VICKS%1.5 OKALİPTUS YAĞI: Okuliptusu egzotik diyarların meyvesi olarak düşünürdüm. Kokusundan bol güneşli temiz kumsalı olan bir sahilde yetiştiğini düşünür oralıların bu meyveyibizim portakal gibi yiyip yemediklerini merak ederdim. Rahmetli Halam neresi ağrırsa cüce kavanozdan küçük parmağını ile birazcık alır ağrıyan yerine sürerdi. Parmağında kalan eser miktardaki ( bu kelimeyi de prospektüslerden öğrendim) kremi de burun deliklerine sıvıştırır başını su içen civcivler gibi kaldırıp “Şifa bu evladım” derdi.% 07.5 SEDİR AĞACI YAPRAĞI: Yaşım biraz büyümüş, halam iyice zayıflamıştı. Minarelere benzeyen çıkıntılı demir başlıklı yatağından kalkamıyordu. Yatağını bir yanında kanlı bağlamları için bakır bir hokka, diğer yanında cüce kavanoz. Sedir ağacı bizim sınıftaki ülkemize mülteci olarak gelmiş Lübnanlı Talibi hatırlatıyordu. Bir gün Talibe Sedir ağacı nasıl kokar diye sordum: Sınıftaki hiç kimsenin alışmadığı şivesiyle “Bilmiyorum” dediği andaki şaşkınlığımı hala hatırlarım.%0 7,5 HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI: Hindistan cevizini hiç görmemiş, paranın ne olduğu hakkında bu günkünden çok farklı düşündüğüm günlerdi ve Hindistan cevizi. Sıcak bir yaz günü teyzemle seyrettiğimiz filmdeki Raj Kapordu. Aşıklar avare, İngilizler zalimdi. Hindistan fakirdi; gerçi biz ne kadar zengindik düşünmemiştim ama Sünni inancın kabul ediciliyle çok fazla da dert ettiğimizi sanmıyorum. Ama Hindistan Cevizi ucuz bir şeydi. Yoldaki bütün ağaçlardan toplanabiliyor keskin bir bıçağın varsa afiyetle susuzluğunu giderebiliyordu. Eğlenceliydi de mavi bir karton üzerine konursa Hindistan’ın coğrafi haritasını andıran bir şekil çıkabilirdi. Halamın rahatsızlığı iyice arttığında evde bir kargaşa baş gösterdi. Babam doktor çağırmaya gitmiş( o zamanlar doktorlar siyah deri çantalarıyla eve gelirlerdi) annemin tansiyonu çıkmıştı. Evde kimsenin beni görecek durumu yoktu. Cami minaresine benzeyen demir başlıklı yatakta haftalardır kan tüküren halamın yanına gittim. Pembe dantel işlemeli yastığının altında cüce cam şişe bana göz kırparken, buharlaşan bir merhem gördüm. Kanı çekilmekte olan dudaklarının artık şifaya ihtiyacı yoktu.%2,75 MENTOL: Mentolün kendisi nasıl bir şey acaba hala bir fikrim yok ama kanı tetikleyici bir kokusu olduğu kesin. Halamın eve geldiğinin ya da kapısı kapalı olsa bile evde olduğunu işaretiydi. Bana anlatılan öykülerde her peygamberin bir kokusu vardı. Hz İsa’nın Hint sümbülü, Hz Muhamme’din gül suyu… O günlerde yaptığım her kabahatten beni kurtaran cebimi fındık fıstık dolduran sevgiyle yanağımı okşayan halam mentol kokulu bir peygamberdi. Çocuğu olmuyor diye dul kalan mentol kokulu bir peygamber. Yılar sonra bir grip salgınında elime geçti. Cüce şişe artık plastikti ama aynı kokusunu koruyordu. Kanı harekete geçiren kokusuyla, hiçbir zaman mevcudu olmayan, beklenmeyen bir etki gördüğümüzde çizgi film karakteri gibi hayal ettiğim başvurabileceğimiz doktorumuzla kırk yaşıma girdiğim bu günlerde benim başucumda. Hala Küçük Karıştıranda üretilip kullanmadan önce prospektüsünü okumamızı istiyor.