Ben de insan olarak doğdum. Çok geçmeden demasoni oldum. Oldukça meraklıydım. Merakımı, iki ya da üç yıl masa olmam törpüledi. Yeterince durdum.Bir sabah, alpaka ile antilop arası bir yaratığa dönüşüvermiştim. Durmaktan nefret ettiğimden mi bilmem, çok koştum o dönem. Hep yetişmek istiyordum. Koşmaktan zayıf düşmüştüm. Yetişemeyeceğimi anlamamda cabası idi.Böylece felsefenin birinde yalnızca bir terimden ibaret olmaya başlamıştım. Mikrokozmos. Beni oradan güçlü kuvvetli bir kadın aldı. Düşüncelerinde yer verdi. Öyle kalabalıktı ki denizde su damlaları seyrek diye anılmalı. Bu nedenle her an çarpıyordunuz, ya da size çarpıyorlardı. Neyse ki, bir vakit birine beynini açtı. Ve hepimizi salıverdi.Kanatlarım olmasına sevinmiştim. Kuş olup olmadığımı anlamadan vuruldum. Ne kadar baygın kaldığımı hatırlamıyorum. Dolayısı ile nasıl elma olduğumu da bilmiyorum. Ama, en uzun elma olarak geçirdim. Olgunlaştım. Olgunlaştım ve yendim.Elmadan yeniden insana dönüşeceğimi ve öylece bu serüvenin biteceğine emindim. Yanılmışım. Hiç beklemediğim bir şey oldu. elmayı alıp koparan adamın elleri oldum.Anlık değişimlere uğruyor ve yeniden ellerine dönüşüyorum. Az önce bir şiirdim, uykuları da böyle çalındı. Böyle söylendi. Ve yine elleri oluverdim.Avuçları ve parmakları. Aşka tutunan elleri. Sabahı yırtan tırnakları. İçindeki alınyazısı. Yumruk yumuk nefreti. Dokunmaları.Lakin, anlık değişimlerim hiç son bulmuyor. Neler olduğumu anlatacak takati bulamıyorum. Geçmişte de unuttuklarım olduğunun bilincindeyim. Daha ne olacağım?İlerisinde taştan öteye gidemem, eminim. Buna gerçekten eminim. Bir taş, sessiz sakin ufalanacak. Öylece toz olacak. Bitecek serüvenim. Eminim.
yorumlar
her yazıda başka bir tarz yakalamayı nasıl beceriyorsun bilmiyorum ama bir sabah uyandığında dev bir böceğe dönüşmüş olursan hiç şaşırmam
kaçta kaçtır şebnem ferahın sırtındaki omurga dövmesinin mürekkebi olma olasılığım ki
Bu tedirgin dünyada öğle sıcağındayeryüzüne bir elma düştü.herkes işitti gürültüsünü..parçalandı dağıldı,kefenini çekip üstünedalıverdi ukusuna..
best, şimdi olmamışsam sanki zor..latino, çok ki, yeterki sen iste..ivan, elmanın düşü var mıdır??
Olmaz mı? kendin söylemişsin;koparan da kopartılan da aynı şeydir, düşlerin ayrılığı kalkar ortadan..birbirlerine nispetle birbirleri ile hem-hal olup erirler..gecenin bu saatinde kafam iyi değil mo.kandile denk geldin:)
sıradışı gerçekten…
müthiş!!!!
size hayran olmamak imkansız.çıkmış bir kitabınız var mı?kitaplığımda bulunmasını isterim.
ayık kafa işi değil bu yazı, üstelik bahse bile girerim.güzelmi ,güzel
bahse varım..
nesine, bir çifteye varmısın ?
kaleci değiştirecek misin ?
dere geçilirken kaleci değiştirilmezki !
kendine güveniyorsan iki penaltı olur ama..
bi taşka iki kuş hadisesimi
öyle mi?
kuş kim taş kim bunun çözümlemesi şart olmuştur şu noktada ?
şart..
şartlandırmadan ama, şart dedik ama.ee başlamak gerek ,kim kuş kim taş ?sen başla!
dar alanda kısa paslaşmalar hadisesi mi ?
hayır daha çok ,ver kaç yapıyoruzama pozisyon derinliği oluyor
ama sıkıldım..
paylaşımlarınız için teşekkürler.
sıkıldın demek …sinemaya gidelim ,sonrasında yemek yeriz
bende senin şu nakliyet firmani merak edip, bütün nakliyat kamyonlarını sana sokabilirim haberin olsun !!!
ve seni duyan kimse yok..çoktan ölmüş, bu taş toprak…yağmurlar küsmüş inmiyor yeryüzünemelekler de yağmayacakmış rivayete görebitmiş her şey !
bitmesin duydum seni:))
çok güzel bir yazı teşekkürler.