Bu aralar moda 🙂 Buda geçen verdiğim bir seminer için hazırladığım makalem.Web 2.0 Nedir? Gerçekten var mıdır?
Bugünlerde her yerde aynı şey karşımıza çıkmaya başladı “WEB 2.0”. Peki nedir bu web 2.0? Herkes bunu tanımlamaya çalışıyor. Bazıları ise varlığını sorguluyor. İlk olarak karar vermemiz gereken gerçekten böyle bir kavram var mı yok mu? 90 yıllardan bu yana gelişimi katlanarak sürdüren ve birçok insan için vazgeçilmez hale gelen bir internet var. İnternet her yeri o kadar etkiledi ki içinde bulunduğumuz çağa internetinde etkisiyle bilişim çağı tanımlaması yapılmakta. İnterneti internet yapan en önemli unsurların başında web geliyor. Artık yegâne bilgi kaynağımız kütüphanelere çok güçlü bir alternatif olarak webi kullanıyoruz. Hızlı, kolay ve çok geniş olması webi çok güçlü yapan unsurlar.İnterneti uzun zamandır kullanan kullanıcılar son zamanlarda bazı gelişmeler olduğunu fark edecektir. 2004 yılında yapılan O’Reilly ve MediaLive International tarafında organize edilen, web dünyasının başını çeken önemli şirketlerinde (Google, Yahoo, Msn, Amazon, Ebay…) katıldığı konferansta webin geleceği masaya yatırılmış ve varılan ortak görüşte son yıllarda yaşanan gelişmeler ve trendlere bir tanım arandı. İşte tam bu noktada ortaya yeni bir kavram atıldı “WEB 2.0”.Aslında bu ortaya atılan kavram net olarak tanımlanmadı ve buda bazılarına göre sadece kandırmaca dan ibaret. Ancak olaya biraz daha profesyonel gözle bakanlar içinse böyle bir gerçeğin varlığı inkâr edilemez. Net bir tanımlama ortaya atılmamıştı, çünkü web 2.0 olarak lanse edilen bazı uygulamalar (Örn: Kazaa, Skype, …) tam olarak bir web uygulaması bile değildi.Bence WEB 2.0’ı tanımlamak için onu iki bölümde değerlendirmemiz daha doğru olacaktır. Bunlardan birincisi WEB 2.0’ın ortaya çıkmasını sağlayan teknolojik gelişmeler(Ajax, RSS, XML, CSS …). Diğeri ise kullanıcıların bilgiye erişmekte kullanılan felsefede yaşanan büyük değişim.Değişen Bilgi KaynağıÖncelikle bilgiye erişimde yaşanan değişimi ele alacak olursak. Artık “bilgi” son kullanıcı yani bizim için gidip belli başlı kaynaklardan elde edilir olmaktan çıkarak son kullanıcının da kendine ait fikirlerini özgürce ortaya koyduğu bir ortam yaratmıştır. WEB 1.0’da kullanıcılar sadece okuyucuydu. Yani sadece bilgiyi tüketen konumda kullanıcı vardı, daha doğrusu bu kadarına izin verilen bir kullanıcı topluluğu vardı. Bu anlayış WEB 2.0’da yerini tamamen tüketen kullanıcı yerine bilgiyi oluşturan bir topluluğa bırakmaya başladı. Siteler içerikleri sadece site sahipleri tarafından belirlenmekten çıkmaya başladı ve herkesin katılımına izin veren kolektif siteler ortaya çıktı. Kullanıcılar blog kavramını kabul edip, hiçbir tasarım ve basit html komutlarını bile öğrenmeden 3-4 dakika gibi süre zarflarında kendilerine veya çeşitli ilgilerine ait siteler oluşturmaya başladılar. Yani yeni nesil webde bilgiyi sağlayan o kadar çoğaldı ki eskisi gibi kaynak site sayısı birkaç yüzden birkaç milyona taşındı. Eski web sadece bilgiyi almak üzerineyken yeni nesil webde ise sadece almak değil katkıda bulunmak bilgiyi paylaşmak kültürü oluştu. Bunun en güzel örneği ise eskiden ansiklopedik bilgi için İngilizce olarak kullanılan Britannica Online’daki sabit bir site yerine Wikipedia’yı koyabiliriz.Wikipedia bir başlığın kullanıcı tarafında girilebileceği ve başka bir kişi tarafından değiştirilebileceği gibi önceki yıllarda böyle bir şeye ihtimal bile verilmeyen bir fikre dayalı çalışan online bir ansiklopedi. Burada kullanıcıya duyulan radikal bir güven karşımıza çıkıyor. Öyle ki siz herkese bir şeyler yazmaya izin veriyorsunuz ve böylece gerçekten muazzam bir kaynak ortaya çıkıyor. Kısa bir sürede yazılan bir milyon başlık ile çok hızla büyüyen bir ansiklopedi Wikipedia. Şuanda en sık ziyaret edilen ilk 100 site arasında ve çok yakında ilk 10’a girmesi beklenmekte. Burada öne çıkan içeriği yaratmadaki felsefe. Öncesine göre 180 derecelik bir değişim yaşanarak ipler kullanıcının eline verilmiş ve ortaya böyle bir tablo çıkmıştır.Özetle WEB 2.0’daki bilgi kavramı yeniden şekillenmiş ve artık bilgi istenildiği zaman, istenildiği ortamdan, istenildiği şekilde erişebileceği bir hal almıştır. Temel anlayış “webden aldığımız bilginin yanında ona kattığımız bilgiyle var olmak”.Teknolojik Gelişim Olarak Web 2.0WEB 2.0’ın altında yatan felsefenin yanı sıra birde geliştirilen teknolojik özellikleri ile dikkat çekmekte. Aşağıdaki tabloda eski ve yeni trendleri karşılaştıralım. Web 2.0 ilgili yazılan yazıların çoğunda gördüğümüz bir tablo.Web 1.0 – Web 2.0
Statik bannerlar – Sitedeki içeriğe göre reklam gösteren Google AdSenseOfoto gibi fotoğrafları sadece kendi kullanımınız için saklayacağınız ortamlar – Milyonlarla paylaşabileceğiniz FlickrMp3 indirmek için listeleri gezeceğiniz bir mp3.com – Şarkı adını yazıp arama yaptığınız KazaaAnsiklopedik bilgiyi arayacağınız yer Britannica Online – Ansiklopedik bilginin aşamalı şekilde oluştuğu WikipediaKişisel web siteleri – BloglarDomain name için akılda kalıcı tanımlamalar seçmek – Akılda kalmak ya da öne çıkmak için arama motorları optimizasyonları geliştirmekSayfa görüntülenmesi – Tıklamaların değerlendiği dönemİçerik yönetim sistemleri – Herkesin bir şeyler söyleyebildiği wikipediaKlasör yapıları (taxonomy) – tag yapıları (tagging,”folksonomy”)Bu tabloyu genel olarak özetleyecek olursak en çok göze çarpan değişim sadece okunabilirliğin yerini hem okunur hem de herkesin katkıda bulunup kendi fikirlerini dile getirdiği sitelere geçiş görüyoruz.• Tabloda verilen ilk örnekte siteleri kaplayan hareketli ve alakasız bannerlardan kurtulup, web reklamları konusunda yeni ve orijinal bir anlayış getiren Google AdSense karşılaştırılmış. Eski web sitelerinin içinden çıkan can sıkıcı reklam bannerlarının yeri hızla alan ve metin tabanlı, küçük, rahatsızlık vermeyen ve en önemliside gerçekten ne ile ilgili bir sayfada iseniz o sayfaya uygun çıkan reklamlar. Google’ın çıkardığı bu yeni reklam pazarı site sahiplerini ve ziyaretçileri oldukça rahatlatmıştır.• İkinci örnekte ise sadece kendi kullanımımız için kullanılan resim saklama sitelerinin yerini alan Flickr tarzı siteler. Bunlardan en dikkat çekeni tabi ki Yahoo’nun satın aldığı Flickr. Bu tarz siteler sizin istediğiniz resimleri internette yayınlamanıza ve milyonlarca kişinin bu fotoğraflara ulaşmasına izin veren siteler. Böylece elinizdeki resimler, kaydederken kullandığınız anahtar sözcükler sayesinde bu konuda resim arayan bir çok kişiye ulaşmasını sağlanıyor. Aynı zamanda kendi sitenizede yerleştirmenize izin veriyor.• Üçüncü örnekte verilen Mp3.Com ve Kazaa karşılaştırması kullanıcıların mp3.com gibi sitelerde istedikleri mp3 dosyalarını aramakla vakit geçirmekten kurtarmıştır. Kazaa ve BitTorrent tarzı programlar sayesinde sadece belli bir kaynaktan yapılan medya dosyalarının yerini herkesin dahil olduğu ve isteyen herkesin elindeki albümleri ve filmleri paylaştığı bir ortam kuran bu programlar çok zengin seçenekler sunmakta. En başta çeşitlilik çok fazla. Aradığınız dosya ile ilgili yazdığını bir kelime sayesinde ağa dahil olan kim var kim yoksa herkeste yapılan bu arama sayesinde bulma sansınız kat kat artmakta. Bunun yanında belli serverların karşılaşacağı band genişliği ve yoğunluk gibi sorunlar yaşanmıyor. Çünkü kullanıcı dosyayı indirdiği kişinin bağlantısını ve öz kaynaklarını kullandığı için serverlar sadece yönlendirme amaçlı çalışıyor. Hatta aynı dosya birden fazla kullanıcıdan aynı anda belli kısımları çekilmesi yöntemiyle indirme süresi çok daha kısaltılabiliyor.• Britannica Online ve Wikipedia karşılaştırması. Daha öncede bahsedildiği gibi aralarındaki en büyük fark Wikipedia’da Britannica Online’nın tersine tamamen kullanıcı denetiminde olmasıydı.• Kişisel siteler ve bloglar. WEB 2.0’dan bahsederken kullanıcının kendi görüşlerini ve fikirlerini sunmasına olanak veriyor demiştik. Peki kişisel siteler daha önceden yokmuydu. Vardı tabiî ki ama bloglar bu konuda bir çığır açmıştır. Blogların ortaya çıkmasıyla beraber 7 den 70 e herkesin çok kısa bir sürede edindiği bir blog sayfası sayesinde webde yazmaya başladığını görüyoruz. Bloglar artık sadece kişisel siteler olmaktansa belli konulara veya şirketlere ait siteler olaraktan karşımıza çıkmaya başladı.• Değişen web ile beraber akildakalici.com site isimleri yerini, akılda kalmak yerine arama motorunda üste çıkan kazandığı döneme bıraktı. Artık önceden olduğu gibi çok iyi düşünülmüş akılda kalıcı bir site ismi düşünmeyi bırakıp bir şekilde aldığınız alan adının içeriğinin daha iyi tanıtılmasını sağlayan arama motorlarına göre optimize etmeniz gerekiyor.