlık 2.8 milyar YTL cıvarında. Borç 2.4 milyar YTLToplam varlıkları en büyük ilk 15 şirketten sadece 2 tanesinin nakit varlığı borcundan daha fazla.. 900 milyon nakit varlığı olup, 2,5 milyar borcu olan var..OYAK’ın 1,5 milyar borcu var. Borçta 7. sırada, ama nakit varlıkta ilk 15’e bile girememiş.2,5 milyar YTL borcu olan bir holding, 75 milyon YTL bile geliri yok ki, net karda ilk 15 e girememiş.Doğuş’un 1.7 milyar nakit varlığına karşılık 2.8 milyar borcu var.Hemen hepsi de TÜSİAD’çı bunların. Yarın batarlarsa, hepsinin borcu kamuya kalacak. Vatandaşa yıkılacak.Çoğunun ahı gitmiş vahı kalmış.. İşte bugünkü asıl huzursuzluklarının sırrı burada gizli..O mal varlıklarını nasıl edindiklerini biliyoruz.. Gümrük duvarları arkasına saklanıp, kötü malı ucuza kakalayıp milleti soydular. Uzun vadeli, düşük faizli, fon kaynaklı, kur garantili krediler alıyorlar, asıl karı bu vurgundan sağlıyorlardı.. Ziraat Bankası’ndan aldıkları ucuz kredileri Halk Bankası’ndan devlete borç verip, hazine bonoları, repolarla, %1500 gecelik faizlerle palazlandılar.. O zamanki defterlerine bakın, “faaliyet dışı kar” göreceksiniz..Asıl sıkıntıları bu..Darbe olursa ne olacak? Yine malum taşaronluklar, imtiyazlı vurgunlar gündeme gelecek. Borçlar bir şekilde buharlaşacak akıllarınca.
Yorum tutma butonu koyun şuraya yahu!Tam onikiden OğuzKagan35
@ webci;Ben karsiyim..
şimdi webci sana afferin diyecek :))
@zeyynep,Ben de onu bekliyorum zaten.:)
Ben de karşıyım webci..Kendimin Türban takmasına karşıyım..Türban ı balon gibi şişirip asıl bölücüğü yapan basına da karşıyım…Aynı zamanda demokrasinin ne demek olduğunu bilmeyen, herşeyin gözünü çıkaran bu topluma da karşıyım..
@ OguzKagan35;Kaynak nerede arkadaşım? Ayrıca vereceğin kaynakta -umarım vardır- MUSİAD ile ilgili de bilgi var mı? Varsa bizimle paylaşır mısın? Merak ettim de…
Türbana karşı değilim arkadaşlar.Bu kadar şekilci olmak, sizleri ayrımcı ve bölücü yapar.Her şeyi özgürlük adı altında bireyin demokratik haklarına bağlayan sizler, dil özgürlüğü diyorsunuz, kıyafet özgürlüğü diyorsunuz, niçin dini inançlarda tercih ve hakları kabullenemiyorsunuz?İnancı ya da inançsızlığı dışarıda bırakan bir özgürlük tanımı olabilir mi?Biraz kendinize dürüst olun.İstemediğiniz şey, sadece kendi haklarınızın, özgürlüklerinizin elinizden uçup gitmesi olmasın sakın.Onlara uygulanmasını desteklediğiniz baskının birgün bumerang gibi dönüp de sizi vuracağından korkuyor olmayasınız sakın?Özgürlük dediğiniz şey; bir diğerinin bireysel haklarının başladığı yerde son bulmuyor mu?Rahibelerin başını açmak zorunda olduğu bir mekan hatırlamıyorum ben.Ya da boynuna, kulağına haç takan, farklı dinlere mensup olan kişilerin alınmadığı bir okul var mı?
valla değel siz, kralı gelse kaynağımı açıklamam.zaten öyle ahım şahım bişi değel.mini mini bir kuş konmuştu, pencereme konmuştu.hep çölajanına gidecek deel ya bu minik kuşlar.bu seferde bana geldi işte.
@oguzkagan35;İşkembeden sallamaca yani…Aynen devam ediniz…Hatta “Durmak yok yola devam” :))
@pharmacid camiye giderken kapanmana saygı duyarım. Ama kamusal alanlarda asla hoş karşılamıyorum. Hem sadece kapanmakla neyi halledecekler anlamış da değilim. Ondan sonrada kızlar ve erkekler için ayrı okullar yapalım daha iyi olur, sesleri de namahrem olmasın ne dersin..
pharmacid;merhaba arkadaşım:) sana birşey sormak isterim: türban (bağlanma şekli ile ) ne zamandır ülkemizde var?klasik baş örtüsü -anneannemlerin başını örttüğü şekli ile- türbanın ne farkı var; kafanın bu şekilde sıkarak kapatılması Türklerde, Osmanlılarda yani eski Türklerde var mı?
klasik baş örtüsü ile türban çok farklıdır. klasik baş örtüsü saçlar dağılmasın diye takılan, saçların bir kısmını dışarıda bırakan bir şeydir. türban “ben müslümanım sen değilsin, ben şeriatçıyım sen değilsin, ben arap kültürüne özeniyorum sen özenmiyorsun” diye takılıyor. bebek kundaklar gibi sıkı sıkı, sanki biri gelip açmaya çok meraklıymış gibi bağlanıyor, iğneleniyor, omzu ve sırtı örtüyor. türbanın tarihini de bilenler bilir. üç tane, belki beş tane “türban”lı kadın vardı 70ten önce. sonradan azdılar. amerikan destekli cemaatler yoluyla adam topladılar. çoğaldıkça çoğaldılar. büyük paralar döndü, dönüyor, büyük oyunlar oynandı, oynanıyor. büyük emirler geliyor cemaatlerin başlarından. bir yandan cemaatleşme devam ederken yasadışı örgütlerle bağlantılar da kesilmiyor. sonra, işin ilginci bu türbanlılar barlarda biralarını, sigaralarını içip sevgilileriyle yiyişiyorlar. bu bir din değil, bu çarpık bir kültür. ve her gün daha da kötü deşifre oluyor.türban ya da baş örtüsü hakkında kuran’da yazılanları da okuyabilirsiniz. islamiyetgercekleri diye bir site var. aslında islam karşıtıdır, fakat türban/baş örtüsü ile ilgili kuran’da yaptığı araştırma akıllıcadır. araştırma aslında kuran’da ilgili ayette saçların değil ziynet eşyalarının ya da göğüslerin kapalı tutulması gerektiğinin belirtildiğini işaret ediyor. diyelim ki onlar yanlış yorumladılar. fakat yine de bu türban denen şeyin inançla başa bağlanan ve zorunluluklar dahilinde çıkarılması serbest olan baş örtüsünden farklı, hatta bambaşka olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Arkadaşlar örtünmek Allah’ın emri.Ben kapanmıyorum.Sizler de farklı yaşamlar sürüyor olabilirsiniz.Ama sırf işinize gelmiyor diye, Kuran_ı Kerim’de zaten var olan bir şeyi nasıl inkar edebiliyorsunuz?Emir olanı inkar etmenin “Ben Müslümanım” diyen sizleri zaten dinden çıkarıyor olduğunu bilmemenize inanamam doğrusu.Bu bir emirken, kalkıp da aman sıkarak mı bağlıyor yoksa nenem usulü mü şeklindeki tartışmalar zaten gereksiz.İster ensede toplar, ister sıkar, ister kumaş yerine bir deri parçasıyla kapatır.Dini örtünme dışında tüm herşeyiyle yaşayanınız mı var ki aranızda da, kalkıp örtünme, tesettür ya da türban her neyse yoktur diyorsunuz?Bana bile düşmez çünkü ben de dinimi tam olarak yaşamıyorum.Konu, benimle ya da onunla bununla tartışmanız, kendi doğrularınızı kabul ettirmenizden, rejim kaygılarınızdan çok öte bir şey.Kuran-ı Kerim’de apaçık bir ayet var.Tüm tefsirciler yanılmış da, içinizden bir Allah’ın kulu da çıkıp o ayeti atlayarak, haşa yeni bir çeviri mi yapacak?Yapmayın lütfen.Sadece camiye girerken örtünmek, bu nasıl bir mantık böyle?Örtünmek istemiyorsanız örtünmezsiniz.Bunun için derelerden kova kova su taşımanıza gerek yok.Saygı beklerken saygı göstermeyi de bileceksiniz.Nur suresini kaçınız okudu?Oradaki ayeti de yazayım isterseniz:”Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, ırzlarını korusunlar: görünmesi zaruri olanların dışında zinetlerini açmasınlar ve baş örtülerini yakalarının üzerine vursunlar…”şeklinde devam ediyor.Elmalılı Hamdi Yazır tefsitriyle.Eğer aranızda evinde dininin kitabını bulunduran varsa, açıp da bir okusun merak edip.
“Kuran-ı Kerim’de apaçık bir ayet var.”işte sorunun bir yanı burada, çünkü kuran’da “apaçık” bir ayet yok. ayette neyin kastedildiği net değil. tefsirciler aynı fikirdeler diye bir şey de olamaz. ziynetten bahsediliyor. süsler deniyor. fakat o kelimenin binbir türlü anlamı var. bütün tefsirlerde aynı şey yazıyor diye bir şey de yok. tefsirler eğer bire bir aynı olsalardı zaten ayrı tefsirler olmazdı. demek ki bu ayet de farklı şekilde algılanabilir, aslen farklı bir şey kastedilmiş olabilir. “ayetteki “Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar” cümlesinden, buradaki zinetin sert yürüyüşte ses getiren takı, mücevher gibi eşyalar olduğu gün gibi açıktır.” denmiş bir yerde.. ayrıca “baş örtüsü” sözcüğünün o ayette geçmediğini okudun mu? sadece “örtü” geçer ayette. “yakalarının üstünü örtsünler” anlaşılır burdan da. yanlış mıdır? doğru mudur? neden senin aklın varken, sen kuran’ı açıp okuyup anlayabilecekken başkalarına bırakıyorsun yanlış yorumlama payını? allah sana irade vermedi mi? din sadece seninle allah arasında değil mi? neden allah’la arana tefsircileri koyuyorsun ilk gönderilen ayette dendiği gibi “oku!”mak yerine?ayrıca islam’a göre bir şeyi istemeyerek yapmak günah değildir. yani istemeyerek başını açmak günah değil. amaç cıngar çıkarmak değilse tabi..
Dünya üzerinde rahibeler de dahil olmak üzere, diğer dinlere mensup, başlarını örten çoğu inananlar bu apaçık olmayan ifadelerin eseridir değil mi arkadaşım?Niçin sadece Kuran-ı Kerim’le sınırlı olsun ki, İncil var tevrat var..değil mi ama?Yahudi kadınların da erkeklerin karşısında tam örtünmeleri emredilmiş.Bu İncil’de de var.Bu nasıl bir tesadüftür ki, bir çok dine mensup kadın başını örtüyor ya da nasıl bir tesadüftürki, şu bizim yalan yanlış yorumlar yapan tefsircilerden dünyanın her yerinde var.Ayrıca yere ayağı vurunca ses çıkaran bir halhalın veya diğer ziynet eşyalarının bile şehvet uyandırıcı etkisinden bahsedilirken, lüle lüle omuzlara dökülen, sarı, kızıl, siyah türlü renklerde olan upuzun lepiska saçlarımızı savura savura dolaşmak, erkeklere beğendirmek için boşuna kuaför salonlarına gidiyoruz bizler:)
Geçenlerde denize gittiğimde bir kadın gördüm yüzünü bir şal ile tamamen kapatmış ve gözüne de kocaman bir güneş gözlüğü takmıştı. Elbisesini çıkarttı ve denize bikinisiyle, şal ve gözlük ile girdi. Ben önce yüzünde herhangi bir yara ya da rahatsızlık olabileceğini düşünmüştüm. Ama daha sonra öğrendim ki bu kadın aslında türbanlı bir bayanmış. Bana bunun mantığını açıklayabilecek olan var mıdır ?
Konu kimin ne şekilde ya da ne kadar örtündüğü değil.Tefsircilerin farklı yorumlayabileceğini bu kadar kolay kabul edebiliyorsanız şayet, bu kadın ve diğerlerinin kapanmayı kendilerine göre yorumladıklarını kabullenmek de çok kolay olabilmeli sizler için.Kadınınki doğru demiyorum dikkat edin.Belki sizin için de kapanmak mini değil de midi giymek, askılı değil de kısa kollu giymektir.Herkes kendi kafasına uygun geleni rahatlıkla doğru kabul edebilir.Ama Kuran-ı Kerim’in doğrusu tektir.Yani Allah’ın emrettiği.Şunu deyin anlayayım.Evet Kuran-ı Kerim’de örtünme emri var ama biz bu emri evrensel bulmuyoruz, ya da dini bazı uygulamaları çağımıza uygun bulmuyoruz deyin.Niçin Kuran-ı Kerim’in kendinizce “Müslümanız” demenize kafi gelecek kısımlarını alıyorsunuz da, diğerlerini tefsircilerin hatalı hatta işlerine geldiği gibi yorumladıkları fikrine inanmak daha kolayınıza geliyor?Hiç bunun üzerinde düşündünüz mü?
Önceki yorumumda da söylemek istediğim şey ; bir insan kapalıysa bikiniyle denize girmez girmemelidir. O kadınının o zaman göstermelik kapandığına inanırım ben. Belki de istemeden kapanmıştır.Baskıyla…Ben kabul ediyorum vardır Kuran’da örtünmek. Ama şuna inanıyorum ki örtünmek müslüman olmak demek değildir. Yani örtünmeden de müslüman olunabilir. Eğer ben başımı örtmediğim için cehenneme gideceksem bu kimseyi bağlamaz.
Zeyynep çok haklısın..
teşekkürler pbk..amacım kendimi haklı çıkarmak değil. herkesin düşüncesine saygı duyarım. bu da benim fikrimdi sadece söylemek istedim…
Zeyynep tabi ki, beş vakit namazını kılıp, kılarken de karşı komşusunun kapısından içeri giren erkeğin sayısını tutan kadınla ilgili hikayeyi bilirsiniz çoğunuz.Önce vicdan önemli.Bikini konusuna gelince, elbette ne kadarı makbuldür onu Allah bilir.Bir şeyin yarım yamalak değil, tam olarak yapılması gerekiyor.Görüyorum altı kaval üstü şişhane bir sürü türbanlı ama kısa kollu hatta kısa pantolon eteklerle gezenleri.Ya da önce kapanıp sonradan açılanları da var içlerinde.İnancı içine sindirmek, yapılan şeyi bilerek yapmak daha önemli.Ancak bir de şu var ki, Ramazan boyunca her akşam uzandığı içkisinden kendini mahrum bırakanı da var.Onun sevabını da Allah bilir.Kimi vardır bir sevapla tüm günahları silinir, kimi vardır, bir günahla tüm sevapları silinir.Sadece bunun rahatlığı içinde olmaktır yanlış olan.Yapılması gerktiğini bildiği halde yapmamak, yapamamak değil, ya da var olanı inkar etmek hepsinden kötüsü.
İçki konusu var bir de evet. Bütün bir sene içip sadece 1 ay uzak durmak ne kadar gerekli tartışılır. Ama haklısın bu iradeyi gösterenler de var.
“28 şubat süreci 1000 sene sürecektir.” darbesevici ertuğrul beyazkaptan, amiral gemisi maskotu“22 temmuz süreci bir dahaki seçimlere kadar sürecektir.” demokraaasi kahramanı ouuzkaan
pharmacid, cancağızım benim sorumu niçin nenelerimize takılıp falan gibi başka bir konuma uçurdun???türbanın ( şu an tartışılan şeklinin) kafalara iyice yapıştırılarak hani, bu durumun hiç bir şekilde bizim ülke geçmişimizde, hatta bilmiyorum islam geçmişimizde var mı? başını örtmek isteyen normal bir başörtüsü ile başını kapatamaz mı? türban neyi temsil eder?türban takıp; son model keten beyaz pantalonlar, üstüne pelerin gibi ceketler vs. giymek, yemyeşil farlar sürmeler sürerek, ben kapalıyım denebilir mi?o anneannnem (rahmetli) kafası normal baş örtüsü ile kapalıydı, alnının hemen önündeki saçları biraz da olsa çıkardı örtüsünden, ama kıyafeti, makyajsiz sade hali oldukça mütevazi idi, son moda pantalonlar giyip, allıklar sürüp kafamı da kapatıyorum diye bir bezle sıkmadı…
kuran bir tane, farklı kuran’ların olduğunu söyleyen olmadı. fakat kuran’da yazan o bir cümlenin her kelimesinde kastedilen için farklı yorumlar mevcut. bahsettiğiniz ayetteki başörtüsü sözcüğünün de aslında başörtüsü değil “örtü” olduğunu söylüyorum. evirip çeviriyorsunuz lafı. baş sözcüğü ayette geçmiyor. geçen sözcük “örtü”, bu baş örtüsü de olur masa örtüsü de, ya da herhangi başka örtü de.. buradan da sonuç olarak “yakanızı örtün” gibi bir anlam çıkıyor. ayrıca farklı dine mensup insanların örtünmelerinin emredildiğini düşünmeleri senin dinini bağlamaz. çünkü “islam tek bozulmamış kitaba sahiptir.” ama ben yine de onu geçtim. kuran örtünmeyi emrediyor, bu tam anlamıyla doğru bir önermedir, yorum payı da yoktur diye kabul edelim. kuran’dan anladığımızla, tefsirle ilgili kısım tartışmalı çünkü. pekii.. kuran’da türban sözcüğü geçiyor mu? kafanızı sımsıkı sarmalayın diye yazıyor mu? saçınızın teli dahi görünmesin yazıyor mu? saçınızı zorunluluklar dahilinde de olsa asla açamazsınız yazıyor mu? baş örtüsü yerine peruk ya da farklı bir şapka kullanamazsınız yazıyor mu? baş örtüsü islamın farzlarından mı allahaşkına? hayır. demek ki neymiş? türban baş örtüsü değilmiş. neymiş? “ben kafamı sıkı sıkı bağlayacam, çıkarmam da çıkarmam, beni üniversiteye almıyolar” diyenlerin başka bir dertleri varmış.
yaw aydıncım doğancım, yedin bitirdin memleketi hala gözün doymamış bakıyom. hilton arazisine gökdelen ruhsatları, digitürke faullü çalım atıp futbol yayının tekeline almak istemeler filan? neler oluyo bize aydıncım doğancım? bide bizi “mahalle baskısı“yla filan korkutmaya çalışayon. türbandı, çarşaftı, başörtüsüydü çorba yaptın ortalıı yaw. ayıp ayıp! mezaramı götürcen len bu kadar malı, parayı.Milyonlarca dolar vergi kaçır, holdinginin çıkarı memleket çıkarının ve gazetecilik ahlakının önünde olsun, bu iktidar da işlerini halletmemeye başlasın, “Türkiye Malezya olacak!” diye psikolojik harekat başlat. Tehlike asıl burada. Farkında mısınız? MALİYE Bakanlığı Merkez Uzlaşma Komisyonu’nun Doğan Grubu’na ait iki holdingin vergi borçlarında yüzde 90’lara varan indirimler yaptığı ortaya çıktı. Doğan Holding ve Adilbey Holding’e ait toplam 33 milyon 646 bin 986 YT’lik vergi aslı ve cezasının 4 milyon 720 bin YTL’ye düşürüldüğü belirlendi. Gizli operasyonKamuoyundan gizli olarak yapılan ve Doğan Grubu şirketlerinin vergi borçlarını onda bire düşüren uzlaşmaya, Maliye Bakanlığı Merkez Uzlaşma Komisyonu üyeleri ile Doğan Grubu yetkilileri imza attı. Tutanaklara göre Doğan Grubu’nun Doğan Holding ve Adilbey Holding’e ait vergi borçlarında yüzde 70 ile 90 oranlarına varan indirimler yapıldığı dikkat çekiyor. Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu, Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Bülent Taş, Gelir Yönetimi Daire Başkanvekili Murat Zezgin ile Doğan Grubu’nun CEO’su İmre Barmenbek ve Doğan Holding Mali İşler Bölüm Başkanı Yener Şenok’un imzasını taşılan uzlaşma tutanağı 29 Eylül 2005 tarihinde düzenlenip imza altına alınmış. Vergi borçlarının 1999, 2001 ve 2002 yıllarına ait olmasına rağmen uzlaşmanın 2005’te yapılması ise dikkat çeken başka bir konu.Doğan Şirketler Grubu Holding AŞ’nin mükellef olarak not düşüldüğü belgede, 1999 yılına ait 6 milyon 570 bin 791 YTL’lik vergi borcu 2 milyon YTL’ye düşürülürken, 20 milyon 862 bin 263 YTL’lik vergi cezası borcunun ise 800 bin YTL’ye düşürüldüğü görülüyor. Toplamda Aydın Doğan Holding’e ait vergi borcu ve cezasının 27 milyon 433 bin 54 YTL’den 2 milyon 800 bin YTL’ye düşürüldüğü anlaşılıyor. Rakamlar Maliye Bakanılğı’nın Doğan Holding’in borcunu yüzde 90 oranında indirdiğini gösteriyor.Adilbey’e de indirimAydın Doğan’ın babasının adını taşıyan ve tüm hisseleri Doğan Ailesi’ne ait olan Adilbey Holding’in vergi borcunu düşürmek için de aynı yönteme başvurulmuş. Maliye Bakanlığı Merkez Uzlaşma Komisyonu adına Gelir İdaresi Başkanı Osman Arıoğlu’nun imzasını taşıyan belgede; Adilbey Holding’in 6 milyon 213 bin 932 YTL’lik vergi borcunun 1 milyon 920 bin YTL’ye düşürüldüğü, Adilbey Holding’in vergi borcu ve cezasında yapılan indirimin de yüzde 70’i bulduğu görülüyor.POAŞ’ta da aynı yöntemAydın Doğan Grubu, POAŞ’ın milyar dolarlık vergi borcu için de aynı uzlaşma kılıfı adı altında benzer bir yönteme başvurmuştu. Vergi kaçağı raporla ortaya çıkan POAŞ’ın 2002-2006 arası vergi borcunun faiz hariç 1 milyar 200 milyon YTL olduğu belirlenmiş ve Üsküdar Vergi Dairesi tarafından bu borcunu ödemesi için POAŞ’a ödeme emri çıkarılmıştı. POAŞ, vergi borcunu ödemeye yanaşmayınca Maliye Bakanlığı, uzlaşma adı altında Doğan’a büyük bir kıyak yaparak borcunu yüzde 70 oranında düşürdü. POAŞ’ın 359 milyon YTL olan vergi borcunun yarısı sıfırlanırken, 625 milyon YTL’lik cezası da 93 milyon YTL’ye indirildi. Böylece Maliye Bakanlığı, 1.2 milyar YTL’lik toplama ödeme talep edilen POAŞ’tan uzlaşma adı altında 275 milyon YTL almaya razı oldu.
neymiş ers bilgisiz malın biriymiş, neymiş türban kuranda geçiyormuymuymuş, neymiş ateist sitelerden koparılma düşüncelerle kuran anlaşılmaya çalışılırsa aha böle gerizekalı adamlara laf anlatmak zorunda kalınıyormuş… turban franıszca bir kelimedir başını örten hiç bir insan bu kelimeyi kullanmaz sen kullanıyorsun çünkü medyadan duydugun bir kelime, medya diline pelesenk etmiş. tesettür coğrafyadan coğrafyaya değişen bir olgu, afganlısı türkü özbeği arabı afrikalısı farklı kapanır. Eski köylüler gibi ferace giyipte gitse bu kızlar üniversiteye gene sorun çıkartırlar. Sorun yok iğneymiş sıkma başmış falan hikaye… kuran da ben okudum başörtüsü yok ne demek ya, ben kapitali okudum marksizm gecmiyor marksizm diye bir şey yok demek gibi bir şey bu.
bilgi yarıştırmıyoruz canımsın. bilgisiz malsam bilgisiz malım. ama dur biraz oku biraz dinle ki adam gibi ad hominem yapmadan cevap vermeyi öğrenesin. asıl bilgelik elindeki bilgiyi doğru şekilde kullanabilmektir. bilmişlik taslamaktan, sen bilgisizsin demekten çok, ne bildiğini bilmektir. ben kesinlikle kuran’da örtünme yok demedim zaten. örtünmeyle ilgili kısmın tartışmaya açık olabileceğini söyledim. düşünce düşüncedir. kendi başına değerlendirilir, nereden(site ateist değil, islam karşıtı) alındığıyla değil. yanlıştır doğrudur, o ayrı konu. ben kuran hakkında çok şey bildiğimi de iddia etmiyorum. ama şunu çok iyi biliyorum ki islam barış dinidir. çığırma dini değil. şunu da çok iyi biliyorum ki islam kolaylıklar dinidir, “başındaki örtüyü her ne olursa olsun çıkarmayacaksın” dini değil.ha! doğru düzgün, hakaret ve saldırı barındırmayan bir yazı yazmayacaksan lütfen cevap verme. olur mu canım?
@ ers;sen ,ser-hus a aldırma o ne yaptığını bilmez. Ramazan ya açlıktan ne dediğini de bilmiyor…Demişsin işte tefsir diye. Bu kadar çok tefsirin olması ve cemaatlere göre de kabul edilen tesfirin değişmesinin nedeni arapçanın özünden kaynaklanmaktadır. Çünkü bazı kelimelerin cümle içindeki konumlarına göre anlamları da değişmektedir.-Tıpkı Türkçe gibi nereye çekersen çek süner yapıda- E hepimizin bildiği üzere kuran yazılmadan önce kabede şiir yarışmaları olurmuş ya hani. Kuranı kerim de bilindiği üzre öyle yazılmıştır. Yani çoğu manzume gibi tepetaklak -devrik- cümleler yoğunluktadır. “Kişi”m kafasına estiği gibi yorumlar. Kendine yakın olanı tercih eder. Sonra cemaatin birine pazarlar kendi de ünlü olur cemaati de yolunu bulur.Onu bunu geçiniz pir macid hanım demiş ki rahibeler… yahudiler… Efendim devlet dairesinde resmi işlem yapan rahibe gördünüz mü yurtdışında? Onu bırakın kiliseden -manastırdan- dışarı nadir çıkarlar. Yahudilerde sadece ibadet ederken başlarına örtü alırlar o da bazen…Ama güya son din olan islamiyete göre bütün inanan kadınları rahibedir :)) Ama normaldir bu ülkede imam sertifikalı nice mühendis ve bilim adamı hatta siyasetçi vardır malum imam hatiplilerden dolayı. Kadınları neden rahibe olmasın :)Ha şimdi benim az önce kullandığım “güya”ya takılacaklar. Takılırlar çünkü diğer dinler ve mitler hakkında bi bok bildikleri yoktur. Yorum yapamayacak kadar da bağnazdırlar bu insanlar… İnandıkları şeyi incelemekten bile korkarlar anlatılanla yetinir inceleyeni de katlederler… Değişti diğer dinlerin kitabı derler ama öze bakınca herkes on emiri uygular. Madem öyle değişen nedir? Değişen sadece ırklardır. Her ırk kendini üstün göstermek için diğerinin kitabını dinini hiçe sayar… Hadi diğer arap ülkelerini geçtik Türkiyede, arap olma heveslisi bu kadar insanın olması garip bi durum…
Konuya yaklaşım şeklinin yeterince adil, tarafsız olmadığını söylüyorum.Din bunu emrediyor, insanların ne biçimde anlayıp yorumladıkları, ya da uyguladıkları seni ne kadar rahatsız ediyor böyle?Tesettür sadece türban değil ki?Dininden bahsederken bile, öyle bir nefret ve kin akıyor ki kelimelerinden, değil türbanlı, uzun etekli birini görsen, sırf dekoltesi yok diye doğrayacaksın neredeyse.Yetmişli yıllarda ve daha öncesinde, kot pantolon veya mini etek giyiyor diye, o kıyafeti paralayanlardan biraz farkın olsun eğer yeterince tarafsız, korkusuz ve adil isen.Konumuz bu.Hürriyet gazetesindeki haber:Almanya’da türban takmasına izin verilmeyen Müslüman öğretmen Doris G.’nin, “Müslüman öğretmenler okulda türban takamıyor fakat rahibeler takıyor” şeklindeki şikayeti haklı bulundu.Stuttgard İdari Mahkemesi, “Öğretmen türbanla derse girebilir” şeklinde karar aldı.Tam aksi de olabilir, rahibe de alınmayabilirdi.Ama doğru ülkemizde rahibe var mı ki?Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmıyor olsalar bile, manastırlardan çıkıyor bu insanlar, ayrıca rahibeler giremez türünden vebalı muamelesi ile de karşılaşmıyorlar ülkelerinde.Kuran_ı Kerim’in kanıta ihtiyacı mı var ki sen tutup, sırf incelemiş, aman sülalesi hocalarla doluymuş gibi basit ve sığ bir zihniyetle, Ateist olmuş bir adamı, ispat olarak göstermeye teşebbüs edecek kadar, kendi fikirlerinden şüphe duyuyorsun?Başka bir yorumunda “ben türbanlı s…mem” diyecek kadar kadını indirgeyen bu denli sığ bir zihniyetten fazla da bir şey beklemem açıkçası.O türban iyiki annenin başında değil, büyük laf yut, büyük konuşma arkadaş.Ceviz kabuğunda bir kurt ol sözümle seni haketmediğin bir şekilde onure etmişim, kıymetini bil, zira; bundan daha fazlasıyla karşılaşamayacaksın ömrün oldukça.
denildiği için o ifade kullanılmıştır… Sapık ilan edemezsin beni… Sapkınlık yandaşlarınızda…”Ateist olmuş adam” dediğin adamın hayat hikayesini okusaydın sadece sülalesinin hocalarla dolu olmasını değil yıllarca müftülük yaptığını da açıkca görecektin. Ayrıca o link bi kanıttı kendi fikrimden duyulmuş bi şüphe değil. Benim ne olduğumu bilmeden “islamiyeti bilmiyosun” laflarıyla ezip geçemezsiniz, islamiyet bir dindir diyecek kadar aptal değilim, daha dikkatli konuşunuz efendim.Kapanmayı/örtünmeyi kadına indirgeyen zihniyet sığ değil benim düşüncelerim sığ öyle mi? Buna ancak katıla katıla gülünür yavrum…Bu ne cüret yahu, onure etmek… Karar merci misin sen? Tartışmayı da bilmiyosan metaforlar kullanarak sağa sola bok atma. Cevizi de biliriz kurtu da. Benim dekolteli kadın görmek gibi bi meyilim yok ama senin heryerde türbanlı kadın görme gibi bi meyilin var gibi.
Kadını ete indirgeyen sizler gibi erkekler tarih boyunca hep vardılar var olmaya da devam edecekler.Kuran_ı Kerim’in kadını kapanmaya indirgemesi değil, ancak bu gibi kimselerden korunması adına Allah’ın yarattığı kuluna, kadına verilen bir değer olabilir ancak.Kadının başını örtmesinden bahsederken, ne olduysa birden kadının örtünmesine geliverdi konu.Sen kadınını ister ört ister çıplak gezdir.Ama onun dışındaki hiçbir kadın senin sözde avukatlığını üstleneceğin kadar çaresiz değiller emin ol.Tartışma adabına gelince, kendisine sataşana verdiği cevaptaki uslubu seninkisi tarzında olan kimselerin olduğu kadar cüretkar ve karşısındaki kadına nezaket çerçevesinden taşacak şekilde yavrum diye hitap eden olmazdım erkek de olsaydım.Serhus’un cevabını da takdire şayan bulmuyorum.Anlaşılan sen cevizi tüm yutanlardan olmuşsun her zaman.Biraz da ısrarla fikri sorulan olacak kadar olgun yaklaşmayı dene olaylara.Beni türbanlı gezen rahatsız etmiyor neden etsin, ben de açık geziyorum.Benim de kendilerini rahatsız etmeyeceğim zihniyetler yaşıyordur bu toplumda elbet.Ama bakış açıları seninki gibi bağnaz olanlar için elbetteki durum farklı.Daha fazla konuşmak istemiyorum.Senin adli mercin ilahi adalet olsun ne diyeyim?
İnsanların sorunu türbandan ziyade türban üzerinden bazı değerlere saldırmak malesef.Başı kapalı olduğu için vatandaşlarının bir kısmının okuyamayadığı, belli eğitim seviyesine gelemediği, genel kültür olarak zayıf kaldığı, dilim varmıyor ama cahil kaldığı ve dışlanmak istenildiği, son model özgür(!) bir ülkede yaşıyoruz!
Baksana ODTÜ’ye bile giremiyorlarmış.Üstelik imam sertifikalı mühendis ve bilim adamlarının imam sertifikalı ateist Turan Dursunlar kadar itibar, hakları değildir bu ülkede.Ne acı…Nasıl bir ayrımcılık bu, Türk’ü Türk’e kırdıracak cinsten.Bu ülkede vatan haini ya da terorist olarak asıl yargılanmaları gerekenler türban başlığı altında, rencide ettikleri inananlar değil, hortumcular ve bu ülkeyi ilericiyiz diye bölen, krizi tırmandıran şekilci gericilerdir.Vay halimize…
Ben bir Türk sitesindeyim. Benim ülkem insani akillidir. Benim milletim her duyduguna inanmaz. benim halkim demokrasiyi özümsemis halktir…Yoksa ben bilmeyerek baska bir ülkenin sitesinde miyim ne..?Hayir, hayir benim ülkem bunlari tartismamali. 21. yüzyilda artik kilik, kiyafetle gecirecek zamanimiz olmamali…Diger ülkeler ilimde, bilimde, teknikte ilerlerken benim ülkem bunlari tartismamali…Bunlar tarih olmali, herkes istedigini giyinmeli, bu da bir digerini ilgilendirmemeli…Onun inanci o, senin inancin bu, birak o onu yasasin, sen bunu…Sizce biz Türkiye olarak dünya’nin neresindeyiz?Bir tv kanali umdugunu bulamayinca Malezya’ya benzemekten dem vuruyor, keske onlar gibi olsak, onlar her konuda bizden ileri…Bu akilla, bu mantikla, bu zeka ile korkmayin biz hic bir sey olamayiz…Siyasette olanlar demokrasi diyor, millet demokrasiyi agzindan düsürmüyor, sivil Anayasa yapalim deniyor, yani demokraside yasayalim deniyor, buna da karsi cikiliyor…Allah askina istediginiz nedir.. siz neyle mutlu olursunuz?Avrupa birligine girelim, girelim girmesine ama neyle, neyimizle.. bu anlayis tarzi ile biz degil Avrupa, elimizde olanida kaybedecegiz…Biz sadece tartisiyoruz, digerleri is yapiyor, biz sadece yiyoruz, digerleri üretiyor, biz sadece uyuyor uyutuluyoruz, digerleri uyanik.. nereye kadar…Ne zaman adam oluruz:Bir birimizi sevdigimiz saydigimiz, bir birimizin o’suna busuna karismadigimiz zaman…
hayır, ben de kimseye karışmaktan yana değilim, yukarıda söylediklerim ayrı birkaç noktayı(niyet, siyasi kullanım, simgeleştirme) işaret ediyor. serbest bırakın bakalım ellerinde silah kalıyor mu saldıracak. o zaman söyleyecek sözleri kalıyor mu özgürlük adına?.. özgürlük söz konusuysa, benim her zaman söyleyecek sözüm vardır, ama bunu onların yapabileceğinden emin değilim. sivil anayasa adı altında başka şeylerin yapılmaya çalışılması bambaşka, medeniyet adına avrupa birliğine girme ve batılılaşma şartlanması apayrı bir konu.. onları tartışmak istemiyorum şimdi. benim ilgimi çeken başka bir durum var. böyle geniş geniş yorumlar yapan insanın xNicox olduğundan da emin olamıyorum. karşımıza geçip başkasının osuna busuna karışmamaktan bahsedebilen bir insan.. bu kesinlikle xNicox olamaz ya, neyse..