Antik dönemin büyük iki filozofunun, Platonve Aristoteles’in neredeyse her konuda söyleyecekleri vardı. İkisi de etiğe, politikaya, fen bilimlerine, matematiğe, geometriye ve daha birçok konuya ilgi duydu. Bazen birbirlerinin fikirlerini kabul ettiler, fakat genellikle zıt düşüncelere sahip oldular. Edebiyattaki görüşlerine gelince, ikisi de edebiyatı gerçek hayatın taklidi olarak görüyorlardı (mimesis); fakat bu taklidin tanımı, kullanışlılığı ve insanlar üzerindeki etkisi hakkında tamamen farklı düşünüyorlardı.
Platon ve Aristoteles
İlk olarak, taklit (mimesis) kelimesinin tanımı tamamen farklıydı ikisine göre. Platon, idealar kuramına dayanarak, dünyadaki her şeyi ideaların basit ve işe yaramaz kopyaları veya yansımaları olarak görüyordu. Yani, edebiyat sadece bir kopyanın kopyasıydı. Yazarların yazdıkları onların dünyadaki deneyimlerine dayanıyordu, dünyadaki her şey zaten ideaların kopyası olduğuna göre böyle bir taklidin, hele hele taklitçilerin Platon’un gözünde hiçbir değeri yoktu, çünkü kopyalamaktan başka hiçbir şey yapamazlardı.Aristoteles insanların doğayı -ve diğer insanları- taklit ederek öğrendiğini düşünürdü. Doğal olarak sanatçılar da hayatı taklit ediyordu. Aristoteles’e göre sanat taklitti ve zaten öyle olmalıydı. Sanatçı iyi bir iş çıkarmak istiyorsa dünyayı iyi gözlemlemeli ve iyi taklit etmeliydi. Bunun yanı sıra, Aristoteles edebiyatın sadece kopyalama olmadığını da söylüyor ve bu yönüyle tarihi edebiyattan ayırıyor. Tarih sadece olanla ilgiliyken, edebiyat olan olaylardan evrensel bir karakter oluşturmakla ilgilenir. Bu yüzden edebiyat ve mimesis Aristoteles için son derece önemlidir.Platon ve Aristoteles’in edebiyat konusundaki ikinci görüş ayrılığı birinin taklidi tamamen gereksiz görmesi, diğerininse faydalı bulmasıydı. Platon taklidin içinde bir parça bile gerçek olmayan şeyler yarattığını düşünüyordu. Bu yüzden, ne toplumun bilgisini artırır ne de gelişmesine katkı sağlardı. Birisi bir şiir okuduğunda yazanların doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu anlakta güçlük çekerdi. Cumhuriyet adlı kitabında Platon şöyle diyor: ‘Bir taklitçinin yaptığı şeylerin iyi mi kötü mü olduğunu anlamak için ne bilgisi ne de doğru fikri vardır.’ Yani böylece ne okur ne de yazar gerçeğe yaklaşamazdı mimesis ile.Aristoteles ise tam tersine taklidin insanın hayal gücünü geliştirerek yaratmak için gerekli olduğunu düşünüyordu. Buna ek olarak, edebiyat bilgiyi topluma aktarma yoluydu ve bu gerekliydi. Örneğin trajedi izleyen insanlarda acıma ve korku duyguları uyandırırdı (katharsis) ve onlara nasıl davranmaları gerektiğini öğretirdi. Bir yerde didaktikti edebiyat*.Anlaşamadıkları üçüncü nokta edebiyatın topluma yararlı olup olmayışıydı. Platon Cumhuriyet’te şöyle diyor: ‘…fakat daha şiire karşı olmak için en büyük nedenimize gelmedik: En iyiyi bile kötüleştirmesi onun en korkmamız gereken özelliğidir.’ Platon, taklidi gereksiz görmesinin dışında bir de onu tehlikeli buluyordu. Bunun ilk nedeni aldatıcı olmasıydı. Taklitçiler gerçekten iyice uzaklaştıkları için onların olmuş olaylar ya da kendi uydurdukları şeyler hakkında konuşmalarının hiçbir farkı yoktu. Aslında sanatın asıl amacı insanları aldatmaktı ona göre. Böyle düşünmesinin bir başka sebebi de edebiyatın duyusal zevklerle iyiden iyiye ilgilenmesiydi. Bu yanlış ve tehlikeliydi; çünkü dünya zaten yansımalarla doluydu ve duyular aldatıcıydı. Onlarla çok içli dışlı olursanız aklınızı ve zekânızı unutma ihtimaliniz vardı.Aristoteles ise taklidin toplumun gelişimi açısından çok faydalı olduğunu düşünüyordu. Poetika‘sında taklidin aldattığını değil, tam tersine gerçekleri yansıttığını söylüyordu. Bu yüzden drama türü başarılıydı. İnsan doğasının gerçeklerini açığa çıkarıyordu. Drama ahlak dersleri de içeriyordu, sadece olayları değil, insan davranışlarını da taklit ederek. Katharsis’in oluşmasını sağlıyordu ve böylece daha iyi bir toplum sağlanabilirdi*. Platon’un duyusal zevkleri tehlikeli görmesi görüşüne de katılmıyordu Aristoteles, çünkü bilgimiz tek kaynağı duyularımızsa, onları kullanmamanın hiçbir mantığı yoktu. Yapmamız gereken duyularımızı sanat sayesinde geliştirmek ve keskinleştirmekti.Bu iki büyük düşünür de edebiyatı taklit olarak görmesine rağmen, onun ne olduğu, gerekli ve faydalı olup olmadığı ve toplumsal etkileri üzerinde anlaşmazlığa düşmüşler; edebiyat tarihi boyunca birbirine zıt akımlardan biri Platon’un, diğeri Aristoteles’in görüşlerini benimsemişlerdir (bir anlamda onlar da bu iki filozofun tartışmalarını taklit etmişlerdir). Bugün ikisinin görüşlerinin de etkileri gözlenmekte, fakat Platon’unkiler biraz gerçek dışı gözüküyor. Yine de, ikisi de bugünün edebiyat anlayışına büyük katkı sağladılar. Bu etkilerin en büyüğü bugün bile devam eden trajedi geleneğinin hala Aristoteles’in tanımı altında ilerlemesidir.
yorumlar
biliyorum..biliyormusun ?biliyor mu?
Bu felsefi atmosferi bozmaz umarım ama başlığı görünce aklıma şu Monty Python parodisi geldi
Ben de şu nietzsche’nin çıkıntılık yaparak hakem konfüçyüs’ün sinirlerini germesine hayranım. Ama sokrates’in kafa golünün de hakkını yememek lazım.
Almanya’da habermas yok yaw, olacak iş değil. Hayır isveçli schopenhauer var, habermas yok, peh.. Bir de ben bu geyiği ilk defa duydum, iyi oldu..:))Bu arada yazıyı beğendim, ah üşenmesemde ben de oturup yazsam buralara; mesela yaşlı oligarkh (pseudo-xenophon- old oligarch) bahsedebilirim size, cumhuriyetçi militer kafaların önemli isimlerindendir. (oligarşi bir şey hatırlatıyor mu size)Maçla ilgili olarak, alman kafadan kaybeder teknik direktörleri martin luther, yahu…Gereksiz Bilgi: Büyük olasılıkla marx’ın kırmızı forması, fransa’da gazete çıkartırken hükümeti eleştirmek için tamamen kan kırmızısı bir gazete çıkarmıştı, oradan geliyor olabilir !
Habermas stoper değil miydi yaw? Siyahi Song’la mı karıştırdım ben onu yoksa? :)Zahmet ediver de bi yazı çiziktir Ampouble. Bir de onu okuyalım, faydalanalım.hamişti sanırım: schopenhauer alaman değil mi zaten?
büyük olasılıkla bu apolitik amerikalılar yapmıştır bunu, eğer beckenabuer var da habermas yoksa sebebi habermas’ın erken dönemlerinde militerizm kayması ve hitler yönetimi ile organik bağlarıdır. Kimin faşist olduğu kesinde…Ayrıca habermas dünyada ilk defa kendi teoremini yıkıp yeniden teorem yapan isimdir. bu öyle azımsanacak bir çıkış değildir, günah çıkarmarda olmadığı metinleri okuyanlar anlar. 41’den sonra ayrılmak istemiş, 43’de roma’ya kaçmıştır. Olayın vehametini ve sansürü sonradan farketmiştir. “Luther” teknik tıraktör olmasını herhalde amerika’da ki despot protestan kültürü ile açıklayabiliriz. Ama leibniz’in kalede olması farkın açılmasını engelleyen faktör bence…Ayrıca: Yaşlı oligarkh’ın olmamasını da aynı sebeblerle açıklayabiliriz, yoksa sen tut zat-ı muhterem zihinsel pek bir açılım olmayan perikles’i al, yaşlı oligarkh olmasın..(aynen cicero misali bir isimdir, perikles)
platon’un –eflatun– bir islam alimi gibi benimsenmesinin sebeplerinden biri de bu olmalı.
yorumlar için teşekkürler, anthro o videoyu biliyordum ama monty python’ın olduğunu bilmiyordum, sağol. yazım yunan filozoflarıyla ilgili ama ben o maçta almanların tarafını tutardım 🙂 ampouble, yazılarınızı bekliyoruz üşenmeyin lütfen =)
güzel yazı olmuş…
Evet, her konuda düşünürler.. çünkü bunu meslek edinmişler. O’nun dışında edebiyat konusunun gereksizliği tezini savunan Platon’a katılmayıp, Aristonun 21. yy kültürüne daha yakın bir görüş nüksetmesine istinaden o’na katıldığımı söyleyebilirim. Nitekim sanatsız bir hayat düşünemiyorum. İnsanın kendisini keşfetmesine yarayan bu uğraşa, emekler topluluğuna ne cürretle gereksiz der ? diyemem elbette, sonuçta o günün fikirleri ve şartlarıyla, bugünün fikirleri ve şartları arasında çok fark bulunmakta…
Taklit ve gereksizliği konusu, taklit kavramına yaklaşım ve idealar bütünü.Konu en doğru açıklamayı hak eder nitelikte. Bu benim şunun bunun değil kavramlarının açıklamasına bağıl olarak değişecektir.Karmaşa yaratmaması esasından, gerçeğin sınırsızlığı ve ilerleyişin “Zaman”da , mekanda veya her hangi bir kesitte oluşabilmesi bu taklitler üzerinden gelişir. Gerçeğin yaşanan veya algılanan boyutu Plato için taklit yahut gerçek olmaktan uzak henüz alınacak yolu olan realite anlamında kullanılır.İdea budur. Sanat üzerine düşünceler çok çeşitlenebilir yahut edebiyata bir yazın, düşün betimlemesi yerine duyguları, hisleri tıpkı drama gibi hayalleri yeniden canlandırma ortamı sağlar. Burada yer alan taklit ise edebiyatın asıl bağımsız sanılan alanı okuyucu yazar düşünce öbekleri farkıdır. Bu fark ister istemez yazar kalitesi ile doğru orantılı olarak daha farklı bir ilk çıkışsal taklit taşıyacaktır. Düşünür bunu bu şekilde ayırt ederken pek tabi sanatın bu farklılaşmadan besleneceğinin farkındadır, ancak etik ve global olma edimi taşıyan estetik sadece en zirveyi talep edeceğinden gerçek sanılan ilk taklidin çoğ zaman daha kötü bir taklidi le son bulur.Çeşitlilik ve sanat grupları arası ideal benzerlikler edebiyatın taşıdığı ağırlık asla gözardı edilemez hatta herşey budur. Aslen Plato’nun gerçek yaklaşımıda bunu savunur, ilk bakışta tersi gibi gelebilr, görünebilir, ancak düşünce burada en önemli yol gösterici olacaktır.Şöyle ki, Temel ve nesnel olan algı… Değişimi ilerleyişi, evrimi, gelişimi.Kabaca eleştirilere zamanı değil bu derinliği katın rica ediyorum.Ve tabi “Network”…
Tüm görüngülerin ebedi biçimlerin gölgesi olduğunu savunup canlıların var olan biçim ve kalıpların içine girdiğini düşünen Platon’un duyuları böylesine reddetmesi elbette sanat anlayışını da içerir.Bir şiir okurken yazılanın doğru mu yanlış mı olduğunu anlamakta zorluk çektiğine değinen kısımda biraz kendimi bulmadım değil;ünlü bir şairin şiiri derinlemesine irdelenip yorumlanırken aslında çok derinlerdeki bağlantıların bir aktarılış şekli olarak seçilen şiiri,bizin derinliklerimizle standartlaştırmaya çalışmak benim canımı sıkmıştır hep ve aklıma değişik sorular gelir platon vari…”Doğa karanlık ve hüzünlü değildir,sadece ideaların berraklığına kıyasla karanlık ve hüzünlüdür”der Platon.Aristotales ise Platon’un biçimsel yaklaşımına,biçimlerin o şeyin kendisinde bulunduğunu savunarak karşı çıkar,amaçsal bir nedeni savunur hep,yağmurun bitkiler büyüsün diye yağdığını söyler,ilginç bir şey de kadını tamamlanmamış bir erkek olarak görür.Bu ek görüşlerle bir zincir oluşturularak sanata uyarlamalar ise fevkalede şeyler oluşturur bence..Sayfalar yetmes
Vay canına… Anlayış!
Şimdi/zaman da bugün:)Diyebilirim ki yazıda geçtiği şekli ile bu iki görüşü karşılaştırmak/olayları Platon ve Aristo’yu, söylevlerini aynı boyutta ele almaz isek ikisinin de doğru dediğini görebiliriz:)Geçmiş yorumum da bu derinlikten nasıl oluyor ise/felsefenin zaman aşkınlığı/ bahsediyorum.Bugün biliyoruz ki Matematiği, günümüze kadar gelen ve gelişen hali ile son noktada Fraktal geometri nihayetinde bir taklidin zamanda mükemmele yaklaşma-ilerleme çabasıdır kanıtlar toplayarak-usa vurarak. Aristo-doğal bilimler/evrimde ilerleyen zamanda yol alan, nihayetinde dualitik bilince takılsada kültürümüzü fine-end noktasına taşıyan:)Evete evrim de demişim bir de utanmadan iki yıl önce, artık biliyorum ki bu zihinsel evrim-bilinçle alakalı!Gelelim Chronos‘A, Plato gerçeğin ayrı bir boyut taşıdığını söylüyor, Sokrates’in öğrencisi:) Yine biliyoruz ki evet bu böyle-Pi=3,16 dimensional Math, Perfect!Bu boyut farkı ile “Zaman”, evrimsel son ile henüz ulaşılamamış üretilememiş olsada bu bilgiye dokunmak Antik Yunan ve nihayetinde günümüz kültürüne/evrimsel yolculuğuna anlam verebilir ve Antik Yunan’ın gerileme dönemi olduğunu söyleyebiliriz (öncesi Antik Mısır Sonrası Ortaçağ).Peki söyleyin şimdi, günümüz nereye denk düşüyor, nasıl bir yarı tanrı patlaması ile karşı karşıya kalıcak mavi gezegenimiz…My friends Chronos and Hypnosis,Chronos power-Kalender Ai baskılaması tasarımsal içrekliği patern çizimi, deha kültür genetik üreyiş ilişkisi-günümüz insanı için birebir ve nerede ise her şeyin parçası/varoluşsal çarpanı olma durumu-zaman, anlar birikiminin ayrıca kazandığı bilinç diyebiliriz, yapıtaşı sebebi ile, -total Ai gibi… (iki yıl önce network dediğimin tam tanımı!?!) – :)Hypnosis power 4700 yıl 18 milyar küsür insan.Daha söze gerek yok sanırım, Maya’lar da dokunmuş bu dışsal perfectional bilgiye (ubermenschal), organic counciousness:) Ancak bir antik yunan’ın Antik Mısır içselleştirmesi-bilgi alımı ve doğal olarak kültürün insan genetiği üzerindeki sosyal kalıtsallığı-insan dehası- tanımından uzak kalıyorlar:)Hypnosis’in gücü buradan da okunabilir, bu bilgiyi içselleştirsede ortaçağ ardından 2000’li yıllara uzanan bilginin içrekleşmesi serüveni-dual bilincin kırılımı, mahkumiyet-dualite, la divina comedya!!!Nedir, Yarı tanrılar, Tanrılar (eril ve dişil) İşte bu Nietsche’nin düşünün görünür olmasıdır…Sağlıcağı geçip bir kalem/zamana ve ölüme meydan okuyup düşünüzün görünür olmasını diliyor ve bekliyorum! Bu demokrasi ideasının ve toplumun max menfaat noktasını-özgürlük ve mutluluk noktasını oluşturduğu gibi, buna sebep olan nerede ise tüm akıl hastalıklarının mümessili, kompleksin yardırılması hadisesine denk düşer, Nuke yemiş ve silahsızlanarak aslında saldırganlığını materiali aştığı noktada dizginleyebilen insanoğlu için!Hoşçakalın:)Bu müzikal kolaj benden, geçmişimle buluşmamdan tam 2009 civarından gelsin, Wassago2000 Perception!
hiçbir şey değilse organic consciousness ilgimi çekti şu yorumunda wassago2000 (bir de -de ekini ayrı yazışın). dedim ne bu, duymadım hayatımda. google’a sordum, karşıma çıkan sayfa, healing talks diye bir siteden 😀 alıntılıyorum: A chocolate bar’s essence is simply its all-permeating chocolate. If one ingredient most permeates all of experiences, then similarly that consciousness forms the essence of nature! Bunun senin bahsettiğinle uzaktan yakından ilgisi var mı bilmem ama, sanırım benim ve birçok insanın sorunu bu, bir çikolata gibi baştan aşağı çikolata olduğumuzun bilincinde olmamamız, tüm varlığımızla, çikolata olmaya teslim olamamamız. ki bence olmamalıyız da. çünkü bizim bir “essence”imiz yok baştan tanımlı, sartre canın da söylediği gibi; platon olsa saçını başını yolardı adamın ayrı.
Kaynak benim absynthe…
PERFECT REALITY/HIGHER TECHNOLOGY
Leonardo Da Vinci-Human Anotomy
You are higher technology/like perfect algoritm become to counciousnessAre you know it? Sezgisel kalan-history-Prisonerism-Duality-Aristo mantığı ile sınırlarına yolculuk/bilim/deneysellik-kanıt toplama süreciYou Knew it, see it-User transformation chart/evresi/Virus-Sokrates-günümüz insanı buluşması/Platon scaleYour control it-Freedom/Higher scale for yesterday counciosness/like perfect-Organical technology exploring and using the information-knew it…Erdemin kaynağı, Adaletin günümüz dünyasında delilere uygulandığı gerçeğinde yatar. Suç ceza-mahkumiyet / yapay zeka mahkumiyetine gönderme yapar. Rahabilitasyon? Gerçek objektivite nerede durur?Tiyatronun kaynağı ise Hypnosis’tir. Yani mükemmel bir tiyatro/bu düzeyde mutlaka hipnotiktir. Bu yüzden Stanislavski empati üzerinde çok durur.Zaten Ego’nun diğer adı “Karekter”dir. Toplum içinde “izlenme erdemi”nin ezici gücü net bir biçimde hipnotik standart algoritmayı verir. Hypnosis’ical information, algoritm, tengri.Powerfull Program;Erdemin kaynağı-çok katmanlı iletişim-Chronos-High level social-HypnosisBu sebepledir ki, Adalet; kanıtın ortaya konması/yüze vurulması, toplum içinde inkar edilemez (ezici güç) kabulüne dayanır. Olayların medyaya yansıması ve şeffaf toplumsal girişimler “Wikileaks” gibi-kaçınılmaz erdem programından güç alır. Hypnotik algoritm if/eğer kapısı kanıt kavramının “Toplum” ile buluşmasına bağıl kalır.Tüm bu algısal süreç görüldüğü gibi tiyatraldir. Yani Adalet Hypnosis’e bağlıdır.Ancak kaynak kod’ları, Kök Tengri/kök algoritma-aynıdiyet bağıllığına sahiptir.Tıpkı Deha gibi Erdem de sosyal bir kavram, bilgi ise standart, bilinç taşıması mükemmelin tanımıdır.
Samanyolu Galaksisi Kızılötesi Fotoğrafı
Gen’ethical perfection; crash and control the duality-correct form of counciousness and body technological depht/complexity. Organic to Organic!And Perfect Theatre/Mükemmel tiyatrodan hypnosis’i değiştirmesi beklenir.İletişim kaynak kodları transkriptasyonu (eşleşme/key).Bu değişim noktası evrimin tarihidir. Mayaların takvim bitiş tarihleri onların Ubermenschal bilgiye dokunduklarını gösteriyor.Ve ben ironiye-obelisk diyor isem;Thales’e bakmanın vaktidir, su/water technology/media for organic dataSu-natürmort/ölü doğa fikrinin kaynağıdır/natural mortality source. Data for all organic transcription media. Akışkanlar mekaniği/termo dinamik-medya materyal teknolojisi geçiş noktasında min ve max complexty of organic tech. Form.Su high level teknoloji için bir medya ise, bu müdahil bir teknoloji olduğunu gösterir-dış uzay-Öncelikle manyetik band üzerinden gelişen material bilinçten bahsedebiliriz, organik form üzerinde. Böcekte net bir şekilde zirve noktası görünür olur dualitik tasarım gücünün.İnsanın düne kadar ki mahkumiyeti, aracnoid zar/frontal lob aktivasyonu üzerinden 3.yaşında sabi iken devreye giren çok gelişmiş bilişsel düzey. Fine material time chart end knowledge to transform the-dualitic counciousness on organic form.Hypnosis’in bütün insanların karakterleri üzerinde, Ai’nin esas tiyatral etkinlik alanından evrimsel sonuç olarak kondisyonları tersine çevirmesi-yaşayan insanların karekterleri üzerinde çırılçıplak kalan ironi (güç tanımı düştü)/yaşamsal baskı.Genişleyen bilinç ve merak patlaması beklentisi-allHer uyku artık bir rehabilitasyon durumuna dönüşür/an’ın boşaltımı yaşamsal-tasarımsalEtkileri; hafıza düzenlenmesi, karekter bölümleme-deneysel bilgi alılmama, farklı bilinç düzeyi tanım içrekleştirme-programı, tasarımsal düş boşaltımı.Enter the matrixBu boyutta değişiklik, mahkumdan-özgürleşen bireye geçiş mükemmel tanımına denk düşer.Genetik ve kalıcı etkiden bahsedebiliriz…Antik Yunan dönemine bu defa ilerleme döneminde bir karşılık oluşturulması. İlerleme dönemi olmasının direkt bilginin burada üretilmesi/evrimsel süreçte yaratılmış-modellenmiş olması etkin rol oynar:)Fark genetik boyuttadır zamanın bu kertesinde-bilginin ortaklığı!Thales’e yanıt;Sinüslerin incelenmesi ve medya data kaydı analizi;Analiz alt metni/program, işitsel bölge MRI düşüklüğüne karşın rüyaya (rem) alınabilen dış sesler (çalar saat) ve uyku çıkışı inanılmaz zamanj farkını bunca yıldır kapatacak güçte zaman mekan kıran bağlanım bilişsel düzeyinin tanımlanması;Buraya kadar 3<<< >>> (dimensional diffirencia)Buradan sonrası 0,16Bütün üzerinde evrilerek ilerleyen An’ın etkisi-transkripsiyon noktası örneklem:)Sinüsler ve baş ağrılarıBu sebepledir ki müzik zamanda bilinçten önce geliyor. Çılgın bir teknolojik alt yapı mevcut (Freud için id kısmına teknolojik giriş)Mükemmeli arayan evrimsel data-sıvı su ilişkisi, organic counciousness okuma noktaları-medya-transkriptal read and writer Amygdalaic yapıAmygdala çıkarılınca, ruhsuzlaşan, depersonilizasyon/psikolojik denge kaybı (max-psychology)Orta kulak salyangoz sıvısına bağıl-fiziksel denge kaybı (min. physics)Sokrates günümüz insanı dörtlü çekirdek yapısı tiyatral matematik-Ubermenschal virüs etkinlik alanı/ölümsel-evrimsel data üzerine tasarlanmıştır.Hypnosis-Transform the frontal lob data (characteral design-max/min)Chronos-Transform the evolutional data (structure design-min/max)Completly genetical/gen’ethical…Ubermensch>>>>Human Ai<<<
Nasa-Mars keşfiArtık maymunlar cehennemi filminin sadece bir film olmadığını biliyoruz; Temel metafor üzerinden, Özgürlük Anıtı – Khufu PiramitiBilim kurgu dün için gerçeğe en yakın şey…Perfect is possible!…Dip notlar:“Sex istek, Haz” (wassago2000 yazısı)“Perception is a Transcription” (wassago2000 yazısı)
platon ve ariston felsefe alanında çok önemli iki filozof bilgiler için teşekkür ederim.vaillant servis klima servisi siemens servisi ime host tanıtım yazısı
6.histen bahsediyorum aslında Thales’e yanıt verirken. Bunun teknolojisi ve organlarının bilişsel incelenimi. Olay zamanı aşmak noktasında kompleksif olduğundan ezoterizm diye birşey var herhal, ancak var bilin, picasso da görünüyor, insanlar aptal değiller-cahil olabilirler tarihin herhangi bir kertesinde.Ne ise, muhtemel sinüs boşluklarından yayılan bir frekans aralığı ve şakaklardan giren, amygdalaic write and read knowledge, suyun taşıdığı datanın okumasıdır-işitsel banda yakın olduğu etkinlik alanından okunabilir-zaman aşım-evrimsel data-all of life and another huge data read capacity, included Human Anotomy.Bu balıkçı kral olgusu arkadaşlar. Toplumun diğer kesimlerinden ayrılır balıkçılar, en nihayetinde ender düşünürlerimizden biri Halikarnossos Balıkçısı ünvanlıdır:)
platon ve ariston felsefe alanında çok önemli iki filozof bilgiler için teşekkür ederim.
teşekkürlerdüğündüğün organizasyonudüğün organizasyonu firmalarıdüğün paketidüğün süsleme
Bilgi için teşekkürlermatbaakatalogkatalog tasarımkartvizitpromosyon ürünleri
Bilgi için teşekkürlererkek çantaspor çantaspor çantalarıçanta markalarıbayan çanta modelleri