bir çingene kadındilenenhoş düpedüz değilkağıt mendil satma çabasındaepey gençbelli olmuyoryaşı belki kırknisan’ın 7’si Çukurovaportakal çiçeklerinin kokusundakim bilir ne hissediyoro belirsiz yaşında yaşıyorbulvardaki kahvede dalgınbir başka kadınfark ediyor konuşmalarınıgarson rahatsız“Git, kötü etme beni” diyor“Siz iyi olsanız, biz de iyi olacağızda siz olmuyorsunuz…”çingene kadının sözü garsonauzaklaşırken düzayakmıhlanıyor yerine bir başka kadın dalgınne bir ses ne bir söz…huzursuz içindeçingenenin kağıt mendil satma çabası değilhem de kağıttan mendil satmak zorunda kalmasıyaşı belirsiz bir ana, bir bacıgeceleri bir fahişe belkikim bilir belki de sadece öksüz bir sevgili…dalgın kadın mıhlanmış yerindehani güzel ve güçlü olmak dileğindesavaşında kendiylebaşlamalı ya insan kendinden kendi içinegeriye bırakacak bir yadigarküçük büyük üretsebirdeğerkalacak geriye nefesi ehlihayranlık güzelliğemisalnesli tükenmeyen bir panterdua diyor içinde, bir damla yaş gözündeseviyor, koruyor çingene kadınısevmek için seviyoracı içindesevilmeyi beklemedennasıliyisi.