Bu kadar erken mi gerçekten?! Benden başka uyanık olan tek bir Allah’ın kulu yok mu?.. Saat 04:22… Herkes uykuda… Çıkarabildikleri tek sesse nefeslerinin sesi… Gecenin bir yarısı uyanık olmak gibi bir şanssızlığa uğramış birinin, hissedebileceği en baş duygu olan yalnızlık duygusuna çare olmaktan çok uzak kalıyor bu sesler.İnsan hiç duymadığı kadar büyük bir şiddette konuşma ihtiyacı duyuyor. İçini saran bu gerçekdışılık hissinden kurtulmak… en çok da kendinin gerçek olduğuna inanmak için… Durmadan birşeyler söylemek ve duymak, düşünecek tek bir boşluk anı bile bırakmamak istiyor.”Bir kahve yapayım bari.” diyorum. Gönülsüzce çıkıyorum yorganımın atından. Bedenimi bir an önce harekete geçirmek, onun aracılığıyla yaşadığımı duyumsamak istiyorum. Ayaklarımı terliklerime geçiriyor, terliğin temasını tabanlarımda hissetmenin mutluluğuyla odamdan çıkıp mutfağa yöneliyorum.Daha şimdiden daha bir ‘gerçek’ olmaya başladım bile. Her geçen saniye daha çok uyanan zihnimle birlikte bedenim de parça parça uyanıyor. Şu sessizlik de olmasa herşey farksız olacak birkaç saat öncesinden. Böyle tuhaf şeyler düşünmeyeceğim.

Kahvemi cezvede karıştırırken, birden uykusuz geçecek uzun saatler fikri beliriyor zihnimde. Kahve ve uyku son derece uyumsuz bir ikili gibi görünüyor… Ve ocağı kapatmaya yöneliyor hemen elim. Ama o kadar güzel bir koku yükseliyor ki cezveden… Yapamıyorum. Uykusuzluğu göze alıyor ve “Varsın, uykusuz kalayım!” diyorum, kahvenin mis kokusunu derin derin içime çekerek.Zaten kahve içmesem de uyku tutmayacak kadar tepeden tırnağa ayılmış bir durumdayım. Televizyonu açmayı düşünüyorum bir an. “Konuşan insanlar istemiyor muydum?” diyorum. Ama kendimi yokladığımda hayretle farkediyorum ki, en küçük bir istek yok içimde bu yönde.Sanki sessizlik kahvemi karıştırırken, hoş birşeye dönüştü birden. Aklımda birbiri ardına beliren fikirler de öyle… Ne kadar tuhaf görünseler de, kahveme eşlik edecek en uygun şeyler gibi görünüyorlar şu an.Varla yok arası bir gölge gibi, ayaklarımı terliklerime bastırarak var etmeye çalışırken kendimi… Aslında hiç de kötü birşey olmadığını düşünüyorum artık bu durumun.Her an yok olacakmışçasına hissettikçe kendimi… Var olduğum şu an en güzel an oluyor çünkü.