Fight Club‘ı izledikten sonra, özellikle de kitaptan uyarlandığını öğrendiğimde, söz konusu kitabı koşa koşa alıp pop bitchimsi hissetmiştim doğal olarak. Gerçi sonra çok teselli ettim kendimi “film olmasa adamın varlığından nasıl haberdar olucaktın ki?” şeklinde. Neyse, kitabın yazarı Chuck Palahniuk (feci ticari bir site bu) gerçekten yetenekli bir insan, nadir görülen bir anlatıma sahip. Ayrıca kendisi Portland, Oregon‘lu, ne önemi var demeyin, Ursula teyzenin hemşerisi oluyor. Yani Portland iyi yazarlar çıkarıyor diyebiliriz, gelelim konuya:
Palahniuk’ın Fight Club’dan sonra yazdığı Survivor Creedish adlı bir tarikatın üyesi Tender Brason’un etrafında gelişiyor. Okumak isteyenler olacağından kitabı anlatmaya gerek yok ama Palahniuk’ın Creedish tarikatı, 1993’te David Kuresh’in önderliğinde Fbi‘la çatışan Davidianlarla benzerlik gösteriyor. Olayı hatırlamayanlar için kısa bir özet geçmek gerekirse, Davidianlarla Fbi çatışmış, olay Davidianların toplu intaharıyla sonuçlanmıştı. Bu arada David Kuresh denilen bireyin de şöyle bir sözü varmış: “Eğer İncil gerçekse ben İsa’yım”. İlginç tabi. İlginç olan bir başka şeyse bu mekanı yapan adamın, Creedishlerin basit ev aletlerinden silah yapıp saldırıya geçeceklerini iddia etmesi. Kısaca (aman ne kısa oldu) okunası bir insan Chuck Palahniuk. Haa birde kitabın sayfa numaraları 287’de başlayıp 1’de bitiyor, başlı başına süper bir fikir zaten ama kitabın içeriğiyle birleşince iyice süper oluyor.
yorumlar
merhaba olhor, fight club ı izleyip cok begenmiş biri olarak surekli kafamda su vardır: psikolojik tedavi gruplarına katıldıgında bir seansta durden magarada,içindeki hayvan olarak pengueni görüyordu. neden penguen ozel bir anlamı var mı? bilen varsa beri gelsin…
power animal denen şeyin, adı üstünde biraz güçlü olması bekleniyor,.. herkesinki aslan kaplan, fil, at filan çıkar. bizim isimsiz adamınki penguen çıkıyor. Kendini ne kadar zavallı ve güçsüz hissettiğinin bir işareti olsa gerek…
Söz konusu Penguen durumu kitapta kısaca geçiliyor. Senaryo da Jack, kitapta Joe olarak geçen karakter sadece “şimdi güç hayvanımızı bulma zamanıydı, benim ki bir penguendi” deyip bitiriyor. Haa birde Tyler’ın üst benliğinin adı hem kitapta hemde senaryoda, “i am Jacks cold sweat” ya da “i am Joe’s raging bile duct” cümleleriyle belirleniyor.
Abi bir de penguenlere lütfen güçsüz demeyelim şu hayatta evime alacağım tek hayvan penguen. Ayrıca tamam karada biraz miyoplar, hatta önemli ölçüde yavaş yürüdükleri de söylenebilir ama su altında rakipsizler. Haa birde survivor’da “Prayer for parking place”in altında şöyle bir dua var:
“Prayer for Giant Pandas”.
penguen lerin en büyük özelliği birbirlerinin aynısı olmaları, en azından bizim gibi anlamayan göze dışardan öyle gözükmeleridir..edward norton ın da bu düzlemde “power animal” ını penguen olarak görmesi “standardizasyon” kaygısında bir film için hiç şaşırtıcı değil. Kitapta ve filmde tükettiklerimizle kimlikleştiğimizden, otomatikleşmiş kapitalizm kölelerine dönüştüğümüzden gem vuran yazar ve yönetmen power animal ironisiyle standartlaşma prosesine gönderme yapmış oluyor bir anlamda.
belki jack’ın çalıştığı otomobil firmasıyla bir alakası olabilir penguenin. ben araştırdım penguen logolu bir firma ama rastlamadım.
benlik-otomobil firması??
Gösteri Peygamberi adlı kitabı yaza girmeden önce büyük bir heyecanla okumuştum. Hatta Kayıp Haşemayı Bulma Duası adlı yazımda ona atıfta bulunmuştum. -The Prayer to Delay Orgasm, The Prayer to Prevent Hair Loss, The Prayer to Silence Car Alarms…penguenlere gelince, epiphany-hafif in dediklerine katılıyorum. kapitalizmin getirmiş olduğu tek görünüm -takım elbiseli iş adamlarına- gönderme amaçlı olarak seçilmiş bir hayvan olabilir penguenler. (siyah-beyaz takım elbiseli işadamlarına daha çok benzeyen hayvan olamazdı?) ve zavallı bir hayvan olarak kendi iç dünyasında pengueni seçmesi; karakterin, çıtası yükselen standartlar dünyasına gönderme yapması olarak düşünülebilir…
tııkanma daha iyiydi bence gösteri peygamberinden, bilmem ilk onu okuduğum için midir ama daha zengin kurgusu, yoğun ve eğlenceliydi.”ortalık öyle dağınıktı ki mısır hiyerogliflerindeki figürler gibi yan yan yürümek gerekiyor” s66 kitabın çevirisinde cümlelerin fiillerin zaman çatıları diyim insana başta batıyor biraz ama sonra alışıyordum gibi cümleler…palahniukdeha doğru kelime değil ama ilk akla geleni.