Nihilizm üzerine konuşmak kendi varlığımı kabullenmiş olduğumu gösterir mi? Kendimi bilmiyorum ama özgürleşme sonucunun nihilizmin oluşmasında büyük bir etken olarak görüyorum. 1960’lı yıllardan sonra dillere düşen özgürleşme kavramı yanlış tanımlamaların doğmasına ve bir hastalığın virüsünü yaratmasına neden oluyor.

Bu hastalık nihilizmdir.İçsel ya da dışsal modernliğin patladığı anda politik, ticari, kötücül, sanatsal, cinsel özgürleşme de kendilerini saldılar. Bu başlangıç noktalarnın herbiri de farklı ‘hiç’lik hastalıkları yarattı. Ama sonuçları genel bir nihilizmi doğuruyor.Örnek vermek gerekirse cinsel yönden hertürlü zevki almış ve doyuma ulaşmış bir kişi cinsel özgürlüğe kavuşmuş ve fiziksel anlamda yaptığı eyleme birşey katamaz olmuştur. Bu da onu cinsel hiçliğe düşürür. Farkına varmadan bu septomlara dayanarak hastalığını “Nihilizm” olarak geneller. Aslında cinsellik önceden onun için bir ütopyaydı. Kendi varlıklarını riske atarcasına güçlenmek, kendi mantıklarını aşmak bu ütopyanın gerçekleşmesini sağlayan bir kendini zehirleme mekanizmasından başka birşey değildir. Peki, bundan sonra yapılması gereken şey nedir? Tuhaf bir şekilde, sanki gerçekleşmemiş ütopyalar varmış gibi yaşamayı sürdürmek mi gerekiyor?