neremin ne işe yarayacağını komşu kızdan öğrendim. o onüç ondört, ben sekiz yaşlarımdaydım. besleme kız bu konuda eylesine tecrübeliydi ki, bedenimin topografyasını çıkartmıştı adeta. dırıltılarla mırıltılarla örülmüş,ev gezmelerinde hemencecik bi köşeye çekilip,sorardım; pekiii şuram ne işe yarıyo, oram ne işe yarıyo, buram ne işe yarıyo ki??? besleme ne kadar hüsun perver ne kadar latif hali varsa hepsini sergiler, cihazatımı tanımam, hissedip bilmem, zevk edip tanımam içün aşırı gayret sarfederdi.. bazen de ben onun neresinin ne işe yaradığını sorardım; kazara açılmış beyaz bacağını işaret ederek ” bu yolun sonunda ne var ki ?” diye sorduğum zaman hoşnut olmaz ;oraların majino,zigfrid hatları gibi geçilmez olduğunu ima ederdi.Baudelaire ” çocukça arzuların ta kendisi olan ay, yatağında uyuyan çocuğa baktı ve kendi kendine “bu çocuk hoşuma gidiyor” demiş. besleme de benim için haftanın birkaç günü doğan bir ay’dı. onun, ilerisi için maneviyyat terazime ayar vermesi bi yana safaperverliği ile dünyanın süslü bir menzil oduğunu işaret etmesi takdire şayandı. haliylen daha şiddetli muhabbet istiyoz ama nafile besmele, neresinin ne işe yaradığı hakkında tam malumat vermedi. eksik bilgi her zaman insanı zayiata uğratır, tahrip eder..misal; ortamektebin coğrafyacısı göt fethiyenin, her ders anlatışında ön sıralardan birine dayanıp, elindeki cetveli avret mahalline ittirmesine bir mana verememek gibi.Yaz akşamları ispiro amcanın bostanından uçmaya başlayan ateş böcekleri ve yeni sulanmış toprağın kokusu komşu mutfaklardan yayılan patlıcan kokularına karışıp havaya yayıldığında, mahzunlaşıp hala neremin tam olarak ne işe yaradığını bilemediğim için alayacak hale gelirdim.Beslemeye derin bi saygım vardı, eninde sonunda neresinin ne işe yaradığını sorup öğrenmem lazımdı. misal, bisiklete binmesini öğretirken sorup öğrenebilirdim. ama küçük bedenim bana göre kocaman olan o bedenin dötünü selenin üstünde sabitlemeye yetmiyor, bir o yana bir bu yana savrulan bedenini kontrol edemiyordum..hakiki niyetimi bilmediğinden düşüp, kalkma hallerinde denk gelen yerlerine ellememden bir vehme kapılmaması işime geliyordu..Hırs,taleb ve muhabbet üçgeninde hissiyatım tamamen beslemenin bacak arasındaki o garip muammaya kitlenmişti. sanki orda duran şeyin sırrı hilkatini bilsem bütün kainat açılacaktı önüme.açılması ne müşkil bir tılsımmış lan deyip, terk-i lezaiz etmekten çıkar yolum yoktu. zaten besleme de orasının ne işe yaradığını asla söylemedi.
yorumlar
freud’ yen bir hikaye, çok mersi!
kozayok yok yorumu en sonra koyarım
kozi, şu an yoğun tempoda çalışıyorum, bu yazıyı sonradan okuyup yorumumu yapacağım…
bu yazı güzel.
coğrafyacınınkisine göt deyip, beslememinkisine döt demen şık durmamış…
olm gelişmişine göt dedik anlasana.tekamül denen bişey vardır.
bu sorunun cevabını öğrenmek için, yaş itibari ile biraz erken davranılmış koza68, ama ilerleyen yıllarda cevabın en iyi şekilde öğrenildiği de şüphesiz :))
haklısın kelebek ama biz emaneti göklere,dağlara tevdi ettik. biraz da hakikati onlar arasınlar.bizden bu kadar.
atın tutun bakalım, hazır baby700 yokkene sallayın salladığınız kadar…
sofistike emmi oğlu
kainatın kapılarının ardında yaşanır mı, eğitimini yarıda bırakmamalıydın:)çok akıcı bir anlatım ama sonuca varamayınca duvara toslama moduna geçiş oldu:)
şansına küs dejavuu sana “yenge” dememi bile men ettiler,kıskandılar,hasetler.emmioğlu tacize falan girer aman dejavuu yerin kulağı var.
emmioğlu falan ne iş dejavu?yerin kulağı var çocuğum. gördün işte hasetler, bi ağız tadıyla “yenge” bile dedirtmediler, duygularımıza bile ambargo kodular.neyse.
shane birini sil şunların.
:)kozalak ne zamandır etrafın ne düşündüğünü bu denli umursar oldun. Gurur duyuyorum seninle emmioğlu maaşallah
”shane hanım lütfen şunlardan birini siler misiniz” demek istedin heralde kozi…
evet kop.tercüman olmuşun yoksa,patronun eşine nezaketsizlikten işimden olacaktım.
çok hassas oldum son günlerde dejavuu88 bildiin gibi deil.
yanardın valla, neyse iylik yap denize at demişler…
kerem ve irfan sahibi dostum benim ya.sağolasın emi.
şımarma
tinto brass’a da takılm
olm bunların hangisi bizim göt fethiye’nin olabilir ki? olsaydı örtmen olur muydu?
:))))
besleme büyümüş işte ollm, pisiklete bile biniyo demedin mi, örtmeni ne karıştırıyon,
bakış açısı böle bişi demek ki…
nası bişe?
olsun kozalak üzülmeyesindeveden kuş mu olurmuşş