Yaşar Kemal ile tanışmam ortaokul yıllarında oldu.Yazarın Varlık roman ödülünü aldığı İnce Memed isimli romanını çok severek okumuştum.İnce Memed’in şu an kaç cilt olduğunu bilmiyorum ama o zaman 2 cilt halindeydi. 2 kalın cilt. 3. ve 4. ciltleri de var sanırım. İkisini de bir solukta okudum heyecanla. İnce Memed romanına felsefi bir bakış açısıyla yaklaşmak isterdim lakin sizi bunaltmaya hakkım olmadığını düşünmekteyim. Lisede edebiyat hocam 3 Kemal’i dilinden düşürmezdi. Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir. Ben de onların adını hiç unutmadım. Mıh gibi kazımış beynime demek . Kemal dedin mi başlarım saymaya. Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir.İnternette dolaşırken bir gün bizim edebiyat hocasının adına rastladım. Yanında da öykücü yazıyordu. Yaşar Kemal’ e dair övgülerini bir bir sıralamış gene yazısında da. Kendisi de Yaşar Kemal’e çok benzerdi zaten. Akrabası mı acaba diye düşünmüşlüğüm çoktur. Tevekkeli değil körle yatan şaşı kalkar demişler. Bizim hocada Yaşar Kemal’ le yatıp Yaşar Kemal’le kalktığından olsa gerek ona benzedi belki. Konuyu daha fazla sulandırmadan başlayayım ben en iyisi.Asıl adı Kemal Sadık Göğceli olan yazar Osmaniye’nin Hemite köyünde doğar.(1922.Bazı yerlerde 1923’e kadar çıktığı oluyor bu tarihin) Benim onu ortaokul sıralarında okumaya başlamam gibi o da yazmaya ortaokul sıralarında başlar. Ortaokul son sınıfta okulu bırakması gerekir. İlkokuldan sonra eğitim hayatını sürdürdüğüne dair bir kaynak bulamadım. Bu üzücü oldu. Kaynak bulamamak değil tabi üzücü olan. Gerçi ilk eşi Tilda’nın ölümünden sonra Harvardlı Ayşe Semiha Baban’la evlenmesi takdire şayan. Kimilerinin deyimiyle de Yaşar Kemal doğal Çukurova mezunu. Kanaatimce üniversite eğitimi olmazsa olmazlardan olsa dahi ilkokul mezunu olup da kendini gerçekten yetiştiren insanları da tebrik etmek gerekiyor. Üstelik yazar küçük yaşta gözünün birini kaybediyor. Ama gözünü yıldırmıyor hiçbir şey. Belli ki yaşadıkları onu hayata daha da bağlamış. İlk eşi Tilda’ nın ölümünden sonra kendisini yazarlığa verdiğini söyler zaten Kemal. Babasını ise 5 yaşında kaybetmiş. Camide namaz kılarken babasının öldürüldüğüne bizzat şahit olmuş. Gerçekten acı bir olay. Amelelikten öğretmenliğe uzanan bir meslek hayatı var yazarın. Amele lafını çok üzülerek, mecburen ve de Wiki’ den aşırarak kullandığımı burada açıklama lüzumu hissediyorum.Yazar roman, deneme, öykü alanlarında eserler icra etti. Cumhuriyet gazetesinde röportaj yazarlığı yaptı. 1967 yılında çıkarmaya başladığı ‘Ant’ isimli dergide yayınlanan bir yazı nedeniyle (Marksizmin Temel Kitabı) 18 ay hapis cezasına çarptırıldıysa da Yargıtay’ ın yerel mahkeme kararını bozması nedeniyle bu cezadan kurtuldu. Daha sonraki tarihlerde Alman ‘Der Spiegel’ dergisinde çıkan yazısından dolayı 20 ay hapis cezası aldıysa da (İstanbul DGM’ de) erteleme nedeniyle bu cezadan da kurtuldu.Memet ile Memet, Sarı Sıcak, Bebek, Dükkancı başlıca öyküleridir yazarın. Yazarımızın romanları için ödüle doymadı desek yeri. İnce Memed ile Varlık roman ödülünü aldığını yukarıda söyledik.Yazar Madralı Roman Ödülünü de Demirciler Çarşısı Cinayeti ile aldı. Yine Yer Demir Gök Bakır adlı roman ile yılın en iyi yabancı roman ödülünü aldı. Nerde mi? Fransa’ da.Uluslararası üne sahip kaç tane yazarımız var ki şunun şurasında. Pamuk amca var değil mi bir de uluslar arası arenada. Yaşar Kemal’ de yıllardır almak istiyormuş bu Nobel ödülünü ama bir türlü nasip olmamış işte. Hatta en sonunda ‘benim gibi komüniste Nobel vermezler ‘ demiş. Pamuk amca yorum yapmamış tabi bu söz üzerine. Saygı duyarım abime demiş sadece.Çukurovadan insan manzaralarına sık rastlarız yazarın yazılarında. İnce Memed ağalık sistemini eleştiriyordu mesela. Toprak ve ağalık sorunları geniş yer buluyor romanlarında. Yazarın Adana doğumlu olması ve eğitim hayatını sürdürebildiği yere kadar Adana’da sürdürmesi (Kadirli) bunda etkili.

Orhan Kemal’ de bir Adanalı. Adana Ceyhanlı kendisi. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü. Tıpkı Yaşar Kemal gibi ortaokul son sınıfta eğitim hayatını sonlandırmış o da. Bu sefer işçilikten katipliğe kadar uzanan bir meslek hayatı seriliyor gözümüzün önüne. Yaşar Kemal kadar şanslı olmamış ama o . Adana ve Bursa’ da cezaevinde yatmış. Bursa cezaevinde Nazım Hikmetle tanış olmuşlar. Raşid Kemali adıyla şiirler yazmış ilkin. Orhan Kemal adını ise ilk kez Yürüyüş dergisine yazarken kullanmış. 1942’de. Yaşar Kemal gibi o da Çukurova insanından manzaralar serdi gözlerimizin önüne. Babaevi, Avare Yıllar, İspinozlar (oyun) , Eskici ve Oğulları, 72. Koğuş (oyun) eserlerinden bir kısmı.

Kemal Tahir. Onla da Devlet Ana adlı romanı ile tanıştım edebiyat hocamızdan çok çok önce. Adanalı değil. İstanbul’da doğmuş, İstanbul’ da hayata veda etmiş. Asıl adı Kemal Tahir Demir. Evet, bu ismini değiştirmemiş. Yaşar Kemal’ e fiziksel ve fikirsel benzerliği göze çarpıyor. Hemen öğrenim hayatını nerede bıraktığına göz atalım. Galatasaray Lisesi 10. sınıftan terk. Katiplik ve ambar memurluğu arasında geçen bir yaşam öyküsü onunki de. Çevirmen, düzeltmen kendisi aynı zamanda. Nazım Hikmetle omuz omuza yargılanmış. 12 yıl çileli bir hapis hayatının ardından genel afla çıkmış hapisten. Ağalık ve eşkıyalık konularını Kemal Tahirde de görüyoruz. Kurt Kanunu, Yol Ayrımı, Karılar koğuşu eserlerinden sadece bir kaçı. Kemal Tahir’ e göre Türkiye gerek sosyal gerek siyasi yapısı açısından Batılılaşmaya uygun bir ülke değildi. Marksizmin sunduğu çözüm bu nedenle Türkiye ile uyuşmazlık sorunu yaşıyordu. Yaşar Kemal ile Kemal Tahiri ayıran nokta İnce Memed ile Rahmet Yolları Kesti romanları arasındaki farkta kendisini hissettiriyor. Yaşar Kemal İnce Memed de eşkıyanın devlete üstünlüğünü anlatırken, Kemal Tahir Rahmet Yolları Kesti adlı roman da eşkıyanın devleti yenemeyeceğini anlatıyor. Kemal Tahir’ in daha gerçekçi bir yazar olması göze çarpıyor bu noktada da . Nitekim zaman onun tezini haklı çıkarıyor.