Yeni nesil iletişiyoruz artık. Aldığımız hava, içtiğimiz su ve benzeri tüm hayati nesneleri alırken ruh ve bedenimize; son yüzyılın önümüze serdiği tüm iletişim araçlarını da bünyemize topluyoruz. Muhtemelen genetiğimize de işlediğimiz tüm bu araç gereçler artık geri dönüşü olmayacak şekilde ana gerekliliklerimizden biri oluveriyor doğal olarak…Burada fikrimi yazabildiğim, nice fikirler öğrendiğim veya uçsuz bucaksızlığı sebebiyle dünyanın her yerinde dolaşıyor hissi veren internet ve onun üzerinden olan iletişimlere değil diyeceklerim. Hatta tüm zamanların en müthiş buluşu olarak adlandırmak milyonlarca insanlardan biri olarak benim bile boynumun borcudur kesinlikle. Hatta bana göre internet ortamı; buzdolapsız bir ev düşünülemediği gibi elektronik posta adresi olmayan bir kimsenin varlığını da akıllardan sildiği bir mecradır.Ama asıl konu şu; çağlar öncesinden duman işaretleri yollamak gibi yöntemlerin bile üşenilmeden özenle icat edilmiş ve uygulanmış olduğu ve bunun sadece insanoğlunu kullandığı birçok iletişim yollarından biri olduğu düşünülürse son geldiğimiz çağda hemen hepimizin son icatları kullandığımız değil onlara esir düştüğümüzü göz ardı edemeyecek oluşumdur.Neredeyse tüm dünya ülkelerinde bile az rastlanacak şekilde; bayram, gönül alma, özür, tebrik, saygı icabı samimiyet olmasa bile hayırlı olsun demeler vesaire bizim ülkemizdedir. Bu bizi biz yapıyor ve inanılmaz karakteristik bir özellik.Ama bu hatırşinaslık son dönem teknolojilerde çok değişik bir şekilde tezahür ediyor. Örneğin kandil ve bayram kutlamalarında hemen her telefona gönderilen kalıp ve ağdalı o cümleler hiç de o özel günü içten kutlayan bir toplum görüntüsüne uymuyor. Şahsen böyle gelen mesajlara cevap vermediğimi hemen belirtmeden geçemeyeceğim. Daha traji-komik olanı ise ; bu tip mesajlarda bazıları altına isim soyad yazarak yolluyorlar resmi bir hava vermek ister gibi ve düşünsenize bu sizin arkadaşınız, çok komik oluyor.Yada;‘müsaitsen ayşecim Cumartesi falanlarla birlikte doğum mübareğine gelmek istiyoruz, ok ise bir kere çaldır kapat ben anlarım ’Evet, anladığınız gibi ben ellerimizden hiç düşürmediğimiz cep telefonlarımızın, depremde hayat bile kurtaracak ciddiyetteki önemini, benim hatta hepimizde de muhtemelen çok mühim dönemeçlerde rol oynayan değerini asla kritik etmeyeceğim. Ayrıca cep telefonu ile mesajlaşmanın faydalarını çürütme çabasına girmiyorum, zira çok komik olur. İnternet hakkında yaptığım saygı duruşunu bu cihaza da yaparım tereddütsüz.Benim burada üzüldüğüm insanların eylemin %100’ ünü kendilerinin gerçekleştirmeleri gereken diyalogları bu gerece yaptırmalarıdır.Düşünsenize çocuklarımıza neyi öğreteceğiz? En hızlı mesaj yollama teknikleri, ( belki de bununla ilgili kurslar bile açılır canım ülkemde ) akrabalık derecelerine göre siz, sayın vb. hitapları kullanma kılavuzu, bayram arifesinde tüm büyüklere çekilen şablon mesajın ardından gidilecek beş yıldız otelin karayolunda seyrederken hattını kapatmayı unutma yoksa rahat tatil yapamazsın gibi özlü tavsiyeler mi… Yoksa hayatta tatillerden de önemli şeylerin olduğu ve bunun onun hayatından en fazla beş dakika alabileceği ve isterse yine de o tatile gidebileceği veya aman ha iş arkadaşın dahi olsa telefonu aç yumuşak bir sesle sor bakalım müsaitler miymiş gibi ebeveyn kokan ve normal sayabileceğimiz öneriler mi?Tebrikler, üzüntüler ev gezmelerinin müsaadesinin alınması gibi konular her zaman insan sesi gerektirir, cümle yazmak yetmez.O teknoloji harikasını mekanik hareketlerle sessiz cümleler kurmakta kullanmaktansa kısa ve öz olarak kendi sesimizle ilgili şahsı aramak, duman işareti yollamak suretiyle haberleşmek kadar medeni geliyor bana.Sonuç olarak mesajlaşmak evetMesajla yaşamak hayır…