bildirgec.org

paranoya

sbaskentli | 24 February 2006 10:38

Beni en çok üzen ne biliyormusunuz dostlar….Kendi halimize o kadar düşmüşüz ki ( en başda kendimi katıyorum bu kapsama ) bazıları yüzyıl sürecek uzunlukta planlar haızrlıyorlar ve bunu nesilden nesile aktararak uygulamasını büyük bir kararlılıkla sürdürüyorlar. Bizlerse onların bizim için oluşturduğu suni gündemlerle oyalanmakta ısrar eserek bir türlü kafamızı gömdüğümüz topraktan çıkartmıyoruz.Öncelikle şunu hep birlikte kabul edelim bizler artık biz değiliz. Bizimle oyuncak çamur gibi oynayarak şekillendiriyorlar ve bunda da çok başarılı oluyorlar. Onlar bizim ezelden sahip olduğumuz değerlere daha yeni yeni önem vermeye başlarken bizleri çokdan o değerlerden uzaklaştırmayı başardılar.Ha bazılarınızı duyar gibi oluyorum. al bir geri kafalı daha diyorsunuz kim bilir belki de !!!Ama medeni olmak hiç bir zaman kendi kültürünüzden aile değerlerinden toplumsal sorumluluklardan vazgecmek olmamalı…Oysa bizler şu anda örnek aldığımızı idda ettiğimiz medeniyet yoksulu toplulukların 30-40 yıl önce yaşadıkları sosyal sorunlara doğru hızla sürükleniyoruz.Manevi değerlerimizi hızla yitirerek daha çok dünya zevklerine düşkün ruhsal hazlardan uzak bir topluluk olma yolunda kararlı adımlar atıyoruz.Burada rahatsız olmak gereklimidir sorusunu tekrar tekrar kendine soruyor insan kendine…Çünkü şöyle bir gerçek var ki üzerimizde bu tür toplumsal oyunlar oynayan insanlar barutlu silahları kullanıp bizi yok etmiyorlar sonucta , eğer önemli olan nefes alıp vermekse yaşamakdan anladığımız bu ise bizler topluluk olarak daha uzun yıllar herhangi bir barutlu silahla hatta nükler silaha maruz kalmadan yaşayacak bir topluluğuz bundan hiç şüphem yok.ama sadece topluluk olarak yaşarız millet ya da ulus olarak değil zaten anladığım kadarı ile artık bir çokları için bu kelimelerin herhangi bir anlamı kalmamıştır.Olayın maddi boyutuna bakınca aslında onda da merak edilecek çok ciddi bir sorun yok bence … Her ne kadar olusal güçler büyük bir hızla malum güçlerin eline geçmekte olsa da , güneydoğu doğuanadolu ve güney bölgelerimiz sevr anlaşması gereği anlaşıldığı şekilde ancak bu sefer bizim yasalarımız gereği satılmaya başlamış olsa da , bor – neptünyum- aslan armudu gibi gelecek için çok ciddi enerji ve astronomi ye gerekli maden kaynaklarımız tıpkı hayal perest olmakla suçlanan iki yazar kardeşimizin yazdıkları gibi gene aynı topluluğa ait fason şirketlere devredilmekte olsa daMerak etmeyin aç kalmayız ve hatta televizyonlarda izlediğimiz o cümbüşlü hayatı seyretmeye devam ederek ve hatta belkide maddi anlamda biraz daha refaha çıkarak yaşamaya devam edeceğiz.Çünkü en azından şimdilik aç kalmamız ya da çok cidii şekilde ezilmemiz kimsenin işine gelmez. Bildikleri çok iyi bir şey var ki o da milli değerlerimizle oynandığının farkına vardığımız anda çok güçlü bir güç olarak bütün dünyaya kafa tutabilmekte ve yine bu güçle bütün dünyayı alt edebilmekdeyiz. <İşte bu yüzden bizim aç kalmamız ya da olayların canımıza tak etmesi kimsenin işine gelmemekte ve bizi tatlı tatlı uyutmaktadırlar.Ve bir çoğumuz bu uyku arasında gerçekleri kabus gibi fark ederek uyanmakta ve silkelenerek kendimiz gelmekteyiz ancak uyuyanların çokluğu larışısında birşeyler yapamadan paronayaklıkla suçlaranarak tekrar günlük yaşam telaşı içerisinde ki tatlı uykumuza dalıyoruz.

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.

yorumlar

vic vega | 08 January 2002 07:08

bir haber okumak için on dakika prosedurle ugrasmak oldukça can sıkıcı,..<p>

aziL | 08 January 2002 11:58

dün dikaktimi çekmişti benimde, haber siteyle ilgili sandım ama alakasız olduğunu görünce düşkırıklığına uğradım.

ilkanmilkan | 08 January 2002 12:02

ya neden bende açılmadı bu sayfa? ve sabahın siteside açılmıyor. hatta turkcell web sms olayıda açılmıyor. ayarlara baktım doğru gibi. sorun nedir ya, mahrum kaldım yazıdan… en azından biri ctrl-c/ctrl-v yapsında okiyim 🙂

winmaker | 08 January 2002 12:16

yazının başlığı bu: <br>”İrfan yuvası siber dünyanın kıvrımlarında”

NuMB | 08 January 2002 13:16

<b>İrfan yuvası siber dünyanın kıvrımlarında</b> <br></br>07/01/2002 <br></br>M. Serdar Kuzuloğlu<br></br>İnternetin biz sıradan insanlara kapılarını açtığı dönemde herkesin ağzındaki sloganlardan birisi ‘sansürsüz, sınırsız, özgür ifade hakkı’ idi. Gerçi bir dönemABD bile bu özgürlük dalgasından tedirginolarak bazı engellemeler için girişimlerde bulunmuştu ama neyse ki Clinton’ın etrafında biraz geniş insanlar vardı ve fazla taraftar bulamadan dindirildi.Bugün çocuk pornografisi bile internette yer bulabiliyorsa, ‘Siyasi ve kültürel girişimleriçin internetin hiçbir engeli yok’ demek çok da iddialı olmaz.Benim ilk dönemlerde en keyif aldığım siteler ‘karşı’ sitelerdi. Sigaraya karşı, otomobillere karşı, atlara karşı,eşcinsellere karşı, sualtı dalışlarına karşı… Asabı bir şeye bozulup hayatının felsefesi haline gelmiş bütün muhaliflerin geçit törenine dönüşmüştü ortalık. Ama her geçit töreni gibi tek tek karşınıza aldığınızda bir şey ifade edebilecek her şey, orada bütünün önemsiz birer parçası haline geldi zamanla. Doğrusunu söylemek gerekirse bu aralar internetin tamamı bana öyle görünmeye başladı. Kafama takılanı aramak için başına geçtiğimde, bir damlalık hediye için saatlerce keçiboynuzu kemiriyormuşum gibi bir hisse kapılıyorum. Öğrendiğim bilgilerin benim için çok faydalı olduğunu iddia etmem de İstanbul Valisi’nin kar felaketiyle ilgili kendini savunması gibi bir etki yaratabilir. (http://www.radikal.com.tr/ veriler/2002/01/05/haber_25599.php) Günümün yarısından fazlasının internette geçtiğini düşünürsek en azından dörtte birinde faydalı bir şeylere rastlasaydım bile dünyam değişebilirdi.Oysa gezindiğim siteler, genel kullanıcıların’kazara’ uğradığı sıkıcı, bilgi yuvası, teknolojik, keçiboynuzu siteler. Ama gelgelelim buralarda bile ister istemez bilgi kirliliğine bulaşıyorsunuz. Bakın bir hafta boyunca gezdiğim web sitelerinde okuduğum şeylerden ‘istenmeden’ öğrendiğim bilgiler:<br></br>Uçarken pencereye çarptıkları için her yıl 10 bin kuş hayatını kaybetmektedir. <br></br>ABD’de sağ elini kullananlar için geliştirilen cihazları kullanmaya çalışırken her yıl 2 bin 500 solak ölmektedir. <br></br>Yarasalar mağaradan çıkar çıkmaz hep sola dönerek uçmaya devam ederler. <br></br>Futbol topunun 32 kenarı vardır.<br></br>Televizyonları hep aklımızı fikrimizi kirlettiği için suçluyoruz, onlar da ‘Seçme özgürlüğünüz var’ gibi haklı bir karşı çıkışa girişiyorlar. Bu durum internette daha da çetrefilli. Sanal olarak olsa da seçimin ve kontrolün tamamen sizde olduğu bir ortamda, aldığınız bilgilerin ve gezdiğiniz sitelerin de aynı oranda sizin kontrolünüzde olduğunu iddia edebilir misiniz?Bu hengâmenin arasında aklı korumak da ayrı bir mesele. Kimi zaman er meydanında bunu ispatlamak da gerekebiliyor. Erotik fotoğraf avcıları için test ortamı olarak http://www.twmacinta.com/ detector/Erotic.en.html adresi tavsiye edilmesi gereken bir akıl sınavı. http://www.uq.net.au/~zzmwhybi/Drivel/Waste1.html adresi de ihmale gelir örneklerden değil.Hani ‘İmamın dediğini yap, yaptığını yapma’ diyeceğim, o da yok sonuç olarak.

ilkanmilkan | 08 January 2002 16:02

evet kesinlikle paranoya. ve kimin yazdığını bilmiyorum bu yazıyı ama bence amacı herkesin ak dediğine kara diyip çıkış yapmak… olmamış becerememiş arkadaş bence. ne var yani öğrendiysek topun 32 kenarı olduğunu? kötü mü? genel kültür işte, ya bi gün kim 500milyar isterde sorarlarsa?
<br />yada ne biliyim, bir gün herkes discovery channelda izlediklerini paylaşırken bizde discovery çıkmıyo diye susmam mı gerekir? yo, bende derim ki yarasalar mağaradan çıkınca sola uçarmış..
<br />vesaire, örnekleri çoğaltmak çok bence.
<br />bu arada teşekkürler NuMB kopyalayıp yapıştırdığın için.

NuMB | 08 January 2002 16:05

tamam da sevgili Apeiron, sanırım sen asıl neye dikkat çektiğimi anlamadın:)

vic vega | 09 January 2002 07:11

birkaç erotik site linki vermek istemiş, ama öyle lakkadanak diye verilmez, çoluk çocuk okuyor deyip uzattıkça uzatmış,.. bu arada çoluk çocugun da okumaktan sıkılıp sondaki linkleri göremeyecegini düşünmüş olmalı:)<p>

Yarma | 09 January 2002 15:22

&quot;Sanal olarak olsa da seçimin ve kontrolün tamamen sizde olduğu bir ortamda, aldığınız bilgilerin ve gezdiğiniz sitelerin de aynı oranda sizin kontrolünüzde olduğunu iddia edebilir misiniz?&quot;
<br /><br />Hic kimsenin bole bir iddasi yok! Kim bilgilerin birisinin [o birisi biz olsak bile] kontrolunde olmasini ister ki? Anlasilan Serdar bey bireye dayali bir tekel sisteminin ozlemini cekiyor [aslinda kendisinin de kafasi gayet karisik]
<br />Internet bize kendi kontrolumuzde bilgiler degil, bir cok kaynaktan, bir cok acidan bilgiler sunmakta, boylece secme olanagimiz 3-4 tv kanali veya 10-15 kanaldan cok daha fazla oluyor. Ozgur dusunce yayiliyor, dusunce tekeli kalkiyor, rekabet ortami saglaniyor.

ilkanmilkan | 09 January 2002 21:42

bende Yarma gibi anladım ama ifade etmemiştim. ben topta kalmışım 32 yüzey güzel ya 🙂

hafifuyku | 28 January 2002 14:16

link <a href=http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=sa&haberno=344&tarih=&ek_tarihi=28/01/2002>şu</a>, üye olmayı reddedenler için paste ediyorum:<br><br><b>Okuru anlama sanatına dair</b><p><p>28/01/2002 (93 defa okundu) <p><strong><a href=”mailto:[email protected]”>M. Serdar Kuzuloğlu</a><p></strong>Geçtiğimiz hafta televizyonlara bağlanacak ve görüntü kaydedecek, MP3 çalacak ve oyun oynatacak bir cihaz arayışından bahsetmiştim;<br>yorumların içindeki baskın karar<br>’anlaşılmadığı’ oldu. Elbette herkes her şeyi anlamak zorunda değil ama ‘Radikal’ okuru için bu konu yeterince ‘hafif’ değil mi? Hafif demişken, resmen önüme düşen benzer bir konudan da bahsetmeli.<br>Yaklaşık 30 sitelik bir listem var. Arada bir o siteleri dolaşıp atladığım, kaçırdığım bir şey var mı yok mu bakıyorum. Nabız tutma açısından birebir. Eski meslektaş Hasan Yalçınkaya’nın sitesi <a href=”http://www.hafif.org”>http://www.hafif.org</a&gt; da onlardan birisi. Sayfalar arasında önceki yazılarımdan birisinin başlığıyla ilgili bir bölüm buldunca şaşırdım desem yalan olur. (<a href=”http://www.hafif.org/article.php?article=2203″>http://www.hafif.org/article.php?article=2203</a&gt;).<br>’İrfan yuvası siber dünyanın kıvrımlarında’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Konuyu ortaya atan da “Ben mi paranoyağım, yoksa bu başlık sadece tesadüf mü?” diye ortaya bir iddia atmış. Sebep <a href=”http://www.irfanyuvasi.com/”>http://www.irfanyuvasi.com/</a&gt; adresli bir site olması. Bu siteyi ve başlıktaki benzerliği bilmiyor değildim ancak kendisinin bilmediği, ‘irfan yuvası’ kalıbının en az 100 yıldır var olduğu. Bu ‘fındık kabuğu dolgusu’ şüphenin doğurduğu yorumların devamında birisi bizim meşhur ‘kayıt<br>ısdırabı’na değinince ‘fitil ateşleyici’ er<br>kişi benim yazıyı kopyalayıp eklemiş. Yazının başındaki ismime rağmen ilk yorum “Kimin yazdığını bilmiyorum bu yazıyı…” diye başlıyor.<br>Beriki demiş ki, “Erotik site linki vermek istemiş, ama çoluk çocuk okuyor deyip uzattıkça uzatmış…”. Oysa verdiğim adres, (<a href=”http://www.twmacinta.com/detector/Erotic.en.html”>http://www.twmacinta.com/detector/Erotic.en.html</a&gt😉 bir porno sitesi girişini<br>taklit ediyor. Girmek istediğinizde ‘Devam'<br>düğmesine basmanız gerekiyor ama kullanılan bir teknik o düğmeye basmanızı imkânsız hale getiriyor. Yani orası bir porno site değil. Aptalları eğlendirmek konulu sitelerden bulduğum bir sayfaydı sadece. ‘İroni’ desem kimbilir neler olur şimdi mazallah.<br>Okuduğunu anlamamak, okur için şaşılası bir durum değil. Benim de başıma sıkça geliyor ve sabırla yeniden okuyorum. Ama bir yazıda verilen adresi ziyaret bile etmeden çekiştirmek nasıl bir tepki, işte onu bir türlü çözemiyorum. Siper aldım yorum ve mektupları bekliyorum 😉

Yarma | 28 January 2002 15:34

Adam okadarcik bir espitiyi bile kaldiramamamis… Altinda ezilip kalmis… Yahu &quot;adamin biri elmaya bayilirmis, elmayi gormus bayilmis&quot; desek herhalde M.S.K tutup &quot;neresi komik bunun, adamin elma polenlerine karsi alerjisi vardi belki, ne dalga geciyosunuz?&quot; turunden bir tepki verecek…
<br /><br />Adamin yazisini tutup tartismisiz, utanmasa cikip &quot;aha burda nokta olacakti, koymamislar&quot; diyecek… Ha bi de cevap bekliycek… Beklemesin bence…

freefreshfish | 28 January 2002 15:56

Kimse yorum filan yapmasın da, saygıdeğer yazarımız girdiği siperden uzun süre çıkmasın bence..

cemshid | 29 January 2002 00:58

hemen sipere atlamakla beraber bende “irfan yuvası” lafının pek anonim olduğunu düşünüyorum. evet bilgi yuvasıda denilebilinirdi pek tabii ki ama irfan yuvası olmuş, hemen akabinde bu olaylar sonucu irfan yuvasınında linki olmuş ne güzel olmuş.<br><br><i>mserdark</i>’ın da belirttiği gibi radikal sayfalarının kullanıcı girişli olması belki paranoyayı artırmakta lakin (fakat manasına) yazı başlığını okurken yapılacak vurguya göre de paranoya derecesi hızla aşağı çekiliyor.<br><br>açıkcası ilk yazının en güzel yeri başlığı, yazının kalanı “<b>oeehh</b>” şeklinde yazılmış gibi geldi dolayısıyla bu güzel “<b>laf öbeği piştisi</b>”nden önce eleştirilecek yerler var.. paranoyaya gerek yok..

NuMB | 29 January 2002 03:38

Düşündüm de en iyisi bir cevap yazmak….<br /><br />Ben bir radikal okuruyum, en azından diğer bir sürü gazeteye göre ( sadece göreceli olarak ) daha düzeyli geliyor bana, Radikal’in duruşu… Aynı grubun diğer yayın organlarıyla ortak haber havuzu kullandıkları için (bu da medyamızın ekonomik şartlara bulduğu çözümlerden biri), haber olarak hiçbir farkları yok, birkaç kültürel etkinlik hariç. Bazen haberlere daha radikal, daha toplumcu, daha dürüst yaklaşabiliyor bu gazete ve fakat haberler değil tabii ki beni Radikal okuru yapan. Köşe yazıları-yazarları, röportajlar, dizi yazılar okunmaya değer olabiliyor. Ve size şunu çok rahat söyleyebilirim ki; Radikalde bugüne dek okuyup da anlamadığım hiçbir köşe yazısı olmadı, belki ben şanslıydım ve hep sadece kafamın alabileceği yazılara denk düştüm.<br /><br />Makale-köşe yazısı; düzyazı türü olarak ele alındığında, herhangi bir konuda fikir beyan eder, yazanının kişisel gözlemlerini, olaylar, sanat ya da hayatın bir bölümüne bakışını sunar okuyana. Doğası gereği “yorum” içerir. Bu tarafından bakıldığında; anladığım her şeyi benimsemem, kabul etmem, doğru bulmamın gerekmediği de ortadayken, anladığım bir şeyi illa kabul etmem gerekmediği de benim doğam gereğidir. “Anladım ama kabul etmiyorum” diyebilirim pekala.<br /><br />Mserdark konunun Radikal okuru için “hafif” olduğunu söylerken, sanırım anlaşılmakla, kabul görmek arasında ki hiç de ince olmayan çizgiyi biraz göz ardı etmiş. Hafif kelimesini ironiyle site adına yönlendirip, daha önce benim “Ben mi Paranoyağım? Yoksa bu başlık sadece tesadüf mü?” blogumun ( ki bu blogdur) altında yazan ahkamlara göndermeler yapmış. Bunu yaparken de benim konuya nereden baktığımı tam olarak kestiremeyen aperion’a – vic vega’nın (yazıda adı “beriki” diye geçiyor) verdiği esprili cevabı ciddiye almış ve önerdiği sitenin anlaşılmadığını sanmış. Konunun bu kısmı hakkında ki “kişisel” yorumum budur…<br /><br />Paranoya ( fındık kabuğu dolgusu şüphe) ya gelince; Adını zaten ben “paranoya” koydum ve açıkça bunun bir “işkillenme” olduğunu belirttim sanıyorum çünkü tamamen tesadüf olup olmadığını sorarak bitirdim cümleyi. Pozitif bilimle ilgili herkesin biraz da olsa septik olması gerekmez mi? Ayrıca yukarı da görüldüğü üzere tek işkillenen de ben değilmişim… Hafif.org u bu kadar iyi bilen birinin irfanyuvasi.com u bilmiyor olma olasılığı bana yok gibi geliyor, kaldı ki sevgili Mserdark, başlıkla site arasında ki “benzerliği” (benzerlik değil aynılık söz konusu) bildiğini kendisi de söylüyor, bilmiyordum dese tüm bunları söyleyemezdim belki de. Ve evet haklı da aslında irfan yuvası kelimesi çok bilindik bir şey ve kimsenin tekelinde de değil ama bana şunu söyler misiniz; ben bir müzik yazısı yazsam ve başlığını da “Algının kapıları” “The Doors of the perception” diye atsam, sonra da “Rolling Stones’dan bahsedip “The Doors” un esamesini bile okumasam, bu sizi sözü geçen yazıyla ilgili “neden böyle yapmış” gibi bir soruya yöneltmez mi en azından? Altlarında anımsatılan sitelerle ilgili bir şey olmadığında, bir de konu İnternet’se, bakın bakalım bu başlıklar nasıl: “Süper online olma hakkımız yok mu?” – ” İnternette Hafif bir gezi” – “E kolay değil tabii ki dial-up download olayı” – “Medya da Kronik yaklaşımlar” vs. vs ? … Ne yani “irfan yuvası” 100 yıldır kullanılıyor da “E Kolay” yeni mi icat edildi? Hasan mı getirdi “hafif” kelimesini memleketinden? Eğer aynılığın farkındaysak ve eğer yazdığımız konuyla ilgili bir seçilmiş isim varsa ( ki 2. bir irfanyuvasi.com olamaz) ya değiniriz, ya vazgeçeriz, yoksa işkillenenler olur bari biz de en azından bunu kabul ederiz!<br /><br />Dip not: Yazının başlığında ki Serdar’ın Mserdark’la ilgisi yok, ben “başkomutan” demek istedim, işkillenmeyin!<br /><br />Saygılarımla;<br /><br />”Fitil ateşleyici Er kişi”<br /><br />

hafifuyku | 29 January 2002 23:21

Burada M. Serdar Kuzuoğlu adıyla yayınlanan ahkâm, sahibine ait değil idi, silindi. Zaten arkadaşın soyadı Kuzuoğlu değil Kuzuloğlu. Ayrıca mail atıp sordum, teyid ettim. “Böyle ucuz çakall&#305;klar hafifçilere yak&#305;&#351;mam&#305;&#351;” diyor. Fena demiyor 🙂

NuMB | 30 January 2002 02:45

O yazıyı gördüm ve Mserdark’ın yazmadığına emindim açıkçası, hafifçilere &quot;yakışmamış&quot;; yanlış bir söylem, böyle ucuz çakallıklar yapanlar &quot;bence&quot; hafifçi değiller zaten. Buranın ruhunu hiç farkedememiş, antraktan sonra oyunun ikinci yarısını, yeni oyun zanneden tipler … Bunu Mserdark’ın söylemediği kesin de, peki kendisi &quot;ne diyor?&quot;…

freefreshfish | 30 January 2002 09:27

…sanmam, hafifçi biri degildi onu yapan. Aslinda Hafif biliyodur o &quot;çakal&quot; in kim oldugunu, IP, cookie filan almistir büyük ihtimal ve belki çoktan kulagini çekmistir.
<br /><br />Mserdark’nin Numb’in güzel cevabina cevap yazacagini sanmam. Yazsa bile daha önce yazdigindan farkli olmayacaktir. Bu tip yazarlari yanlis tanimadiysam hiç bir zaman altta kalmak istemezler. Haksiz bile olsalar…

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.