75 yaşındaki babam,hala TRT binalarından Heidi’nin kasetlerini arar.Der ki,o tepenin üstündeki ahşap direkte falanca tarih yazıyordu..Yağmur başlar,Peter ile Heidi sığınacak yer ararlarken sisten görünmeyen uzak zirvelerin hatları,arkalarında çakan şimşeklerle keskinleşir…Peki hatırlar mısınız Clementine’i ve peşindeki acımasız kötülük Mermoth’u.(Böyle mi yazılıyor du yaa?!)Şapkasında pervane olan kedisini.Hele,hele müziği.Hani çizgi film başlarken çalan o şarkı var ya,hatırlayamıyorum onu bir türlü,hatırlayamıyorum…Dur,sakin ol diyeceksiniz.Ama olamıyorum artık…
yorumlar
ama sakin ol, aklına mukayet ol biraz; o pırıl pırıl parlayan zekanı böyle boş işler için harcama, hı ne dersin ?
yürüyemeyen ama gece hemera sayesinde sabun köpüğünün içine binip uçan, kötülerle savaşan kahraman:)benim en sevdiğim çizgi filmdi. işte melodisi de kendisi de burada
Aslında sevgili Su7 tabii ki tam derdim bu değil.İnsanın hayatta nelerin boş nelerin dolu olduğuna karar vermesi sandığımız kadar kolay değil.Yakınlarımız ölüyor,sevgililerimiz bizi aldatıyor,piyanolar çalınıyor,güneş doğup batıyor..bildiğin gibi..Bu anlaşılmaz düzen içerisinde bana ölümlü olduğumu hatırlatan her duyguya saygı duyuyorum.O filmler de o an aklıma gelmişti.Ama hayatta en ufak olayın bile trajik bir tarafı var.Aslında benim hastalığım bu.Hep o yanı buluyorum…Hafif.org’a bugün üye oldum.Raslantı eseri girdiğim sayfanın şekli hoşuma gitti ve oldukça içten geldi.Hele daha birkaç saat önce yazdığım ilk “günlük”e hemen cevap gelmesi beni çok mutlu etti.Teşekkür ederim duyarlılığına.Görüşmek üzere…
sizi şöyle alsak ne dersiniz?
Bu kadar çabuk,bu kadar iyi çözümler bulabileceğimi tahmin etmemiştim.Hafif’te yeniyim,daha bugün üye oldum ama şaşırdım dostum.Daha önce nerelerdeymişim.Görüşmek üzere…