Istanbul a kis tatili icin yeni geldim. Bu sehirde kis olmasina bayiliyorum ama hava cok cok kirli oluyo. Hava disinda her sey guzel. Evler sicak, white chocolate mocha lar yakinda. Sacimi da kestirdim, burada cok daha iyi kesiyolar. Havalar cok sogumamis. Sicak bi iklimden geldigim icin dort bin gozle kar bekliyorum, Strokes kulagimda karda yuricegim gunleri hayal ediyorum. Bi de wow dinlemek de guzel olur. Burda da cok guzel bi Cinerama konseri olmus, biraz icerledim ama daha cok wedding presnt calmis o yuzden napalim. Ben vaktinde gormustum, cok da uzulmedim. Onun disinda kisin gece hayati nasi olur, oyle bi sey var mi pek bilemiyorum. Simdilik dinleniyorum, hastalik gecsin diye bekliyorum, daha spora da devam edemedim 1-2 gundur, biraz dinlenim de. Daha once live journal a yazmistim bi seyler, sonra icimden gelmemistim pek yazmak, orda daha cok okumak zevkli oluyo, burasiyla ise paslasmaya devam edicegimi tahmin ediyorum. Cunku Amerika ya gidersem, burayi gene ozlicegimden kesin buraya yazmak yakinlastiricak. Bakalim simdilik basladik, simdi bi bardak su icicem, susadim. Bi de beni buraya yazmaya iten, karanlik, depresyon ve korkular hakkinda, gun isigini bekleme konusunda okdugum bi gunluktu. Amerika da cok cekiyorum karanliktan bu konularda, ama dogrusunu soylemek gerekirse bu kis tatiline kadar istanbul da da baya cekiyodum. Duygusal olaylar ve karmasalar disinda, sigarayi birakip, her gun spor yapmam ve kendim icin bi seyler yapip, beklemek yerine harekete gecip kendime guvenmeye calismak cok etkili oldu. Lutfen bir kizin sizi karanliktan kurtarmasi icin dua etmeyin. Cunku o kiz sizi kurtarinca sonra o gidince ya da gidicek gibi olunca daha fazla karanliga cokuyosunuz. Baskalarina baglanmadan once, kendinize baglanin. Kime hitap ettigimi bilmiyorum ama Amerika da karanlik cokmesi falan co kotuydu, ben de o yuzden tam karanlik cokerken 7 30 da falan kosuyodum disarda guzel oluyodu, sonra karanlik falan azaliyodu etkisi. Zaten geceleri yalniz olup, hem televziyon hem bilgisayar falan acik, evde bos bos gezinmekten yapicak o kadar sey var ki. Mesela en azindan kutuphaneye falan gitmek. Simdi araba da alicam, heralde daha da az gomulurum o karanliga. Hakkaten de yurt disinda tek olmak, cok cok cok cok zor ve her seyi o kadar karisik yapiyo ki, bu ana kadar bir cok seyin farkina varamamistim. Neyse, diger yurt disinda okuyanlarla paylasmak isterim. Istanbul rahat ama yukariya bi hissiyat koymak istesem huzurlu koyardim, ama bi sure sonra sikici olucak biliyorum, amerika dayken o hissiyat lar ise huzurlu ve sikicidan cok, neseli, sinirli, mutlu, heyecanli, uzgun, cok uzgun, bitmis, korkmus, kafasi karismis vs.. gibi degisiyo. Yani ozgurlugum oluyo ama elimden de huzur guven gidiyo, ama hayat boyle. Ozellikle ozgurluk icin her zaman bi sey odeniyo mutlaka. Kurtulmak icin gun saydiginiz aileniz ve ev ortami meger o kadar rahatlik veren bi yermis ki ve uzaklasmak da o kadar zorlastiriyomus ki hayati. ama tabi bunlari kabullenmek de o kadar vakit aliyomus ki. Ama getirdigi olgunluk hic bi seyle karsilastirilmaz. Uzuntu, karmasiklik olmadan zaten insan ilerliyemiyo, buyuyemiyo, kendini genisletmiyo. O yuzden artik eskisi gibi isyan etmiyorum dusunduklerime, hissettiklerime ya da basima gelenlere. Sonuna kadar savasmak en dogrusu. Evet su icicektim ben. iyi geceler.