Sayın kendimle bir ara kestane kavurup satmıştık, parası iyi ve güzel iş. İnsanın kendi mekanı olması güzel. Şöyle bir yol kenarı arkanı duvara alacaksın, bir iskemle, ufak bir kuzina iş tamamdır. Gazeteden de hazırlarsın küllahları; zengin müşteri çok alır ya, onun için şu hamburgecilerden büyük küllah alırsın hani içine koyuyorlar hamburger. Neyse zevkli iş. Yalnız sokağın arızası, delisi çoktur. Arıza olmayan adam yapamaz bu işi. 4-5 saatte 10-20 kilo kestane bitirirsin. 100 gramı 1 ytlden yapar sana 200 en az 50 kaat cepte. Sonra açlık derdinde yok, açıkınca karnın takıl kestaneye hem küçük abdestinde gelmez. Öyle aklıma geldi; birde merdiven temizleme olayı var o da hanım kızlarımız için getirisi iyi olan bir iş. En güzeli kendi kendinin patronu olmak. Hasılı sizinde bildiğiniz, yaptığınız işler varsa istedim paylaşalım burda belki bir işe yarar hesabı. Hürmetler cümleten; unutmadan böyle konuşma tadında takıldım kusura kalmayın edebiyat yapmadık kısa zamanda dedim anlatayım meramımı.
yorumlar
gazte kaadından büyük huni külah yapılır, en önce en büyük kestane içine atılır ki ortada takılıp kalsın sonra üstüsüne ufaklar doldurulur, böylece külah dolu gözükür, alıcı moral bulur, kestaneci para kazanır, allah bereket versin alan memnun satan memnun,
gündelik işi de harika bence. biraz yorucu ama sürekli gidersen aynı eve hergün çok iş yapmıyorsun. çamaşır makinesi var, bulaşık makinesi var, güzel ütüler de var. süper yani.
merdiven temizleme dışında diğer işlerin hepsinde de sermaya gerekir. o yüzden yazınız bilimsel, edebi, reel değildir. e, ne ki bu şimdi?hakkaten bizle niye dalga geçiyorsunuz u.zen insanı?kimseye bir gönderme yoktur. dip not olarak düşülür.
yağmurlardan sonra dağ taş salyangoz dolar, etrafı şifalı otlar bürür, bu şifalı otlar toplanmak suretiyle kilogramı 2 ytl den satılır, şefketi bostan gibi değerli kökler ise kilogramı 8 ve hatta 9 ytl den alıcı bulur, salyangozlar ise hijyenik ortamlarda el değmeden paketlenerek firenk memleketlerine ihraç edilir. ehemmiyetsiz gibi gözüken bu toplayıcılıq işi sermeye gherektirmeyen ama bedenen emeğe dayalı lâkin maddi getirisi fevkalâde çok olan meslektir, bu işten siyah porşe alan bile var ben biliyorum
emlakçılık. akarı yok kokarı yok. derdi de eh işte. sermayede gerekmez. azıcık tanıdık filan olsa. biraz da ağzın laf yapsa.
emlakçının gideri vardır, dükkan kirası, telefon internet yanındaki kıza maaş felan gibi,
Sermayesiz demedimki nevdalist insanı, az sermayeli dedim. Sizle neden dalga geçtiğimi düşünüyorsunuz? Ben kendi yaptığım keyifli bir işi paylaşmak istedim, düşündüm belki birileride paylaşır ve birileri faydalanır. Başka niyetim yoktur.
doğru bak. kirayı interneti düşünmedim.
u. zen insanı başlığa bakınız lütfen. ayrıca iyi niyetiniz için teşekkürlerimi iletir, bilahare hayırlı günler dilerim. işte benim içim fesat, o yüzden bizimle dalga geçtiğinizi düşündüm.
Attığım başlığı unutmuşum, özür dilerim. Hemen değiştireyim. Teşekkür ederim uyarınız için.
Bu işlere göre daha fena sayılabilecek bir şey geldi aklıma, kağıt ve plastik toplama işi. Biraz pis ve aynı zamanda oldukça fazla beden gücü isteyen bir iş. Eğer sermaye sorulursa en azından büyük bir çuval gerekir ilk başta. Sermayeyi büyütenler büyük ve her yeri cuval takılı (farklı şeyler farklı çuvallara konur) el arabası yaparlar. Bir de son zamanlarda motorize olarak bu işi yapanlar var.
Zen insanı senin kestane tezgahının yanına patlamış mısır ya da közlenmiş mısır tezgahı da iyi gider:) Ben talibim.
sermeyasiz yapılan tek iş sevmektir.
efenim hiç sermayesiz bir işte pazarlar dağılınca esnaf tezgahını toplayınca el ayak çekilince pazar yerine dalıp yerdekileri toplayıp bunları değerlendirmek ve nakite çevirmektir, lahana pırasa pancar havuç ve turp vb zerzevat toplanır çuvallarla çeşme başına taşınır burata temislenir yıkanır ayıklanır küçük parçalar halinde doğranır ve yemeğe salataya turşuya hazır hale getirilir, kısım kısım küçük muşamba torbalara doldurulur ve çarşıdaki sanayideki lokantalara çeyrek yarı fiyatına satılır, beylelikle lokantalar ayıklamacı ve temizlemeci olarak adam istihdam etmezler, çarşı pazar alışveriş peşinde koşmazlar, alan memnun satan memnun, bu işten altına kırmızı ferrari alan var biliyorum, işler bi ara kesata girdiğinde tüp taktırmıştı
Sevmek karın doyurur mu sahinden insanı?Yalnız kopanisti insanı, fakir fukaranın hakkı onlar. Onlara bulaşmasak.Fevkalade olur badoer1 insanı, hem gereğinde dükkanlara göz kulak olunur hacetimizi def etmemiz gerektiğinde.
sermayesiz iş donsuz kıça benzermiş. (kaynak : ben)
sakla sermayeyi gelir zamani ..ak sermaye kara günler içindiryurtta sermaye, cihanda sermaye.bir sermayenın nesi var, iki sermayenin çek defteri var..uzaaaaaaaaaaar gider bu konu
sevdıgın kışı zengın olursa karın doyurur 🙂
doğru söylersiniz zen, ancak allah herkesin rızkını verir, fakir fukaranın elinden kaparlarsa bu zerzevatı o zaman kabahat tabi,
yazın salatalık satılabilir. az sermaye gerektirir. kabuğu souyulur tuzlu tuzlu. dönemi geldiğinde dikenli incir. tarlaların kenarında biten ağaçlardan toplanır üstelik beleş.
bu zen insanının tezgah
bu benim tezgah
Ben bu gece için bir şeyler hazırlamaya başlayayım zen insanı . Termos ile çay getireyim mi? :)))Yok sa kara demlikle közde mi demleriz (vay be ne güzel olur kara demlik çayı da)
KARA DEMLİK ÇAYI
Sermaye olmadan yetenekle yapılacak bir sürü iş var;Dil bilenler için rehberlik, çevirmenlik10 parmak yazabilenler, arzuhalci olabilirler, yada evde ansiklopedileri pc de yazan bir arkadaşım vardı, adı tam olarak ne bilmiyorum sekreterlik gibi bişi metni alıyorsun elle yazılmış yada kasete okunmuş pc de yazıyorsun, sayfa başı para alınıyor sanırım.Evde yemek yapıp satabilirsin..Çocuk bakıcılığı, ahaa bayanlara araba kullanmayı öğreten bir teyzem vardı, o da güzel iş, saat başı ücret alıyorsun..
Falcılık ve cinci hocalık işide hem sermaye gerektirmez hem de çok ama çoookkk karlı bir iş.
Kara demlik çayı harika olur, birde kestane bitince közde türk kahvesi. Canım çekti valla.
Abe kızancıklar atasınız bi beşlik bakayim elceğinize göreyim halcağızınızı. :)))
sermaye ınsanın kendısıdır. sen olmadan sermaye hiçtir.
zen insanı ben her mangal keyfinden sonra(illaki rakı faslı olur, olmazsa zaten sorun büyük olur) külde Türk kahvesi içmeden bırakmam.
sahinden tuttum yorumunu….
bende şu küçük üç tekerlekli altında tüpü olan camekanlı arabalardan mı alsam?helva kavurup satardım ek iş olaraktan…
zen insanı senin tezgah meşhur oldu :)))
sermayenin insanın kendisi olduğunu söylerken dikkat etmek gerekir. Sermaye olan insana başka şeyler derler :))
turp tarihi ayaklandi sayin zenaga,kendisinin bu yazida dislandigini ve adam yerine konmadigini düsünüyor ve size diyorki salgam suyu icin..esefle kiniyor sizi….
Turp tarihii karıştırmayalım, dün akşam konuştuk kendisi ile rica etti bende izin verdim böyle bir yazı yazmasına, garibimin üstüne gelmeyin.
ufak çocuk iken yaptığımız ancak şimdilerde neden yapmadığımız konusunda sorulacak sorulara verilecek hiçbir cevabım olmayan bir meslek var idi.. seksenni yılların sokak çocukları arasında hayli yaygın olan işbu zanaat, bir gurup enerjisi paçalarından akan haylaz tarafından gerçekleştirilen avcı-toplayıcı geleneğe dayalı bir meslektir.. top peşinde koşturup enerjiyi tüketememiş yerden bitme bir çete tarafından inşaatlardan, sağdan soldan hurda demir, atık kablo vesair madeni zamazingonun toplanması suretiyle gerçekleştirilir idi.. elektrik kabloların plastiklerinin, yakılacak olan kutsal meslek ateşi ile bertaraf edilmesinden sonra ortaya çıkan saf bakır (ki en kıymetli madendir bu meslekte) ayrıca saklanırdı.. demirler ayrıca satılırdı.. hepsini bir satar isen fiyatı kırardı mobil üç tekerli hurdacı esnafı.. iiieeessskiler alrm iiiiiieeeeeesskiiciiiyyyeeeeee diye gezinen hurdacı abinin yalan dolan yaylı kantarında tartılan bu güzide materyaller sonucunda biz sabilere gazoz ve hatta hasılat iyiyse yumurta olmayan plastik top alma ihtimali bilem doğardı..bir de mahalle (sokağa niye mahalle denir ki yav.? ne saçma şey..) kapılarında dolanılarak toplanılan bira şişesi, depozitolu kola şişesi (hey gidi hey), sek süt şişesi, hatta zaman zaman taşdelen tombik su şişeleri (en pahalısı bunlardı) gibi vesair depozito gelirleri de yadsınamayacak kalemlerindendir bu avcı-toplayıcı mesleğin.. bu departmanın personeli de aynıdır esasen.. dizi çürük, surat kapkara elemanlar, inşaatan birşeyler kotaramayınca fıldır fıldır dönen gözlerle şişe departmanının emrine girerlerdi.. böylece istihdam gücünden de tasarruf sağlanırdı..şimdi de yapılabilir gayet.. neden olmasın.. hiçbir sermayeye ihtiyaç yok.. kıvrak bir zeka, çelik gibi sinirler, hızlı refleksler ve seri karar verebilme yeteneği gerektiren bu meşakkatli iş için esas itibarı ile tek gereken mesleğe bağlılık ve sonsuz bir inançtır.. gerçi hurdacılar yok artık eskisi gibi sanki.. artık büyük hurda patronlarının maaşlı çek çek arabalı elemanları var.. bunu bile köleleştirmeyi becerdi insan evladı helal olsun.. ama arada sırada görüyorum kadıköyde 3 teker hurdacılardan halâ..bizim mesleğe gelince.. sanırım hurdacıların yavaş yavaş tasviye oluşu ile unutulmaya yüz tutmuştur.. depozito ise bira şişeleri dışında tarihe karıştı denebilir.. şakülü kayık, testisi delik, kapısı kırık, rimeli akık dünya.. yedin bitirdin mesleğimizi beah..!!
parası, derdi ve sermayesi az olan iş yapılamaz asla..bunun bugünkü şartlarda ımkanı yok
Yazın sıcaklarda içine buz konulmuş beyaz su bidonları ile su satardık. O zamanlar çeşmelerden su içilebiliyordu. Çeşme suyu ve evdeki buzlardan oluşan sermaye.Aynı cam bardak kullanılırdı her müşteriye. Ama her müşteriden sonra yıkanırdı. Su genellikle uzun saplı bir cezve yardımı ile alınırdı bidondan.Buzzzzz giibbiiiiiiiiii soooğuukkkk suuuu içennnnnn
Süpersin Üstad. Ne olursa olsun ama kendi emegin alin terin olsun derim BEN!
parası fazla;derdi çekilebilir,sermayesi olmayan işler de var….
Tespitlerim der ki kestane işi akıl karıdır. Bizim buralar kestane ağaçları ile dolu, ormanda bir kulübede yaşadığımız için. Ormandan çıkıp şehre indiğimizde deniz kenarı zaten. İki tezgah atsak, birinde kestane birinde midyeGelsin gani gani paralar.Sevgili kop turşu demişsin, itü de bilgisayar programcılığı bitirmiş bir arkadaşım şimdi turşuculuk yapıyor, bir bildiği var mıdır dersin?
sermaye gerektırmeyen en güzel şey..ölmek
o arkadaşın doğru yolu bulmuş deja,
bi de çiköfte vardır, bol bulgur az kıyma ile marul arasına veya dürümilen, 1e10 getirisi vardır
Mısırı unutmayalım, sütlüsü ve bilumum çeşitleri
evet ama orda çok tüp harcanıyo, suyu sıcak tutmak için yine de getirisi güzel 1e6 net gibi
haklısınız bunu gözden kaçırmışım efenim.ama diğer saydıklarımızda %100 kar bile yapılabilir doğru yerde ve mevsiminde yapılıyorsa. Yani iki katı
evet yapılabilirdoğru yer doğru zaman doğru iş diye bi durum vardır tabiatta
hoccam konuyu geyiğe getirmeylim.dağıtmayalım.bence yazardan ikinizde özür dileyin ve konuya dönun.bu yazının sermaysi yazı hakkında fikir üretmektir.cok kızdım. çok kötu oldum yorumlarınızı okuyunca.şoka girdim.persektiflerimi kaybettim.açılarımı açtım.
çok dar açıdan yaklaşmışın olaya, yukarıdakiler tamamen fikirsel bazda üretimlerdir ve yazıya katkı bağlamında fevkalâde mühimdir
olsun yınede açısal değerlerimizi kaybetmeyelim. persektiflerimizi çözüp gelelim. bağlam da bağlanamayan bakış açılarını bağlıyalım.
isterseniz üsüne şampanya da patlatabiliriz maksat ambians olsun
Fonda da müzik olsunGrup vitamin çalsın
sonra araba geçsin üstümüze su sıçratsın
Elinizdeki şemsiyeyle vurun şoförün kafasına
püffff
şimdi dağlarda mantar vardır(belki yerlerinde). buna merki, çıntar gibi değişik isimlerde söylenebilir. o mantarlar pazarda 6 ytl den alıcı bulur. toplaması zordur lakin, keskin göz ister. iyi bir iz sürücü olmak lazım gelir peşi sıra. hatta ben kokusunu bile alırım. hatta bizim “çavuş dayı” namlı bir deli vardı. herif gece giderdi ormana. ayağıyla yere bastığında çıkan sesten tanırdı bu mantarı.mısır için tüp gereksiz. tabi şehir merkezinde satılmıyacaksa. genelde şehirlerarası karayollarında da satılır. bkz; muğla civarı ve ilçeleri.bir bu site sahiplerini irdelemeli, mesela bu hafif.org ve diğer kan kardeşleri sahibine epey para getirirdir herhalde…
biz tüplü mısır seviyoz kardeşim var mı bi sakıncası
masraflı olur vesselam. hem senin o “tüpde kaynayan mısır” diye tanıdığın mısır aslında tüpte falan kaynamaz. bir gün öncesinden, kazanlarda ateş yakılarak kaynatılan mısırlar ertesi gün ve ertesi günlerde(mısır bitene kadar artık bu günler uzar gider) hijyenik kazanlarda alttan tüp ile ısıtma sistemleri ve 3 tekerli araçlar ile alıcıya sunulur. alıcı da “A ne güzel tüpte kaynamış mısır” yollu söylenerek yer. hatta eğer izmir’de yaşıyor ve bir çingeneden mısır alıyorsanız, o mısırlar genelde çamaşır kazanlarında kaynatılmıştır…
Dikkat!!!Arkadaslar sermayesiz bir is fikri!!!Merdiven temizleyicisi…Nasil mi..? Gidiyorsun bir Apartmana teklif ediyorsun 50 ytl ‘ye temizlik. Bunun gibi 50 apartmani bul sen calisma.. isciler calistir.. hem istihdam sagla hem ekonomiye katkin olsun…Sakin bunu kücümsemeyin bi hesaplayin…AZAMI DIKKAT!!! Bunu Almanya’da bir emekli milletvekili yapti.
kedilere pist, köpekler hoşt diyicilik. islâmi/laik/neoliberal köşe yazarlığı, bu minvalde makbûl sermayeye yaslı, sermayesiz işkolu yıllardır:) kestanecilik gibi 🙂
kokorecch e devam,
…
Neden 3 nokta koydunuz, işleri beğenmediniz mi? Arkadaşlar fevkalade güzel fikirler beyan etmişler, Allah cemi cümlesinden razı olsun.
Bak, benbey misin.. yok hambey misin bunu bilmiyorum. Ama bana islami sermayeci diyenin taaa A.G…Ulan simdiye kadar sen gibi veletlere hic karismadim.. ama yeter artik…Sükür yillardir alin terimle gecinirim. O dedigini yapanlarinda taaa A.G…Clicia x’i paranoyak yaptin. Zavalli kizcagiza neler anlattin bilmiyorum ama bi yazisinda burayi Seriatcilar basmis benbey beni ikaz etti demisti. Kim ulan onlar? acikla! Aciklamazsan senin o nazik kicina levyeyi sokarim bilmis ol!Lan köpek, sen benim karsima cikacak adammisin ki” sagda solda ürüyor arkamdan dedi kodular yayiyorsun…Ulan kac defa aciklayacam ben Milliyetci, vatanperver, ve ÜLKÜCÜYÜM. Yani bu camiadanim…Bana kulp takmak isteyenlerin bogazina takarim halkayi…Kendine gel! Yalan söyleme…Kimden aldin bu istihbarati da kizcagizi paranoyak yaptin?
@zen yoo sadece fikir üreemedim bir söz bulamadım 3 nokta uygun geldi. beğenmemek gibi bir lüksüm yok.
Dilencilik
1 çile yün alınır 1 lira.Bündan 3 tane lif örülür.Lifin tanesi 5 liradan satılır.Temiz ondört lira nasssıllll.Bu iş hemde evinde sıcacık televizyon başında yapılır.
arkadaşıma gelen bir abla var..sabah 9 da gelip akşam 5 de gidiyor…bu zaman zarfında istediğiniz her türlü yemek, hamur işi vs yapıyor size..bunun karşılığı 70 ytl alıyor..bu yılbaşında hep beraber olacaktık, ancak iş günü olduğu için hazırlık yapacak zamanımız yoktu ve hazır urunleri yemek istemiyorduk..abla geldi ve biz gelene dek bir sürü meze, yemek tatlı vs yapıp masamızı bile hazırladı..bize de afiyetle yemek düştü..yaptı..