Bu başlık altında bir yazı yazmak istiyorsanız, ilk özgürlüğün kabul gören tanımını ortaya koymalısınız.GENEL TÜRKÇE SÖZLÜKTE “ÖZGÜRLÜK”;”1. Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî.2. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet.”TÜRKİYE; bayrağı, dili ve toprak bütünlüğüyle bir CUMHURİYETTİR. Bu ne demektir? Bağımsız bir toprak parçası üzerinde bağımsızlığını ilan etmiş insan topluluğu.Bağımsızlığını yani özgürlüğünü belgelerle ortaya koymuş bir ülkeye ve onun içinde yaşayan vatandaşına “TÜRKİYE ÖZGÜRLEŞEBİLİR Mİ?” sorulduğunda cevaplar şimdiye kadar yazdığım yazıdan çok farklı bir noktaya götürmektedir beni.Cevaplar ne diye merak ediyorsanız?% 10 KEŞKElerle başlamıştır cümlesine.% 40 İMKANSIZ demiştir kesin yargılarla.% 50 ÖZGÜRLÜĞÜN ne olduğunu bile unutmuştur.Bir kişi alabildiğince özgürken ikinci bir kişiyle yaşayacak olması özgürlüğünün bir kısmının elinden alınması demektir. 70 milyonla yaşayacak olması özgürlüğünün sadece bir kısmının kalmasıyla eş değerdir. 70 milyon insanla birlikte yaşayıp özgür olacağına inanıyorsan mucizelere de inanmalısın. Milyonlarca insanın seninle aynı düşünmesi mucizeden başka hiçbir sözcükle açıklanamaz. İnsanoğlunun büyük bir kısmı mucizelere inanmadığı için sokaklarda özgürlük adına çırılçıplak insanlar görmemek için Cumhuriyet olgusunu yaratmıştır. Bu sayede aynı olmasa da aynı tarz düşünen insanları bir arada birleştirip özgürlük sınırlarını genişletecektir.

Nitekim düşünülenler gerçeklikle örtüşmemiştir. İnsanoğlunun yaratılışından günümüze özgürlük sadece bir olguyla doğru orantılıdır yani GÜÇ. Kölelik, sömürgecilik birer birer isimlerini kaybetseler de rejimlerini kaybetmemişlerdir.Günün 10 saati çalışmanız sadece size ait olmayan başınızı sokabileceğiniz bir yer ve karın tokluğu sağlıyorsa; tiyatroya, sinemaya, bir plajda kumlara uzanmaya gidemiyorsanız, bunun adı geçmişte olduğu gibi kölelikten başka bir şey değildir. Gücü eline alamamış bir Cumhuriyet sistemi istemese de köle yetiştirmek zorundadır çünkü o da bir köledir. Doğal gazını, petrolünü, ilacını, teknolojisini ve rejim stratejisini kölesi olduğu Cumhuriyetlerden almaktadır. Bu her yönden boyun eğdiğiniz anlamına gelir. Hakkını aramak, direnmek hatta düşünmek öğretilmemiştir. Lise öğretiminizi tamamladığınızda gereksiz bilgi yığınıyla depolanmış olacaksınız ama beyin öğrenmeye harcadığınız zamandan çok daha kısa bir sürede bunları kendinden tahliye edecektir.

Hayatınızda gerekli olan ve alanınızda faydalı olabilecek hiçbir şey öğrenmemişsinizdir. Daha kötüsü öğrenirken ne, neden, niçin, soruları sormanıza fırsat bile tanınmadan bilmeniz gerekecektir ezber yoluyla dayatılan tüm bilgileri. Yaratıcı olmanın yakınından bile geçemeyeceksiniz. Bu boğucu sistem karmaşasında hayatınızın en önemli sınavına gireceksiniz ve üniversite olsunda ne olursa olsun deyip sevmediğiniz bir bölüme yerleşeceksiniz. Mezun olduğunuzda bir sınav daha ve bir iş kapısından girene kadar bu böyle devam edecek. Bu sıkıntılardan sonra bir işe girmek size dünyanın en önemli sınavından geçmiş olduğunuz hissini doğuracak. Sinema, tiyatro, plaj, sergiler, iyi bir restoranda yemek yemenin hayal olduğu bünyenize çoktan aşılanmış olacak. Artık işiniz bırakın özgürlüğün kelime anlamını anlamayı, hayat savaşında ayakta kalmaktır gayeniz. Evinize geldiğinizde özgür olmayanların hazırlamış olduğu 3. sınıf TV programlarıyla karşılaşacaksınız. Düşündürmektense mankenlerin selülitlerine odaklı göz boyamalarla tüketilecek zamanınız. Haber izlemek istediğinizde dış güçlerin oyunlarıyla birbirlerinden düşünce olarak koparılmış kardeşlerin kendilerine bile ait olmayan düşünceler için nasıl da her yola girebileceklerini izleyeceksiniz. İleri solcu, aşırı dinci, ateist, Kemalist v.b. Zam üstüne zam dinleyeceksiniz peşi sıra ve düşüneceksiniz cebinizdeki üç kuruş parayla nasıl geçineceğinizi. Sonra soracaklar size bu ülke özgürleşebilir mi? De get işine kardeşim diyecek ben ekmeğimin derdindeyim.Evet köle olduğunu bilmeyen köleler yaratılmıştır. Özgürlük ise hiç gelmeyen sonraki bahara kaldı. Ama özgürlüğün bahsi bile geçmesi ne güzel.