basın sektöründe utanma diye bir duygu yoktur maalesef… insanların hayatlarını çiğner geçerler tek düşündükleri daha çok tepki yaratıp tirajı artırmaktır. bir haber yapacaklarsa ya çıplak kadın resmi koyarlar ya kan ya da bolca gözyaşı… bizim milletimiz de aç kurtlar gibi saldırır… basın sektörü bir lağım… şimdi de zavallı bir çocuk fareler tarafından parçalanıyor… kaç gündür içim acıyor bu konuya… elden birşey gelmiyor.. offf offf en vahşi yaratık gerçekten insan oğlu…
radikal Yiğit’in resmini basmış ama haberi de ilk sayfada manşet yaparak olaya verdiği önemi göstermiş ,ayrıca Yiğit’in yüzünün saklanmasına gerek yok o utanılacak bir şey yapmadı ki.Biz yüzlerce yüzsüz insanı hergün gazetelerde ve tv’lerde görüyoruz ,esas onların resimlerini basmasalarda onların suratını görmesek.
yiğit utanılacak birşey yapmadı… ama radikal buna inancından dolayı onun yüzü açık resmini basmadı… bunun tek nedeni diğer gazetelere fark atmak, bir adım öne geçmek falan… e tabii ki bunu da maskeleyecek… al birini vur ötekine…
radikalden bugüne kadar link vermiş arkadaşlara söylüyorum. Hala link vermeye devam edecek misiniz bu gazeteden? (ve diğerlerinden) Not : hiçbir haber feed’im açık değil hafif.org’ta ve bu aparatyusun kapatılmasını bile önerebilirim.
Sabah TV ekranlarında Radikal’in sayfasını o hali ile görünce “haydaa” dedim ama daha sonra olayın bir de şu tarafı olduğunu düşündüm: V.O halini sadece tanıyanlar biliyordu şimdi bütün Türkiye biliyor.Bunun bütün Türkiye’ye ne yararı var?Diyelim aile bir hafta sonra mesela Mardin’e taşınıp hayatlarını sıfırdan kurmaya karar verdi. E şimdi Mardin’deki vatandaşların bu bilgiyi bilmeye hakları yok mu?V.O.’nun durumu (hem henüz çocuk olması hem de kendinden kaynaklanmayan bir sebeple (hatta sağlık kuruluşu olması gereken bir yerden kapmış olması sebebi ile) zaten varolan trajedinin üzerine bir dram daha ekliyor ama sınıfında okuyan çocukların anne-babalarının da kendi çocuklarını koruma altına almaya hakları var. E onların hakkı varsa şu anda etrafta olmayan diğer çocukların anne-babalarının da bu durumdan haberdar olma hakları yok mu?Böyle düşününce Radikal’i suçlayamadım çünkü benim kendi çocuğumdan dolayı tanımak (ve önlem almak istediğim) biri hakkında haber alma hakkımı sağlamış oldu.Nereden baksanız (Kızılay hariç)herkesin haklı olduğu ve mucizevi tedavi dışında içinden çıkılmaz bir durum.Yani V.O’nun hakkını ve trajik durumunu savunurken bir yandan da öncelikli görevi kendi çocuklarını korumak olan öteki anne-babaların (ve tüm anne-babaların) hakkını savunmak lazım, diye düşünüyorum
sosyal bir olgu degil. Sanki farkinda degilmissiniz gibi geliyor bana. Aids deyince libidonuz harekete geciyor sanki.Zira televizyonlarda gazetelerde yillardir losemili cocuklarin resimleri roportajlari yayinlanir durur. Hic boyle tepki verdiginizi duymadim..Hayirdir duyarli kelebekler???tiviti’nin link vermeyelim feedbackini de yakalim yikalim tepkisi, haydarpasa dalga kiraninda hala yazan “sehit kanlari icin italyan urunlerine hayir!!” yazisina benziyor. Millet caddeleri kapatip makarna cigniyordu.. Cok ortadoguvari tepkilerimiz var batili arkadaslarim.
Basın sektörünün %90’ı iğrenç bir durumda, hepsinden nefret ediyorum, gazetelerini okumuyor, satın almıyorum. Haber feed’i derken bunlardan bahsetmeye çalışıyordum. Radikale özel bir yakalım yıkalım ortadoğu ağzı değil yani.
hiv yalnızca kan ve ürünleri yoluyla ve cinsel temasla geçmektedir, bu nedenle çocuğunuzu hiv’den bu çocuğun sınıfında yer almaması ile koruyamazsınız. önemli olan nokta, çocuğun eğitim ve toplum içinde yaşama hakkının savunulmasıdır, yazdıklarınız yaşadığımız yer ve zamanda çocuğun virüs taşıması nedeniyle böyle bir hakkının da olmadığı gibi anlaşılıyor. bence herkes haklı değil, en azından haklılığı tartışılabilir.
nedir ki banka soymak, bir banka kurmak yanında b.b.
ayrica bu haberle ilgili, cokmu rahatsiz etti cocugu gormek anasayfada. yoksa gormemek mi isterdiniz? nasil arada bir coplukten beslenen cocuk haberleri falan veriliyor “cik cik cik” diyoruz. alip o haberi de ana sayfaya koysalar aaa ne ayip, at gozlugu takiyoruz hala daha onumuze getiriyorsunuz mu olur acaba? cocugun yasayacagi soyutlanma sonucu gecirecegi psikolojik bunalimdan endiselenmis bazi arkadaslarimiz, cocuk sizin ortaminizda yasamiyor, kendi ortaminda zaten soyutlanmis durumda daha ne psikolojik buhranindan bahsediyorsunuz?yoksa oda mi libidoyla ilgili? ana sayfa da yari cibil kari gorup keyiflenmek varken bu aidsli zavalliyi illede burunlara sokup keyif kacirmak mi rahatsizlik veren?varsiyorum yani. ne kadar iiiiirenc torbasindan bakalim neler cikartabiliriz daha diye.yoksa kisilik haklari falan hemfikirim oyle dusunenlerle. Sorunum benim herseyi gormezden gelen hemserilerim neden bu aids’li cocugu bu kadar dert edindiler?
Çocuğun babasının ismi zaten hergün gazetelerde yayımlanıyordu yani soyadının OYAL olduğu belliydi..Birde üzerine dün akşamki ATV anahaber bülteninde babası çocuğun adını söyledi.Bence artık bu ismi ve soyadını gizlemek gereksizdi..sizde niye artık Y.O diyorsunuz,anlamış değilim…cidden,neyi kimden saklıyorsunuz?!!
şimdi arkadaşım normal koşullarda haklısın; ama perihan mağden gibi kişilerin yazı yazdığı ve aydın doğan’ın sahip olduğu, popülist ve duygu sömürüsüyle okur çeken bir gazete olan radikal’de haberin bu şekliyle yayınlanması bizi sinirlendiren. mesela hürriyet de boktan bir gazete, onlar niye resimi basmadılar, hem daha önceden sicilleri de var.bir de bu aidsli zavallının burnumuza sokularak keyif kaçırdığını, bu yüzden tepki gösterdiğimizi, onun yerine cıbıldak mankenler olsa daha mutlu olacağımızı söylemişsin. çocuğun sınıfta çekilmiş sansürlü bir fotoğrafı var ve amacına ulaşan bir fotğraf, o fotodan öte bir fotoğraf kullanılması son derece gereksiz, çocuğun teşhir edilmesi ise zaten şapşalca.yani çocuğu, ondan utandığımız ya da utanılması gereken bir hareket yaptığı için değil, çocuklarını “risk var” diyerek okula göndermeyen velilerin türkiye’nin bu tip olaylara bakış açısını özetleyen bir grup olması ve bu çocuğun, bu insanlar tarafından linç edilmesinin önlenmesi açısından fotoğrafının teşhirine karşı bir tavrımız var.hem aslına bakarsan asıl senin tavrında bir bozukluk var, senin dediğine göre bu sansür uygulaması kalkmalı, çünkü bütün bu insanlar utanılacak bir şey yapmadı. o zaman tecavüze uğrayan kişilerin de sansürsüz fotolarının yayınlanması gerekir değil mi? sonuçları bir düşün.
“Basında etik-tiraj dengesi nedir, nasıl kurulur, kuralları ve sınırları nelerdir?” veya “Ar damarı çatlamış olarak nitelendirebileceğimiz basın organlarını yok farz ederek onları cezalandırmaya çalışmak ne derece etkin bir mekanizmadır?” soruları ilginç elbette.Her halkın hak ettiği basınla yönetildiğini göz ardı etmesek bile, sorular bu kadar mı gerçekten?Nasıl olur da Türkiye’nin en köklü tıbbi kuruluşu olan Kızılay, “Yaraları saran şefkat eli” gibi sloganlar atan Kızılay, insanlara HIV virüsü taşıyan kanlar verebilir?AIDS bildirilmesi zorunlu bir hastalık ama bu bilgi halka açık bir bilgi değil. Normal ve medeni şartlar altında ne o okulun müdürü ne de veliler bu çocuğun hastalığından haberdar olurdu. Neden bütün Türkiye bu çocuğun durumundan haberdar? Herhangi birinin HIV virüsü taşıdığını bilmemizin yegane sebebi jurnalcilikten başka nedir?“Ben aptes aldım, bana AIDS bulaşmaz” zihniyetindeki bir halkın bireyleri olarak, bu velilerden kaç tanesi kendilerinin HIV virüsü taşımadığından kesin emindir?Bu cehaletle olsa olsa kader utanır.
Ey cemaat-i hafif, neden basın paranoyasını üzerinizden atamıyorsunuz anlamıyorum. Olay irdeleneceğine olayın duyuruluşu irdeleniyor sürekli. Ya gazete -dergi, radyo vs..- eleştiriliyor yada yazarı. Yok efendim bu Doğan Medya, yok bu Cem Uzan, Yok bunlar islamcı cartcı curtcu. Tabi birde bana bunları referans göstermeyin deyip te sonra kendileri refere etmiyormu bazıları, hüngür hüngür şeklinde gulmek durumunda kalıyorum. Ha bu olayın duyuruluşunu tartışalım diyorsanız su7 linkindeki tarzı tamamen destekliyorum. Yani neden bu çocuğu herkes tanımasınki? İnsanlar neden onu desteklediklerini bildirmesinki? O bir zanlı değilki. Buyrun ben de resmi buraya koyuyorum:Bakınız sayın okuyucu, yukarda resmi görülen sabi eydisli ekranınızdan en az elli santim uzak durunuz. Nemelazım!!!
arkadaşım senin olayarı hafif bir algılama sorunun var anlaşılan, çevreni pek iyi yorulayamıyorsun sanırım.basın paranoyasını üzerinizden atın ne demek? bir ülkenin bütün basın kuruluşları şerefsizlerin elindeyse ve bu adamlar çıkarları gereği bütün haberleri manipule etmekten kaçınmıyorlarsa, bu gazetelerden ve çoğu satılmış yazarlarından şüphe edeceksin, doğal olarak.şu resim olayına sayende çok daha çarpıcı yaklaşacağım şimdi. bak biz burada tartışıyoruz resim basılmalıydı, basılmamalıydı, herkes kendi gerekçesini söylüyor, ama aklı kıt biri çıkıp “alın lan resim burada işte ne korkuyonuz” diyor. işte senin mantığınla, o resmi aldığın gazetenin mantığı aynı.şimdi anlamadığın bir kaç noktayı vurgulayarak göstereceğim. biz o çocuktan korkmuyoruz, ancak biliyorum ki benim cahil yurttaşlarım eğer bu çocuk yanlarına yaklaşırsa altlarına kaçıracak kadar korkuyor (burada içgüdüsel olarak senin de bu insanlardan biri olduğunu düşünüyorum nedense, hani korkularıyla yüzleşen insanlar vardır, en çok korktukları şeylerle karşı karşıya gelerek korkularını yenmeye çalışırlar, aynı hesap). E şimdi çocuğun resmi de belli, yarın bu çocuk bakkala gidip ekmek alırsa mahalleli tarafından ekmeklere dokunduğu gerekçesiyle dövülür mü? bilemem, dövülmez herhalde taşlanır. neyse, anladın herhalde.
sen utanma diyip fotoğraf koyuyorsun. Ruhundelik onu anladık ama kafan da mı çalışmıyor?Utanma utanmama meselesi değil ki bu. Bir insanı teşhir etmekten kaçınmanın sebebi onu korumak da olabilir, hele bir de çocuksa sözkonusu olan… Burada bu çocuğun korunması gerekiyor, bu bir.Bir kez teşhir edildikten sonra bu çocuk senin gibi “desteklediklerini bildirenler”, ya da bu ulvi amaçla elleyip bakın bana bişiy olmadı gördünüz mü ödlekler diyenler olacağı gibi, alay edenler, hor görenler, korkup kaçanlar, dışlayanlar da çıkacaktır. Nitekim bunlara maruz kaldı zaten. Çok daha küçük bir çevrenin tacizine maruzken artık memleket çapında ailecek “desteklenip” kösteklenecekler, bu iki.Sen ya da diğerleri bütün bu destek köstek faslından çocuğun nasıl etkilendiğini bilebilecek kişiler misiniz? Olumlu ya da olumsuz sonuçlarıyla başaçıkabileceğini nereden biliyorsunuz? Ya da yarın spotlar üzerinde değilken çocuğun, yaşadıklarının ruhunda açtığı delikleri tamir etmek için yanında olacak mısınız? Bu üç.Dört şöyle: 7 yaşında küçük bir çocuğun dışlanması ve okula alınamaması durumunun ne kadar boktan bişiy olduğunu anlatmak/anlamak için illa o çocuğun kendisini mi göstermek/görmek gerekiyor?O çocuğun hem bir kişi olarak hem de bir hasta olarak mahremiyet hakkı olduğundan haberdar mısınız? Bu hakkı kullanıp kullanmayacağına siz mi karar veriyorsunuz? Bu da beş…So bir not daha: Çocuğun kişiliğini ve davranışlarını etkileyebilecek durumlarda, gazeteci, bir aile büyüğünün yahut çocuktan sorumlu bir başkasının izni olmaksızın çocukla röportaj yapmaz ve görüntüsünü almaya çalışmaz.
yapmayın bu kadar abartmayın; biri çıkmış ev adresini verin de linç etsinler demiş, birisi sokakta görülürse fareler çiğ çiğ yer demiş.. “duyarlı” türk halkı böyle bir şey yapar mı? yapacak olsa resme ihtiyacı olur mu?işleri mi yok da evini basacak, sokakta çocuğu sıkıştıracak.. daha siz resim basıldı diye duyarlılık sınırlarınızı zorlamışsınız, diğerlerinde de azıcık vicdan vardır..ha radikal doğru mu yapmış yanlış mı yapmış, tiraj için mi yapmış görev için mi yapmış bilmiyorum ama siz onlardan daha çok abartıyorsunuz..
Hiç bir hasta utanılacak birşey yapmamıştır ki, bu Yiğit’e özgü bir durum değil. Yalnız konuyu başından beri takip etmediğim için bilmediğim bir nokta var, Yiğit hasta mı yoksa sadece HIV taşıyıcısı mı?
Yine cehaletimi bağışlayın, konuyu başından beri takip edemediğimden hata yapıyor olabilirim ancak:
HIV virüsü kana karıştıktan 4-6 ay kadar sonra kanda antikor oluşmaya başlıyor ve virüsün varlığının tespiti bu antikorlar sayesinde yapılabiliyor. Mesela 1 ay önce AIDS virüsü kapmış bir kişinin kanında bu virüsün var olup olmadığının tespiti imkansız. Kan verilirken doldurulan formlarda şöyle bir soru var:
Son 6 ay içinde hayat kadınlarıyla, yabancı kadınlarla veya tanımadığınız birisiyle cinsel ilişkiye girdiniz mi? Kan naklinde AIDS’den korunmanın tek yolu bu. (Son 6 ay içindeki bulaşmalar için)
Ben girmedim ama hanım Afrikalı bir zenciyle yatmış, benim de haberim yoksa ne yapabilirim? Ve hatta Kızılay ne yapabilir?
hangi ülkede yaşıyoruz?ama insanlar için radikal’in resim basması bir şey değiştirmez.. yani olayı tetiklemez.. zaten okul-veliler-öğrenciler karışmış, babasının bile ismini açıklamasından, kendisini, oğlunu ve radikal’i savunmasından sonra tepkilerin anlamsız olduğunu düşünüyorum.. başka bir bakış açısı ise tanınan bilinen bir çocuğun her gün basın ve yayın organlarında sadece “bakın biz kapatıyoruz amaaaa” dercesine kıyısından köşesinden buzlandırmasının o çocuğu ve diğer insanları nasıl ve onlara neler düşündüreceği.. esas bu şekilde basit yollarla saklamaya çalışıyormuş gibi yapmak ortada bir suç ya da ayıp varmış gibi tepki görebilir..
yorumlar
bu.
basın sektöründe utanma diye bir duygu yoktur maalesef… insanların hayatlarını çiğner geçerler tek düşündükleri daha çok tepki yaratıp tirajı artırmaktır. bir haber yapacaklarsa ya çıplak kadın resmi koyarlar ya kan ya da bolca gözyaşı… bizim milletimiz de aç kurtlar gibi saldırır… basın sektörü bir lağım… şimdi de zavallı bir çocuk fareler tarafından parçalanıyor… kaç gündür içim acıyor bu konuya… elden birşey gelmiyor.. offf offf en vahşi yaratık gerçekten insan oğlu…
radikal Yiğit’in resmini basmış ama haberi de ilk sayfada manşet yaparak olaya verdiği önemi göstermiş ,ayrıca Yiğit’in yüzünün saklanmasına gerek yok o utanılacak bir şey yapmadı ki.Biz yüzlerce yüzsüz insanı hergün gazetelerde ve tv’lerde görüyoruz ,esas onların resimlerini basmasalarda onların suratını görmesek.
yiğit utanılacak birşey yapmadı… ama radikal buna inancından dolayı onun yüzü açık resmini basmadı… bunun tek nedeni diğer gazetelere fark atmak, bir adım öne geçmek falan… e tabii ki bunu da maskeleyecek… al birini vur ötekine…
Çocuğun utanılacak birşey yapmadığı doğru. Konu, gazetenin çocuğun fotoğrafını basmasıyla ilgili. Gazetecilik etiğine göre, “Çocukların kişiliğinin ve davranışlarının olumsuz etkileneceği durumlarda,onlarla röportaj yapılamaz veya fotoğrafları çekilemez”.
ismini de tam verin adresini de verin de linç etsinler kurtulun
tiraj kurdu şerefsiz adiler
radikalden bugüne kadar link vermiş arkadaşlara söylüyorum. Hala link vermeye devam edecek misiniz bu gazeteden? (ve diğerlerinden)
Not : hiçbir haber feed’im açık değil hafif.org’ta ve bu aparatyusun kapatılmasını bile önerebilirim.
Sabah TV ekranlarında Radikal’in sayfasını o hali ile görünce “haydaa” dedim ama daha sonra olayın bir de şu tarafı olduğunu düşündüm: V.O halini sadece tanıyanlar biliyordu şimdi bütün Türkiye biliyor.Bunun bütün Türkiye’ye ne yararı var?Diyelim aile bir hafta sonra mesela Mardin’e taşınıp hayatlarını sıfırdan kurmaya karar verdi. E şimdi Mardin’deki vatandaşların bu bilgiyi bilmeye hakları yok mu?V.O.’nun durumu (hem henüz çocuk olması hem de kendinden kaynaklanmayan bir sebeple (hatta sağlık kuruluşu olması gereken bir yerden kapmış olması sebebi ile) zaten varolan trajedinin üzerine bir dram daha ekliyor ama sınıfında okuyan çocukların anne-babalarının da kendi çocuklarını koruma altına almaya hakları var. E onların hakkı varsa şu anda etrafta olmayan diğer çocukların anne-babalarının da bu durumdan haberdar olma hakları yok mu?Böyle düşününce Radikal’i suçlayamadım çünkü benim kendi çocuğumdan dolayı tanımak (ve önlem almak istediğim) biri hakkında haber alma hakkımı sağlamış oldu.Nereden baksanız (Kızılay hariç)herkesin haklı olduğu ve mucizevi tedavi dışında içinden çıkılmaz bir durum.Yani V.O’nun hakkını ve trajik durumunu savunurken bir yandan da öncelikli görevi kendi çocuklarını korumak olan öteki anne-babaların (ve tüm anne-babaların) hakkını savunmak lazım, diye düşünüyorum
sosyal bir olgu degil. Sanki farkinda degilmissiniz gibi geliyor bana. Aids deyince libidonuz harekete geciyor sanki.Zira televizyonlarda gazetelerde yillardir losemili cocuklarin resimleri roportajlari yayinlanir durur. Hic boyle tepki verdiginizi duymadim..Hayirdir duyarli kelebekler???tiviti’nin link vermeyelim feedbackini de yakalim yikalim tepkisi, haydarpasa dalga kiraninda hala yazan “sehit kanlari icin italyan urunlerine hayir!!” yazisina benziyor. Millet caddeleri kapatip makarna cigniyordu.. Cok ortadoguvari tepkilerimiz var batili arkadaslarim.
lafı ağzımdan aldın.
Basın sektörünün %90’ı iğrenç bir durumda, hepsinden nefret ediyorum, gazetelerini okumuyor, satın almıyorum. Haber feed’i derken bunlardan bahsetmeye çalışıyordum. Radikale özel bir yakalım yıkalım ortadoğu ağzı değil yani.
hiv yalnızca kan ve ürünleri yoluyla ve cinsel temasla geçmektedir, bu nedenle çocuğunuzu hiv’den bu çocuğun sınıfında yer almaması ile koruyamazsınız. önemli olan nokta, çocuğun eğitim ve toplum içinde yaşama hakkının savunulmasıdır, yazdıklarınız yaşadığımız yer ve zamanda çocuğun virüs taşıması nedeniyle böyle bir hakkının da olmadığı gibi anlaşılıyor. bence herkes haklı değil, en azından haklılığı tartışılabilir.
ayrica bu haberle ilgili, cokmu rahatsiz etti cocugu gormek anasayfada. yoksa gormemek mi isterdiniz? nasil arada bir coplukten beslenen cocuk haberleri falan veriliyor “cik cik cik” diyoruz. alip o haberi de ana sayfaya koysalar aaa ne ayip, at gozlugu takiyoruz hala daha onumuze getiriyorsunuz mu olur acaba? cocugun yasayacagi soyutlanma sonucu gecirecegi psikolojik bunalimdan endiselenmis bazi arkadaslarimiz, cocuk sizin ortaminizda yasamiyor, kendi ortaminda zaten soyutlanmis durumda daha ne psikolojik buhranindan bahsediyorsunuz?yoksa oda mi libidoyla ilgili? ana sayfa da yari cibil kari gorup keyiflenmek varken bu aidsli zavalliyi illede burunlara sokup keyif kacirmak mi rahatsizlik veren?varsiyorum yani. ne kadar iiiiirenc torbasindan bakalim neler cikartabiliriz daha diye.yoksa kisilik haklari falan hemfikirim oyle dusunenlerle. Sorunum benim herseyi gormezden gelen hemserilerim neden bu aids’li cocugu bu kadar dert edindiler?
Çocuğun babasının ismi zaten hergün gazetelerde yayımlanıyordu yani soyadının OYAL olduğu belliydi..Birde üzerine dün akşamki ATV anahaber bülteninde babası çocuğun adını söyledi.Bence artık bu ismi ve soyadını gizlemek gereksizdi..sizde niye artık Y.O diyorsunuz,anlamış değilim…cidden,neyi kimden saklıyorsunuz?!!
şimdi arkadaşım normal koşullarda haklısın; ama perihan mağden gibi kişilerin yazı yazdığı ve aydın doğan’ın sahip olduğu, popülist ve duygu sömürüsüyle okur çeken bir gazete olan radikal’de haberin bu şekliyle yayınlanması bizi sinirlendiren. mesela hürriyet de boktan bir gazete, onlar niye resimi basmadılar, hem daha önceden sicilleri de var.bir de bu aidsli zavallının burnumuza sokularak keyif kaçırdığını, bu yüzden tepki gösterdiğimizi, onun yerine cıbıldak mankenler olsa daha mutlu olacağımızı söylemişsin. çocuğun sınıfta çekilmiş sansürlü bir fotoğrafı var ve amacına ulaşan bir fotğraf, o fotodan öte bir fotoğraf kullanılması son derece gereksiz, çocuğun teşhir edilmesi ise zaten şapşalca.yani çocuğu, ondan utandığımız ya da utanılması gereken bir hareket yaptığı için değil, çocuklarını “risk var” diyerek okula göndermeyen velilerin türkiye’nin bu tip olaylara bakış açısını özetleyen bir grup olması ve bu çocuğun, bu insanlar tarafından linç edilmesinin önlenmesi açısından fotoğrafının teşhirine karşı bir tavrımız var.hem aslına bakarsan asıl senin tavrında bir bozukluk var, senin dediğine göre bu sansür uygulaması kalkmalı, çünkü bütün bu insanlar utanılacak bir şey yapmadı. o zaman tecavüze uğrayan kişilerin de sansürsüz fotolarının yayınlanması gerekir değil mi? sonuçları bir düşün.
“Basında etik-tiraj dengesi nedir, nasıl kurulur, kuralları ve sınırları nelerdir?” veya “Ar damarı çatlamış olarak nitelendirebileceğimiz basın organlarını yok farz ederek onları cezalandırmaya çalışmak ne derece etkin bir mekanizmadır?” soruları ilginç elbette.Her halkın hak ettiği basınla yönetildiğini göz ardı etmesek bile, sorular bu kadar mı gerçekten?Nasıl olur da Türkiye’nin en köklü tıbbi kuruluşu olan Kızılay, “Yaraları saran şefkat eli” gibi sloganlar atan Kızılay, insanlara HIV virüsü taşıyan kanlar verebilir?AIDS bildirilmesi zorunlu bir hastalık ama bu bilgi halka açık bir bilgi değil. Normal ve medeni şartlar altında ne o okulun müdürü ne de veliler bu çocuğun hastalığından haberdar olurdu. Neden bütün Türkiye bu çocuğun durumundan haberdar? Herhangi birinin HIV virüsü taşıdığını bilmemizin yegane sebebi jurnalcilikten başka nedir?“Ben aptes aldım, bana AIDS bulaşmaz” zihniyetindeki bir halkın bireyleri olarak, bu velilerden kaç tanesi kendilerinin HIV virüsü taşımadığından kesin emindir?Bu cehaletle olsa olsa kader utanır.
Ey cemaat-i hafif, neden basın paranoyasını üzerinizden atamıyorsunuz anlamıyorum. Olay irdeleneceğine olayın duyuruluşu irdeleniyor sürekli. Ya gazete -dergi, radyo vs..- eleştiriliyor yada yazarı. Yok efendim bu Doğan Medya, yok bu Cem Uzan, Yok bunlar islamcı cartcı curtcu. Tabi birde bana bunları referans göstermeyin deyip te sonra kendileri refere etmiyormu bazıları, hüngür hüngür şeklinde gulmek durumunda kalıyorum. Ha bu olayın duyuruluşunu tartışalım diyorsanız su7 linkindeki tarzı tamamen destekliyorum. Yani neden bu çocuğu herkes tanımasınki? İnsanlar neden onu desteklediklerini bildirmesinki? O bir zanlı değilki. Buyrun ben de resmi buraya koyuyorum:Bakınız sayın okuyucu, yukarda resmi görülen sabi eydisli ekranınızdan en az elli santim uzak durunuz. Nemelazım!!!
arkadaşım senin olayarı hafif bir algılama sorunun var anlaşılan, çevreni pek iyi yorulayamıyorsun sanırım.basın paranoyasını üzerinizden atın ne demek? bir ülkenin bütün basın kuruluşları şerefsizlerin elindeyse ve bu adamlar çıkarları gereği bütün haberleri manipule etmekten kaçınmıyorlarsa, bu gazetelerden ve çoğu satılmış yazarlarından şüphe edeceksin, doğal olarak.şu resim olayına sayende çok daha çarpıcı yaklaşacağım şimdi. bak biz burada tartışıyoruz resim basılmalıydı, basılmamalıydı, herkes kendi gerekçesini söylüyor, ama aklı kıt biri çıkıp “alın lan resim burada işte ne korkuyonuz” diyor. işte senin mantığınla, o resmi aldığın gazetenin mantığı aynı.şimdi anlamadığın bir kaç noktayı vurgulayarak göstereceğim. biz o çocuktan korkmuyoruz, ancak biliyorum ki benim cahil yurttaşlarım eğer bu çocuk yanlarına yaklaşırsa altlarına kaçıracak kadar korkuyor (burada içgüdüsel olarak senin de bu insanlardan biri olduğunu düşünüyorum nedense, hani korkularıyla yüzleşen insanlar vardır, en çok korktukları şeylerle karşı karşıya gelerek korkularını yenmeye çalışırlar, aynı hesap). E şimdi çocuğun resmi de belli, yarın bu çocuk bakkala gidip ekmek alırsa mahalleli tarafından ekmeklere dokunduğu gerekçesiyle dövülür mü? bilemem, dövülmez herhalde taşlanır. neyse, anladın herhalde.
sen utanma diyip fotoğraf koyuyorsun. Ruhundelik onu anladık ama kafan da mı çalışmıyor?Utanma utanmama meselesi değil ki bu. Bir insanı teşhir etmekten kaçınmanın sebebi onu korumak da olabilir, hele bir de çocuksa sözkonusu olan… Burada bu çocuğun korunması gerekiyor, bu bir.Bir kez teşhir edildikten sonra bu çocuk senin gibi “desteklediklerini bildirenler”, ya da bu ulvi amaçla elleyip bakın bana bişiy olmadı gördünüz mü ödlekler diyenler olacağı gibi, alay edenler, hor görenler, korkup kaçanlar, dışlayanlar da çıkacaktır. Nitekim bunlara maruz kaldı zaten. Çok daha küçük bir çevrenin tacizine maruzken artık memleket çapında ailecek “desteklenip” kösteklenecekler, bu iki.Sen ya da diğerleri bütün bu destek köstek faslından çocuğun nasıl etkilendiğini bilebilecek kişiler misiniz? Olumlu ya da olumsuz sonuçlarıyla başaçıkabileceğini nereden biliyorsunuz? Ya da yarın spotlar üzerinde değilken çocuğun, yaşadıklarının ruhunda açtığı delikleri tamir etmek için yanında olacak mısınız? Bu üç.Dört şöyle: 7 yaşında küçük bir çocuğun dışlanması ve okula alınamaması durumunun ne kadar boktan bişiy olduğunu anlatmak/anlamak için illa o çocuğun kendisini mi göstermek/görmek gerekiyor?O çocuğun hem bir kişi olarak hem de bir hasta olarak mahremiyet hakkı olduğundan haberdar mısınız? Bu hakkı kullanıp kullanmayacağına siz mi karar veriyorsunuz? Bu da beş…So bir not daha: Çocuğun kişiliğini ve davranışlarını etkileyebilecek durumlarda, gazeteci, bir aile büyüğünün yahut çocuktan sorumlu bir başkasının izni olmaksızın çocukla röportaj yapmaz ve görüntüsünü almaya çalışmaz.
yapmayın bu kadar abartmayın; biri çıkmış ev adresini verin de linç etsinler demiş, birisi sokakta görülürse fareler çiğ çiğ yer demiş.. “duyarlı” türk halkı böyle bir şey yapar mı? yapacak olsa resme ihtiyacı olur mu?işleri mi yok da evini basacak, sokakta çocuğu sıkıştıracak.. daha siz resim basıldı diye duyarlılık sınırlarınızı zorlamışsınız, diğerlerinde de azıcık vicdan vardır..ha radikal doğru mu yapmış yanlış mı yapmış, tiraj için mi yapmış görev için mi yapmış bilmiyorum ama siz onlardan daha çok abartıyorsunuz..
Hiç bir hasta utanılacak birşey yapmamıştır ki, bu Yiğit’e özgü bir durum değil. Yalnız konuyu başından beri takip etmediğim için bilmediğim bir nokta var, Yiğit hasta mı yoksa sadece HIV taşıyıcısı mı?
Yine cehaletimi bağışlayın, konuyu başından beri takip edemediğimden hata yapıyor olabilirim ancak:
HIV virüsü kana karıştıktan 4-6 ay kadar sonra kanda antikor oluşmaya başlıyor ve virüsün varlığının tespiti bu antikorlar sayesinde yapılabiliyor. Mesela 1 ay önce AIDS virüsü kapmış bir kişinin kanında bu virüsün var olup olmadığının tespiti imkansız. Kan verilirken doldurulan formlarda şöyle bir soru var:
Son 6 ay içinde hayat kadınlarıyla, yabancı kadınlarla veya tanımadığınız birisiyle cinsel ilişkiye girdiniz mi? Kan naklinde AIDS’den korunmanın tek yolu bu. (Son 6 ay içindeki bulaşmalar için)
Ben girmedim ama hanım Afrikalı bir zenciyle yatmış, benim de haberim yoksa ne yapabilirim? Ve hatta Kızılay ne yapabilir?
gibi olmasın ama durum budur.
hangi ülkede yaşıyoruz?ama insanlar için radikal’in resim basması bir şey değiştirmez.. yani olayı tetiklemez.. zaten okul-veliler-öğrenciler karışmış, babasının bile ismini açıklamasından, kendisini, oğlunu ve radikal’i savunmasından sonra tepkilerin anlamsız olduğunu düşünüyorum.. başka bir bakış açısı ise tanınan bilinen bir çocuğun her gün basın ve yayın organlarında sadece “bakın biz kapatıyoruz amaaaa” dercesine kıyısından köşesinden buzlandırmasının o çocuğu ve diğer insanları nasıl ve onlara neler düşündüreceği.. esas bu şekilde basit yollarla saklamaya çalışıyormuş gibi yapmak ortada bir suç ya da ayıp varmış gibi tepki görebilir..
çocuklar bazen inanılmaz bilinçsiz ve acımasız olurlar. bunu unutmamak lâzım.
acaba basın çalışanı mı?
haaa bu arada gazeteci ve muhabirler bir yana… gasteci ve muhbirler bir yana