kıymetli ingilizimanahtarım, şu istanbul’un karış karış, hatta birey birey taranma projesine canı gönülden destek veresim var, arkadaşı da gözüm bi yerden ısırıyor, eğer tanıdıksa projeye elim değsin isterim.bir önceki istanbul’un kökünü kazıma projem küratörümün naif ve sadakatsiz önerileri sonucu fena halde çuvallamıştı, bu kez işini bilen, eli hafif, gözüpek bir ekiple çalışmak istiyorum.benimki kadar olmasa da bu proje de fena görünmüyor, ‘sınır tanımayan restoratörler’in destek vermesi de cabası.bi konuşur musunuz abdullah beyle?
Sevgili ingilizanahtarı, Selanik’te doğduğunuz ve Grek kadınlarıyla senli benli olduğunuz gibi iki birbirinden asılsız iddiayı desteklemek için yaptığınız çalışmalar kronik sinüzitimi azdırıyor. Kullanıcı profilinize bakan ya da hafif.org kariyerinizi takip eden hayranlarınızın da bildiği gibi yunanistandan türkiyenin bir köşesine kazayla dolma sarmaya bile gelseler bunu bir mim, bir günlük bir blog yapma yarışı içine giriyorsunuz.Justine hanım üstün zekası ile naifliği birleştirebilen nadir insanlardan olduğundan sizin Abdullah beyi tanıdığınızı ima etmek istemiş olabileceğinizi düşünmüş, oysa ben sizin bütün kötü niyetinizle ülkemizde misafir olan Despoina Svasti hanımın ilgisini çekmeye çalıştığınızı tespit etmiş durumdayım. Teesüf ediyorum, hanım kuratörümüz buraların yabancısı, kendisini taciz etmeyin.
Öncelikle hakkımdaki ön yargılı ve art niyetli düşüncelerinize kırıldığımı belirtmek, Helen hayranlığı duymamı Helen’in bir hanım ismi olmasıyla ilişkilendirecek kadar sığ bir hayat görüşünüz olduğunu da özellikle vurgulamak isterim.Despoina hanıma gelince, dünkü görüşmemizde bizzat kendisinden Despoina’nın Despotis’in feminil hali, Svasti’nin de Saygıdeğer – Saygı duyulan kimse manalarına geldiğini öğrenmemle birlikte hafif tırsmadım diil. Aman derim.
Saygıdeğer Justine,
Pek tabi ki sayın kuratörlerimiz sizleri de aralarında görmekten mutluluk duyacaklardır, lakin hayli kabarık olan suç dosyanız endişe duymalarına neden olmakta. Daha önce 3 üyenin hafiften koşarak kaçmasına, 6 üyenin sosyal intiharına sebebiyet vermiş olmanız doğrusu beni de gelişmekte olan Türk – Yunan dostluğunun temelini dinamitlemeniz hatta köküne kibrit suyu ekmeniz doğrultusunda tedirgin etmekte.
lakin ingilizanahtarı ile ilgili ön yargılı ve art niyetli düşüncelerinize katılmamak elde diil nitekim türkiye’deki yunan dostluk gecelerinde tabak kırıp uzo içip, sirtaki oynayan, tarihini bilmez, millî şuurdan yoksun biri profili çiziyor gün be gün artarak hem de. Daha geçen sene “Ege Güzellik Yarışması” yapılacaktı çeşme’de amma ve lakin son anda yunanlı güzeller çekildi, niye diye sorarım size, basın bir gram bile yer vermedi ama biz biliyoruz ki sebep bu adamdır; ilk şüphelenmem burda başladı; madam justine şövalyesi ingilizanahtarının şişelerle alakalı ne derin ve bir o kadar da doyumsuz hatıralara sahip olduğunu söyleyince aslında bunun şifreli bir konuşma olduğunu anladım; türk-yunan dostluğu ilelebet var olacaktır, böyle ucuz numaralara pabuç bırakılmayacaktır
saygıdeğer senyora, şifre çözmek konusundaki başarınız alan turing’i bile aşmış bulunuyor, etkilenmedim desem yalan olur.ancak başlığınızın güncellenmeye ihtiyacı var gibi. emektar voltron tedavülden kalkalı hayli zaman oldu, filvaki son zamanlarda bacaklardan biri aksamaya başlamış, kollardan biri de kangren olmuş idi. protezle idare etmenin getirdiği teknik erör ve arızaları düşünürsek, dahası günümüz ekonomik koşullarını göz önüne aldığımızda, bırakın voltron’ı, bir kediyi bile beslemenin ne kadar zorlaştığını da eklersek, sanırım bana hak verirsiniz. dolayısıyla yoğun gri hücrelerimin bana verdiği yetkiye dayanarak kendisini malulen emekli etmiş bulunmaktayım. hayır, ege güzelleriyle bi alakası yok da kendisinin oluşumuna katkınız olmuş idi, enkazından da haberiniz olsun istedim.bi de bu ahkamda herhangi bir şifre yok senyora, pabucunuz boşa telef olmasın.
havada asılı kalan bir proje görünümünde; işte: saptamalar, tavsiyeler ve veler:1 – genç Yunanlı küratör Despoina Svasti’nin(copy paste yaptım) önce kendi saçlarını taraması önerilmeli, mantar gibi çoğalan istanbul kuaförlerimizin ellerine bırakılmalıdır kendisi.2 – destek destek çıkana, mesela Yunan Başkonsolosluğu resmen desteklemiş; lakin kendileri hala bilgi için: e-mail:[email protected]/Tel: 0535 951 30 14 (Kültür Sanat) adreslerini kullanmakta, ne bir web sayfası ne bir sağlam iletişim numarası. sanırım birinci maddeyle ilgili olarak saçları dağınık genç bir küratör yerine bebek küvezi getirmek daha anlamlı olacak imiş.3 – sınır tanımayan restaröterlerle içilip eğlenilme modülü görüyorum akıllarda kalacak, eh içine dahil edilmediğim böyle bir eğlenceye de karşıyım doğal olarak. onun yerine bir sergiye gidip votka kola keserim daha iyi valla.4 – İngilizin avatarını ise kıskanmaktayım; hayalimdeki ayar işini yerine getirmektedir kendisi. Yalnız deneyimlerime dayanarak uyarmam gerekir ki sayın kuatör için gerekli avans ayarının yapılabilmesi oldukça zamanını alacaktır.5 – Justine’in istanbul’un kökünü kazıma projesine destek sağlamak için gerek Birleşik Arap Emirlikleri gerekse Şili ile girmiş olduğum kruvazör hediye ettirme çalışmaları gelecek günlerde sonuca ulaşacaktır, bu zaman zarfında hali hazırda elinin altında bir voltron gücü de bulunmadığından, Runaway’in martı filosunu kullanabilmek için girişimlerde bulunmasını öneririm.6 – Ege güzellik yarışmasının yapılmama nedeni illa araştırılacak ise; sayın Olhor’un yalancı dolma sarmalarının akşam yemeğinde yanması ve kokunun güzelleri kaçırmasında olduğu ihbarı incelenmelidir. olay esnasında kullandığı okyanus suyuyla kokudan etkilenmeyen sayın olhor sisten yararlanarak, güzelleri rodos’a kaçırmış, sayın ingiliz’in yeteneklerinden yararlanmadan kaçak olarak birçok güzele hatalı ayar yapmış ve silikon vadisinin de kurulmasına aracı olmuştur.7 – bu arkadaşlar geldiğinde gerek köfte arabamla gerekse PVC kaplama arabamla arkalarında dolaşıp voliyi vurmayı planlamaktayım.
yorumlar
kıymetli ingilizimanahtarım, şu istanbul’un karış karış, hatta birey birey taranma projesine canı gönülden destek veresim var, arkadaşı da gözüm bi yerden ısırıyor, eğer tanıdıksa projeye elim değsin isterim.bir önceki istanbul’un kökünü kazıma projem küratörümün naif ve sadakatsiz önerileri sonucu fena halde çuvallamıştı, bu kez işini bilen, eli hafif, gözüpek bir ekiple çalışmak istiyorum.benimki kadar olmasa da bu proje de fena görünmüyor, ‘sınır tanımayan restoratörler’in destek vermesi de cabası.bi konuşur musunuz abdullah beyle?
Sevgili ingilizanahtarı, Selanik’te doğduğunuz ve Grek kadınlarıyla senli benli olduğunuz gibi iki birbirinden asılsız iddiayı desteklemek için yaptığınız çalışmalar kronik sinüzitimi azdırıyor. Kullanıcı profilinize bakan ya da hafif.org kariyerinizi takip eden hayranlarınızın da bildiği gibi yunanistandan türkiyenin bir köşesine kazayla dolma sarmaya bile gelseler bunu bir mim, bir günlük bir blog yapma yarışı içine giriyorsunuz.Justine hanım üstün zekası ile naifliği birleştirebilen nadir insanlardan olduğundan sizin Abdullah beyi tanıdığınızı ima etmek istemiş olabileceğinizi düşünmüş, oysa ben sizin bütün kötü niyetinizle ülkemizde misafir olan Despoina Svasti hanımın ilgisini çekmeye çalıştığınızı tespit etmiş durumdayım. Teesüf ediyorum, hanım kuratörümüz buraların yabancısı, kendisini taciz etmeyin.
Öncelikle hakkımdaki ön yargılı ve art niyetli düşüncelerinize kırıldığımı belirtmek, Helen hayranlığı duymamı Helen’in bir hanım ismi olmasıyla ilişkilendirecek kadar sığ bir hayat görüşünüz olduğunu da özellikle vurgulamak isterim.Despoina hanıma gelince, dünkü görüşmemizde bizzat kendisinden Despoina’nın Despotis’in feminil hali, Svasti’nin de Saygıdeğer – Saygı duyulan kimse manalarına geldiğini öğrenmemle birlikte hafif tırsmadım diil. Aman derim.
Saygıdeğer Justine,
Pek tabi ki sayın kuratörlerimiz sizleri de aralarında görmekten mutluluk duyacaklardır, lakin hayli kabarık olan suç dosyanız endişe duymalarına neden olmakta. Daha önce 3 üyenin hafiften koşarak kaçmasına, 6 üyenin sosyal intiharına sebebiyet vermiş olmanız doğrusu beni de gelişmekte olan Türk – Yunan dostluğunun temelini dinamitlemeniz hatta köküne kibrit suyu ekmeniz doğrultusunda tedirgin etmekte.
lakin ingilizanahtarı ile ilgili ön yargılı ve art niyetli düşüncelerinize katılmamak elde diil nitekim türkiye’deki yunan dostluk gecelerinde tabak kırıp uzo içip, sirtaki oynayan, tarihini bilmez, millî şuurdan yoksun biri profili çiziyor gün be gün artarak hem de. Daha geçen sene “Ege Güzellik Yarışması” yapılacaktı çeşme’de amma ve lakin son anda yunanlı güzeller çekildi, niye diye sorarım size, basın bir gram bile yer vermedi ama biz biliyoruz ki sebep bu adamdır; ilk şüphelenmem burda başladı; madam justine şövalyesi ingilizanahtarının şişelerle alakalı ne derin ve bir o kadar da doyumsuz hatıralara sahip olduğunu söyleyince aslında bunun şifreli bir konuşma olduğunu anladım; türk-yunan dostluğu ilelebet var olacaktır, böyle ucuz numaralara pabuç bırakılmayacaktır
saygıdeğer senyora, şifre çözmek konusundaki başarınız alan turing’i bile aşmış bulunuyor, etkilenmedim desem yalan olur.ancak başlığınızın güncellenmeye ihtiyacı var gibi. emektar voltron tedavülden kalkalı hayli zaman oldu, filvaki son zamanlarda bacaklardan biri aksamaya başlamış, kollardan biri de kangren olmuş idi. protezle idare etmenin getirdiği teknik erör ve arızaları düşünürsek, dahası günümüz ekonomik koşullarını göz önüne aldığımızda, bırakın voltron’ı, bir kediyi bile beslemenin ne kadar zorlaştığını da eklersek, sanırım bana hak verirsiniz. dolayısıyla yoğun gri hücrelerimin bana verdiği yetkiye dayanarak kendisini malulen emekli etmiş bulunmaktayım. hayır, ege güzelleriyle bi alakası yok da kendisinin oluşumuna katkınız olmuş idi, enkazından da haberiniz olsun istedim.bi de bu ahkamda herhangi bir şifre yok senyora, pabucunuz boşa telef olmasın.
havada asılı kalan bir proje görünümünde; işte: saptamalar, tavsiyeler ve veler:1 – genç Yunanlı küratör Despoina Svasti’nin(copy paste yaptım) önce kendi saçlarını taraması önerilmeli, mantar gibi çoğalan istanbul kuaförlerimizin ellerine bırakılmalıdır kendisi.2 – destek destek çıkana, mesela Yunan Başkonsolosluğu resmen desteklemiş; lakin kendileri hala bilgi için: e-mail:[email protected]/Tel: 0535 951 30 14 (Kültür Sanat) adreslerini kullanmakta, ne bir web sayfası ne bir sağlam iletişim numarası. sanırım birinci maddeyle ilgili olarak saçları dağınık genç bir küratör yerine bebek küvezi getirmek daha anlamlı olacak imiş.3 – sınır tanımayan restaröterlerle içilip eğlenilme modülü görüyorum akıllarda kalacak, eh içine dahil edilmediğim böyle bir eğlenceye de karşıyım doğal olarak. onun yerine bir sergiye gidip votka kola keserim daha iyi valla.4 – İngilizin avatarını ise kıskanmaktayım; hayalimdeki ayar işini yerine getirmektedir kendisi. Yalnız deneyimlerime dayanarak uyarmam gerekir ki sayın kuatör için gerekli avans ayarının yapılabilmesi oldukça zamanını alacaktır.5 – Justine’in istanbul’un kökünü kazıma projesine destek sağlamak için gerek Birleşik Arap Emirlikleri gerekse Şili ile girmiş olduğum kruvazör hediye ettirme çalışmaları gelecek günlerde sonuca ulaşacaktır, bu zaman zarfında hali hazırda elinin altında bir voltron gücü de bulunmadığından, Runaway’in martı filosunu kullanabilmek için girişimlerde bulunmasını öneririm.6 – Ege güzellik yarışmasının yapılmama nedeni illa araştırılacak ise; sayın Olhor’un yalancı dolma sarmalarının akşam yemeğinde yanması ve kokunun güzelleri kaçırmasında olduğu ihbarı incelenmelidir. olay esnasında kullandığı okyanus suyuyla kokudan etkilenmeyen sayın olhor sisten yararlanarak, güzelleri rodos’a kaçırmış, sayın ingiliz’in yeteneklerinden yararlanmadan kaçak olarak birçok güzele hatalı ayar yapmış ve silikon vadisinin de kurulmasına aracı olmuştur.7 – bu arkadaşlar geldiğinde gerek köfte arabamla gerekse PVC kaplama arabamla arkalarında dolaşıp voliyi vurmayı planlamaktayım.