bir varmış bir yokmuş sevgi denen birşey varmış dedi büyüğümün biri bana bu olay çoook eskiden yaşandı dedi iyi dinle ders al dedi ve anlatmaya başladı… erkeklerin kızları görmesi çok zordu dedi anca çeşme başlarına giderlerdi ama yinede yüzlerini görmeleri imkansızdı çünkü kızların heryeri kapalıydı… köyün delikanlısı gece yarısı çeşmenin orada otururken kızın birisi suyu doldurmaya gelmiş genç hem heycanlanmış hemde merak etmiş gece yarısı kızın ne işi var orada diye… kız acele ile suları doldurmaya başlamış sular dolmuş ama taşıyamamış ağırlığından bizim delikanlı hemen atlamış yardım etmiş… ve yürümeye başlamışlar kızdan hiç ses yok ve genç konuşmaya zorlanıyor çünkü ilk kez köyde bir genç bir kıza su taşımasında yardım ediyor hemde gecenin bir vakti… derken kız; şimdiden size teşekkür edeyim çünkü eve yaklaşırken siz geri döneceksiniz ve ben o zaman teşekkür edemem demiş… genç kızın sesini duyduğu zaman aşık olmuş ona hayatında ilk kez bu kadar güzel bir ses duymuş… kendini toparlamış ve önemli değil demiş… sonra kız birden durmuş ve artık geri dön burdan sonrasını ben hallederim demiş… genç seni bir daha görmek istiyorum demiş ve kız ona evini tarif etmiş en kısa zamanda gel beni istet sonra bol bol görürsün demiş… genç eve gitmiş anasını babasını uyandırmış durumu anlatmış ve kızı diğer gün kızı istetmeye gitmişler… ailesi kızı vermiş düğün seyran derken gerdek gecesine gelmişler genç ilk kez sesine aşık olduğu kızın yüzünü görecekmiş çok heycanlıymış… kızın yüzünü gördüğü zaman donmuş kalmış çünkü kızın tek gözü körmüş ve ayağında hafif bir topallık varmış… kız gencin duraksadığını görünce beni boşayacaksan hemen yap demiş daha sonraya bırakma kaderimle oynama demiş… genç gülümsemiş ve asla seni boşamam demiş ben nasıl göründüğüne değil sesine aşık oldum demiş… yaşlanınca elden ayaktan kesilince sesini duyacağım ve beni sesin iyi edecek demiş… ölene kadar karımsın demiş… bu hikayeden alınacak ders size kalsın değerli dostlarım…