Kar da yagiyo. Her taraf bembeyaz ve daha da guzel. Ulkede her sey iyiye gidiyormus gibi bi izlenim aldim bu sefer. Sanki, o derin uzuntuler, derin sikintilar biraz olsun atlatilmis gibi. Bu guzelliklerin ustune bir de kar… Dun televizyonda bir baktim cok guzel maclar, Juventus-Perugia, Roma-Milan. Bu aksam Chelsea- Liverpool. Hepsi ev rahatliginda meyve ve kuruyemis ile izlenebiliyo. Kablo internet ya da DSL internet te yaygin, eve alsam cok hizli internet cekicem. Ama ben Cuma gunu gene geldigim yere uzun bi yolculukla donuyorum. 3. yilin ortasina geldigimde en sonunda anladim nereye gittigimde. Cok zor ya. Cok cok cok zor, sen birak aileni, birak dostlarini, kalk uzaga git. Rahat edemiyosun, ordayken rahat rahat bir yemek yemeyi birak, sonra diyosun, Amerika bu, aksamlari guzel, ama evde oturup mac izlemek de cok guzel burda, aksamlari cikmaktan falan. Diyorum sikilirsin Istanbul’dan ki sikilabilirim ama ordan da gittikce sikildim. Aslinda tek yasamak, cok cok uzakta baska bir dunyada gibi olmak, izole olmak cok zor, ama insan ogreniyo, buyuyo. Burda kalsam hic bir sekilde buyumezdim. Her sey rahat, oturmus cok guzel bir hayat. Sonra da o rahatlikla, orta yas krizine girerdim. Simdi yasadiklarim, gorduklerimle cok buyuk bi krizdeyim hala, ama boyle olmasi gerekiyo. Cunku bu genc yillarimda, karakterim oturuyo, ogreniyorum. Burda ogrenilmiyo, insan kendi kendine yasamayi ya da kendi kendine bi seyler vermeyi ogrenemiyo, kolay diil. O yuzden gitmeyi kabullendim, gidicem ve savasicam gene uzaklarda. Cok degisik, aslinda universitede oraya gitmem yasayabilicegim en buyuk ve en degerli tecrubeydi. Tamamen birbirinin farklisi iki ortam, gidis gelisler, aile, dostlar, kiz arkadas, bir orasi, bir burasi, cok guzeldi. Taslasalar, gam yemem. Devam. 2 gun kaldi. Kar yagisi dursun da, gozlerim arkada kalmasin.