Ve bir gün mutluluğu arayan insanlar bir araya toplanırlar. Herkesin bir derdi vardır, yüzleri asla gülmez ve mutluluk sanki onlara çok uzaktır. Ama yinede mutluluğu aramak için yola çıkmaya karar verirler. Gitmedikleri ülke kalmamıştır nerdeyse ama bir türlü aradıkları mutluluğu bulamazlar. Aslında mutlululuğun tek bir gülüşte olduğunu bilmezler.İçlerinden biri derki “O zaman mutlu insanlara bakalım ne yapıyorlar? Nasıl mutlu oluyorlar?” der.Mutlu insanları gözlemlemeye başlarlar.. Hepsinin yüzü gülüyor, neşeyle kahkaha atıyor, sanki dünya umurlarında değil gibi davranıyorlardı. Bu insanlar ne çok zenginlerdi, ne de dertsiz insanlardı. Aslında hepsinin bir dünya derdi olmasına rağmen hayata gülüp geçebiliyorlardı. Birde kendilerine bakarlar, hiç gülmediklerini ve hep söylendilerini fark ederler. Aslında mutluluk yanı başlarındadır. Hatta mutluluk tam içlerinde, kalplerinin tam ortasındadır. Nasıl farketmediklerine şaşırırlar, halbuki ülke ülke gezip mutluluğu arayacaklarına kendi kalplerini dinlemeyi bilselerdi mutluluğun yalnızca sevdikleriyle birlikte olmak ve kalplerindeki sevgi olduğunu anlayacaklardı. Geç de olsa bunu anladılar ve mutluluğu arayan o insanların küçük köyünde gülüşmeler, kahkalar ve şenlikler yükseldi. Her yıl mutluluk şenlikleri düzenlediler ve doyasıya eğlendiler. Ve o günden sonra mutluluğu kalplerinde yaşamayı öğrendiler……