Yakın bir arkadaşımın bana küstüğünü, beni “facebook”undan silince anladım. Tabii Msn listesinden de. İlginç değil mi? Ya da en mahrem fotoğraflarımızı “feys”e koymak, bir çeşit kamusal alanda (facebook’ta) görünür kılmak için yarışmak, size hiç garip gelmiyor mu? Bu yeni, kahve dükkanı zincirlerine genç ve orta yaşta insanlar geliyor genelde, görmüşsünüzdür. Her biri deri, konforlu koltuğuna gömülür gömülmez, diz üstü bilgisayarını açıyor ve bir anda bilgisayarından sosyalleşmeye başlıyor. Bu, gerçek bir sosyalleşme mi? Mekandan ayrılana dek kendi aralarında neredeyse hiç konuşmadıklarını gözlemliyorum. Çalıştığımız yerlerde, masa arkadaşlarımızla ofis yazışma programları ile iletişim kurmayı tercih ediyoruz. Konuşmak yerine yazışmak. Her gün uyanır uyanmaz ilk işim, facebook ya da twitter hesaplarımı kontrol etmek. Bu, benim giderek yalnızlaştığımı göstermiyor mu? Ya da bu sanal (aslında olmayan) mesajları gerçek muhabbetlerle ikame etmeye çalıştığımı?İnternet üzerinden ya da cep telefonları aracılığıyla yazışmak, gerçekten sohbet etmekten daha anlamlı geliyor olabilir mi hepimize? Ya da daha gerçek? Gerçek ve sanal olan yer değiştirmiş olabilir mi? Bu, sahiden çok vahim ve üzerinde düşünülmesi gereken bir durum. Giderek daha az oturup sohbet ettiğimizi, konuştuğumuzu düşünüyorum. Giddens’ın tanımladığı modernizm, elbette çok güzel, neticede iletişim teknolojilerinin ileriye gitmesi, her birimizin yaşamını kolaylaştırdı, kolaylaştırıyor fakat suyun karşı yakasında aynı modernizm, hepimizi daha bireyci, kesinlikle daha yalnız ve teknolojik nesnelere daha bağımlı kılıyor. İnsanlarla doğal yollardan iletişim kurmaya üşeniyor olabilir miyiz? Gözlerimizi bilgisayar ekranlarından, cep telefonları ve diğer teknolojik nesnelerin üzerindeki ışıklı karelerden hiç ayırmıyoruz. Jest ve mimiklerin olmadığı bir iletişim ne kadar iletişimdir? Sonuçta temel iletişim elemanları olan, kaynak, alıcı, ileti, kanal ve geri dönüşüm, bunların tümü gerçekleşiyor bu eleştirdiğim sosyalleşme biçimlerinde, kitaplara göre iletişim vuku buluyor ama benim aklımda yine de bir sürü soru işareti var.İnsanlarla iletişim ve sosyalleşme biçimlerimiz boyut değiştiriyor. İnternet kafelerde, sosyal ağlar üzerinden sohbet eden, yazışan yedi-sekiz yaşında çocuklarla ilk karşılaştığımda ne kadar şaşırmıştım bundan beş-altı yıl önce. Sokaklarda koşturup, top oynamak veya başka oyunlar oynayarak yaşıtlarıyla sosyalleşmek yerine internet kafelerden haberleşen bu çocuklar büyüdüklerinde nasıl yetişkinler olacaklar?Ütopik bir soru gibi gelebilir belki ama, ya bir gün kimse kimseyle hiç konuşmazsa?