Pentagram, yurtdışında bir yerlerde de aynı isimde grup bulunduğundan, ismini Mezarkabul yaptı yapmasına, lakin bu uğursuzlukların başı oldu. Önce NoiseRecords‘la anlaşıldı. Gerçekten de güzel bir albüm olan Unspoken piyasaya çıkarıldı. Fakat bunun ardından çıkması beklenen Bir isimli Türkçe albüm bir türlü çıkmıyordu. Şu forumda yazdığım bir mesaj geçen yıl. Ankara ve İstanbul konserleri de iptal edildi. Resmi web siteleri ezelden beri yapım aşamasında. Bir aralar, Kemancı‘nın altında çarşamba geceleri çıkıyorlardı. En son Wacked Open Air‘e katıldılar. MMC‘den Nuri, bir kampanyabaşlatmıştı. İstersek protestolarımızı Universal‘a yollayabiliriz. Geçtiğimiz pazar gecesi rockstop’ı izlediğimde Nuri, 1 Ağutos 2002’yi Bir‘in çıkış tarihi olarak lansetti. Bakalım. Ne kadar doğru bunu görcez.
yorumlar
Moda sinemasıydı. Yılı hatırlamıyorum. Türkiye’deki doğru düzgün tasarlanmış ilk metal konseri.
Ne günlerdi ama.
Hazzy Hill (nasıl yazıldığını bile unuttum) vardı. Hep pentagramdan daha iyiydi.
daha sonra tekrar kuruldu ama şimdi takılmıyorlar herhalde
ayaklarım zincir
dörbir yanım duvaarr
cebim delik elim cebimde
elimde ne vaarr
hep kaybetmek zorunda mı? neden insanlar yerli grupları sevmez(bazıları). iki sene önceki rockstation rock festivalinde destruction vardı. bi sürü fanı gelmişti. ama sevdikleri grubun sahne alacak olması diğer grupları yuhalamalarını gerektirmezdi bence. neymiş kötü çalıyorlarmış. sanki bizimkilerin elinde bir sürü imkan varda onlar bi şey yapmıyo. destructionun sound-check dedikleri alet kontrolünü gruptan daha fazla sayıda eleman yapmıştı. yanii…
TiViTi kardeş,’88 Moda Sinemasındaki o konserde Hazy Hill yoktu.
Hazy Hill İstanbul’daki ilk konserini -sanırım-1992’de Laneth’li Konserler 1’de İst.Açıkhava’da vermişti, o konserde Pentagram’da vardı ayrıca..
hey gidi günler,heeyyy..
güzel olmuş. hafif linkleri default olarak bold yap…
haaafiif! linkleeeri! boooooold! yaaaap!
haaafiif! linkleeeri! boooooold! yaaaap!
mezarkabul yurtdi$inda patladi aslinda. cok iyi review’lar aldi ve hala hatirlaniyor. ben bir gun evde otururken bi yerde “mezarkabul” falan diye okudum. baktim bir de label’in adresi falan var. hemen ko$tum noise’den sample mp3’u indirip biraz dinledim. sonra onu bi cd-r’a kaydedip be$ikta$a, pena muzik’e kadar dinledim. cenk’in dedigi $ey: “album yurtdi$inda yarin cikiyo sen nerden duydun? oha evet bu $arki bizim.. ya turkiyeye bi hafta sonra falan gelicek… alirsin burdan.. tabi imzalarim..”! sonra 3-4 ay falan aldi albumun cikmasi.. zaten o aralarda bi$eylerin ters gittigini anlami$tik…
@hafif uyku: linkleri bold yap ama sadece orta kolon için geçerli olsun bu. Yani sağ ve sol sütunlar böyle kalsın. Onlar da bold olursa çirkin görünür..
universal’dan açıklama. mail’ime bira sitesiyle bir ilgisi olduğunu düşündüğüm kişiden geldi. bu blog’dan haberdar.
arasında yıllar önce söz sahibi olan ve wacken open air başarısı ile konuşulan knight errant, yaşanılan sorunlar sonucu, beyni Soner Canözer’i kaybetti ve Soner yepyeni bir grup kurdu; Almora,.. site biraz amatörce yapılmış gerçi:)
yakın zamanda bir demo yayınladılar ve albüm çalışmaları yapıyorlarmış,.. demonun mp3leri, sitelerinde mevcut,..
pek fena değilmiş.. bu tarzdan çok hazzetmemekle beraber hoşuma gitti. knight errant’ı da dinledim, soner kendini daha da geliştirmiş herhalde, almora daha iyi. bu arada neden sitelerini beğenmedin vic, bence gayet cool olmuş :)..
en azından skyclad dinliyormuş gibi oluyorsun:) bu arada martin walkyier nasıl ayrıldı gitti yaa:(
almora’da hayat var ama belli…:)
yok yok bence gerçekten amatörce layer kullanmak lazım bu sitede layer 😛 😛 😛
Pentagramı 92’de filan Adana’da bi konserde hatırlıyorum. Kalabalıktı ama adamlar vasattı. Yaptıkları müzik de fazlasıyla modası geçmiş ve suniydi. O konserin güzel yanı, Adana’nın yerel punk gruplarından Pickaxe’nin performansıydı. Pentagramı darma duman etmişlerdi. Ondan sonra da böyle doğu-batı şeyleri, kliplerde Sepultura tripleri filan, berbat kötü.
Aşağılarda bi arkadaşın dediği gibi, o yıllarda alemin kralı Dr. Skull’du(… ben bu satırları yazarken senin için herşey yolundaaaaa), bi de Hakan Kurşun.
en baba performanslarından birini die toten hosen konserinde göstermişti açık havada, çok iyi konserdi yaw:) konser sonunda sahneye davet edilen türk seyircisinin grubun zillerini ve bilumum alet edevatını toparlayıp evlerine götürmeleri de oha dedirten bi durumdu yani…
Rapor2 buraya yumruk havaya
Burası bizim mekan sen çeneni kapa
Sonra onnar da dağıldı ama de mi??
bir punk grubunun pentagram’ı darmaduman etmesi biraz absürd olmazmı. neticede aynı kulvarda değiller. ve bence pentegram’ın sound’u çok iyi. sadece bildim bileli vokalist problemleri var.
bu arada aklıma geldi de, pentagram’ın grup vitaminden gökhan(dı galiba)’la birlikte yaptıkları endişe-i muhabbet diye bir parça vardı. o parçanın mp3’ü bulunan bir yiğit varmı, varsa onu indirmeye müsait bir yere koyabilirmi? böylece komünite ruhumuz pekişir iyice.
radical noise la “çiz” die bi duruma girmişlerdi…sona daaldılar nefret var şimdi o da ii. kadıköy aktaş da memur kendileri.
Başkaları diskolarda barlarda
Senin ömrün geçecek küçücük odada
Sen de çizeceksin ayları yılları duvara
Hedef12 de bunlardan birinden oluşma heralde, ama dinnemedim henüz
Darmaduman kısmını şakasına söyledim de olay şöyle olduydu:
Bu adamlar tam rock star gibi
filan davrandılar(bi de o yılları düşün, sert müzik daha bi dinnenirdi). Önce kendileri çaldılar iyi bi sistemle, sonra da bunun tamamını söktüler. Ha bi de bunların solist olanı gıcık gıcık sırıtarak “bu arkadaşlar da çalıyormuş, onnara destek olalım” gibi bişeyler zırvaladıydı. Lan mcık, destek olacaksan kolonları sökme. Buna rağmen Pickaxe süper çaldı, herkes de süper eğlendiydi.
Pentagramı çok az dinnedim, ama olayları tam böyle işte. Biraz öne çıktılarsa bunu yaratan müzikleri değil. Promosyon, su gibi para, bağlantı(Clinton’a Türkiye’nin ne kadar batılı bir ülke olduğunu göstermek için adama uzun ince bir yoldayım’ı heavy metal çalmak), Kral TV desteği filan.
burada ayrıntılı bilgi var ama şu an kapalı yakında açılacakmış. hedef12 de burada
ama hardcore diince akan sular da durur, durmaz diil yane.
bir zamanlar (o zamanları bilen bilir) akmardaki tek dükkan onlarınkiydi. vaha gibilerdi. ama laneth de bir röportajlarında “bizim grubun üyesi olmak için ilk şart uzun saçlı olmaktır” demişlerdi de bayaa gülmüştük aramızda…
hadi ya? promosyon, su gibi para?
İlk kasetlerini ne şartlar altında yaptıklarını, hatta (hangi elemandı unuttum) bi tanesinin kasetleri (ilk kasetleri) bi koliye koyup, vapurdan inip kadıköyde öyle tezgahtar gibi sattığını biliyor musun? bence bilmiyorsun.
Fly Forever dinlememiş biri var mı? merak ettim.
En sevdiğim kaset, Trail Blazer. Anti militarist ve ciddi sözler. İlk kaset zaten slayer kopya. Onlar da kabul ediyor. Yeni tarzı beğenmiyorum (son iki kaset). Ben trail dinliyorum.
ekibi liseden arkadaşlarımdı 🙂 o konserde ben de vardım lesclaypool…
pickaxe şu anda murat kekilli nin ekibi oldular ..
o zamannın en baba gruplarında tını vardı . feridun düzağaç vokal- numb vardı acaip iyi bi de gitaristleri vardı süper severdim kendilerini – aa mavi sakal çekti çekti çek çektir git – kulağım orda..
Adana’dan Quatro’yu da bilir misin??
Knight Errant vardı…
Hani şu Gılgamesh ve sonra Prine Of Light vardı…
Ankara’da Rock House’da festival vardı o gün terminale indiğim anda rock house’da aldım soluğu. Samsun-Ankara hattını sabaha bırakmıştım… Değmişti ya o başka…
en son üniversitedeki rock festivalinde dinlemiştim. ses sisteminin dandikliğine rağmen adamlar gene çoşturmuştu. tabii bi de şu var, bi kaç zeki arkadaş zaten 2 milyon olan (yanlış hatırlıyo olabilirim) biletin sahtesini yapmıştı. terbiyesizler. çık çık çık…
Ascreaus diye de bi grup yok muydu 95’lerde filan?? Bi tane albimleri vardı süper kaydedilmiş. Çift cross davul filan motor gibiydi.
bu dürzülerin punk yaptığı vakitleri hatırlayan?
bi de adiler pop-ska albüm çıkardıktan sonra “bu ilk albümümüz, evvelki albümler bizim kimlik bunalımımız” demişlerdi
dingil gökhan şimdi aklı sıra DJ, trance çalıyorum diyo kuru gürültü yapıyor. bi de dj olarak adı G-point, behey ewladım ona g-spot derler
tını’yı çok severdim ben. ablamın üniversiteden arkadaşlarıydı hepsi. “öğrenci indirimi” adında bir kasetleri vardı; lavinia (orjinali, uzun bir gitar solosu vardı zaten yenisine alışamadım sonra), ela, elden gittim diye şarkılar çok güzeldi. ablamdan yürütmüştüm albümü ama istanbul’da kim nasıl yaptı bilmiyorum hacıladılar maalesef [elinde olan olsa ne güzel olur :)]. 2 sene önce taksim’de feridunu dinlemeye gitmiştim arkadaşımla, bi baktım hakan abi çalıyor arkada, arada yanına gidip merhaba dedim lafladık biraz, süper nostalji olmuştu benim için zira ilk defa orta 2’de derby pastanesinde dinleme şansına sahip olmuştum gençleri. [ahkam biraz anı-günlük oldu ama idare edin]
athena diyince çok yakın arkadaşımın ağzından anlatayım. 91-92’de adana’ya gelmiş bunlar çukurova üniv.’de bir konsere. konser gazıyla motherfucker vs. küfretmişler de dayak yemişler sonra. belki LesClaypool’un bahsettigi konserdir.
Benim anlattığım Pentagram konseriydi. Athena bildiğim kadarıyla Adana’da hiç konser vermedi, bi kere Mersin’e geleceklerdi ama gelmedilerdi, Adana , sanmıyorum yani.(91-96 yılları için konuşuyorum)
Ancak Adana’da, konser vermeye gelenleri dövmek, taciz etmek, taş/bira şişesi filan atmak modaydı bi aralar(hatırladıklarım Tarkan, Aşkın Nur Yengi, Muazzez Ersoy …)
echo’ yu bilen var mı? tarsus american kolejinin elemanlarıydı bunlar ama sonradan bunların da türevleri çıktı..kendi çaplarında yapıyorlardı bişiler ama hiç de kötü sayılmazlardı bence..şimdi naparlar, nerdeler hiç bilmiyorum…
evet Ascraeus vardı bi zamanlar. hele ilk albümlerinde bir parça vardıki, o parçayı dinlerken türlü türlü hayaller kurardım. ikinci albümünü pek tutmadım(kötüydü demiyorum), üçüncüyü ise dinlemedim.
Athena ise başka bir zaman dilimi içersinde de progressive metal yapıyorlardı. tam bir kimlik arayışı. ama kınamamak lazım, severek yaptıklarını düşünüyorum.
athena gökhan la adana da kavga eden benim. konser başlamadan önce anlaşmamızda olmamasına ragmen ucak la gitmek istioruz uçak parasını da vermesseniz çıkmayız demişti. o kadar adam toplanmış athena die büyük olay zaten.uçak parasını verme olanağıda yoktu organizatör arkadaşın.ben de ikna ettim kavga olarak nitelenemez belki tartaklama ayrıca athena ya karşı tektim 🙂
merak ediyorum, neden yerli rock topluluklarının %90’ının ismi ingilizce yada latince? utanıyorlarmı türkçeden, şu almora, ingilizce şarkı yapmış, kızımız, petek dinçöz telaffuzu ile söylüyor şarkısını. kötü yahu.
rockstation 3 te izleyemediim icin kahrolmuştum. odtu rock festivalinde ses sistemi yüzünden cöktüler. wacken open air den sonra tamam aldı götürdüler denirken bitti olay. cok anlamsız. aslında orijinaldiler…
Pentagram biraz daha akilli hatta bir zahmet biraz daha profesyonel davransaydi su anda dunya capinda hatiri sayilir bir rock grubu olabilirdi. Cunku adamlarin gerek enstruman gerek beste söz acisindan bir cok rock toplulugundan geri oldugunu dusunmuyorum. grubun basina gelen bir kac talihsiz zamansizliginda sozkonusu oldugunu dusunuyorum. Cenk!in ve Hakan’ın askere gidisleri ve Gitarist degisikligi vs… Trail Blazer onlarin kendini kanitlayabildikleri süper bir albumdu. Anatolia albumu fena degildi daha dogrusu kötünün ıyısıydı. Ardından çıkardıkları popcular dısari ve şu son yeni cıkardıkları album oldukca vasat. Dinlerken rifleri, sözleri, vokal yada davul teknigini bir cok seyi hangi gruptan esinlendigini bilebiliyorum. Turk gruplari icin belkide doğal bir durum olmus artik bu. Ama herseye ragmen Pentagram Türkiye’den cikabilen en iyi rock grubudur bu tartisilmaz bile. Dr.Skull grubunun burada isminin gecmesi beni oldukca şaşırttı doğrusu. Demek hala unutulmamis…
“güzellik gözlerdedir bakilanlarda değil. Aynaya gec güzelim ve kendi karşında eğil…”