Sevgili Günlük,Evet günlük tamam, sonuna kadar haklısın. Sana ilk kez yazıyor olmam sebebiyle, ‘günlük’ kelimesi buraya uygun düşmemiş olabilir. Fakat ne demeliyim ha? Haftalık, aylık yoksa yıllık mı? Bunlar da olmaz yoo yoo. Çeyrek asrı geçti varlığım ve bu seninle ilk paylaşımım. Belki bunu/beni kabullenmen zor. Bunca yıldan sonra sen de nereden çıktın diyeceksin. Haklısın. Ama bana en azından bir şans vermeni diliyorum senden. Sadece bir şans. Belki seveceksin beni ha, ha günlük? Hem ne kaybedersin ki. Belki de çok iyi anlaşıp, sıkı bir dostluğa yelken açacağız. Bu fırsatı kaçırmak istemezsin, istememelisin.
Günlük var ya, bence sen tam bir hrspi cociisin, ben onu anladım şimdi. Sana o kadar dil döktüm, yalvardım, ne kaybedersin dedim ama tıııın. Niye ha niye? Nedir yani senin bu artistliğinin sebebi? Sen ne şöööeerrefsizmişsin yahu. Anlatmıyorum lan sana bir bok. Sittir git. Oysaki bende ne anılar, ne hikayeler vardı. Götün düşer anlatsam. Ama yooo, yo dostum yo. Sen kullanamadın o şansı.

Lan günlük, bak yine acıdım ha. Dur bir anımı anlatayım da fikir olsun sana. Bunda daha ne hikayeler vardır kimbilir sorusunu yazayım kafana. Adam ol, hizaya gel. Aklın başına gelsin.Sevgili günlük, bana bu kalbin kadar temiz sayfayı…şaka lan şaka. Dur anlatıyorum. Şimdi hacı, bir gün arkadaşlarınan Marmaris’teyiz. Her tarafta, Hollandalı cıvırlar, İngiliz çıtırlar. Anlarsın yaa hişşşt, hehe. Abin tabi ayarladı ikisini. Bir akşam biriyle, diğer akşam ötekiyle tozuyorum. Tabi sadece tozmuyorum. İcraat hat safhada. Yorgunluktan gündüzleri havuz kenarında uyuyorum. Neyse..hop günlük n’oldu ya. Hiç dinlemiyorsun sen beni. Sarmadı mı muhabbet? Peki dostum bir de şunu dinle..Geçen sonbahar Paris’e gittim bir dostum ile. Lur (Musée du Louvre) Müzesi’ni de ziyaret ettim tabi. Bildiğin gibi bu müzede dünyaca ünlü heykel ve tablolar var. Mona Lisa ve Slaves müzenin en nadide eserleri arasında. Sen (Seine) Nehri de gerçekten görülesi bir yer günlük. Eyfel var ya sana girsin, hehe. Eyfel’i hiç anlatmayayım. Onu herkes biliyor. Bu arada Paris şehrinin özlü sözü “Fluctuat nec mergitur” yani “Sallanır ama batmaz” imiş. Bunu bilmiyordun sen de değil mi? Şehrin armasındaki “scilicet” yani gemiyi anlatmak için kullanılıyormuş. Hey günlük, günlük diyorum. Uyuyor musun yoksa? Yok artık. Ooo, n’aptın sen ya.Sana bir şey diyeyim mi günlük? Ben senin muğaa koim emi. Sen bunu hak ettin günlük..Sigigit gözüm görmesin seni. (sen nehri)