Eskiden bir otorite vardı çocukların en ufak yaşlarında büyüklerinden görüp benimsediği. Her türlü konuşmada, hitapta ya da yaklaşımda hep büyüklerinin öğretileri akıllarına gelerek hareket etme vardı. Biraz belki mahalle baskısı, biraz da ele güne karşı rezil olma korkusundan olacak ki tembihler havalarda uçardı adap konusunda.Utanma olgusu aslında çocuk kafamıza böyle böyle girdi. Sonra bu olgu adaptan şekil değiştirerek ama onu da sürükleyerek aşk ve erotizm temasına kadar geldi. Denildi ki bizlere, ”komşunuzun kızına yan gözle bakmayın, halk ne der sonra, aman evladım önünüze bakın” dendi. Nitekim doğru da dendi ama yaş büyüdükçe ve bunları düşündükçe bunları söyleyen hepsi olmasa da bazı büyükler hakkında ”kişi kendinden bilir işi” diyesim de gelmiyor değildi.Velhasıl kelam, utanma buydu eskiden, adap, hitap şekli, ufak çapta olsa da aşk mevzuları hep büyüklerce belli yaş öncesi ayıp sayıldı.Şimdiye bakıyoruz, artık öyle mi? Eskiden kalma bir hınç mı desem, yoksa tabuları yıkma mı desem ne desem bilemiyorum ama artık utanma şekli değişti. Eskiden belki bazı şeyler abartı olarak ayıp şeklinde lanse ediliyordu. (büyüklerinin sözünü kesmek gibi) ama şimdiye bakılırsa abartı şeyler artık utanmamak unsurları konusuna gelmiş vaziyette.Utanmak artık ne oldu? Utanmak artık yoldan geçen karı kıza laf attıktan sonra kızın babası oğlanın kapısına dayanınca oğlanın kızın babasının karşına çıkamaması oldu, sınıfta bir hoca ile dalga geçildiğinde, küfredildiğinde hocanın o çocuğu sınıfta azarlaması sonucu çocuğun duyduğu şey oldu.Yani utanmanın artık sınırları çok uçlara dayandı. İlla belli uç şeyler olacak ki birileri utanıyor anca.Ya eğer bu uç şeyler de sınırı aşarsa?O zaman ne olacak halimiz?